Şükürle alakalı bir konu daha var: Cömertlik konusu. Şükrün edası için bir bakıma Allah yolunda harcamak ta gerekiyor. Kur'an'da, Fatiha'dan sonra gelen ikinci sürenin hemen başında: "Onlara verdiğimiz rızıktan infak ederler." (Bakara, 2/3) buyuruluyor. Yani, dağıtırlar. Cömert olacak adam. Sen bunu yapmazsan cimrisin. "Niye vereceğim? Bunu kendim kazandım. Ortağın mı vardı?" diyerek başlarsın her şeyi nefsine maletmeye. Zekatını vermezsin. Sadakanı vermezsin, Fitreni vermezsin. Sahabeden Sa'lebe isminde bir zat bir gün Allah'ın Sevgilisine geliyor: "Ya Resulüllah! Rabbime dua et, bana zenginlik versin" diyor. Şartı da; "Sahabenin fakirlerine yardım etmek." Hz. Peygamber buna güç yetiremeyeceğini bildiği için onu ikaz ediyor. Bunun üzerine gene geliyor. Aynı cevabı alıyor. Çok ibretli bir olaydır bu. Rasulüllah'a da gönül koyuyor. Derken, bu koyun ticaretine başlıyor. Bir, iki, üç, beş; zengin oluyor. Vadiler dolusu koyunu oluyor. Ve ilk defa cemaatle namazı terkediyor. Bu zatın bir adı da "Mescit kuşu" idi. Yani, bütün vakit namazlarını Mescid-i Nebi'de, Peygamberle kılardı. Onun için de Resulüllah, "Haline şükret" diye ona devamlı beyan ederdi. Zamanla öyle oluyor ki, Cuma'yı terkediyor. Zekat ayeti geldiği zaman, Resulüllah ona zekatını almak için iki tahsildar yollary. Ellerine zekatı nasıl alacaklarına dair bir de belge verir. Belgeyi gören Salebe; "Bu cizye ve harçtan başka birşey değil, siz şimdilik gidin, ben hele bir düşüneyim" der. Bunun üzerine Tevbe Suresi 75-76 ayetleri nazil olur "... Allah onlara istediklerini fazl-u kereminden verince cimri kesildiler. Allah'ın emrine uymaktan yüz çevirdiler. Zaten onlar dönecektirler. Allah'da verdikleri vadi tutmadıkları ve yalan söylemeyi adet edindikleri için, onların bu fiillerinin akıbetini, kalblerinde kımayet gününe kadar sürecek bir nifaka çevirdi" (Taberi, c.10, s.188-189; İbn-i Kesir, c.2, s.373-374) Cenabı Hakkın; işaret ederek kulları hakkında hüküm vermesi çok nadirdir. Çok enterasandır. İbret-i alem olsun diye, "Sa'lebe münafık oldu" ayeti nuzul oluyor. Yakınları ona: "Git Peygamberden özür dile" diyorlar. Hz. Peygambere gitmiş olmasına rağmen, Peygamber: "Allah'ın kabul etmediğini Ben kabul etmem" diyor.