logo
24 NİSAN 2024

HOŞGELDİN YA ŞEHR-İRAMAZAN

18.11.2001 00:00:00
Ramazan YazılarıMANEVİ ZİYNETLERİMİZHümeyra EZERGÜL

Geçen haftaki yazının bir devamı niteliğinde olan bu yazıda Ramazan-ı Şerif'e girmiş olma sebebiyle biraz bu konuya değinip, başlamış olduğumuz teravih namazının faziletlerine inşallah devam edeceğim.

Nihayet müminlerin heyecanla bekledikleri, sevap kefelerini yüklüce doldurabileekleri bu mübarek günlere eriştik. Bu nimeti ve fırsatı; hakkıyla değerlendirebilmek, her aklını kullanan iman etmiş kişinin tereddütsüz yapacağı bir vazifedir.

Yüce Allah (cc) "Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak kendisinde Kur'an indirilen aydır..." (1) "Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip-geçmiş ümmetlere yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazıldı. Umulur ki korunursunuz" (2) buyurmuştu. O (cc) kullarından kendi kendilerine kötülük yapmamalarını, oruç ile korunulması gereken her kötü şeyden korunmalarını isteyip, doğruyu Kur'an ile bulmalarını emretmiştir.

"Gerçekleri yükleyip taşımakta sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Şüphesiz O, (sabır ve namaz) kalbi Allah'a saygı ile ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir" (Ayette geçen sabırdan muradın oruç olduğu söylenmiştir. oruç ve namaz imanı takviye eder. Nefsin kibrini kırar, tembelliği ve uyuşukluğu giderir. Zor işler karşısında insanı güçlü kılar). Bu Ayet-i Kerime'den de anlaşıldığı üzere bir insanın sabır gösterip, oruç tutması, Rabb'ine yönelip namaz kılması, doğruyu bulmak için Kur'an okuması kolay bir iş değildir. Sadece bunları yapabileceklerin, Rabb'ine saygı duyanlar ve O'ndan bu saygı ile ürperenler olduğu vurgulanmaktadır.

Bizler bu şanı, şerefi bulmuş kullardan isek ne büyük nimet içerisinde olduğumuzu kavramalı, halimize şükürler etmeliyiz. Şayet henüz bu şerefe nail olamamışsak inancımızın kuvvetlenmesi, son nefeste iman üzere olabilmek, kibir ve tembelliği atabilmek ve güçlü bir iradeye de sahip olabilmek için bu ibadetlere bu nadide ay ve vakitte hemen başlamalıyız. Çünkü bizler Amentü'yü okuyan, Allah'ın varlığını, birliğini, bilen, O'nun meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, kadere ve ölümden sonra dirilmeye yani ahiret gününe inananlarız. Bunun için söylediklerimiz ile icraatlarımız örtüşmek zorunda. Bu konular asla hafife alınamaz ve samimi insanların ahiret için çalışmamaları düşünülemez. Böyle kimseler için Rabb'imiz "İşte o, kalbi Allah'a saygı ile ürperenler, kendilerinin herhalde Rab'lerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve kabullenen kimselerdir" (4) buyurmuştur.

Bizler de inanan insanlar olarak bu mübarek ayda bu çok ciddi konuyu, ciddi bir şekilde ele alıp düşünmeliyiz. Kur'an-ı Kerim'i bol bol okuyup, Ayet-i Kerimelerin anlamlarını incelemeli, manalarıyla hayatımıza çekidüzen vermeliyiz. Umulur ki Yüce Allah (cc) oruçlarını tutup, namazlarını kılan, gecelerini de teravih ile süsleyenlere lütuf ve merhametiyle muamele eder de eksiklerimizi tamamlatır, gerçek insanların ve İslam'ı tam yaşayanların safına katar.

