1920 yılının ocak ayı. Kuvayı Milliye, Katma-Antep demiryolu hattını, Fransızlara karşı savunacak bir komutan aramaktadır. "Şahin" takma adıyla tanınan bir üsteğmen, bu göreve talip olur. Yemen, Trablusgarp, Balkan, Çanakkale, Galiçya, Sina savaşlarında bulunmuş bu gözü pek üsteğmen, görevi başarabilecek üstün meziyetlere sahiptir, ama...
-Kaç askerim olacak?
-Yok!
-Kaç makineli tüfek verilecek?
-Yok!
-Kaç dinamit, kaç bomba...
-Yok, yok, yok...
Bir başınadır Şahin. Kuvayı Milliye kendisine yalnızca İstanbul'dan kaçırılan bir miktar basit tüfek verebilecek durumdadır o kadar. Köy köy dolaşır, Şahin. Eli silah tutan herkese gider. Onları Antep adına, millet adına çiğnenen vatan adına göreve çağırır.
Bir ay sonra Fransız ordu komutanı şu kısa mektubu alır:
"Katma-Antep demiryolu hattını Fransızlara kapadım ve yasakladım. (Kuvayı Milliye Katma-Antep hattı Komutanı Üsteğmen Şahin)".
Gülüp geçerler; ama ertesi gün, Yüzbaşı Paul'ün mesajına gülemeyeceklerdir: "Kızılburun civarında saldırıya uğradık. On iki kişi kurtulabildik. Mühimmat da kaçırıldı"
Şahin, Fransızlardan aldıklarıyla, Fransızlara kan kusturur. Öyle bir an gelir ki bütün Fransız ordusunun tek problemi, bir başına mücadeleye başlamış bu yaman üsteğmen ile, etrafına toplanan iki yüz civarındaki gönüllüsü olur.
Değişik aralıklarla gerçekleştirilen baskınlar, Fransız ordu komutanını iyice çileden çıkarmıştır.
-Onu istiyorum general! Gerekirse bir tugay asker daha götürebilirsiniz.
1920 yılının son günlerinde, Kilis'ten Fransız harekatı başlar. Üç piyade birliği, yüz süvari, bir top bataryası ve dört tank; Şahin'in basit tüfeklerle donatılan iki yüz civarındaki gönüllüsüne göre korkunç bir üstünlük taşımaktadır.
Çiçekleri henüz tomurcuktur Kızılburun tepelerinin. Yeşilin en açık tonu yeni yeni gülümsemeye başlamıştır. Baharın insanlara yaşama sevinci tattırdığı günlerdir kısacası. Ancak ne var ki bu güzel günler, düşman çizmeleriyle zedelenmiş ve namus, şeref duygularıyla, bir başka etkilemektedirler Şahin ve adamlarını.
-Allahü Ekber.
Ölüm öncesi son ibadet yapılmaktadır. Amaçları en iyi biçimde ölebilmektir. Hiçbiri yaralı da olsa, geride kalmayı düşünmemektedir. Değişik pusu bölgelerinde düşmanın büyük bir bölümü yok edilir. Elmalı Köprü Antep öncesi son duraktır. Elmalı Köprü düşmanın, kendilerini bahane edip halka zulmetmesini istemeyen bir avuç kahramanın son direniş noktasıdır.
Elmalı Köprü, Türk'ün korkusuz kahramanlarının mezarı olur. Düşman, Şahini paramparça edip köprüye asar ve döner. Bu vahşeti eşi Zeynep, annesi ve Antepliler görür ama kimse ağlamaz. Şahin'in başlattığı kavgayı Mustafa Kemal Atatürk'ün yardımıyla tamamlayacak olan Antepliler dimdiktir.
-Başın sağolsun anne!
-Başın sağolsun bacım!
Bir tek cümle dökülür ağızlarından:
"Vatan sağolsun!"Ve geriye bir türkü kaldı.Şahin bey kavgada ilk kurban olduKafirin ordusu Antepe daldıAnalar babalar saçını yolduUyan Şahin uyan, gör neler olduSevgili Antepe düşmanlar doldu
Uyan Şahin uyan uyanmaz mısınDiz çöküp düşmana dayanmaz mısınAl kızıl kanlara boyanmaz mısınUyan Şahin uyan, gör neler olduSevgili Antepe düşmanlar doldu
Uyan Şahin uyan, yaran çok mudurDüşmandan öcünü alan yok mudurSaplanan bağrına yoksa ok mudurUyan Şahin uyan, gör neler olduSevgili Antepe düşmanlar doldu
Kimi yaralanmış kanlar saçıyorKimi sürngülere bağrın açıyorKimi yavrusunu almış göçüyorUyan Şahin uyan, gör neler olduSevgili Antepe düşmanlar doldu.