Ayet-i Celile'de Cenab-ı Hak, münafığın iç tabiatını beyanla: "Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır" (Bakara; 2/10) buyuruyor. "Onlara: Yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler." (Bakara; 2/11).Buradaki, özellik fitne çıkardığı halde kendisinin hak ve hakikat üzere olduğunu beyan etmesidir. Bazen orada bazen burada olmasıdır. "Bunların arasında bocalayıp durmaktalar; ne onlara (bağlanıyorlar) ne bunlara. Allah'ın şaşırttığı kimseye asla bir (çıkar) yol bulamazsın." (Nisâ, 4143).Yani sana geliyor, senden oluyor, başkasına gidiyor ondan oluyor. Orada başka burada başka. Allah muhafaza eylesin!Halbuki kafirin hâli birdir. Onun görünen bir yüzü vardır. Onunla sana, "Ben buyum!" der. Yani küfrünü inkar etmez. Öteki daha tehlikelidir. Seni dinler, sonra ispiyonculuk yapar. Tehlikeli olan bu. Seni dinleyip ispiyonculuk yapan mı indallahta/Allah huzurunda daha az ceza görür, yoksa olduğu gibi sana görünen mi? "İnanmıyorum" diyen, açıkça "inanmıyorum" diyor. Öteki demiyor.Sonra, ayette, "Onlar namaz kılmaz", "Zikretmezler" diye geçmiyor. "Allah'ı az zikrederler." Namaza kalkarken sanki boynunda yük vardır, zoraki kalkar. Hülasa onu gördüğünde sen iman ehli zannediyorsun. Ama meğer değilmiş. Allah'ın dikkat çektiği husus da budur."Onlar için elim bir azap vardır." (Bakara; 2/10).