logo
29 MART 2024

Kültürsüzleşmenin riğer adı: Milenyum

26.09.2001 00:00:00
Prof. Dr. Haydar Baş'ın kalemindenDini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler

1999'un son günlerinde bir ilahiyat fakültemizde tez hazırlayan bir doktora öğrencisinin konusu "Hadisler Metin İle mi, Lafız İle mi Gelmiştir?" idi. Bu çalışma için Amerika'da bulunan Oryantalist İslam Araştırmaları Enstitüsü'nden yüklüce bir maddi destek de almıştır. Bu çalışma esas olarak hadisleri redde dayanıyordu. Aynı fakültede iki öğrenci daha aynı merkezden aldıkları maddî destekle oryantalistlerin iddialarını destekleyen çalışmalarına devam ediyorlar.

Diyalogun maksadı "Hıristiyanlığı yaymak" iken (bunu bizzat Papa 1992 yılında Roma'da yaptığı bir konuşmasında ifade etmiştir) bizim gayretimiz de diyalogla beraber Müslümanlığı yaymak olmalıdır diyoruz. Ancak durum hiç de öyle değil. Az önce kendisinden bahsettiğimiz İzmir İlahiyat Fakültesi'nde görevli ilahiyatçımız "Diyalog görüşmelerin de dinî tebliğden bahsetmek en büyük dinsizliktir" diyor. Vatikan'a göre Hıristiyanlığı tebliğ diyalogun temel hedefi, bize göre İslam'ı tebliğ en büyük dinsizlik. İşte diyalogun dehşet verici yüzü bu. Bu mantıkla ekilen diyalog tohumu semeresini vermeye başladı bile. Şimdi bu hususta, bazı olayları size nakledelim.

25 Aralık Cumartesi Noel gecesi Aya İrini Kilisesi'nde Milenyum partisi adı altında yapılması planlanan yılbaşı kutlamalarına ağırlıklı olarak Türkler katılacaktı. Törende içki içilecek, bale gösterisi yapılacak, tango ve valsler eşliğinde yeni yıla girilecekti. Bunu kim yapacaktı: Türkler. Yine bir Türk televizyonu NTV de bunu naklen dünyaya duyuracaktı.

Ancak bu kutlama faciasına Patrik Bartholomeos bile isyan etti. Bizim kutsal mekanımızda böyle bir şey yapılamaz, diyerek Kültür Bakanı'na bir mektup yazdı. Ve bu suretle kutlama iptal edildi.

Yine aynı gece yani 25 Aralık gecesi, İzmir'de bulunan Santa Maria Kilisesi'nde Papaz Enzio Fierli'nin dinî ayini başkanlığında yüzlerce Türk'ün bulunduğu kalabalık "bu kutsal geceyi" kutluyordu. Aynı gece Selçuk'taki Meryem Ana Kilisesi'ndeki (evindeki) yüzlerce Hıristiyan (aralarında oldukça fazla Türk de vardı) Maltalı Papaz Paul Baron'un eşliğinde "kutsal ayine" katılmıştı. Yine aynı gece İstanbul'daki Saint Antvan Kilisesi de tıklım tıklımdı ve kilisede binlerce Türk vardı. Onların başında da Baş Rahip Bonello Dominik bulunuyordu. Sabahlara kadar dualar okundu, org ve gitar çalındı, ilahiler söylendi.

Bu misaller çok fazla ancak buraya sadece bir kaçını almakla yetindik.

Bu misaller bize şu hakikati gösteriyor. 4-5 yı1 önce adı geçen bu kiliselerde bir tek Türk bile bulmak mümkün değilken, bugün diyalog faaliyetlerinin neticesi buralar binlerce Türk'le dolup taşmaktadır. Televizyon programlarında "Hıristiyan olmaktan korkmayalım" diyen ve adına İslamcı yazar denilen zevat var oldukça maalesef bu sayı daha da artacaktır.

KÜLTÜRSÜZLEŞMENİN HAZİN

BİR ÖRNE?İ: MİLENYUM

Her zaman ifade ettiğimiz gibi millî ve manevî değerlerine sahip çıkmak hususunda acze düşen milletlerin varlıklarını devam ettirmeleri zor belki de imkansızdır. İsmail Hâmi Danişmend, milleti tarif ederken şöyle demiştir: "Millet iki unsurdan oluşan bir karışım demektir. Bunlardan biri maddî, diğeri manevî unsurdur. Maddî unsur; toprak, nüfus, servet vs.dir. Manevî unsur; dil, din, örf ve adet gibi şeylerdir. Maddî unsurunu kaybetmiş yani istilaya uğramış bir millet, aradan yüzyıllar bile geçse manevî unsuru saklı kalmak şartıyla günün birisinde muhakkak dirilir. Fakat manevî binası yıkılmış bir millet için bir daha dirilme imkanı yoktur".

