Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler
Hadis yazılan toplantılarda, büyük hadis âlimlerinin meclislerinde bulunanların sayıları binleri aşıyordu. Bu meclislerde aynı zamanda büyük bir ciddiyet, sükun mevcuttu.
Yezid b. Harun, Bağdat'ta hadis dersi verdiğinde dersinde bir keresinde yetmiş bin kişinin bulunduğu tahmin edilmişti. İmam Asım b. Ali hadis yazdırması sebebiyle Bağdat'ın dışında hurma bahçelerinde yüksek bir çardak üzerinde otururdu. Halife Mutasımbillah bir keresinde güvendiği bir adamını bu derse katılan insanları ölçüp, biçip miktarını belirlemesi için gönderdi. O da tahminen 124 bin kişi olduğunu belirledi. Ahmed b. Cafer şöyle rivayet ediyor: Ebu Müslim Bağdat'a geldiğinde Rahabe-i Gassan denilen bir yerde hadis yazdırdı. Yedi yazdırıcı ayağa kalktı, her biri diğerine Ebu Müslim'in rivayetini bağırarak ulaştırıyor, böylece o büyük kalabalığa ses iletilmiş oluyordu. Halk da ayakta okunan hadisleri yazmakla meşguldü. Divitler sayıldı. Kırk binden fazla divit vardı. Yazmayan sadece dinlemekle yetinenler bu sayının dışındaydı. Dönemin hadis otoritesi Feryabi, Bağdat'ta hadis yazdırdığında toplantıda yüksek sesle bağırarak hadis yazdıran üç yüz on altı kişi bulunuyordu. Tahminen orada bulunanlar otuz bin kişi idi. Ferberi'nin rivayetine göre İmam Buhari'nin Cami e1Sahih isimli meşhur eserini ondan doksan bin kişi dinlemişti.
Hadis toplamak için belde belde dolaşan hadisçiler hadis rivayet eden şahıslar hakkında daha önce izah ettiğimiz gibi inceden inceye araştırma yaptıktan sonra elde ettikleri bilgileri kitap haline sokmuşlardır. Ebu'1 Atiye bu hususta şunları der: "Hadis rivayet etmekte olduğu haberi kulağıma gelen bir adamdan hadislerini dinlemek üzere günlerce süren yolculuk yapardım. Adamın memleketine varınca ilk araştırdığım husus namazı olurdu. Eğer onun namazını kıldığını öğrenirsem orada ikamet eder, onu dinlerdim. Namazsız bulursam dinlemeden geri dönerdim. Namazına düşkün olmayan, dürüstlüğe de düşkün olmaz. Beni aldatabilir derdim". .
Tabiinin meşhurlarından Said b. Museyyib "Tek bir hadis almak için günler geceler boyu yürürdüm" demiştir. Bir şahsın rivayetinin sahih olabilmesi için râvide bütün İslam ulemasının bu hususta tartışmasız kabul ettiği temel şartlar mevcut olmalıdır, ki bu şartlar 12 maddedir. Bu maddelerin dikkati çeken başlıcaları şunlardır:
1. Râvi Müslüman olmalıdır. Gayrimüslimin rivayeti alınmaz.
2. Râvi doğru sözlü olmalıdır. Yalancı bilinen kimsenin rivayeti alınmaz.
3. Râvi meşhur olmalıdır. Yani kendisinden en az iki kişi daha hadis almış olmalıdır.
4. Râvi diyanet sahibi olmalıdır. Farzları yapmayan, haramları işleyen kimseden hadis alınmaz.
5. Râvinin itikadı düzgün olmalıdır. Sapık inanç sahiplerinden hadis alınmaz.
6. Râvinin mürüvvet denen insanî yönü, ahlakî durumu, örf ve edep kaidelerine riayetkarlığı aranır.
7. Hadis muhalefet olmamalı yani başka bir hadis ya da ayetin hükmüne ters düşmemelidir.
Bütün bu misaller bize şu hakikati göstermektedir. Peygamberimizin mübarek hadisleri bize hayatını hadis yazma ve toplama yolunda harcayan, kılı kırk yaran yüce bir zevat aracılığıyla, son derece sağlam bir şekilde ulaşmıştır. Bugün kulluk ve takvada, ilim ve irfanda, sabır ve çalışkanlıkta bu zâtların bir eşini bulmak mümkün değildir. Allah, bu üstün yaradılışlı insanların vasıtasıyla Resulünün mübarek hadislerini ve İslam'ın temel taşlarından olan sünnet müessesesini muhafaza etmiştir.
