bizden sonra geleceklere.
Bir ağız rüzgarına bağlıyız,
mutluyuz bir gönül
hatırlamasıyla.
Anlatılmaz bir söz,
ulaşılmaz bir devlet bu.
Biz karanlık toprakta,
oysa siz uykuda.
"Şüphe yok ki bunda
korkanlar için ibretler vardır."
Ey din yolunun yolcusu!
şunlar akıllılık alameti.
Alırsan bunları dikkate,
kurtar gönlünü gaflet
boyunduruğundan.
Bırak emelleri bir yana.
Uzak tut gönlünü dünyadan.
Göçmeden önce bu
dünyadan ol takva sahibi.
"Her şey fânîdir, helâk olur."
"Ulu Rabbim! Gufranını
dileriz. Varacak, sensin!"
İlahî! Yetiş imdadımıza
adının hürmeti için,
sıfatlarının hürmeti için.
Senin gücün yeter.
Seslenirsem, dersin, dâvâdır.
Susup otursam, dersin,
mânâsız.
Gülersem, dersin, ağaçkakan.
Ağlarsam, dersin, riyakâr.
Ey her şeyi bilen biricik
yüce Rabbim!
Bak aczimize kereminle.
Hallâc "Enelhak" dedi,
tacidar oldu,
Abdullah "Hak" dedi,
bâcdar oldu.
Cezalandırırsan kullarını,
tebah olur kerem defteri.
Yüklersen amellerimizi
boynumuza,
yüzlerimiz siyah olur.
Ey derviş;
Sabah kalktığında bak aynaya.
Güzelse yüzün,
kötü iş yapma.
Çirkinse yüzün,
iki kez kötü iş yapma.
Mabudun hicabı mevcut
olan her şey.
Kaldır hicabı, kavuş Mabuda.
İlahî, vacib olsaydı kulun sana,
yaşardı layık olduğu
gibi sana.
Ayağı yedi yıldıza ulaşanın
kalemi yedi ülkeye ulaşır.
Ne elde edilir kalemden
çıkan ilimden?
Yüce Allah'ın kulun
gönlüne döktüğüdür ilim.
şeyhin müride, üstadın
öğrenciye verdiğini
verir mi duman ateşten,
toztoprak rüzgardan?