Kur'anı Kerim'i anlamak, onu yaşamak, ona bağlı kalmak, mümin için ibadettir. Ona yakın olmak, ona teslim olmak, her hükmüne boyun bükmek, bir harf kadar bile inkara sapmadan inanmak, canlılık ve hidayettir.
Kur'an'ı okumak demek, emir ve yasaklarına harfiyen uymak demektir. Kur'an'ı okuma âdâbı kitaplarda sıralanır. Bunlardan biri de; tehdit ayetleri geldiğinde tehditkâr bir ses tonu ile, ta'zim kelimeleri geldiğinde saygıyı gösteren bir ses tonuyla okumaktır.Yine rahmet ve müjde ayetleri geldiğinde sevinmek, tebessüm etmek, cenneti ve rızasını istemek gerekir. Azab ayetleri geldiğinde takva elbisesine bürünerek, korkmak, titremek ve bu azametin karşısında hüzünlü olmaya çalışmak, ağlamak Kur'an karşısında takınılması gereken edeplerdendir. Bunun anlamı, kalp elektrosu gibi, satırlar akarken, vücut, ilahi hitaplar karşısında bu hali yaşayacaktır.Allah Resulü ve ashabı böyle okumuşlardır.Peygamberimize bakıcılık yapan, anne kadar yakın Ümmü Eymen, Rasulüllah'ın vefatından büyük üzüntü duymuş günlerce ağlamıştı.Hz. Ebu Bekir (r.a.) ve Hz. Ömer (r.a.) Ümmü Eymen'i (R.ha.) ziyarete gidiyorlar. Ümmü Eymen ağlamaya başlıyor. Diyorlar ki: "Allah Resulü'nün Allah indindeki makamı yüce değil mi, ne diye ağlıyorsun?" Şimdi şu cevaba bakınız:"Sadece Allah Resulü vefat etmedi. Vahiy de kesildi."Allah'a ve O'nun Resulüne imanı, aşkı, vahyi özetleyen sözü söyledi.Vahyin ilk geldiği anları hatırlayalım. Resulüllah Efendimiz titremiş, korkuya kapılmış ve terlemişti. Bundan sonra vahyin gelişlerinde hem mübarek vücudu ve hem de mübarek gönlü ile yaşadıklarını ashabına haber verdiğinde, bu ilahi cezbenin yüzlerde, kalplerde, dillerde tecellisi görünüyordu.Erkam'ın evinde toplanan sahabilerin pürdikkat bekledikleri Kur'an ayetleri hayatlara aksediyor, ruhlarda ilahi haşyet meydana getiriyordu.Ayetler ve sûreler ile bu doğrultuda yakın olmak, bu huşû ve dikkat ile okumak, gereğini yerine getirmek esastır.Bunun için önce usulüne uygun kıraatı ile okumak, ne dediğini, ne istediğini bilmek, Allah'ın kelâmı, sözü olduğunu bilerek sevmek, yakîn olmaya çalışmak ve her gün en az bir cüz okumak... "Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğreteninizdir."En hayırlı? Bütün hayırları içerisinde toplayanlar Kur'an'a yakîn olanlardır. Hem de öğretenler, Kur'an öğretmenliği yapanlar. Kur'an öğretmeni, tebliğcisi, Kur'an ahlakına bürünerek, Peygamberimizin şefkat, ilim, metod ve dikkatini örnek alarak bu vazifeyi yapmalıdır.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri
Kur'an'ı okumak demek, emir ve yasaklarına harfiyen uymak demektir. Kur'an'ı okuma âdâbı kitaplarda sıralanır. Bunlardan biri de; tehdit ayetleri geldiğinde tehditkâr bir ses tonu ile, ta'zim kelimeleri geldiğinde saygıyı gösteren bir ses tonuyla okumaktır.Yine rahmet ve müjde ayetleri geldiğinde sevinmek, tebessüm etmek, cenneti ve rızasını istemek gerekir. Azab ayetleri geldiğinde takva elbisesine bürünerek, korkmak, titremek ve bu azametin karşısında hüzünlü olmaya çalışmak, ağlamak Kur'an karşısında takınılması gereken edeplerdendir. Bunun anlamı, kalp elektrosu gibi, satırlar akarken, vücut, ilahi hitaplar karşısında bu hali yaşayacaktır.Allah Resulü ve ashabı böyle okumuşlardır.Peygamberimize bakıcılık yapan, anne kadar yakın Ümmü Eymen, Rasulüllah'ın vefatından büyük üzüntü duymuş günlerce ağlamıştı.Hz. Ebu Bekir (r.a.) ve Hz. Ömer (r.a.) Ümmü Eymen'i (R.ha.) ziyarete gidiyorlar. Ümmü Eymen ağlamaya başlıyor. Diyorlar ki: "Allah Resulü'nün Allah indindeki makamı yüce değil mi, ne diye ağlıyorsun?" Şimdi şu cevaba bakınız:"Sadece Allah Resulü vefat etmedi. Vahiy de kesildi."Allah'a ve O'nun Resulüne imanı, aşkı, vahyi özetleyen sözü söyledi.Vahyin ilk geldiği anları hatırlayalım. Resulüllah Efendimiz titremiş, korkuya kapılmış ve terlemişti. Bundan sonra vahyin gelişlerinde hem mübarek vücudu ve hem de mübarek gönlü ile yaşadıklarını ashabına haber verdiğinde, bu ilahi cezbenin yüzlerde, kalplerde, dillerde tecellisi görünüyordu.Erkam'ın evinde toplanan sahabilerin pürdikkat bekledikleri Kur'an ayetleri hayatlara aksediyor, ruhlarda ilahi haşyet meydana getiriyordu.Ayetler ve sûreler ile bu doğrultuda yakın olmak, bu huşû ve dikkat ile okumak, gereğini yerine getirmek esastır.Bunun için önce usulüne uygun kıraatı ile okumak, ne dediğini, ne istediğini bilmek, Allah'ın kelâmı, sözü olduğunu bilerek sevmek, yakîn olmaya çalışmak ve her gün en az bir cüz okumak... "Sizin en hayırlınız Kur'an'ı öğrenen ve öğreteninizdir."En hayırlı? Bütün hayırları içerisinde toplayanlar Kur'an'a yakîn olanlardır. Hem de öğretenler, Kur'an öğretmenliği yapanlar. Kur'an öğretmeni, tebliğcisi, Kur'an ahlakına bürünerek, Peygamberimizin şefkat, ilim, metod ve dikkatini örnek alarak bu vazifeyi yapmalıdır.
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri