Hased arzularının aksini yapmakla hasedini tahakküm altına alırsın. Mesela, hasmını kötülemek istersen, hemen onu öv, kibretmek istersen tevazu göster, ondan özür dile, şayet vermemeyi teklif ederse, vermeye gayret et! Yapmacık da olsa tatlılık, kini ortadan kaldırır ve gönülleri birbirine bağlar. Bu sayede kalb, hased hastalığından kurtulur. Hased edilen kimse, senin böyle zoraki yaptığını bilse de, yine memnun kalır ve seni sevmeye başlar, bu suretle karşılıklı sevgi başlar ve hased hastalığı da kaybolur. Çünkü tevazu, övmek ve sevgisini bildirmek, karşısındakine etki ederek onu sever. Zoraki yaptığı iyilikler, zamanla huy haline gelir. Böylece hasedden kurtulmuş olursun.
Elbette bu arada şeytan boş durmaz, senin bu durumun onu çok üzer, sana "münafıklık yapıyorsun" diye vesvese verir. Sen de, münafıklık zilletine düşmeyeyim diye sakın şeytanın oyununa gelme!
İlaç acıdır ama iyileştirir
Hastalıklar acı ilaçlarla tedavi edilir. İlacın acılığına dayanamayan, şifanın zevkine eremez. Hasedin tedavisinde kullanılan, düşmana karşı alçak gönüllülük, onu övme gibi hallerin acılığını, ancak yukarıda bildirilen manaları bilmek kolaylaştırır. Ayrıca Allah-ü teâlânın kazasına rıza ile elde edilecek sevab, Allahın sevdiğini sevmek de bu güçlüğü yener. Murada ermemek zillettir. Bu zilletten kurtuluş ancak iki şeyin biriyle mümkündür. Ya dilediğin şey olacak veya olacak şeyi dileyeceksin. Birincisi senin elinde olmadığı için, bu hususta uğraşmak manasızdır. İkincisi ise mücahede ve riyazet ile mümkündür. O hâlde akıllı olan, bu ikinci çareye başvurur.
Riyazet, nefsin arzularını yapmamak demektir. Nefs ahmak olduğu için her istediği kendi zararınadır. Nefs daima haramları ister.
Mücahede ise, nefsin istemediği şeyleri yapmaktır. Nefsimiz, iyilik ve ibâdet etmemizi istemez. Nefse, günahlardan kaçmak, ibâdet etmekten daha güç gelir. Onun için günahtan kaçmak daha sevabdır.
Elbette bu arada şeytan boş durmaz, senin bu durumun onu çok üzer, sana "münafıklık yapıyorsun" diye vesvese verir. Sen de, münafıklık zilletine düşmeyeyim diye sakın şeytanın oyununa gelme!
İlaç acıdır ama iyileştirir
Hastalıklar acı ilaçlarla tedavi edilir. İlacın acılığına dayanamayan, şifanın zevkine eremez. Hasedin tedavisinde kullanılan, düşmana karşı alçak gönüllülük, onu övme gibi hallerin acılığını, ancak yukarıda bildirilen manaları bilmek kolaylaştırır. Ayrıca Allah-ü teâlânın kazasına rıza ile elde edilecek sevab, Allahın sevdiğini sevmek de bu güçlüğü yener. Murada ermemek zillettir. Bu zilletten kurtuluş ancak iki şeyin biriyle mümkündür. Ya dilediğin şey olacak veya olacak şeyi dileyeceksin. Birincisi senin elinde olmadığı için, bu hususta uğraşmak manasızdır. İkincisi ise mücahede ve riyazet ile mümkündür. O hâlde akıllı olan, bu ikinci çareye başvurur.
Riyazet, nefsin arzularını yapmamak demektir. Nefs ahmak olduğu için her istediği kendi zararınadır. Nefs daima haramları ister.
Mücahede ise, nefsin istemediği şeyleri yapmaktır. Nefsimiz, iyilik ve ibâdet etmemizi istemez. Nefse, günahlardan kaçmak, ibâdet etmekten daha güç gelir. Onun için günahtan kaçmak daha sevabdır.