Hoca Ahmet Yesevi
Bizim anlattığımız insan tipleri geçmişimizde çeşitli organizasyonlarımızda yer almış; insanlığın irşadı, ikazı için fevkalade hizmetler yapmışlardır. Mesela Orta Asya dünyasına baktığımız zaman Hoca Ahmet Yesevi ve onun müridanını görmemek çok büyük bir eksiklik, hatta körlük olur. Oradaki yetişmiş büyük zevat, alperenler, bizim üzerinde oturduğumuz bu toprakları hatta onun öncesine de dayanarak konuşursak irşad ve ikaz eden Müslümanlardır, insanlardır; Allah şefaatlerinden mahrum eylemesin.
Mesela, yine Sarı Saltuk -ki bir derviştir- Balkanların irşadında hizmeti olan büyük bir zattır. Onun yetiştiği meşreb-i sufiyye, tasavvuf kurumu çok mühimdir. O kurum olmasaydı, bu seviyedeki Müslümanların olması belki de zor hatta imkansız olacaktı.
Yine Nijerya'nın İslam'a dönüşü bir Kadiri dervişinin oraya gitmesiyle başlar. Mürşidi olan zat; "Gidecekseniz, orada insanları ikaz ve irşad edeceksiniz" buyurmuştu.
"Efendim onlar benim dilimi bilmez, ben onların dilini bilmem; bu işi nasıl halledeceğiz?" dediği zaman, "Sen onların dilini zamanla, anlarsın. Kendi halini yaşamaya devam et gerisini de merak etme" demiş ve Nijerya'ya onu göndermiştir. Bugün Nijerya'ya gidin; buram buram maneviyat, bu zatın sayesinde orada hakim olmuştur. Ne yaptı? Oturdu bir yerde; çalışanlara yardım etti, ibadetini yaptı, yemesine içmesine kendi kurallarına göre devam etti. Kısaca insanların dikkatlerini üzerine çekti. Bu olunca da insanlar onun hayatına baktılar, etkilendiler. Tek tek İslamiyet'e girdiler. Orada böylece bir cemaat oluştu. Günümüzdeki hal de o temel üzerine kurulmuş bir maneviyat mimarisinin projesinin, eseridir diyebiliriz.