Hadislerin Tasnif Dönemi
Tasnif; lugat manası olarak sınıflara ayırmak ve sınıflandırmak demektir. Hadislerin tasnif edildiği, yani sınıflara ayrıldığı dönem, sıhhati ve muhtevası dikkate alınmadan yazıya geçirilmiş hadislerin belli sınıflara ayrıldığı, nizama sokulduğu ve bir sisteme oturtulduğu devredir.
1. Bu devrede bazı hadisler râvilerinin (yani rivayet edenlerin) isimlerine göre tasnif edilmiştir.
2. Hadisleri içerdikleri konulara göre tasnif eden eserler de yazılmıştır. Bunlara genel olarak 'Cami' denir.
3. Ahkâma yönelik hadisleri fıkıh bâblarına göre toplayan eserler de 'Sünen' adını almışlardır.
Bu devrede yazılmış belli başlı eserler şunlardır:
İmam-ı Buhari (Sahih): 9082 hadis mevcuttur.
İmam-ı Müslim (Sahih): 7275 hadis mevcuttur.
Ebu Davud (Sünen): 5274 hadis mevcuttur.
Tirmizi (Sünen): 3951 hadis mevcuttur.
İbn-i Mâce (Sünen): 4341 hadis mevcuttur.
Nesâî (Sünen): 5724 hadis mevcuttur.
İmam-ı Mâlik (Muvatta): 1720 hadis mevcuttur.
Ahmed b. Hanbel (Müsned): 3000 hadis mevcuttur.
Tasnif döneminin önemli eserlerinden biri de Kütüb-i Sitte'dir. Kütüb-i Sitte 6 meşhur hadis kitabından meydana gelmiş bir grup kitaptır. Buradaki toplam hadis sayısını da 35647 olarak vermek mümkündür. Kütüb-i Sitte meydana getirilirken sahih hadislerden müteşekkil olmasına dikkat edilmiştir. Tasnif döneminden sonra, tenzib dönemi olarak adlandırılan bir dönem başlar ki zamanımıza kadar gelen çok geniş bir zaman dilimini içine alır. Bu dönemde Asr-ı Saadeti takip eden yıllarda yazılmış eserler üzerinde çalışmalar yapılmış ve fakat öz hep aynı kalmıştır. Zira hadis ve sünnet müessesesi Peygamber ve ashab-ı kiramdan sonra belli başlı ve etraflı bir ilim dalı halini almıştır. Oryantalist müsteşriklerin "hadisler Hz. Peygamberden yüzlerce yıl sonra yazılmaya başlamıştır ve günümüze hemen hiç bir hadis ulaşmamıştır" iddiası mesnetsiz, tutarsız ve saçma bir iddiadır. Zira hadisler Allah Resulü'nün sağlığında yazılmaya başlamış, Peygamberimizden (sav) hemen sonra da Kur'an derecesinde güvenilir yazılı kaynak ve vesikalar haline gelmiş ve sünnet, köklü bir ilim dalı olmuştur.
Peygamberden (sav) bize tek bir hadisin dahi ulaşmadığı veya pek az sayıda hadisin ulaşabildiği iddiası ise dayanaksız bir iddia, bir iftira ve karalama örneğidir. Zira, Peygamberin (sav) 7124 bini aşkın sahabesinin mevcut olduğu düşünülürse ve bu sahabelerin her birinin O'ndan bir hadis işittiği ve bunu naklettiği farz edilirse bize ulaşacak olan hadis sayısı en az 124 bindir. Kaldı ki ashab-ı kiram'ın içinde öyleleri vardır ki değil bir, binlerce hadisi ezberlemiş ve yazmışlardır. Ebu Hureyre Hazretleri tek başına 5375 hadis rivayet etmiştir. Abdullah b. Ömer tek başına 2630 hadis rivayet etmiştir. Keza Peygamberimizin (sav) zevcesi Hz. Aişe 2210 hadis rivayet etmiştir. Bunların yanı sıra sahabenin tamamı Peygamberimizden çok sayıda hadis rivayet etmiş ve yazıya geçirmiştir. Az evvel elimizde mevcut bulunan hadislerin sayısını zikretmiştik. Yalnızca Sahih-i Buhari'de 9082 hadis vardır. İmam-ı Müslim'in Sahih'inde 7275 hadis mevcuttur. Kütüb-i Sitte'deki hadislerin toplam sayısı 35647'dir. Bütün bu rakamlar, tarihî hakikatler, müşahhas örnekler ortada iken oryantalist, müsteşrik ve misyonerlerin hiç bir tarihî vesikaya, ilmî belgeye ve realiteye dayanmayan iddia ve iftiralarının İslam'ı çökertme arzusunun bir tezahüründen başka bir şey olmadığı aşikardır.