Ramazan gecelerinin süsü teravihin "Onbirinci gecesini eda eden, öldüğü gün anasından doğduğu gibi tertemiz Rabb'ına vasıl olur. On ikinci günün gecesi teravih kılan mutlu ve kutlu kimse mahşer yerine, yüzü ayın ondördü gibi nurlar saçarak gelir. Onüçüncü günün gecesi terevih kılan, meydan-ı Arasatta her korkudan emin olarak kaim olur. Ondördüncü gece teravihi kılan kişiye, bütün melekler kıldığı namaza şahadet ederler. O kimse kıyamet günü hesaptan kurtulur. On beşinci gece teravihe kaim olana, arş ve kürsiyi hamil olan melekler salat ederler. Onaltıncı gece teravihi kılan kutlu mümine, nârdan azad olduğuna dair berat verilir ve cennete girmesine hüccet kaim olur. Onyedinci gece teravihe hazır olana, Enbiya Aleyhümüsselama verilen sevab verilir". (Kaldığımız yerden itibaren haftaya inşallah yine devam edeceğiz).

Dipnotlar

(1) Bakara-185.

(2) Bakara 183.

(3) Bakara 45.

(4) Bakara 46.

(5) Elhac Muzaffer Ozak, İrşad, 2. cilt, s. 83.

Ramazan GeceleriBalkanlarda RamazanBanislav Nusiç

-Hayırsever misin, Yakup? diye sordu yılan.

- Tabiî ki hayırseverim. Kâbe'den dönüyorum.

- O halde bana da büyük bir sevap işler misin?

- Hay hay! Sen de bana iyilik işlemedin mi sanki. Sokup zehirleyebilirdin, gene de yapmadın.

- Hayır, yapmadım değil, yapamazdım da, çünkü suçlu değilsin. Şimdi beni evime götür sonra hikâyemi anlatırım.

- İyi ama, neyle ve nasıl götüreyim seni?

- Beni önce torbana koyup şu karşıki tepeye kadar yürü. O çıplak tepeye çıkınca uzakta, batıya doğru eski, çökmüş bir kule göreceksin. Onun yanına varınca durup beni torbandan çıkar, olmaz mı? dedi yılan.

Ben de yılanın dediği gibi yaptım. Şimdi dahi bunu anlatırken tüylerim ürperiyor...

Burada Hacı Yakup öyküsünü bir an kesti, biraz soluklandı. Biz de susup, bir an önce devam etmesini bekliyorduk.

- ...Efendime söyleyeyim, dedi ve sonra devam etti: Gece yarısına doğru o çökmüş kuleye ancak varabildim. Torbadan yılanı çıkarıp yere bıraktım, o da:

"- Yakup, dedi, haydi şimdi, izimi hiç yitirmeden, ardımdan yürü."

-Senin ardından nereye yürüyeyim? diye merakla sordum yılana.

"- Senin şimdi dinlenmeye ihtiyacın var, acıkıp susamışsındır. Yarın da gideceğin yolu gösteririm, sana borçluyum" diye karşılık verdi.

Ben onun ardından yürüyerek, o da taşların üzerinden kayarak avlunun ortasına vardık. Birden yılanlara özgü bir çığlık bastı. O anda büyük bir taş yerinden kalktı, açılan gedikten bir ışık pınarı fışkırdı. Keskin bir aydınlık ortalığı öyle kapladı ki, bu taşın altında sanki güneş gizlenmişti. Bu yoğun aydınlıktan gözlerim kamaşmış ve kapanmıştı.

Sürecek...

eski RamazanlarErgun Hiçyılmaz

Osmanlı sultanlarının iftar sofraları gerçekten eşi benzeri bulunmaz bir nefaset ve çeşide sahiptir. Onca yemek çeşidi içinden padişah da olsanız seçimde zorlanırsınız.

Sarayda her kesim, iftarı kendi arasında açardı. Büyük siniler salonlara dizilir, saraylılar öbek öbek sofranın çevresine sıralanıp iftar açarlardı. Eski kadın efendilerin yalılarına iftara gelenlerin itibarlı olanlarını baş ağanın odasına, daha küçük rütbede bulunanları, diğer haremağaları ve baltacılar odalarına alırlardı.

İftardan sonra haremağaları vasıtasıyla Sultan ve Kadın Efendilere saygılar iletilir, karşılığında iltifatla beraber, derecelere göre hediye ve para alınırdı. Getiren haremağası, hediye veya parayı teslim etmeden önce öpüp başına koyar sonra sahibine verirdi. Alan da aldığı hediyeyi öpüp başına koymaya meecburdu.

Ancak padişahın iftar sofrasındaki ihtişam hiçbirine benzemez. Tarihçiler Sultan Aziz'in bir oturuşta bir kuzuyu rahatça kıvırdığını ifade ederler. Hatta bu yüzden kuvvetinin eşsizliğini ve sırtının yere gelmeyişini dile getirirler. "Eski bir başpehliven " imzalı tefrikalara bakarsanız, göbeği güneş görmemiş, yani sırtı yere gelmemiş nice pehlivan Abdülaziz ile boy ölçüşemez. Abdülaziz'in kuvveti mutfağa dayandırılır. Sofrasının iyi olduğuna itirazım yok. Ama bir oturuşta bir kuzu ufalamasına ve bütün pehlivanları tuşlamasına "muhalefet şerhi" koyuyorum. Pehlivanlar padişaha yenilmeyip de ne yapsınlar? Yedi düvele meydan okuyan, cihanı deviren padişahın çıkıp da bir pehlivana yenilmesi olacak şey mi?

Bu tevatür ve yakıştırmaların olsa olsa sofraların ihtişamından kaynaklandığını sanıyorum. Mesela ben Vahdettin Efendi olsaydım; pirinci, çorbası, şiş kebabı, tavuk köftesi, piyazlı pilici, sıcak paçası, bamya ezmesi, ebegümecisi, lahana dolması ve sigara böreğini havi listeye gözucu ile bakar ve şöyle derdim:

"Bre gafiller, sucuklu yumurta yok mudur?"

Hatta iri dermosondan mamul pastırmalı kurufasulyeyi, patlıcan turşusu ile götürüp tepeleme pilav ve bilhassa hoşafa kaşık sallamayı arzu etmek için padişah olmaya lüzum yok.

Bütün bu yazdıklarımın üstüne Vahdettin'in 24 Kanunsani (Ocak) 1337'deki yemek listesine baktım. Sadece köfte, paça, bamya ezmesi ve elma hoşafı yediğini gördüm!

LâtifelerLamiizâde Abdullah Çelebi

Yine anlatırlar: Şeyh Hacı Halife Hazretleri Allah rahmet eylesin -bir gün Bursa'nın bir sokağında dervişleriyle giderken bakmışlar ki, bir hâtun kişi bir yük odun satın almış. Odun yüklü hayvanı kapısından içeri giremediği için oduncu odununu sokakta balçığa döküp gitmiş. Hâtun da çamurlu odun taşımaktan rahatsız olup gâh hâneyi yapana ve gâh odunu satana yakışıksız sözler söyleyip, sokak içinde dikilerek türlü hayasızlıklar edermiş. Şeyh Hazretleri bunu görünce:

-Behey bacım, günahsız Müslümanlar'a söğeceğine vaktinde dışarı döktürmeseydin ya! demiş.

***

Rivâyet olunur ki, bir gün mü'minlerin emîri, Müslümanlar'ın reisi, Resûl'ün damadı ve Hazret-i Fatıma'nın eşi İmam Ali Hazretleri'nin önüne edepsiz, kötü sözlü ve katı yüzlü bir küstah gelip dedi ki:

-Neden Ebubekir'in ve Ömer'in halifelikleri esnasında halk kavga, karışıklık, husûmet ve ölüp öldürmekten uzaktı? Senin ve Osman'ın hilâfeti zamanında böyle çekiş, döğüş, kavga, ihtilaf ve bozukluk oldu? Hazret-i Ali

cevabında buyurdu:

-Zirâ ben ve Osman, Ebûbekir'e ve Ömer'e yardımcı idik. Sen ve senin emsâlin bana ve Osman'a yardımcı oldunuz.

***

Yine bir gün mü'minlerin emiri İmam Ali Hazretleri'nin meclisinde, Yahudi kavminden bir cemâat gelip dediler ki:

-Ey Müslümanlar'ın halifesi, ne oldu size ki, Nebinizin ölümünden sonra aradan on onbeş yıl geçmeden biri birinizle hile düzen ve kılınçla çıkıp vuruştunuz?

Hazret-i Ali buyurdu:

Ey Yahudi cemâati! Size de ne olduydu ki, henüz Nil nehinden ayağınız kurumamıştı ki, bir tâifeyi (gurubu) mücevher putlara taparken görüp dediniz: "Ya Musâ, bizim için o putlara tapan kavmin ilahları gibi bir ilah yap."

Gönül DostlarıMehmed Emîn Tokâdî Hz.

Bir ara başımı kaldırıp baktığımda, halkanın ortasında duran bir zatı karşımda gördüm. Dikkatle bana bakıyordu. Bakışlarından ve heybetinden ürperip başımı eğip gözlerimi yumdum. Bir müddet daha öyle durduktan sonra yine dikkatle bana baktığını gördüm. Sonra o zât ellerini kaldırıp dua etti. Duâdan sonra Fâtiha okundu ve herkes kalkıp dağılmağa başladı. Ben de kalkıp giderken o mübârek zât bana yaklaştı, yanıma gelip selâm verdi ve; "Hoşgeldin Emîn Efendi" dedi. Hâlimi hatırımı sordu. Sonra beni yanına alıp, Harem-i Şerif'in yakınında bulunan evine götürdü. İçeri girip oturduktan sonra biraz sonra hizmetçisi sofrayı kurdu. Sofrada sıcak bir ekmek ve fincan içinde içecek bir şey vardı. O mübarek zât ellerini ekmeğe uzatınca, bir elinin bileğinden kesik olduğunu gördüm. Hemen Edirne'deki Şeyh Muhammed Efendi'nin tavsiyesi aklıma geldi ve bahsettiğinin bu mübarek zat olduğunu anladım. Fakat o anda selâmını söylemeyi unutmuşum. Yemekten sonra yolculuğumdan, geçip geldiğim yerlerden sorup cevap aldıktan sonra; "Edirne'de size emânet edilen şeyi unuttunuz" buyurdu. Hemen Edirne'de ki Muhammed Efendi'nin selamını hatırladım ve söyledim. O da muhabbet ve sürûr içinde selâmı aldı. Artık beni talebeliğe kabûl edip, ders vermeye başladı ve Allah-ü Teâlâ'nın ismini zikretmemi söyledi. Sonra da şu beyti okudu:

Otuz kırk yıl geçince eylemiş tahkik Hâkânî

Ki bir Hakkı zikretmek değer mülk-i Süleymânı.

Bundan sonra dille anlatılmaz hallere ve nimetlere kavuştum. Fârisi bildiğim için, ekseriyetle Fârisî kelimelerle konuşurdu. Benden iki sene önce huzûruna gelen Tatar Ahmed Efendi adında bir zât ona hizmet etmekteydi. Ben huzûruna kavuşunca, Tatar Ahmed Efendi'yi Medine'de bulunan ve orada insanlara rehberlik yapan talebesi Abdürrahîm Buhâri'nin hizmetine gönderdi. Sonra benim İStanbul'a döneceğim sırada, Tatar Ahmed Efendi'yi tekrar Mekke'ye çağırıp, icâzet verip, Anadolu'ya insanları irşad için gönderdi.

1702 senesi hac mevsiminden, 1705 senesi hac mevsimine kadar, üç sene, Ahmed Yekdest Cüryânî Hazretleri'nin hizmetinde, derslerinde ve sohbetlerinde bulundum. Nihayet 1705 senesinde hacıların dönmesi sırasında, hocamın izni üzerine İstanbul'a döndüm."

Mehmed Emîn Tokâdî Hazretleri, hocası Ahmed Yekdest Hazretleri'nin sohbetlerinde yetişip, tasavvufta yüksek derecelere ulaştıktan sonra İstanbul'a dönünce, hocasının talebelerinden Muhammed Kumul Efendi'nin evine yerleşti ve İstanbul'da beş sene daha kaldı. Bu sırada Nakşibendî, Kâdîrî, Şâzilî, Şettâri yollarında yetişmiş bulunuyordu. İstanbul'da kaldığı bu beş sene müddetince Şehzâde Câmiinde ve Sultan Mahmûd Câmiinde talebelere ders verdi. Nakşibendiyye yolunun büyüklerinden Muhammed Kumul Efendi, Mevlânâ Hâce Ziyâüddîn, Halvetî büyüklerinden Mevlânâ Şeyh İsâ-yı Mahvî ve Sünbüliyye meşhurlarından Seyyid Nûreddin Sünbülî ile sohbet etti. Sonra Muhammed Kumul Efendi ile önce Habeş eyaletine sonra Kudüs'e gitti. Oradan da Mekke ve Medine'ye gitti. Bu esnada hocası Ahmed-i Yekdest Hazretleri vefat etmiş ve dört sene geçmiş idi.

Ramazan Sofrası

DOLDURULMUŞ PİLİÇ

Malzemesi (4 kişilik)

* 1 çay fincanı pirinç *2 çorba kaşığı margarin * 1 çorba kaşığı margarin *1 tatlı kaşığı kıyılmış soğan * 1 çorba kaşığı kuş üzümü *2 çorba kaşığı beyaz fıstık * 4 çorba kaşığı kıyılmış ciğer *1 büyük soyulmuş ve kıyılmış domates * karabiber, tarçın, yenibahar, tuz *1 3/4 çay fincanı et suyu yoksa su * 4 yarım piliç (kol kemiği hariç bütün kemikleri temizlenmiş ve but kısmı pirzola demiri ile dövülmüş) * 4 adet yağlı kağıt (18'e 25) * 4 kaşık margarin

Hazırlanışı

Önce ayıklanmış pirinci 1 saat ılık tuzlu suda ıslatıyoruz ve pirinci 4-5 defa yıkadıktan sonra süzüyoruz. Bu arada başka bir tencerede margarini kızdırıyoruz. Temizlediğimiz fıstıkları da tencerenin içine atarak hafifçe sarartıyoruz. Soğanı da ilave edip yarım dakika kavurduktan sonra bütün malzemeyi içine atıyoruz. Bunlar kaynarken bir başka tencereye 1 çorba kaşığı yağ koyup, kızdırıyor ve pirinci ilave ediyoruz. Bunu 3 dakika kevgirle kavurduktan sonru öteki tencerede kaynamış olan harcı da üzerine ekliyoruz. Bunu da 2 dakika kaynattıktan sonra ağır ateşli fırında 17 dakika pişiriyoruz. Daha sonra pilicin but kısmının üzerine 3 dolu çorba kaşığı pilav koyuyoruz ve pilicin göğüs kısmıyla üzerini kapatıyoruz. Dolma gibi, kenarları sıkıştırılıp kol kemikleri yukarı kalkık olarak yağlı kağıtların ortalarına yerleştiriyoruz. Üstü açık bir paket gibi, piliçleri bu kağıtlara sarıyoruz. Üzerilerine birer kaşık margarin koyuyoruz ve fırında 35 dakika pişirip servis yapıyoruz.

Afiyet Olsun

Mâniler

Akşamdan pilavı pişirdim

Gene karnımı şişirdim

Ben çok mani bilecektim

Ama defteri düşürdüm.

Eski cami direk ister

Söylemeye yürek ister

Benim karnım tok ama

Arkadaşımın börek ister.
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'
Bu fuara sıradan insanlar gelmiyor!
Avrupa'nın en büyük boya fuarı Türkiye'de
Elon Musk'ın işi zor
Batmamak için fiyat kırdı
Özel'den 'erken seçim' sorusuna yanıt
'Seçmene saygısızlık olur'
İlk maçta gol sesi çıkmadı
Beşiktaş İstanbul'a umutlu döndü
'Ayaküstü olacak iş değil bunlar'
Özel'le görüşeceği tarihi açıkladı
Özel, 10. Cumhurbaşkanı Sezer ile görüştü
'Düzenli aralıklarla ziyaret edeceğiz'
Erdoğan'ın anayasa çağrısına yanıt verdi
'Bir şey uymamak için değiştirilmez'
İsmailağa şeyhi Hasan Kılıç uğurlandı
Erdoğan en ön safta yer aldı
Korhan Berzeg'in yaşadığı köyde flaş gelişme
Ceset parçaları bulundu
Erdoğan'dan 23 Nisan mesajı
Bu kez Atatürk'ü andı
Muhammed Uğur'un hayali gerçek oldu
Mansur Yavaş'tan 23 Nisan jesti
En çarpıcı deprem uyarısı
'Baza ve koltuk altlarını doldurun'
İstanbul'da kutlamaların merkezi Taksim Meydanı'ydı
Taksim Cumhuriyet Anıtı'na çelenk sunuldu
Esad, Abhazya Dışişleri Bakanı'na söyleşi verdi
'ABD'yle zaman zaman görüşüyoruz'

Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki aksaklık 40 saattir giderilemedi

Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'nda dün sabah meydana gelen ve yaklaşık 40 saattir giderilemeyen aksaklık nedeniyle seferler gecikmeli olarak yapılırken, yoğunluk sabah saatlerine göre akşam kısmen azaldı.
23.04.2024 23:12:00
Anadolu Ajansı
Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki aksaklık 40 saattir giderilemedi
Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki aksaklık 40 saattir giderilemedi

M5 Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'nda dün saat 06.00 itibarıyla başlayan aksaklık devam ediyor.

Metro İstanbul'un dün "teknik arıza" olarak açıkladığı, gece saatlerinde "zorunlu bakım çalışması" şeklinde nitelendirdiği, bugün ise "işletme saatleri dışında eğitim amaçlı kullanılan yolcusuz iki trenin teması"ndan kaynaklandığını bildirdiği problem nedeniyle seferler Altunizade İstasyonu'nda aktarmalı olarak sürdürülüyor.

Bugün de devam etmesi beklenen çalışmalar sebebiyle Üsküdar-Altunizade istasyonları arasındaki seferler, 15-20 dakika aralıklarla gerçekleştiriliyor.

Sefer aralıklarının yer aldığı bilgilendirici tabelaların bugün kapatıldığı gözlendi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla resmi tatil olmasına rağmen yaşanan aksaklık nedeniyle Üsküdar ve Altunizade istasyonlarında yolcu yoğunluğu oluşuyor.

Seferlerin gecikmeli olarak yapılması nedeniyle güvenlik görevlileri ile yolcular arasında zaman zaman tartışmalar yaşanıyor.

Öte yandan, Altunizade-Üsküdar istasyonları arasında her iki yönde İETT otobüsleriyle 15 dakika aralıklarla ücretsiz ring seferleri düzenleniyor.

Kabaktepe, metro arızası için İmamoğlu'na seslendi

AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda metro arızasına işaret etti.

Paylaşımında, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na seslenen Kabaktepe, "Sayın İmamoğlu, Üsküdar-Samandıra metro hattında meydana gelen arıza, hala giderilmedi. İstanbullular soruyor; Bu arıza devam ediyor. Giderilmesi için daha kaç kişinin mağdur olması gerekiyor' Neden bu şehrin sorunları gündeminize giremiyor'" ifadelerini kullandı.

Metro İstanbul 25 Nisan'da "normal işletmeye geçilmesinin" planlandığını duyurdu

Metro İstanbul'un sosyal medya hesabından Üsküdar-Samandıra Metro Hattı'ndaki aksaklıkla ilgili açıklama yapıldı.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"M5 hattı Fıstıkağacı İstasyonu bölgesinde 21 Nisan'ı 22 Nisan'a bağlayan gece, işletme saatleri dışında eğitim amaçlı kullanılan yolcusuz iki trenin teması sonucu zarar gören kuplajların tamir işlemleri devam etmektedir. Zorunlu bakım çalışmalarının 24 Nisan Çarşamba gecesi tamamlanması ve 25 Nisan sabahı itibarıyla normal işletmeye geçilmesi planlanmaktadır."

Anonslarda durumun "zorunlu bakım çalışması"ndan kaynaklandığı belirtiliyor

Metrodaki yoğunluğu yaşamak istemeyen bazı vatandaşlar, İETT otobüsleriyle düzenlenen ring seferlerine binmeyi tercih ediyor. Metro istasyonlarında da otobüs seferleri olduğu yönünde vatandaşlara anonslar yapılıyor.

Öte yandan, istasyonlarda belli aralıklara yapılan anonslarda yaşanan durumun "zorunlu bakım çalışması"ndan kaynaklandığı belirtiliyor.

- Arıza öncesi yaklaşık 6 dakika süren güzergah, otobüsle 15 dakikayı bulabiliyor

Arıza öncesi metro ile Üsküdar-Altunizade arası yaklaşık 6 dakikalık zaman diliminde gerçekleşirken, otobüs seferlerinin ise trafik yoğunluğuna göre ortalama 15 dakika sürdüğü gözlemlendi.

Metro istasyonlarında sefer aralıklarının yer aldığı bilgilendirici tabelaların birçoğunun çalışmadığı, çalıştığı gözüken bazı tabelalardaki saat ve sefer aralığının yer aldığı dakika uyarısının ise sabit şekilde kaldığı ve değişmediği görüldü.

Arıza öncesi Üsküdar'dan Samandıra yönüne yoğun saatlerde 4 dakika aralıklarla hareket eden metro seferleri yaklaşık 15 dakika aralıklarla yapılıyor.

Üsküdar'dan metroya binerek Samandıra yönüne gitmek isteyen vatandaşlar, Altunizade'de inerek karşı perondan gelecek metroyu bekliyor.

Aynı şekilde Samandıra yönünden Üsküdar'a gitmek için metroya binen vatandaşlar ise Altunizade'de inerek karşı yönden gelen metroya binmek durumunda kalıyor.

Bu istasyonda metronun gelme süresinin 15-20 dakikaya kadar çıkmasının yoğunluğu artırdığı ve vatandaşların metroya iniş binişlerinde zaman zaman metro kapılarında yığılmaların yaşandığı gözlendi.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla resmi tatil olmasına rağmen iş yoğunluğunun olmadığı kentte, istasyonlarda arıza nedeniyle yoğunluğun gün boyu sürdüğü görüldü.

"Her geldiğimizde bir hasar, bozukluk"

Metroyu kullanan kimi vatandaşlar, arızanın giderilmemiş olmasına tepki gösterdi.

Dilek Mete adlı vatandaş, yaşanan duruma tepki göstererek, "Her geldiğimizde bir hasar, bir bozukluk. Sözde Büyükşehir çalışıyor. Altunizade'de aktarma yaptık." dedi.

Yolculardan Ömer Durna ise istasyonlarda aşırı bir kalabalık olduğunu söyledi.

Metroda aktarma nedeniyle sorunlar yaşadıklarını anlatan bazı vatandaşlar da yaşanan durumu "rezalet" olarak niteledi.

- Bazı vatandaşlar metroyu yerde oturarak beklemeyi tercih ediyor

Yaklaşık 40 saattir giderilemeyen aksaklık nedeniyle seferlerdeki gecikme sürerken, yoğunlukta sabah saatlerine göre kısmen azalma gözlendi.

Aktarma yapılan Altunizade İstasyonu'na gelen vatandaşlara görevliler, megafonlarla peron yönlendirmesi yapıyor.

Sefer aralıklarının yer aldığı bilgilendirici tabelalar hala açılmazken, bazı vatandaşlar metroyu yerde oturarak beklemeyi tercih ediyor.

- M5 Üsküdar-Samandıra Metro Hattı hakkında

Metro İstanbul'un internet sitesinde yer alan bilgilere göre, 26,5 kilometre hat uzunluğuna, 20 istasyon sayısına sahip olan M5 Üsküdar-Samandıra Merkez Metro Hattı, Anadolu Yakası'nın ikinci metro hattı ve "Türkiye'nin ilk sürücüsüz metro hattı" özelliklerini taşıyor.

Üsküdar Meydanı'ndan başlayan, Ümraniye ilçe merkezi ve Çekmeköy Meydanı'ndan geçerek Samandıra Merkez İstasyonu'nda son bulan hatta 126 araç çalışıyor.

Tek yönde sefer süresi 43 dakika, günlük sefer sayısı 520 ve pik saatlerde sefer sıklığı 4 dakika 10 saniye olan hat, inşa edildiği güzergah üzerinde "yüksek yolcu potansiyeline sahip" olarak tanımlanıyor. Hat, günde 311 bin 349 yolcu taşıyor.

Hattın, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) raylı sistemler gelecek vizyonu çerçevesinde sürdürülen çalışmalarla Sultanbeyli'ye ulaşması için inşaat çalışmalarının devam ettiği, Kurtköy bölgesine uzatılması için projelendirme çalışmalarının sürdüğü belirtiliyor.

Kazanın meydana geldiği duraklar, hattın 1'inci etabı olan "Üsküdar-Yamanevler" istasyonları arasında bulunuyor. Bu etap, 15 Aralık 2017'de hizmete alınırken, hattın 2'inci etabı "Yamanevler-Çekmeköy" 21 Ekim 2018'de, 3'üncü etabı "Çekmeköy-Samandıra Merkez" ise 16 Mart 2024'te hizmete açıldı.

 

Çanakkale'de 43 kaçak yakalandı, 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı

Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerince düzenlenen operasyonda, 43 kaçak göçmen yakalandı, 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı.
23.04.2024 21:30:00
İhlas Haber Ajansı
Çanakkale'de 43 kaçak yakalandı, 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı
Çanakkale'de 43 kaçak yakalandı, 3 göçmen kaçakçısı tutuklandı
Çanakkale İl Emniyet Müdürlüğü Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekiplerince göçmen kaçakçılığı operasyonu düzenlendi.

2 araçta yapılan aramada Afganistan uyruklu 43 kaçak göçmen yakalandı.

Operasyonda 11 can yeleği ve 30 bin 400 TL ele geçirildi.

Göçmen kaçakçılığından gözaltına alınan H.T., H.Z., M.K. ve E.G. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.

Şüphelilerden E.G. adli kontrolle serbest bırakılırken, diğer 3 şüpheli H.T., H.Z. ve M.K. çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

Kaçak göçmenler, işlemlerinin ardından Ayvacık Geri Gönderme Merkezi'ne teslim edildi.

Steinmeier, Gaziantep'te depremzedelerle bir araya geldi

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde depremzedelerle bir araya gelerek resim sergi alanını gezdi.
23.04.2024 20:45:00 / Güncelleme: 23.04.2024 20:49:35
İhlas Haber Ajansı
Steinmeier, Gaziantep'te depremzedelerle bir araya geldi
Steinmeier, Gaziantep'te depremzedelerle bir araya geldi
Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier, Türkiye temaslarının 2. gününde Gaziantep Gazikent İlkokulu'nu ziyaret sonrası 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan Nurdağı ilçesine geçti.

Steinmeier, Nurdağı ilçesinde depremzedelerle bir araya geldi. Steinmeier, Nurdağı'nda konteyner kent içerisinde bulunan deprem sergi alanını ile 23 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adlı sergi alanını gezdi.



Steinmeier'e Gaziantep Valisi Kemal Çeber ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de eşlik etti.

BTP Beylikdüzü teşkilatı 23 Nisan'ı kutladı

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Beylikdüzü İlçe Başkanı Mehmet Aksoy ve ilçe teşkilatı Beylikdüzü Yaşam Vadisi'nde gerçekleştirilen 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarına katıldı ve Çanakkale rölyef anıtının önüne BTP çelenkini koydu
23.04.2024 13:04:00 / Güncelleme: 23.04.2024 13:11:04
Ahmet Haydar Tarhanlı
BTP Beylikdüzü teşkilatı 23 Nisan'ı kutladı
BTP Beylikdüzü teşkilatı 23 Nisan'ı kutladı
Yurdun dört bir tarafında büyük bir coşkuyla kutlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, İstanbul Beylikdüzü'nde de ilçe portokolü eşliğinde Yaşam Vadisi'nde Çanakkale rölyef anıtının önünde kutlandı.

Törene ilçe kaymakamı, ilçe belediye başkanı, ilçe eğitim müdürü, siyasi parti temsilcileri, Atatürk Düşünce Derneği, Murahip Gaziler Derneği gibi sivil toplum örgütü temsilcileri, ilçede bulunan ilkokul, ortaokul ve liseleri temsilen öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.



Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) de İlçe Başkanı Mehmet Aksoy ve ilçe teşkilatı ile birlikte saat 09.00'da BTP çelenkiyle törende yerini aldı.



Tören, Beylikdüzü İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Koç'un çelenk koymasıyla başladı. Ardından Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın da çelenk koymasıyda devam etti. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okundu.

Törene diğer siyasi partilerin çelenk koymasıyla devam edildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.