Ama ne yaparsa yapsın, (mesela bir şeyi bir yerden alıp başka bir yere koysun) bu, sünnet hükmündedir. Resulullah'ın yaptığı herşey ibadettir. Çünkü O'nun yaptığı herşey Allah'ın kontrol ve murakabesinde gerçekleşir.Din, hem dünya hayatını güzelleştirmek, hem de ahiret hayatını kazanmak maksadıyla var olduğuna göre, Peygamber Efendimizin mübarek sakalını taramasından aynaya bakmasına, insanlarla musafaha yapmasından uyumasına kadar her şeyi ibadettir. Bunların hepsi bizim için mukaddes ve muazzezdir. Bir müminin bu sünnetlerin hiçbirini diğerinden ayırt etme hakkı yoktur. Gelelim sünnetin dinde delil olmasına... Cenab-ı Hak bu konuda Kur'an'ında şöyle buyuruyor: "Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir" (Haşr, 59/7)."Çünkü ümmilere içlerinden kendilerine ayetlerini okuyan, onları temizleyen, onlara kitabı ve hikmeti öğreten bir Peygamber gönderen O'dur. Kuşkusuz onlar önceden apaçık bir sapıklık içindeydiler" (Cuma, 62,2).Ayette geçen 'kitab' ifadesinin Kur'an-ı Kerim'i, 'hikmet' ifadesinin hadis-i şerifleri işaret ettiği konusunda İslam uleması ittifak içindedirler. Bir başka ayette ise, "Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah'a ve Resule götürün (onların talimatına göre halledin), bu hem hayırlı ve hem de netice bakımından daha güzeldir" (Nisa 4/59) buyurulmaltadır.Sünnetin delil olduğuna dair ayetler pek çoktur. Bunlardan biri de Necm sûresinin 53. ayet-i kerimesidir: "O arzusuna göre konuşmaz. O (bildirdikleri) vahyedilenden başkası değildir". Yani Allah'ın Sevgilisi heva-i nefsinden konuşmaz, O'nun söyledikleri vahiyden başkası değildir. Peygamberimizin konuşmaları vahiy olduğuna göre, karşımıza iki türlü vahiy çıkmaktadır: Vahy-i metluv, vahy-i gayri metluv. Özetlersek; Kur'an ayetleri de vahiydir, Resulüllah'ın mübarek ağzından çıkan sözleri ve fiilleri de vahiydir.Peygamberimizin sünnetinin biz müminler için delil-kaynak olduğunu gösteren bir ifade de bizzat Veda Hutbesi'nde geçmektedir: "Ey insanlar! Size, sımsıkı sarıldıkça asla sapıtmayacağınız iki emanet bırakıyorum. Allah'ın kitabı ve Resulü'nün sünneti" (Muvatta, Kader, 3 (2.899) İbn-i Hişam, Sire C.3, s.251; Taberi, Tarih c.3,s.169).
RAHMETEN Lİ'L-ÂLEMÎN HZ. MUHAMMED (SAV) / Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın kaleminden Gönül Sohbetleri