Fatih Sultan Mehmed Han, Fatih Camii civarındaki meşhur medreseleri yaptırmıştı. Talebelerin medreseye girdiği ana kapının önüne mezar kazdırdı. Çukurun üzerine demirden bir ızgara koydurdu. Ancak hiç kimse bu yapılanlara bir mana verememişti. Fatih dedi ki.... - Ben vefat edince üzerime, mezarımdan çıkan toprağı atmayın! Onun yerine bedenimi, medreseye devam eden ilim talebelerinin ayakkabılarından koparak ızgaranın altında biriken bu mübarek tozlarla, çamurlarla örtün. Umulur ki Cenab-ı Hak, onların yüzü suyu hürmetine bana merhamet eder. Sen elinde olanı yaptın, sıra bizde Kendisini içkiden kurtaramayan bir müslüman, hizmetçisine dört dirhem verir. İçki almasını söyler.Hizmetçi giderken Mansur bin Ammar isimli bir zatın, bir fakire yardım topladığını görür. Mansur, (Bu fakire 4 dirhem verene 4 dua ederim) der. Hizmetçi, fakire 4 dirhemi verir. Mansur der ki:- Hangi duayı etmemi istersin?- Hizmetçilikten kurtulmak istiyorum.- İkinci isteğini söyle!- Fakire verdiğim dört dirhem benim değildi. Benden bunu isterler. Dört dirheme kavuşmayı isterim.- Üçüncü isteğin nedir?- Efendimin tevbe edip içkiyi bırakmasını istiyorum.- Dördüncü arzun nedir?- Allahü teâlânın beni, efendimi, seni ve kavmimizi affetmesini istiyorum.Mansur bin Ammar, hepsi için gerekli duayı yapar. Hizmetçi evine gidince, efendisi, geç kalmasının sebebini sorar. Hizmetçi durumu anlatır. Efendisi sorar:- Sen neler istedin?- Hizmetçilikten, kölelikten kurtulmayı istedim.- Peki seni azat ettim. Başka ne istedin?- Dört dirhem istedim.- Al şu dört dirhemi. Başka ne istedin?- Tevbe edip içkiyi bırakmanı istedim.- Tevbe ettim. Başka ne istedin?- Allahü teâlânın hepimizi affetmesini istedim.Efendisi duraklar, (İşte bu benim elimde değildir) der. O gece rüyasında, (Sen elinde olanı yaptın da, biz elimizde olanı yapmaz mıyız? Seni de, hizmetçini de, Mansuru da ve orada bulunan hepinizi affettik) denir.