Anlatılan manada haber, bize şu raviler yolu ile ulaşmıştır:
Şeyh Hibetüllah
Hasan b. Ahmet b. Abdillah Fatih Hanbeli
Hüseyin b. Cafer Vaiz,
Ahmed b. İsa b. Seken
Hüsam lakabı ile bilinen İbn-i İshak
İshak b. Rezin Rasini,
İsmail b. Yahya.
Atıyye'den naklen Müs'ir b. Kidam
Bunların rivayetlerine, en sonunda ashaptan Ebu Said'i Hudri'ye ulaşmaktadır ki, o da Rasulullah (s.a.v) efendimizin şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
-" Recep Allah için saygı gösterilmesi, hürmet edilmesi gereken haram aylardandır. Onun günleri, semanın altıncı kapısında yazılıdır.
Bir kimse recep ayında oruç tutar ise, orucunu, takva ile kötülüklerden arınmış bir hale getirir ise, o gün ve o kapı dile gelir, Yüce Allah'a şöyle yalvarırlar:
Ya Rabbi, onu bağışla.
Şayet o kimse, orucunu takva ile, (kötülüklerden korunarak) tamamlamaz ise, o kimseye şöyle derler:
-Sen kendini aldattın."
Aracın Ebu Hüreyye'den naklen anlattığı rivayete göre, Rasulullah (s.a.v.) efendimiz şöyle buyurmuştur:
-"Oruç bir kalkandır. Sizden biri, oruç tuttuğu zaman, cahillik etmesin. (Yani, kendini bilmezlik etmesin.)
Şayet bir kişi ona sataşır veya dövüşmek isterse şöyle desin:
-Ben oruçluyum."
Rasulullah (s.a.v) efendimiz, bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur:
-"Bir kimse, yala sözü ve yalan işi bırakmaz ise, Allah'ü Teala'nın aç ve susuz kalıp yemeyi içmeyi bırakmasına ihtiyacı yortur."
Hasan-ı Basri, Ebu Hüreyye'den naklen, Rasulullah (s.a.v) efendimizini şöyle buyurduğunu anlatmıştırb
-"Oruç cehennem ateşinden bir kalkandır, ama dilenmez ise."
-Ya Rasulullah, o nasıl delinir?
Şöyle buyurdu:
-"Yalan söyleyip/ gıybet etmekle." (Yani, onu bunu çekiştirmekle)
Ebu Hureyre r.a. Rasulullah (s.a.v) efendimizin şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
-"Oruç sadece yemeyi ve içmeyi bırakmakla olmaz, asıl oruç, boş sözü ve kötü bırakmakla olur."
Bir başka hadis-i şerif dahi, şu raviler yolu ile bize ulaşmıştır:
Şeyh Ebu Nasr Muhammed b. Bena...
Şeyh Ebu Nasr'ın babası Şeyh Ebu Ali b. Ahmed b. Abdillah b. Bena.
Muhammed Hafız.
Said b. Utbe.
Muhammed b. Haccac.
Hakan.
Netice rivayet, Enes b. Malik'e ulaşmaktadır ki, Rasulullah (s.a.v) efendimizin şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
-"Sayılacak beş şey var ki, bunlar orucu açarlar:
abdesti bozarlar:
a) Yalan
b) Nemime (söz gezdirmek)
c) Gıybet (Birini arkasından çekiştirmek)
d) Kötü şehvet isteği ile birine bakmak.
e) Yalan yere yemin etmek.
Ebu Nasr'ın babasından bize verdiği habere göre, Enes. b. Malik, Rasulullah (s.a.v) efendimizin şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
-"İnsanların etini yiyip duran kimsenin orucu yoktur."
Yani; Gıybet edenin. Onu bunu çekiştirenin
Ebu Nasr'ın babasından naklen bize verdiği habere göre, Huzeyfe b. Yeman şöyle demiştir:
-Bir kimse, oruçlu iken, bir kadının elbisesinin altındakini düşürür ise, onun orucu batıl olur.
Ebu Nasr, Süleyman b. Musa'dan naklen, Cabir b. Abdillah'ın r.a. şöyle dediğini anlattı:
-Oruç tuttuğu zaman, kulağına, gözüne, diline yalandan ve harama bakmaktan, haram dinlemekten oruç tutar.
Halka eziyet etmeyesin.
Sende bir sükunet ve vekar olmalı.
Oruç gününü, oruç bozma günü etmeyesin.
Rasulullah (s.a.v) efendimiz, bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur.
-"Niye oruç tutan var ki, oruçlarından kendilerine kalan ancak açlık ve susuzluk kalır.
Nice gece namazına kalkanlar vardır ki, yanlarına ancak uykusuzluk kalır."
Rasulullah (s.a.v) efendimiz şöyle buyurdu:
-"Bunun için arş titre, Rabbın gazabı taşar..."
Rasulullah (s.a.v) efendimiz, böyle buyururken, şu manayı anlatmak istemiştir:
-Yapılan amelle Yüce Allah'ın rızası istenmez. Halkın arzusu murad edilir ise.
Rasulullah (s.a.v) efendimiz, Allah'ü Teala'nın şöyle buyurduğunu anlattı:
-"Ben, hayırli ortağım. Bir kimse, ameline benden başkasını ortak eder ise, onu kabul etmem. Zira, ancak, benim için temiz olan ameli kabul ederim.
ey ademoğlu, durup gözetenin hayırlısıyım. Benden başkası için işlediğini amele bakarım.
mükafatın, kimin için amel işliyorsan, ona göre verilir."
Rasulullah (s.a.v) efendimiz, şöyle dua ederdi:
-"Allah'ım, dilimi yalandan, kalbimi nifaktan, amelimi gösterişten, gözümü hıyanetten sakla...
Sen gözlerin hainliğini kalblerde gizleneni bilirsin."
Oruç tutan kimseye düşer ki, Başta edepli ola.
Oruç halkın görmesinden ve bilmesinden korunmalıdır, gösteriş yapmamalıdır.
bu işi, yalnız oruçta değil, tüm ibadetlerinde yapmalısın. Ta ka dünyaya ve ahirette eliboşlardan olmayasın.
Şeyh Ebu Nasr, babasından naklen, Ebu Feraş'tan anlattığına göre, Abdüllah b. Ömer'in r.a. şöyle dediğini anlatmıştır:
-Rasulullah (s.a.v) efendimizin, şöyle buyurduğunu dinledim:
-"nuh aleyhisselam, ramazan ve kurban bayramı günleri hariç, bütün sene oruç tutardı.
Davut aleyhisselam, senenin yarısını oruç tutardı.
İbrahim aleyhisselam, her ayda üç gün oruç tutardı. Böylece bir seneyi hem oruç tutmuş, hem de bir seneyi yemiş gibi olurdu."
Bize, Şeyh Ebu Nasr anlattı. O da babasından almış ki, Muhammed b. Münkedir, Cabir b. Abdillah'ın r.a. şöyle dediğini bildirmiştir:
-Bir kimse, çölden Rasulullah (s.a.v) efendimizin huzuruna geldi. Şöyle sordu:
-Ya Rasulullah, bana kendi orucundan haber ver.
Onun bu sorusuna, Rasulullah (s.a.v) efendimiz, kızar gibi oldu. Hatta, yüzü kıpkırmızı oldu.
Bu durumu gören Ömer b. Hattab r.a. kimsenin üzerine yürüdü onu tartakladı, azarladı ve susturdu.
Bundan sonra Hazreti Ömer r.a. Rasulullah (s.a.v) efendimize şöyle sordu:
-Allah'ü Teala, beni sana feda eylesin. Bana, senenin tümünü oruçlu geçiren kimsenin durumunu bildir.
Rasulullah (s.a.v) efendimiz, onun için şöyle buyurdu:
-"O kimse, ne oruç tutmuştur, ne de oruç açmıştır."
Daha sonra şöyle buyurdu:
-Ya Rasulullah, her aydan üç gün oruç tutan kimsenin durumunu bildir.
Rasulullah (s.a.v) efendimiz şöyle buyurdu:
-"Bu kimse, senenin tümünü oruçlu geçirmiştir."
Daha sonra şöyle buyurdu:
-Ya Rasulullah, bana pazertesi ve perşembe günleri oruç tutan kimsenin durumunu anlat.
Bunun üzerine, Rasulullah (s.a.v) efendimiz şöyle buyurdu.
-"Perşembe günü, Ameller Yüce Allah'a yükselir. Pazartesi günü ise, benim dünyaya geldiğim gündür; bana vahyin gelmeye başladığı ilk gündür."