Onlar vefa ve emanet ehlidir
İmam Ca'fer (a.s.) şöyle buyurdu: "Bizim taraftarlarımız, takva ve çaba ehlidir; vefa ve emanet ehlidir; zühd ve ibâdet ehlidir; onlar gece ibâdet eder, gündüzleri oruç tutarlar"
26.06.2014 00:00:00
Ebû Hamza, İmam Ca'fer-i Sâdık'ın (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir: "Kıyâmet gününde, biz Ehl-i Beyt'ten sonra, Allah'ın Arş'ına yaratıkların en yakını olanı bizim taraftarlarımızdır." (El-Mehâsin, s.182). Ebû Basîr, İmam Ca'fer-i Sâdık'tan (a.s.) şöyle nakletmiştir: "Bizim taraftarlarımız, takva ve çaba ehlidir; vefa ve emanet ehlidir; zühd ve ibâdet ehlidir; gece ve gündüz boyu (farz ve nafileden oluşan) 51 rekât namaz ehlidir; onlar gece ibâdet eder, gündüzleri oruç tutarlar; mallarının zekâtını verir ve Beytullah'ın haccını yerine getirirler ve her haramdan kaçınırlar." (Fezâilü'ş-Şîa, s.44; Bihârü'l-Envâr, c.68, s.167; Müstedrekü'l-Vesâil, c.11, s.271). Mufazzal ise İmam Ca'fer-i Sâdık'tan (a.s.) şöyle nakletmektedir: "Ca'fer'in taraftarları, ancak mide ve cinsi iffete sahip olan, (Allah yolunda) çok çaba gösteren, Rabbi için amel edip onun sevabını ümid eden ve cezasından korkan kimsedir. Eğer böyle vasıflara sahip olanları görürsen, işte onlardır Cafer'in taraftarları!" (Fezâilü'ş-Şîa, s.53; Bihârü'l-Envâr, c.68, s.168). İmam Ca'fer-i Sâdık'tan (a.s.) bir de şöyle nakledilmiştir: "Dilde iddia edip de amellerimizde ve eserlerimizde bize ters düşen kimse, bizim taraftarımız değildir. Evet bizim taratarımız, hem diliyle, hem de kalbiyle bize muvafık olan ve eserlerimize uyan ve amellerimize amel eden kimselerdir, onlardır bizim gerçek taraftarımız. (Vesâilü'ş-Şîa, c.11, s.196; Bihârü'l-Envâr, c.68, s.164; Sefînetü'l-Bihâr, c.8, s.440). İmam Muhammed Bâkır'dan (a.s.) şöyle nakledilmiştir: "Ali'nin taraftarları, bizim velâyetimizde birbirlerine bağışta/katkıda bulunan, bizim dostluğumuzda birbirlerini seven kimselerdir, onlar, (birilerine) gazaplandıklarında zulmetmezler; razı olduklarında ise aşırılığa düşmezler; onlar, komşuluk yaptıklarına bereket vesilesidirler ve haşir neşir oldukları kimselere karşı da selamet ve barış içinde olurlar. (Mişkâtü'l-Envâr, s.61). İmam Ca'fer-i Sâdık (a.s.) buyurdu ki: "Allah, bizim taraftarlarımıza merhamet eylesin; onlar, bizim tıynetimizin artanından yaratılmış ve bizim velâyet suyumuzla yoğrulmuşlardır; onlar, bizim üzüntümüze üzülür, sevincimize sevinirler. (Şecere-i Tûbâ, c.1, s.3). İmam Muhammed Bâkır (a.s.) kendisinden nakledilen bir hadiste Câbir'e hitaben şöyle buyurmaktadır: "Ey Câbir, taraftarımıza benden selâm söyle ve onlara bildir ki bizimle Allah (Azze ve Celle) arasında akrabalık yoktur; O'na ancak itaat ederek yakınlaşılır." (El-Emâlî, Şeyh Tûsî, c.1, s.302).