KELAM-I KALEM / Hümeyra EZERGÜL
Pembe, yeşil, sarı, beyaz, renk cümbüşü raflar. Çiçek kokan, meyve kokan, ferahlatan cazibeli şeyler. Güzele meyyal yaratılmış insanoğlunun zevkine hitap eden, çoğumuzun bolca tükettiği sabunlar, şampuanlar, deterjanlar, spreyler ve birçok temizlik malzemeleri. Evet, onlardan bahsediyorum. Halı şampuanından tutun da, parlatıcılara, kokulu ütü sularından gardrop spreylerine varan, hatta onları da aşan daha yazamadığım nicelerinden...
Türkiye'de, temizlik maddeleri adı altında toplanan bu ürünlerin en çok tüketilenler listesinde baş taraflarda bir yer işgal ettiği kesin. Son zamanlarda bu iş için bir hayli dükkan açıldığının sizler de farkındasınızdır. Hepimiz, neredeyse hergün bu gibi yerlerin bir yenisini görüyoruz. Hatta bu iş için dışarı çıktığımızda yakın civarda dört-beş alternatifimiz bulunuyor, kaldı ki bakkal ve marketlerde de bu ürünler mevcut.
Peki, bu kriz ortamında bu kadar insanın bu kadar çeşide verdiği çuvalla paralar nereye akmakta? Gerçekten bunu merak ediyorsanız evinizi bu gözle bir tarayın ve herbirinin üzerindeki üretici firmayı okuyun. Göreceksiniz, bir çoğunu okumakta güçlük çekeceksiniz. Çünkü çoğu yabancı firmalar. Sakın ürünün ismine, markasına da aldanmayın! Siz üretici firmaya bakın!... O zaman Türk milletinin paralarının nereye aktığını anlarsınız.
Yok biz zaten çoğunun yabancı olduğunu biliyorduk diyorsanız, aynı üründen yerli firmaların da üretmesine rağmen bu seçici olma sorumluluğunu üstlenmiyorsanız, sizleri de vatan, millet sevgisine, vicdana ve erdeme davet ediyorum. Ayrıca önemsenemez, küçük hiçbir şeyin olmadığını hatırlatıp, bir ağacın tohumdan olduğunu bilelim ki yarın karşılaşacağımız şeylerin tohumlarını bugün ona göre atalım, diyorum.
Bir zamanlar yerli malına değer veren, onun haftasını kutlayan bu milletin bu alana akıtmış olduğu paralar keşke ülkemize, insanımıza yani tekrar bize kalsa idi. Şimdi ise büyüklerimizin anlattığı yıllar öncesi "Kuru sabunlar (Kurusa-bunlar)" diye bağıra bağıra sokaklarda gezen yabancı uyruklu işportacı kişilerin torunlarına akmakta...
Velhasılı, bugün daha güzel, daha başarılı ve rahat günlere ulaşmamız için; bu vatanın evlatları, bu toprakların sahipleri olarak daha dikkatli olmamızı, alacağımız her ürünün kime ya da kimlere ait olduğunun bilinciyle alış-veriş yapmamızı dilerim!..
Pembe, yeşil, sarı, beyaz, renk cümbüşü raflar. Çiçek kokan, meyve kokan, ferahlatan cazibeli şeyler. Güzele meyyal yaratılmış insanoğlunun zevkine hitap eden, çoğumuzun bolca tükettiği sabunlar, şampuanlar, deterjanlar, spreyler ve birçok temizlik malzemeleri. Evet, onlardan bahsediyorum. Halı şampuanından tutun da, parlatıcılara, kokulu ütü sularından gardrop spreylerine varan, hatta onları da aşan daha yazamadığım nicelerinden...
Türkiye'de, temizlik maddeleri adı altında toplanan bu ürünlerin en çok tüketilenler listesinde baş taraflarda bir yer işgal ettiği kesin. Son zamanlarda bu iş için bir hayli dükkan açıldığının sizler de farkındasınızdır. Hepimiz, neredeyse hergün bu gibi yerlerin bir yenisini görüyoruz. Hatta bu iş için dışarı çıktığımızda yakın civarda dört-beş alternatifimiz bulunuyor, kaldı ki bakkal ve marketlerde de bu ürünler mevcut.
Peki, bu kriz ortamında bu kadar insanın bu kadar çeşide verdiği çuvalla paralar nereye akmakta? Gerçekten bunu merak ediyorsanız evinizi bu gözle bir tarayın ve herbirinin üzerindeki üretici firmayı okuyun. Göreceksiniz, bir çoğunu okumakta güçlük çekeceksiniz. Çünkü çoğu yabancı firmalar. Sakın ürünün ismine, markasına da aldanmayın! Siz üretici firmaya bakın!... O zaman Türk milletinin paralarının nereye aktığını anlarsınız.
Yok biz zaten çoğunun yabancı olduğunu biliyorduk diyorsanız, aynı üründen yerli firmaların da üretmesine rağmen bu seçici olma sorumluluğunu üstlenmiyorsanız, sizleri de vatan, millet sevgisine, vicdana ve erdeme davet ediyorum. Ayrıca önemsenemez, küçük hiçbir şeyin olmadığını hatırlatıp, bir ağacın tohumdan olduğunu bilelim ki yarın karşılaşacağımız şeylerin tohumlarını bugün ona göre atalım, diyorum.
Bir zamanlar yerli malına değer veren, onun haftasını kutlayan bu milletin bu alana akıtmış olduğu paralar keşke ülkemize, insanımıza yani tekrar bize kalsa idi. Şimdi ise büyüklerimizin anlattığı yıllar öncesi "Kuru sabunlar (Kurusa-bunlar)" diye bağıra bağıra sokaklarda gezen yabancı uyruklu işportacı kişilerin torunlarına akmakta...
Velhasılı, bugün daha güzel, daha başarılı ve rahat günlere ulaşmamız için; bu vatanın evlatları, bu toprakların sahipleri olarak daha dikkatli olmamızı, alacağımız her ürünün kime ya da kimlere ait olduğunun bilinciyle alış-veriş yapmamızı dilerim!..