Peygamberimiz (s.a.s.), hırs ve ihtirasa kapılmanın tehlikesine şöyle işaret eder: "Allah'a yemin ederim ki, benden sonra şirke döneceğinizden endişe etmem. Ancak ihtirasa kapılıp menfaat yüzünden birbirinizle didişmenizden korkarım" (Tecrid, c. IV, s. 513, H. No: 661)İnsana düşen, kazanmak için çalışıp tembellik yapmamaktır. Çünkü insanın kendi alınteriyle kazandığından daha değerli başka bir geliri yoktur. Peygamberimiz çalışmanın önemini şöyle dile getirir: "Hiçbir kimse kendi elinin emeği ile kazandığından daha hayırlı bir lokma asla yiyemez." (Tecrid, c. VI, s. 369, H. No: 967)Ayrıca, meşru yollardan kazanılan ve harcanan zenginlik övülmüştür: "Takva sahibi bir insan için zenginliğin hiçbir mahzuru yoktur."(Sünen-i İbn-i Mace, 12. Kitabu't-Ticarat, Bab: 1; H. No: 2141)Kanaat ile tevekkül, birbirleriyle yakından ilgili olan iki ahlâkî fazilettir. Tevekkül de; insanın gerçekleştirmek istediği bir iş için gereken her şeyi yapıp, sonucu Allah'tan beklemesi halidir. Yüce Allah şöyle buyurur: "...Allah'a tevekkül edene Allah kafidir. Allah emrini yerine getirendir. Allah, her şey için bir ölçü tayin etmiştir." (Talak, 3)Tevekkül İslâmî bir zihniyetin ifadesi durumundadır. İslâm'da herşeyi bilen, herşeye güç yetiren ancak Allahtır. Şimdi soruyorum: Rabbini bilen kendisini bilir mi, bilmez mi? Onun için bizim iddiamız şu: "Bütün dünyanın İslam'ı anlamaya, İslam'ı yaşamaya ihtiyacı var. Sadece bizim değil. Biz millet olarak tarihte doruk noktada bu dini zevk haline getirmiş, yaşamış bir milletiz".Şimdi, günümüzün bazı akl-ı evvelleri, insanımızı bu zevk-i maneviden kopartıp beşeri bir hayatın mahkumu yapmak istiyorlar. Onu zaten Avrupalı yapmış, ama hiç bir şey alamamış. Batılı bunu yapmış, hala yapıyor, hiç bir şey alamıyor. O seni kabul etmiyor diye, niye sen kendini inkar ediyorsun? Senin bu yaptığın acizliktir. Sen Allah'a ait bir nefha-i ilahi taşıman münasebetiyle, bu gerçeği benliğinde yaşayan bir varlık olarak, çok güçlüsün, çok kuvvetlisin. Onu öne çıkartıp, O'nunla beraber olsana! Kainat kadar zengin olursun. Kainat kadar güçlü olursun. Öyle değil mi? O'nu öne çıkartsana! Sen, o cevheri, o nefha-i ilahi/ruhu gizlemeye çalışıp, onu mahkum edenlerle beraber hakimiyetine devam ettiğin için sen de mahkum oluyorsun.