Hıristiyan Konsilde alınan karara göre Hıristiyanlık dışındaki dinlerde bulunan Hıristiyanlığa ait unsurlar keşfedilmeli, açığa çıkarılmalı, korunmalı, kıymetlendirilmeli ve ıslah edilmelidir. Bu sebeple bu unsurları keşfedebilmek için onları yakından tanımak ve diyaloga girmek şarttır.
Esasen diyalogun fikir babası Massignon da daha önce ifade ettiğimiz gibi İslamiyet'in içinde var olduğuna inandığı Hıristiyanî unsurları bulmak için yıllarını vermiştir. II. Vatikan Konsili onun bu gayretlerinin boşa çıkmayacağının bir göstergesidir. Zira bütün dünya Katoliklerinin başpiskoposlar seviyesinde temsil edildiği son derece geniş kapsamlı bir toplantı olan II. Vatikan Konsili aldığı resmî kararla diğer dinlerin içindeki Hıristiyanlık unsurlarının araştırılması gerektiğini yani Massignon'la aynı görüşü, aynı ideali ve aynı heyecanı paylaştığını açıkça beyan etmektedir. Buradan çıkan netice; Misyonerlik, Oryantalizm ve Diyalog birbirini tamamlayan, birbirine bağlı olarak gelişen kavramlardır. Hepsi öz itibariyle aynıdır. Maksat itibariyle aynıdır. Gaye; Hıristiyanlığı yaymak, İncil öğretisine inananların sayısını arttırmaktır. Farklılık sadece bu hedefe varmak için kullanılan metotlardadır. Dünün saldırgan ve sert misyoner üslubu, bugün diyalog adı altında yumuşak ve barışçıl bir kisveye bürünmüştür. Hepsi bu II. Vatikan Konsili'ne göre, "Kilise Hıristiyan olmayanlarla diyalogda samimi, saygılı, nazik olmalı, hepsinden önemlisi de onlara sevgiyle yaklaşmalıdır... Böyle bir davranış Mesih'in İncil'i insanlara takdim ederken izlediği yoldur. Onun yaklaşımı diyalogda örnek alınmalıdır. Açık bir diyalog Hıristiyan olmayanların Kutsal Ruh'un ilhamları kavramasına ve onları şevkle takip etmesine vesile olacaktır.Kutsal Ruh evrenin her yerinde, her an faal olduğundan Tanrı bütün insanların kurtulmasını istemektedir. Mesih bütün insanlar için ölmüştür. Bu sebeple Hıristiyanlık dışındaki dinlere mensup insanların yanında inançsızlar ve henüz kendisine İncil'in mesajı ulaşmamakla birlikte samimi kalple Tanrı'yı arayanlar kurtuluşa erebileceklerdir. Bütün bunlar günümüzde kilise ile Hıristiyan olmayanlar arasında samimi bir diyalogu gerektirmektedir".
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
Esasen diyalogun fikir babası Massignon da daha önce ifade ettiğimiz gibi İslamiyet'in içinde var olduğuna inandığı Hıristiyanî unsurları bulmak için yıllarını vermiştir. II. Vatikan Konsili onun bu gayretlerinin boşa çıkmayacağının bir göstergesidir. Zira bütün dünya Katoliklerinin başpiskoposlar seviyesinde temsil edildiği son derece geniş kapsamlı bir toplantı olan II. Vatikan Konsili aldığı resmî kararla diğer dinlerin içindeki Hıristiyanlık unsurlarının araştırılması gerektiğini yani Massignon'la aynı görüşü, aynı ideali ve aynı heyecanı paylaştığını açıkça beyan etmektedir. Buradan çıkan netice; Misyonerlik, Oryantalizm ve Diyalog birbirini tamamlayan, birbirine bağlı olarak gelişen kavramlardır. Hepsi öz itibariyle aynıdır. Maksat itibariyle aynıdır. Gaye; Hıristiyanlığı yaymak, İncil öğretisine inananların sayısını arttırmaktır. Farklılık sadece bu hedefe varmak için kullanılan metotlardadır. Dünün saldırgan ve sert misyoner üslubu, bugün diyalog adı altında yumuşak ve barışçıl bir kisveye bürünmüştür. Hepsi bu II. Vatikan Konsili'ne göre, "Kilise Hıristiyan olmayanlarla diyalogda samimi, saygılı, nazik olmalı, hepsinden önemlisi de onlara sevgiyle yaklaşmalıdır... Böyle bir davranış Mesih'in İncil'i insanlara takdim ederken izlediği yoldur. Onun yaklaşımı diyalogda örnek alınmalıdır. Açık bir diyalog Hıristiyan olmayanların Kutsal Ruh'un ilhamları kavramasına ve onları şevkle takip etmesine vesile olacaktır.Kutsal Ruh evrenin her yerinde, her an faal olduğundan Tanrı bütün insanların kurtulmasını istemektedir. Mesih bütün insanlar için ölmüştür. Bu sebeple Hıristiyanlık dışındaki dinlere mensup insanların yanında inançsızlar ve henüz kendisine İncil'in mesajı ulaşmamakla birlikte samimi kalple Tanrı'yı arayanlar kurtuluşa erebileceklerdir. Bütün bunlar günümüzde kilise ile Hıristiyan olmayanlar arasında samimi bir diyalogu gerektirmektedir".
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden