logo
29 MART 2024

Sel O'ndan iner, kuş O'na yükselemez

Hz. Ali buyurdu ki: "Beni kaybetmeden bana Allah'ın kitabından sorun. Her ayetin nerede nazil olduğunu, dağda mı, yumuşak toprakta mı indiğini herkesten daha iyi bilirim. Bana fitneleri sorun. Her fitnenin ne zaman kopacağını ve onda öldürülecekleri bilir
19.10.2013 00:00:00
Ahmet Erimhan / Uluslararası 7. Ehl-i Beyt Sempozyum Tebliği - IAdalete, ilahi aşka, gözyaşına, kadere teslim olmaya, zalime direnmeye, Sevgili için can vermeye, Allah'ın murad ettiği dine inanmaya itikad etmiş Ehl-i Beyt dostlarını, meleklerin gölgesinde yapıldığına gönülden inandığım bu Ehl-i Beyt sofrasından hürmetle selamlıyorum. Bu zengin sofradan kana kana içmemize ve doymamıza vesile olan Ehl-i Beyt'in has evladı Prof. Dr. Haydar Baş  Hocama da tüm kalbi duygularımla saygılarımı, şükranlarımı arz ediyorum. 14 asır boyunca adalet ve hakkı aramada Ehl-i Beyt'e  sığınan, zulme ve zalimlere karşı Ehli Beyt'in duruşunu şiar edinen, işkence ve kırbaç altındayken "Ali, Ali" diye seslenen tüm nesillere, Ehl-i Beyt'e her zamandakinden daha muhtaç olan bugünkü nesle ve aynı zamanda şu anda dünyanın dört bucağında adalet, hak ve inanç için mücadele eden Müslümanlara, bu mukaddes Ehl-i Beyt beraberliğinin bir zafer muştusu taşımasını, bir müjde günü olmasını temenni ediyorum. Değerli Ehl-i Beyt aşıkları! Kabul edelim ki bugün İslam toplumu inancını kaybetmiş, adaletten şaşmış, hedefini yitirmiş, itikadî sağlamlığı ölmüştür. Vahdet yitik malımız olmuştur bugün. Adalet, vahdet, itikadî sağlamlık, hedef ve inanç için İslam medeniyetini yeniden inşa etmek zorundayız. Her şeyin yeniden, insandan başlayarak, kurumlar ve ulema ve tüm kavramların tarifini yeniden yazmak zorundayız. Bunun için temel referansımız ne olacak? Hz. Ali'nin ve Hz. Hüseyin'in İslam adına katledildiği bir tarihe ve yazık ki bugün o tarihi kat be kat aşacak içerden ihanet örneklerine sahibiz. Yiğit düştüğü yerden kalkar. Hz. Peygamberin çocuklarına reva gördüğümüz zulmün her karesinden nadim olalım, gözyaşları dökelim ve bizleri doğru bir idrake ulaştırması için Allah'a geceler boyu dualar edelim. Çünkü bizim için vazgeçilmez, şaşmaz, yanılmaz bir tek kaynak var: Ehl-i Beyt!.. Değil mi ki Cenab-ı Hak bize Ehl-i Beyt'ini emanet olarak bıraktı, o halde medeniyetimizi ilmik ilmik örerken kıblemiz, ölçümüz, temel beslenme kaynağımız, referans adresimiz Ehl-i Beyt olacak, Ehl-i Beyt olmak zorundadır! Bu Süninin de, Şia'nın da reddebileceği bir durum değildir!Bakınız Ehl-i Beyt'in zirvesi Ali Efendimiz Kur'an'dan sonraki en önemli kaynağımız olması gereken bir üslup ve içerik şahikası Nechu'l-Belağa'da ne buyuruyorlar: "Beni kaybetmeden bana Allah'ın kitabından sorun. Her ayetin nerede nazil olduğunu, dağda mı, yumuşak toprakta mı indiğini herkesten daha iyi bilirim. Bana fitneleri sorun. Her fitnenin ne zaman kopacağını ve onda öldürülecekleri bilirim... Sel benden iner, kuş bana yükselemez." Evet sel O'ndan iner, kuş O'na yükselemez. Hodri meydan, var mı bu sözün üstüne söz söyleyebilecek birisi!  Bu nasıl bir iman, bu nasıl bir özgüven, bu nasıl bir zenginlik ve derinlik? Ve elbette bizler için sapasağlam, tertemiz bir liman! Elimizdeki en büyük İslam mirası, en büyük hazine Hz. Ali'dir, Ehl-i Beyt'tir kardeşlerim! Bunu vazgeçilmez bir hakikat olarak göğsüne bir zafer nişanı olarak takabilirsiniz! Her derdimize ilaç onlardır. Dar sokaklara dalmaya, karanlık dehlizlerde yüzmeye, fitnenin peşinde koşmaya, bâtıldan iktidar dilenmeye hacet yok. Hz. Ali'yi anlayalım, Hz Ali efendimizi hüccet ve kaynak kabul edelim yeter.Hepimize kıyamete kadar yeter!Buna karar verdiğimiz gün tüm dertlerimizden kurtulacak, yaşadığımız zillet sona erecek, Ehl-i Beyt mikyasında, Hz Ali'nin mukaddes adalet terazisinde hak ve bâtıl ortaya çıkacak ve Allah'ın murad ettiği İslam'ı anlamış ve yaşamış olacağız. Medeniyetimizi inşa ederken kıbelimiz, niyetimiz ve amelimiz sağlam olacak kardeşlerim. Ehl-i Beyt yolunun sağnak sağnak üstümüze rahmet olmasını istiyorsak adil olacağız. Yani Üstad BAŞ'ımızın adalet tarifleri ile haklıya hakkını teslim edeceğiz, hadsize de haddini bildireceğiz !İslam aslında tavırdırBu ölçü önemlidir ve bu ölçü içersinde kıymetli Ehli- Beyt dostları, Hz. Ali Efendimiz'in hilafet hakkı için "tarihte 3-5 kişi arasında yaşanmış ve orada kalmış basit bir ihtilaf" diyemeyiz. Eğer öyle olsa idi zaten mes'ele orada kalır unutulur giderdi. Bilakis bu gasp aslında Hz. Ali efendimize dönük bir hak gasbı değildir. Bu halkın, daha doğrusu İslam milletinin tüm zamanlarda hakkının gasp edilmesi demektir! O nedenle bu husus tarihsel bir mevzu olarak telakki edilemez. Altını bir kez daha çizelim ki hilafet mes'elesi basit, dünyevi bir iktidar savaşı değildir! Bu hususta yaşananlar İslam'ı şekillendirmiştir. Tercihimiz bizim bir imtihanımız olurken aynı zamanda tertemiz suyu, tertemiz mi yoksa bulanık mı içmek zorunda kalacağız, onu belirleyecektir. Bu hususu çözmeden, kalbi, ameli ve ölçüsel hatadan dönmeden rahmet akmayacak, bunu bilelim. Hz. Ali adaletine talip isek şayet O'nun hakkını teslim etmek zorundayız önce bu bir! Ehl-i Sünnet veya başkaları şu hakikati bilmek durumundadır: Hz. Ali Efendimiz ve Ehl-i Beyt ve İmamlar, tarihin tüm zamanlarında görülmemiş bir haksızlığa uğramıştır. Elbette o ulu'l-azim zümrenin şahıslarında haksızlığa uğrayan İslam'dır. Çünkü onlar İslamın müşahhaslaşmış, ete kemiğe bürünmüş hallerdir! Yoksa bahsettiğimiz şey Ali'nin mevkii makamı değildir. Efendimiz Ali için bunu konuşmak ayıpların en aşağısıdır! Çünkü Ali efendimiz meleklerin kanatlarında ve vahyin nefesi ile büyümüştür. Günahı tatmamıştır. Hz. Muhammed'in (s.a.a.) kardeşidir, Fatımatü'z-Zehra'nın biricik eşidir. İlim onsuz ilim değildir! Savaş meydanlarının yenilmez cengaverdir! Ve ne desek azdır! İşte bu Ali'nin derdi tabiidir ki İslam'dır! Hz. Peygember'in teslim, kendisine teslim ettiği ve kıyamete kadar korunması icap eden islam! O nedenle Ali Efendimizin her tavrı, imametinin çalınmasına karşı gösterdiği tavrı da sadece o dönem için değil, tüm zamanlar için doğurduğu sonuçları ile değerlendirilmelidir. Evet Hz. Ali Efendimiz Sakife'de gasp edilen hakkına karşı "susma" hakkını kullanmıştır. Bunun böyle olması gerekiyordu. Aksi takdirde Ali Efendimiz mesela eline silah alsa idi, şehadeti seçse idi, ya da zindana düşse idi ya da başkaca bir yöntemi seçmiş olsa idi İslam belki de tüm zamanlar da ortadan kalkabilirdi! Efendimiz Ali sadece yaşadığı döneme değil, tüm zamanlara velayet ettiğini susarak ispat etmiştir! O'nun sorumluluğu, kızgınlığı, üzüntüsü sadece Medine'dekiler ya da Sakife ahalisi değildir! Efendimiz susarak öyle bir tasarrufta bulunmuştur ki, yaşadığı dönemden kıyamete kadar devam edecek ve tek tek her insanın o teraziden yol ve istikamet bulduğu ve bulacağı bir adalet ortaya koymuştur. Aynı adalet anlayışı ile Hz. Hasan önce silahlı mücadele stratejisini uygular sonra yer altı mücadelesine yönelir. Hz. Hüseyin askeri açıdan düşmana galip gelmek için değil, imkansızlık döneminde düşmanı rezil etmek için şehadeti seçer! Böylece o şehadet kıyamet kadar devem edecek Ehl-i Beyt tasarrufunu "ben Müslümanım" diyen herkesin kafasına kafasına çakar! Zeynelabidin (a.s.) şehadeti seçemeyecek kadar zor şartlar altındadır. Zeynelabdin Efendimizin şehadeti toplumsal bir sonuç doğurmayacaktır. O nedenle Efendimiz sessizlik içinde ölmeye tercih ederek adaleti uygular! Muhammed Bâkır ve İmam Cafer adalet anlayışlarını, derin bir fikir mücadelesi temelinde oluştururlar. Böylece insan temelinde yeniden İslam milletinin temellerini ataralar. Medine ve Peygamber Mescidinden başka üssü kalmamış İslam yeniden ihya edilir. Küçük ve Büyük Gaybetin sahibi imamlar ise gaybetleri ile tüm müslümanları irşad ederler! Sonuç olarak şunu söylüyoruz. Ali ve diğer İmam Efendilerimizin her birinin adalet anlayışı aynı özdür ama uygulamaları farklı farklıdır. Birisi susar, diğeri savaşır, bir diğeri şehid olur, başkasının şehid olacak dahi imkanı yoktur sessiz şehadeti seçer, diğeri insan yetiştirir. Bir başkası gaybete çekilir ve gayebetten insanlığı irşada devam eder. Bunların hepsi sonsuz bir şekilde adildir ve ilahi adalet yöntemleridir bunlar! Ve aynı zamanda Müslümanlar için farklı seçenekler sunan rahmet kapılarıdır!Adalet Hz. Ali'nin işidir Adalet anlıyoruz ki, Ali Efendimiz ve Ehl-i Beyt'in tek tek şahıslarında öyle hassas bir terazidir ki, orada tartılan şey belli bir mekan ve zamana sığdırılamaz. Bu gaye uğruna bizim yanlıştır, yazıktır dediğimiz şeyler aslında büyük bir hakikate hizmet edecektir! Onun için adalet evet adalet Ali'nin işidir. Yetki mutlak anlamda O'ndadır. Aksi durum keenlem yekündür! Değerli Ehl-i Beyt dostları! Hz. Ali Efendimiz, adaletin özü olan hakikati hiçbir zaman maslahata kurban etmemiştir. Efendimizin "en büyük maslahat maslahatsızlıktır" dediği ve sonuna kadar mücadele ettiği maslahat nedir? Maslahat Allah'ın koyduğu nizamatın toplum ve ferd için daha hayırlı olduğu gerekçesi ile değiştirilmesidir! Çoğunlukla kıyas üzerine kurgulanmış bu zihni faaliyet İslam  dünyasını baştan aşağı zehirlemiştir. Padişah ağabeyinin iktidarı için tehlike arz ettiği gerekçesi ile kundaktaki bebeği fetvalarla katleden,  Sakife'de Hz. Ali'nin imametini "Ali savaşlarda çok adam öldürdü onu seçersek toplumsal ahenk bozulur" diyen, Kerbela'da Hüseyin Efendimizin canını alan illet aynıdır: Maslahatçılık! Hakk'ın iradesini uygulamak yerine yan yollara sapmak ve nefislere uydurmak dini! Şöyle diyelim kardeşlerim! Ehl-i Beyt'in hakkını gasba evet denilmese idi şayet, bu gasba maslahat kılıfı giydirilmemiş olsa idi şayet bugün "Türk ordusu Suriye'ye girsin, ölenler şehiddir" denilmeyecekti. Ya da Vatikan'a Müslümanları suçlayıcı mektuplar gönderen Ilımlı İslamcı hocaefendilerimiz olmayacaktı! Anlatmak istediğimiz şey bu! Kısaca ve yeniden söylemek gerekir ise maslahat İslam'ı değil, Ehl-i Beyt İslam'ı olacaktı ve bu kansere tutulmayacaktık! İtikadi bir Güç Merkezi'ne ihtiyacımız var! Bu hayati bir mes'eledir. Bu Güç Merkezi olmadığı için için duruşu olmayan, duruş belirleyemeyen, rüzgarın önündeki yaprak misali oradan oraya savrulan bir  Müslüman profili ile karşı karşıyayız. Yanlış anlamayın, Sakife'dekilerin sorunu da buydu. Hz. Muhammed'i (s.a.a.) rıhlet edince itikadi güç merkezini kaybettiler ve dağıldılar! Hz. Ali'ye sarılmış olsalardı, yeniden O Merkez ile buluşmuş olacaklardı ve o zaman Zürarenin Efendimiz Ali'nin kabri başındaki ifadesi ile şu olacaktı: "Allah senden razı olsun ey mü'minlerin emiri! Allah'a yemin ederim ki, senin hayatın, hayrın ve iyiliğin anahtarıydı. Eğer insanlar seni kabul etselerdi, başlarının üzerinden dökülen ve ayaklarının altından fışkıran nimetlerden yerlerdi. Ama onlar sana kaşı nankörlük edip dünyayı tercih ettiler." Başlarının üzerinden dökülen ve ayaklarının altından fışkıran nimeti maddi zenginliğin yanı sıra herhalde onura, şerefe sahip olmak, kuyruk olmamak, işgale ve fesada uğramamak, yani tüm hayırların makes bulması ve tüm şerlerin defi olarak anlamak gerekecektir. Ahiret saadeti  de dahil olmak üzere?  
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Namazın hikmeti
2 suç örgütü lideri daha İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranıyorlardı
Müzakereler katliama zaman kazandırmak için
Takas önerisini Netanyahu reddetti
3 büyük takım taraftarı iftarda buluştu
'Futbol sahada, dostluk her yerde'
Oy sayımı iftar saatine denk geliyor
YSK 'iftar' konusunda karar verdi
'İBB adayını çek' teklifine yanıt verdi
AKP'ye 3 şartını açıkladı
AKP'den bir seçim klasiği
Seçime 3 gün kala gaz bulundu!
İSO'dan tarihi uyarı
'Eğitimli gençlerimizi avlamak için...'
'AJet ile anlaşmamız yok'
THY'den çok garip Ajet kararı!
Almanya'nın öteki yüzü
Avrupa'nın ilk siyonist ülkesi Almanya!

Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı

Seçil Erzan tarafından Selçuk İnan'a verilen ve üzerinde Denizbank yetkilisinin imzası olduğu iddia edilen belge sahte çıktı!
29.03.2024 11:14:00
12 Punto
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Türkiye'de gündem yaratan olaylardan biri olan Denizbank'ın eski Levent Şube Müdürü Seçil Erzan'ın davasına yeni bir rapor girdi.

8 Mart'ta yapılan ve 13 saat süren son duruşmada bazı kararlar alındı. 24 Mayıs'a ertelenen duruşma için, müştekilerden Selçuk İnan'ın ifadesinin alınması için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına hükmeden heyet, Fatih Terim'in tanık olarak dinlenmesi talebinin daha sonra değerlendirilmesine hükmedildi.

Alınan kararlar arasında "Müşteki Selçuk İnan vekilinin talep ettiği belgelerde sanıklardan Asiye Öztürk'e ait imzalarının Sanık Asiye 'ye ait olup olmadığı hususunda ATK 'dan ek rapor alınmasına," dair kararda yer aldı.

ADLİ TIP KURUMU "İMZA SAHTE" DEDİ

12 Punto'dan Müslim Sarıyar'ın haberine göre, mahkemeye sunulan Seçil Erzan ve yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası yer aldığı iddia edilen ıslak imzalı antetli Denizbank yazısı Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Adli Tıp Kurumu belgede iddia edilen banka şube müdür yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası olduğu belirtilen imzayı inceledi. Yapılan incelemede sözde belgede atılan imzanın, Asiye Öztürk'ün imzası olmadığını belirtti.

BU RAPOR DAVA DOSYASINA GİRDİ

Hazırlanan raporda şöyle denildi:

"Fotokopi belgeler, bilgisayar ortamında hazırlanmış belgeler, faks çıktısı ve karbon suret belgelerde bazı tanı unsurları kayba uğrayabileceği gibi bu tür belgelerin sair usullerle elde edilebilme olasılığının da bulunduğu, ayrıca belgeye imza, yazı ya da artefakt gibi harici unsurlar eklenebileceğinden fotokopi belgeler üzerinde inceleme yapılması sakıncalı olup genel olarak belge asılları üzerinde inceleme yapılmasının gerekli olduğu, söz konusu belgelerin orijinal belgelerden elde edilmiş olduğunun kabulü halinde tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu belgelerdeki imzalar ile Asiye Öztürk'ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR."

Adli Tıp Kurumu tarafından mahkemeye gönderilen bu rapor dava dosyasına konuldu.

180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama

Mersin polisinin, bilinen alışveriş sitelerinin kopya linkini üreten, sahte hukuk bürolarından arama ve sazan sarmalı yöntemi ile dolandırıcılık yaparak 180 milyon lira haksız kazanç elde eden çeteyi çökertti, yakalanan şüphelilerden 20'si tutuklandı. 
29.03.2024 09:21:00 / Güncelleme: 29.03.2024 09:25:23
İhlas Haber Ajansı
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, çeşitli yöntemlerle dolandırıcılık yapan şüphelilere yönelik çalışma gerçekleştirildi.

Polisin planlı çalışmasında Facebook Market Palace ve bilinen sitelerin sahte linkini üretmek sureti ile bungalov ev, elektrikli ev aletleri ilanları veren, sahte hukuk bürosundan uzlaştırmacı olarak arayarak para talep eden ve internet sitelerinden araç almak isteyen kişileri sazan sarmalı yöntemi ile organize bir şekilde dolandıran şüphelileri belirledi. Şüphelilerin bu yöntemle 180 milyon TL haksız kazanç elde ettiklerini tespit eden polis 4 gün öne Mersin merkezli 4 ilde eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda aralarında suç örgütü liderinin de bulunduğu 36 şüpheli yakalandı. Şahısların ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda ise 70 adet cep telefonu, 4 adet ruhsatsız silah, 1 adet para atma makinesi, farklı şahıslara ait 62 adet banka kartı ile 120 bin TL para ele geçirildi.

Gözaltına alınan 36 şüphelinin emniyette ifadeleri tamamlandı, adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan şüphelilerden 20'si tutuklandı, 10'u ev hapsi alırken, 6'sı ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı.



Şüphelilerin paraları döviz ve altına çevirirken görüntüsü ortaya çıkmıştı

Polisin teknik takip çalışmasında şüphelilerin güven sağladıkları vatandaşlardan paraları aldıktan sonra döviz büroları ve sarraflara götürdükleri belirlenmişti. Nakit parayı altın ve dövize çevirdiği belirlenen şüphelilerin o anlara ait güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri de ortaya çıkmıştı.

Tutuklanan zanlıların ortaya çıkan görüntüsünde mağdurlardan dolandırıp nakit olarak getirdikleri yüklü miktardaki TL'yi altın ve dövize çevirdiği anlar yer almıştı.

Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde zincirleme trafik kazasında 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı.
28.03.2024 22:45:00
Anadolu Ajansı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı
Şanlıurfa'da zincirleme trafik kazası: 3 kişi öldü, 6 kişi yaralandı

Siverek-Şanlıurfa kara yolunun 3'üncü kilometresi Siverek Devlet Hastanesi yakınlarında, Mehmet Karakayalı idaresindeki 34 SRM 01 plakalı otomobil, Kudbettin Kazancı yönetimindeki 07 GHV 87 plakalı hafif ticari araç ve Hamdullah Kınış'ın kullandığı 63 N 5314 plakalı motosiklet çarpıştı.

Çevredekilerin ihbarı üzerine bölgeye 112 Acil Servis, polis, jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi.

Kazada yaralanan 9 kişi Siverek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralılardan İbrahim Erol, Hamdullah Kınış ile kimliği henüz belirlenemeyen 1 kişi yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Kaza nedeniyle ulaşıma kapanan kara yolu, araçların kaldırılmasının ardından yeniden trafiğe açıldı.

Şanlıurfa Valisi Hasan Şıldak, sosyal medya platformu X hesabından, Siverek ilçesinde meydana gelen kazada 3 kişinin hayatını kaybettiğini, 6 kişinin de yaralandığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:

"Kazaya trafik ve sağlık birimlerimiz tarafından en hızlı şekilde müdahale edilmiş, yaralılar hastaneye kaldırılmıştır. Kazada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum." 

Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar

 
 
İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor. 
28.03.2024 17:58:00 / Güncelleme: 28.03.2024 18:06:02
AHMET TURAN YİĞİT
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar
 Geçmişte katlettiklerinin katliamlarına destek oluyorlar


İkinci Dünya Savaşı'nda yüzbinlerce Yahudiyi katleden Almanya, hızlı adımlarla 'siyonist ülke olma' yolunda ilerliyor. Gazze'de soykırım yapan İsrail'i açıkça desteklemekten geri kalmayan Berlin yönetimi, geçmişte soykırıma uğrattıkları Yahudilere bir bakıma "Bizden intikam almayın ancak kimi soykırıma tabi tutarsanız tutun, sizi destekleyeceğiz" mesajı vermiş oluyor.


Siyonizm karşıtı örgüte baskı

Nitekim Almanya'da, siyonizm karşıtı "Orta Doğu'da Adil Barış İçin Yahudilerin Sesi - Jüdische Stimme für gerechten Frieden in Nahost" adlı Yahudi derneğin banka hesabı, üyelerin tam listesini ve adreslerini talep eden bankalar tarafından bloke edildi. Dernek, daha önce Berlin'de düzenlediği gösteride, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını protesto etmişti. Öte yandan Almanya'da vatandaşlığa geçişlerde yapılan testin, gelecekte İsrail, Holokost ve Yahudilikle ilgili soruları da içereceği bildirildi.

Bakanın söyledikleri yenilir yutulur gibi değil

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, yenilenmiş soru listesini önemli bir adım olarak gördüğünü belirterek, "Değerlerimizi paylaşmayan hiç kimse Alman pasaportu alamaz. Burada çok net bir kırmızı çizgi çizdik" ifadesini kullandı. Faeser, antisemitizm, ırkçılık ve diğer insanları aşağılama biçimlerinin Alman vatandaşlığına geçişte engel teşkil ettiğini belirtti. Almanya'nın Holokost'tan dolayı İsrail'i ve Yahudileri koruma konusunda özel sorumluluğu bulunduğunu dile getiren Faeser, "Bu sorumluluk bugünkü kimliğimizin bir parçasıdır" değerlendirmesinde bulundu. 
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.