Zehâir-ül Ukbâ kitabında nakledildiği üzere Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Resulullah (sav) Fatıma'ya şöyle buyurdu:
"Ey Fatıma, neden Fatıma (kesilmiş, ayrılmış) diye isimlendirildiğini biliyor musun?" Ben (Ali): "Neden Fatıma diye isimlendirilmiş ya Resulullah?" diye sordum. Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Çünkü Allah (azze ve celle) kıyamette onu ve onun soyundan gelenleri cehennem ateşinden kesmiş, ayırmıştır."Muhibbuddin Taberî, İmam Ali Rıza'nın (a.s) kendi Müsned'inde bu hadisi şu ibareyle naklettiğini yazıyor: Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Hakikaten Allah (azze ve celle) kızım Fatıma'yı ve onun evlatlarını ve onları sevenleri ateşten kesmiş, ayırmıştır. Bunun için Fatıma (kesilmiş, ayrılmış) diye isimlendirilmiştir." (Zehâir-ül Ukbâ, s.26)Kenz-ül Ummâl'da bu hadis şöyle nakledilmiştir: "Onun Fatıma diye adlandırılması, Allah'ın onu ve onu sevenleri ateşten uzaklaştırmış olduğu içindir." (Kenz-ül Ummâl, c.6, s.219.)İbn-i Esir, "en-Nihaye" adlı kitabında şöyle yazıyor: "Fatıma, "Betûl" (ayrılan) diye adlandırılmıştır. Çünkü o, kendi zamanının kadınlarından fazilet, din ve soyluluk yönünden ayrılmış (ve seçkinlik kazanmış)tır." (en-Nihâye, "Betele" maddesi)Bazıları da dünyadan kopup Allah'a yöneldiği için bu adı aldığını söylemişlerdir. Ubeydet-ül Harevî de "Garibeyn" adlı kitabında şöyle yazıyor: "Fatıma'nın "Betûl" diye isimlendirilmesi, eşsiz olduğu içindir."İbn-i Esir, "Üsd-ül Gabe" adlı kitabında, Hz. Fatıma'nın hayatını anlatırken şöyle yazıyor: "Fatıma'nın künyesi, "Ümmî Ebiha" (babasının annesi) idi." (Üsd-ül Gâbe, c.5,s.520.)İbn-i Abdülbirr, "el-İstiâb" adlı kitabında İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Resulullah'ın (sav) kızı Fatıma'nın künyesi, "Ümmî Ebiha" idi." (el-İstiâb, c.2, s.752.)Sahih-i Tirmizî, kendi senediyle Resulullah'ın zevcesi Aişe'den şöyle nakletmiştir: "Ben, Resulullah'ın (sav) kızı Fatıma kadar oturup kalkmasında, davranış, tutum ve vakarında Resulullah'a (sav) benzeyen birisini görmedim."Ve yine şöyle demiştir: "Fatıma, Peygamberin (sav) yanına geldiğinde, Peygamber yerinden kalkıp ona doğru gider ve onu öpüp kendi yerinde oturturdu. Peygamber (sav) de onun yanına geldiğinde, Fatıma yerinden kalkar, onu öper ve kendi yerinde oturturdu." (Sahih-i Tirmizî, c.2, s.319, hadis no: 3807, Sahih-i Ebi Dâvud, s.223 hadis no: 4540, Müstedrek-üs Sahihayn, c.4, s.172, Edeb-ül Müfred, s.136. Feth-ül Bâri, c.9, s.200.)
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş
"Ey Fatıma, neden Fatıma (kesilmiş, ayrılmış) diye isimlendirildiğini biliyor musun?" Ben (Ali): "Neden Fatıma diye isimlendirilmiş ya Resulullah?" diye sordum. Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Çünkü Allah (azze ve celle) kıyamette onu ve onun soyundan gelenleri cehennem ateşinden kesmiş, ayırmıştır."Muhibbuddin Taberî, İmam Ali Rıza'nın (a.s) kendi Müsned'inde bu hadisi şu ibareyle naklettiğini yazıyor: Resulullah (sav) şöyle buyurdu: "Hakikaten Allah (azze ve celle) kızım Fatıma'yı ve onun evlatlarını ve onları sevenleri ateşten kesmiş, ayırmıştır. Bunun için Fatıma (kesilmiş, ayrılmış) diye isimlendirilmiştir." (Zehâir-ül Ukbâ, s.26)Kenz-ül Ummâl'da bu hadis şöyle nakledilmiştir: "Onun Fatıma diye adlandırılması, Allah'ın onu ve onu sevenleri ateşten uzaklaştırmış olduğu içindir." (Kenz-ül Ummâl, c.6, s.219.)İbn-i Esir, "en-Nihaye" adlı kitabında şöyle yazıyor: "Fatıma, "Betûl" (ayrılan) diye adlandırılmıştır. Çünkü o, kendi zamanının kadınlarından fazilet, din ve soyluluk yönünden ayrılmış (ve seçkinlik kazanmış)tır." (en-Nihâye, "Betele" maddesi)Bazıları da dünyadan kopup Allah'a yöneldiği için bu adı aldığını söylemişlerdir. Ubeydet-ül Harevî de "Garibeyn" adlı kitabında şöyle yazıyor: "Fatıma'nın "Betûl" diye isimlendirilmesi, eşsiz olduğu içindir."İbn-i Esir, "Üsd-ül Gabe" adlı kitabında, Hz. Fatıma'nın hayatını anlatırken şöyle yazıyor: "Fatıma'nın künyesi, "Ümmî Ebiha" (babasının annesi) idi." (Üsd-ül Gâbe, c.5,s.520.)İbn-i Abdülbirr, "el-İstiâb" adlı kitabında İmam Cafer Sadık'ın (a.s) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Resulullah'ın (sav) kızı Fatıma'nın künyesi, "Ümmî Ebiha" idi." (el-İstiâb, c.2, s.752.)Sahih-i Tirmizî, kendi senediyle Resulullah'ın zevcesi Aişe'den şöyle nakletmiştir: "Ben, Resulullah'ın (sav) kızı Fatıma kadar oturup kalkmasında, davranış, tutum ve vakarında Resulullah'a (sav) benzeyen birisini görmedim."Ve yine şöyle demiştir: "Fatıma, Peygamberin (sav) yanına geldiğinde, Peygamber yerinden kalkıp ona doğru gider ve onu öpüp kendi yerinde oturturdu. Peygamber (sav) de onun yanına geldiğinde, Fatıma yerinden kalkar, onu öper ve kendi yerinde oturturdu." (Sahih-i Tirmizî, c.2, s.319, hadis no: 3807, Sahih-i Ebi Dâvud, s.223 hadis no: 4540, Müstedrek-üs Sahihayn, c.4, s.172, Edeb-ül Müfred, s.136. Feth-ül Bâri, c.9, s.200.)
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş