Ashab, Şaban ayının hilalini görünce, hemen Kur'an okumaya kapanırlar, zekatlarını hazırlayıp zayıf ve yoksulların Ramazan'ı rahat tutmaları için onlara verirlerdi.
Valiler hapishaneleri boşaltırlardı.
Tüccarlar borcunu ödeyip, alacaklarını da toplarlardı.
Biz mü'minler de örnek aldığımız Peygamber ve Ashab'ını taklit ederek büyük bir muhabbetle, aşkla Şaban ayını değerlendirmeliyiz.
Özellikle bu ayda tövbe istiğfarla temizlenmeliyiz. Cenab-ı Hakk'a yalvarırken, şefaat sahibi Resulullah (sav) Efendimiz'i vesile bilmeliyiz. Unutmayalım ki dün geçmiştir, yarına ulaşacağımızdan emin değiliz ama bugünü en iyi şekilde değerlendirebiliriz. Yani Receb ayı geçmiştir. Ramazan'a ulaşacağımızdan emin değiliz. Ama Şaban ayını bir ganimet bilerek en iyi şekilde değerlendirmeliyiz.
Hz. Aişe annemiz "Resulûllah (sav) Efendimiz, Şaban ayında tuttuğu oruç kadar, Ramazan ayı dışındaki aylarda oruç tuttuğunu görmedim" diye buyuruyor. Peygamber Efendimiz'e sorar:
-Görüyorum ki, Şaban ayında daha çok oruç tutuyorsun?
-Ya Âişe, bu ay öyle bir aydır ki; ölüm meleğine, gelecek sene içinde ölecek kimselerin isimleri bu ayda yazılıp verilir. İstiyorum ki; ismim ölüm meleğine verilecek ise ancak oruçlu olduğum halde verilsin."
"Peygamber Efendimize en sevimli gelen ay Şaban ayıydı" diye buyuruyor Aişe annemiz. "Zira, Şaban ayı, Ramazan ayına ulaştırırdı."
Şaban ayında hayır kapıları açılır.
Kullara bereketler, uğurlar iner.
Hatalar bir yana atılır.
Günahlar silinir.
Şaban, beş harften oluşmuş bir kelimedir. Şaban ayını ibadet ve taat ile geçiren mü'min'e bu kelimenin (Ş) harfi karşılığında şeref ve şefaat, (a) harfi karşılığında izzet ve keramet, (b) harfi karşılığında iyilik, (e: elif) harfi karşılığında ülfet ve yakınlık, (n) harfi karşılığında nur mukafâtı verilir.
O yüzden Şaban ayında mü'min kulun kalbi kirlerden kurtulmuş olur. Manevi kirlerden arınan kalble Ramazan'ı karşılar. Manevi kirlerden arınmadan Ramazan'ı hakkıyla idrak etmemiz mümkün değildir.
Peygamberimiz:
"Şaban ayına hürmet ve saygı besleyen, Allah'tan korkan ve bu ayı ibadet ve taatle geçiren ve kötülüklere karşı nefsine hakim olan kimsenin Allah ufak tefek günahlarını affeder. Aynı zamanda da o kimseyi bütün bir yıl boyunca bela ve hastalıkların her kötüsünden muhafaza eder" diye buyuruyor.
Bu ay Recep'le Ramazan'ın ortasında kaldığı için unutulabilir. Böyle değerli bir ayı ihmal etmememiz, en güzel şekilde değerlendirmemiz lazım. Özellikle salavatı çokça getirmeliyiz. Bol bol oruç tutmalıyız.
"Şaban ayının son pazartesi gününü oruçlu geçirirseniz, günahlarınız bağışlanır" diye buyuruyor Peygamber (sav) Efendimiz.
Dikkat edilirse son günü değil. Çünkü bir veya üç gün kala orucu karşılamak yasak edilmiştir. Üç ayları oruçlu geçirenler, üç gün önce oruca başlayanlar, müstesnadır.
Kur'an'ı çokça okumalıyız. Eğer bilmiyorsak öğrenmek için gayret göstermeliyiz. Fakir-fukarayı gözetmeliyiz. Hastayı, yaşlıyı ziyaret etmeliyiz. Özellikle bu ayın 15. gecesini özlemle bekleyip, en güzel şekilde ihya etmeliyiz.
Biz mü'minlere hediye edilen bu aylarda duayı da ihmal etmemeliyiz. Bütün ümmet-i Muhammed'e, özellikle savaş ortamındaki Filistin, Afganistan'daki müslümanlar için çok dua edelim. Allah tüm Müslümanlara selamet versin. Şaban ayını en güzel şekilde geçirip, Ramazan'a ulaştırsın. Allah'a emanet olun.
Züleyha Karakuş