Bir milletin maneviyatı, maneviyatını oluşturan değerlere yabancılaşması ve başka kültürlerin yansımalarına kendini kaptırmasıyla çöküntüye uğrar ki; inkültürasyon (kültürsüzleşme) denilen de budur. Aniden cemiyet hayatımıza giren ve 2000 yılıyla özdeşleşen milenyum kavramı da milletçe yabancı kültürlerin etkisi altında kalışımızın hazin bir misalidir.

2000 yılı milenyum yılı olarak medyada, basın yayın organlarında yerini almıştır. Millenyum kıyafetleri üretilmekte, milenyum koşuları düzenlenmektedir. Kısaca milenyum insanımızın günlük hayatına kadar girmiştir. İşin asıl şaşılacak yanı hiç kimsenin milenyumun manasını ve ne ifade ettiğini bilmemesidir. Peki nedir bu milenyum? Bizim dünyamıza nasıl bu derece girivermiştir? Milenyum kelimesinin kökü olan "mille" Latince bin anlamına gelir. Bu kelimeye ilk olarak I. yy'a ait olan İncil'in Patmoslu Yohanna'ya ait "Vahiy Kitabında" rastlanır. Burada insanlığın iyilik (Mesih) ve kötülük (Deccal) güçleri arasında çıkacak olan savaş sonrası İsa'nın başkanlığında geçecek bin yıllık bir mutluluk çağı, şeytanın yenilmesi gibi konular figuratif bir dille anlatılır. Bin yılcı inanışın; altın çağ, altın nesil Mesih-Mehdi gibi ortak özelliklerinin yanı sıra bir de hicret inanışı vardır ki, asıl üzerinde durulması gereken nokta da budur. Bu düşünce anayurda dönüşü ifade etmek üzere bin yılcı inanışın odak noktasını teşkil eder. Millenerianist (bin yılcı) inanışın sahiplerinin döneceklerine inandıkları topraklar ise Ortadoğu ve Anadolu topraklarıdır. Daha açık ifadeyle buralar Hz. İbrahim'den dolayı kutsal sayılan Harran ve Efes'den Demre'ye kadar uzanan hac yoludur. O halde milenyum olarak ifade edilen bin yılcı inanış Anadolu'yu yurt edinen bizler için bir tehdit unsurudur.

"Üçüncü Bin Yılın Gündemi" kitabında Papa 2. Jean Paul milleneryanist Hıristiyanlığa bir övgü, bir işaret, bir hazırlık mesajı vermektedir. Nitekim Papa 25 Aralık Noel gecesinde "üçüncü bin yılda Asya'yı Hıristiyanlaştıralım" derken aslında, "bin yılcı inanışa göre kutsal kabul ettiğimiz toprakları Hıristiyanlaştıralım, artık buralara geri dönelim" işaretini vermektedir.

İşte toplum hayatımıza giren, dilden dile dolaşan, insanımızın adeta ağzına sakız ettiği milenyum kavramının milletimiz açısından ifade ettiği anlam budur.

MİSYONER VE ORYANTALİSTLERİN İSLAM'A YÖNELİK MUHARREF GÖRÜŞLERİ

1. Bugün Müslümanların elinde bulunan hadis kitapları güvenilir değildir. Peygamberden günümüze pek az sayıda hadis ulaşmıştır. Bu sebeple hadisler güvenilir kaynaklar olarak kabul edilemezler.

2. Kur'an tarihseldir. İndiği dönemin şartlarında geçerlidir. Hükümlerinin bir kısmı bugün uygulanamaz.

3. Ehl-i Kitap, mevcut dinlerinde kalmak suretiyle ebedi kurtuluşa erişebilirler.

4. İncil ve Tevrat semavî kitaplardır ve tahrifata uğramamışlardır.

5. Vahiy tabii bir olaydır. Peygamberin kendi istidadıyla ilahî kelamı duyması halidir.

6. Kur'an'ın meali, Kur'an'ın aynısıdır. Herhangi bir tefsir ve izaha gerek olmadan Kur'an, mealinden okunmak suretiyle anlaşılabilir.

7. Vesile ve şefaatin inkarı.
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
CHP adayı istifa edip AKP'ye katıldı
'Erdoğan'ın emrinde olacağız'
Rezalet ötesi
Yahudi askerler aşağılıkta da zirvede!
'Sandık, hepimizin namusuna emanettir'
Erdoğan son mitingini yaptı
'Gençler BTP’ye akın ediyor'
Zeytinburnu'nda BTP coşkusu
'Para sayma' soruşturmasında Muammer Keskin'in ifadesi
'Bağış karşılığı makbuz almadım'
Yargıtay Başkanı seçimi 31 Mart sonrasına kaldı
10. turda da sonuç çıkmadı
1 Nisan'da okullar tatil mi?
Milli Eğitim Bakanlığı açıkladı
Emekli maaşı için seçim sonrasını işaret etti
'Temmuz' ayında masaya yatıracağız'
"Siyasetten bağımsız bir araştırma enstitüsü kuracağız"
BTP İstanbul Adayı Cihan Erdoğanyılmaz

Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
28.03.2024 22:45:00
Anadolu Ajansı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Siverek-Şanlıurfa kara yolunun 3'üncü kilometresi Siverek Devlet Hastanesi yakınlarında, Mehmet Karakayalı idaresindeki 34 SRM 01 plakalı otomobil, Kudbettin Kazancı yönetimindeki 07 GHV 87 plakalı hafif ticari araç ve Hamdullah Kınış'ın kullandığı 63 N 5314 plakalı motosiklet çarpıştı.

Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye 112 Acil Servis, polis, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Kazada yaralanan 9 kişi Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan İbrahim Erol, Hamdullah Kınış ile kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Kaza nedeniyle ulaşıma kapanan kara yolu, araçların kaldırılmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sosyal medya platformu X hesabından, Siverek ilçesinde meydana gelen kazada 3 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 kişinin de yaralandığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Kazaya trafik ve sağlık birimlerimiz tarafından en hızlı şekilde müdahale edilmiş, yaralılar hastaneye kaldırılmıştır. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." 

Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

 
İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor.
28.03.2024 17:50:00 / Güncelleme: 28.03.2024 17:54:49
HASAN PARLAK
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar
 Utanmadan bir de paylaşım yapıyorlar

İnsanlıktan zerre kadar nasibini almamış çeteciler güruhu olarak da bilinen Yahudi askerler, Gazze'de yaptıklarıyla ahlaksızlıkta da zirveyi kimseye bırakmıyor. Nitekim Gazze'de soykırım yapan Yahudi askerleri, işgal ettikleri bölgede her türlü rezalete imza atıyor. Hatta rezaletlerini sosyal medyada paylaşmaktan da geri durmuyor. Reuters ajansında yer alan görüntüler de Yahudi askerlerinin ne kadar 'insanlık sınıfı'nın dışında olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim İsrail askerleri, Filistinlilerin evlerinde bulunan iç çamaşırlarıyla oynadıklarını gösteren fotoğraf ve videoları yayınlamaktan geri durmadı. Videolardan birinde Gazze'deki bir odada bir koltukta oturan İsrailli bir asker sırıtıyor, bir elinde silah, diğer elinde beyaz saten iç çamaşırını kanepede yatan bir yoldaşın açık ağzının üzerine sallıyor. Böylece Yahudi askerlerin insan olmadığını, başka tür bir mahluk olduğunu tüm dünyaya haykırıyorlar. 

Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor

Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Kurucusu Kenan Balcı, 'Gece geliyorlar, gündüz geliyorlar. Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyorlar' dedi.
28.03.2024 12:53:00
İhlas Haber Ajansı
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Balıkçı Kenan'dan İmamoğlu'na tepki: Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyor
Türkiye Deniz Canlıları Müzesi'nin de bulunduğu Beylikdüzü Balıkçı Kenan Tesisleri sahibi balıkçı Kenan Balcı İmamoğlu aleyhinde yapmış olduğu açıklamalar sonrasında işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alındı ve mühürlenmek istendi. Evraklarının tam ve eksiksiz olduğunu belirten tesis sahibi Balıkçı Kenan Balcı, "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla işletme adeta abluka altına alındı. 150 bin lira olan arazimize 1500 lira verip almaya çalışıyorlar" dedi.

Zabıta ekiplerine direnen Kenan Balcı, 'Ben 15 yıldır Anadolu Caddesi üzerinde, 50 yıldır da esnaflık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa gördüm. Zabıta ekipleri talimatla işletmemizi mühürlemeye geliyorlar. Bizlere de 'bu mühür sembolik' diye ifadelerde bulunuyorlar. Gündüz ayrı ekip, gece ayrı ekip geliyor. zabıta ekipleri işlerini bırakmışlar, Balıkçı Kenan Tesisleri'ni ablukaya almışlar. Gündüz zabıta ekip araçlarla geliyorlar. Gecede vinçlerle. Bizim arazimizi, işletmemizi elimizden almak için her yolu deniyorlar' ifadelerini kullandı.

