Buhari ve Müslim'de Cabir Hazretleri şöyle rivayet etmişlerdir. "Allah'ın Resulü Hendek gazasında bulunuyorlarken zevceme sordum: "Yiyecek birşeylerimiz varmı, Allah'ın Resulü açlıktan muzdarip halde bulunuyorlar". Zevcemin bir miktar arpası varmış... Değirmene koyup çekti. Bir de koyunumuz vardı onu da kesip pişirdik. Allah'ın Resulüne gidip kendilerini ve tensip buyuracakları birkaç sahabiyi davet ettim. Allah Reasulü; "Ben gelmedikçe yemeğinizi ocaktan indirmeyiniz. Hamurunuzu da fırına sürmeyiniz!" buyurdular. Sonra dönüp, Hendek'te kim varsa; "Gelin, Cabir'in yemeğine gidelim!" diye herkesi birden davet ettiler. Davete katılanlar, bin kişiye vardı. Allah'ın Resulü geldiler. Ve ocakta kaynayan tencereye, mübarek ağızlarından bir yudum kattılar. Hamura da aynı şeyi tatbik ettiler. Allah'a and içerek söylüyorum; bin kişi birden, sırayla kaplarına yemek koyup yedikleri ve doydukları halde tencere dopdolu kaldı. Arpa ekmeği koparıla koparıla yendiği halde eksilmedi"Yine, Cabir Hazretlerinden gelen bir başka rivayet da şöyledir:"Birgün Allah Resulünün karşılarnına bir adam çıkageldi. Biraz yemek istedi. Alemin Fahri kendisine bir miktar arpa hediye ettiler. O adam, zevcesi ve misafiri, bu arpayı öğütüp yiye yiye bitiremediler. Nihayet adam meraka düşüp arpayı tartmaya kalktı. Tartar tartmaz arpa tükeniverdi. Vaziyet Allah Resulüne haber verilince şöyle buyurdular: "Eğer arpayı ölçmeseydiniz, o arpa, siz hayatta kaldıkça tükenmezdi".