Bir toplumun temeli sayılan aile; toplumun varlığını sürdürmesi, gelişmesi, yükselmesi açısından önemli bir konuma sahiptir. Toplumun özünü oluşturan aile, İslam'ın öngördüğü ahlaki değer yargılarıyla bütünleştiği ölçüde üstün anlam kazanır. Bu bakımdan İslam'ın nurlandırdığı aile; değerli, onurlu, saygıdeğer ve kutsaldır.
İslamî ilkelerin doğrultusunda kurulmaya çalışılan yeni bir ailede dürüstlük ve güven temel oluşturmalıdır. Doğru söz, verilen sözü yerine getirme, vefa, aile temelini sağlamlaştıran unsurlardır. Aile yaşayışı ise aile bireylerinin karşılıklı görev ve haklarını çok iyi tespit etmesi, sorumluluklarının neler olduğunu bilmesiyle gerçekleşir. Bu konuda yine İslam'ın gösterdiği doğru ve aydınlık yol seçilmeli; dinimizin emirlerine uygun, ılımlı ölçüler benimsenmelidir.
Ailenin geçimini sağlama alanında, helal-haram ayrımı üzerinde dikkatli olmalı, titizlik gösterilmelidir. Yüce dinimizde erkeğin, evinin geçimini sağlamak için helal kazanç elde etmeye çalışması ibadet yapma hükmünde sayılmıştır. Kadın ise evinin hanımı olarak ailede düzeni ve huzuru sağlayan kişidir. Gerektiğinde evin geçimine katkıda bulunmak için birşeyler üreten, bilgi ve becerisini kullanarak başaran insandır. En önemlisi ise o bir annedir... Merhametin, sevginin, şefkatin özverinin sembolu anne.
Bu düşünceler üzerine belki, aile hiçbir sorunun yaşanmadığı masal ülkesindeki bir saray mıdır? sorusu akla gelebilir. Bu konuda dünyada her şeyin bir zıddı olduğunu kabul etmek gerekir. Aile içinde kimi zaman olumsuz durumlardan doğan tartışmaların olduğu bir gerçektir. Ancak her sorunun bir çözüm yolu bulunduğu unutulmamalıdır.
Bu konuda izlenecek yöntem de yine İslam düşüncesinden kaynaklanan değer ölçülerine bağlı kalarak çözüm aramaktır sorunlara. Karşılıklı saygı, güven ve hoşgörü ortamında. Her iki bireyin de kişiliğini zedeleyecek onur kırıcı olaylara girişmeden ailenin devamı ve mutluluğu için en uygun sonuca ulaştırmaktır önemli olan. Bu durumu Peygamber Efendimiz (sav) bir Hadisinde hükmüyle açıklığa kavuşturmuştur.
Hanımların ise; yine yüce dinimize göre ailenin namus ve şerefini koruma yükümlülüğü bulunmaktadır. Bu bakımdan hanımların ailenin çatısını yıkıcı rüzgarların etkisinden koruma sorumluluğu vardır. Özellikle çağımızda ekonomik çıkmazların yarattığı bunalımlar, ahlaki, kültürel ve geleneksel değerlerden uzaklaşma sonucunda ortaya çıkan manevi doyumsuzluk aile huzuruna gölge düşürmeye başlamıştır.
Ailede mutluluk tacının ışıldamasını sağlayacak olan ise yine evin hanımıdır. O, İslamın en güzel ahlakıyla kuşanmalıdır önce. Faziletleri aydınlatmalıdır evinin her köşesini. Eşi ise hanımının kendisi ve çocukları için huzur kaynağı olduğunu kavrayabilecek düzeye erişmek için dinimizin emirlerini doğru olarak öğreten kaynaklara başvurarak bilgi ve görgüsünü geliştirmelidir.
İslamın öğütlerine uygun bir yaşayışın aydınlattığı, Allah'ın rızasının gözetilerek huzurun her yanı kapladığı bir ailede insan mutludur. Böyle bir aile ise toplumun geleceğinin güvencesidir.