"Ben bir esnaf olarak kazanımlarımı korumak amaçlı çıktığım bu yolda her geçen gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalıyorum" ifadelerini kullanan Balcı, '50 yıldır balıkçıyım. Esnaflık yapıyorum. İmamoğlu tarafından yaklaşık 5 yıl önce kendi tapulu arazimden bir kısmını hediye etmem istendi. Ben bu isteği reddettim. Ondan sonra isteklerini yerine getirmediğim için kapsamlı olarak yıpratma ve yıldırma kampanyası başlattılar. Kendi tapulu arazime el koydular. Metrekaresi 150 bin lira olan arazimin metrekaresini bin 500 liraya almaya çalıştılar. Biz sesimizi yükselttikçe, itiraz ettikçe onlar daha çok üstümüze gelmeye başladılar' dedi.

"Paradan kuleler yapan İmamoğlu ve ekibi istediklerine ulaşamayınca zulmün dozunu artırmaya başladı" diyen Balcı, '30 yıldır bu bölgede balıkçılık yapıyorum. Ruhsatımı kendisi verdi. Ama şimdi beni ruhsatsız balık satmakla suçluyor. Ruhsatsız olduğu gerekçesiyle işyerimi kapatmak istiyor. Bu dükkanım tam 15 yıldır aynı yerde faaliyet göstermekte. 15 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışan işyerimi istediklerini yapmadığım için ruhsatsızdır diye ilan edip kapatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar burada balık satmaya devam edeceğiz. Arazimi, işyerimi İmamoğlu'na yem etmeyeceğim. Bu arazimin tapularını pankart yapıp suratlarına çarpıyorum' diye konuştu.

"İmamoğlu'na karşı bizi koruyun"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım isteyen Balıkçı Kenan Balcı, 'Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Erdoğan sevdalısı esnaf olarak başımıza bu işleri açan, bize çökmeye çalışan, paradan yeni kuleler yapmak isteyen, İmamoğlu ve ekibine karşı bizi koruyun. Adaletin sağlanmasına vesile olun. Hz Ömer adaletinin temsilcisi sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyorum. Lütfen zulme karşı yanımızda olun' ifadelerini kullandı.

İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'ni takip etmek isteyen ulusal ve uluslararası basın mensuplarına yönelik Ankara ve İstanbul'da "basın merkezi" kurulacak.
28.03.2024 12:38:00
Anadolu Ajansı
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak
İletişim Başkanlığı, seçim için Ankara ve İstanbul'da basın merkezi kuracak

Başkanlıktan yapılan açıklamaya göre, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin Türkiye'nin yanı sıra uluslararası kamuoyunda da ilgiyle takip edilmesi bekleniyor.

Başkanlık tarafından kurulacak basın merkezleri ile ulusal ve uluslararası basın mensuplarının seçime ilişkin gelişmeleri sağlıklı ve hızlı şekilde takip etmelerine katkı sunulması amaçlanıyor.

Basın merkezleri gün boyunca, ulusal ve yerleşik uluslararası basın mensupları ile seçimleri izlemek üzere yurt dışından gelen uluslararası basın mensuplarının kullanımına açık olarak hizmet verecek.

Ankara ve İstanbul'da kurulacak basın merkezlerinde seçim sonuçlarına dair veriler, Anadolu Ajansı (AA) tarafından sağlanacak. Basın mensuplarına seçim sonuçlarını anlık takip etme imkanının yanı sıra teknik altyapı, simultane tercüme ve canlı yayın imkanı sunulacak.

Gün boyunca akademisyenler, kanaat önderleri, kamu kurum temsilcileri tarafından da ziyaret edilecek basın merkezlerinde, ulusal ve uluslararası basın mensupları konuklarla röportajlar yapabilecek.

Öte yandan, basın merkezlerinde, Türkiye'nin geçmişten bugüne çok partili siyasi hayatı, demokrasi ve seçim tecrübeleri, seçim kampanyalarına ilişkin fotoğraf ve görüntüleri içeren "Türkiye'nin Seçim Tarihi ve Demokrasi Tecrübesi" temalı sergi yer alacak.

Ankara'da Point Hotel'de, İstanbul'da The Marmara Taksim'de kurulacak basın merkezleri 31 Mart Pazar günü saat 14.00'ten itibaren basın mensuplarının hizmetine açık olacak. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.