İsrailoğulları arasında biri vardı. İbadethanesinde ibadet ederdi. İsmi Âbid Bersesisa idi. Duası makbul bir kimseydi. İnsanlar hastalarını ona getirirlerdi. O da onlara dua edince iyi olurlardı.
İblis bir gün şeytanlarını çağırdı ve sordu:
- Bu abidi kim yoldan çıkarabilir? O sizi artık aciz bıraktı. Ona bir şey yapamıyorsunuz.
Şeytanlardan bir ifrit dedi ki:
-Onu ben fitneye düşürebilirim. Eğer ben onu yoldan çıkarmazsam, senin yakının değilim.
Bunun üzerine İblis:
-Sen ona git dedi. O ifrit şeytan yola çıktı. İsrailoğulları sultanlarından birinin konağına girdi. Sultanın zamanın en güzeli sayılan bir kızı vardı. Babası, anası ve kardeşleri ile beraber oturuyordu. O kızı çarptı, aklını aldı. Delirtti. Üzerine üşüştüler, ama çaresiz kaldılar.
Sonunda delilerin yanına atıldı. Günlerce orada kaldı. Günün birinde o ifrit, insan süretinde geldi. Onlara şöyle dedi:
-Eğer o kızın iyileşmesini istiyorsanız, falan adama götürün. Ona okur, duâ eder. Böylece iyileşir.
Alıp götürdüler. Adam ona duâ edince; iyileşti. Hastalığından kurtuldu.
Dönüp geldiler, hastalığı yeniden geldi. Bu defa insan kılığındaki ifrit onlara şöyle dedi:
-Eğer onun tamamen iyileşmesini istiyorsanız, bırakın o adamın yanında bir kaç gün kalsın.
Kızı götürüp adamın yanına bıraktılar. Adam yanında kalmasını istemedi, ama kalması için ısrar ettiler; bırakıp gittiler.
Adam, gündüzleri daima oruç tutar, geceleri ise, ibadetle geçirirdi. Yemeğe oturduğu bir sırada, ifrit kızın cinnetini tazeledi. Her yanını açtı; ama adam ondan yüz çevirdi.
Bu iş böylece uzayıp gitti; günün birinde adam onun yüzüne ve vücuduna baktı. Benzeri görülmemiş bir yüz ve benzeri görülmemiş bir vücut olduğunu gördü. Dayanamadı , ona yanaştı, vuslata erdi.
Bunun üzerine ifrit ona geldi; şöyle dedi:
-Sen, o kızla zina ettin. Bu yaptığın işten ötürü sultanın cezasından kurtulamayacaksın. Onu öldürmeli ve ibadethanene gömmelisin. Onu, sana sordukları zaman da şöyle dersin:
-Eceli geldi; öldü. Onlar, seni doğrularlar.
Kızın üzerine yürüdü, kesti, gömdü. Gelip kızlarını sordukları zaman, onlara kızın öldüğünü haber verince, inandılar, dönüp gittiler.
Bir başka rivayette ise, sordukları zaman onlara şöyle dedi:
-İyileşti evine gitti.
Onun bu sözüne inanıp gittiler. Akrabalarının evinde aramaya başladılar. Bu arada ifrit onlara geldi ve şöyle dedi:
-Adam ona zina etti. Duyulacağından korkunca da kesip gömdü.
Bunun üzerine sultan öc almak arzusu ile adamları ile adamın yanına geldi. Kızın mezarını açtılar, boğazlanmış olduğunu gördüler.
Adamı yakalayıp idam yerine götürdüler.
Adam asılacağı sırada, ifrit geldi ve şöyle dedi:
-Sana bu yapılanları ben yaptım. Onu başkasının başkasının boğazladığını haber verip seni kurtaracağım. Onlar benim bu sözüme inanırlar. Eğer Allah'ı bırakıp bana secde edersen bunu yaparım.
Adam:
di:
-Bu halde sana nasıl secde edeyim? Deyince, ifrit şöyle dedi:
-Başınla bana imalı secde et, razı olurum.
Adam, böylece ona secde etti.
Bunun üzerine ifrit şöyle dedi:
-Ben senden uzağım.
Allahu Teâlâ bunu şöyle anlattı:
"Şeytanın misali şöyledir ki, bir insana; inkâr et! der. O insan inkâr edince de şöyle der: 'Ben, senden uzağım Ben, Âlemlerin Rabbi Allah'tan korkarım.' Her ikisinin akıbeti cehennemde sonsuz kalmaktır. Bu zalimlerin cezasıdır." (Haşr suresi, ayet 16,17).
İblis bir gün şeytanlarını çağırdı ve sordu:
- Bu abidi kim yoldan çıkarabilir? O sizi artık aciz bıraktı. Ona bir şey yapamıyorsunuz.
Şeytanlardan bir ifrit dedi ki:
-Onu ben fitneye düşürebilirim. Eğer ben onu yoldan çıkarmazsam, senin yakının değilim.
Bunun üzerine İblis:
-Sen ona git dedi. O ifrit şeytan yola çıktı. İsrailoğulları sultanlarından birinin konağına girdi. Sultanın zamanın en güzeli sayılan bir kızı vardı. Babası, anası ve kardeşleri ile beraber oturuyordu. O kızı çarptı, aklını aldı. Delirtti. Üzerine üşüştüler, ama çaresiz kaldılar.
Sonunda delilerin yanına atıldı. Günlerce orada kaldı. Günün birinde o ifrit, insan süretinde geldi. Onlara şöyle dedi:
-Eğer o kızın iyileşmesini istiyorsanız, falan adama götürün. Ona okur, duâ eder. Böylece iyileşir.
Alıp götürdüler. Adam ona duâ edince; iyileşti. Hastalığından kurtuldu.
Dönüp geldiler, hastalığı yeniden geldi. Bu defa insan kılığındaki ifrit onlara şöyle dedi:
-Eğer onun tamamen iyileşmesini istiyorsanız, bırakın o adamın yanında bir kaç gün kalsın.
Kızı götürüp adamın yanına bıraktılar. Adam yanında kalmasını istemedi, ama kalması için ısrar ettiler; bırakıp gittiler.
Adam, gündüzleri daima oruç tutar, geceleri ise, ibadetle geçirirdi. Yemeğe oturduğu bir sırada, ifrit kızın cinnetini tazeledi. Her yanını açtı; ama adam ondan yüz çevirdi.
Bu iş böylece uzayıp gitti; günün birinde adam onun yüzüne ve vücuduna baktı. Benzeri görülmemiş bir yüz ve benzeri görülmemiş bir vücut olduğunu gördü. Dayanamadı , ona yanaştı, vuslata erdi.
Bunun üzerine ifrit ona geldi; şöyle dedi:
-Sen, o kızla zina ettin. Bu yaptığın işten ötürü sultanın cezasından kurtulamayacaksın. Onu öldürmeli ve ibadethanene gömmelisin. Onu, sana sordukları zaman da şöyle dersin:
-Eceli geldi; öldü. Onlar, seni doğrularlar.
Kızın üzerine yürüdü, kesti, gömdü. Gelip kızlarını sordukları zaman, onlara kızın öldüğünü haber verince, inandılar, dönüp gittiler.
Bir başka rivayette ise, sordukları zaman onlara şöyle dedi:
-İyileşti evine gitti.
Onun bu sözüne inanıp gittiler. Akrabalarının evinde aramaya başladılar. Bu arada ifrit onlara geldi ve şöyle dedi:
-Adam ona zina etti. Duyulacağından korkunca da kesip gömdü.
Bunun üzerine sultan öc almak arzusu ile adamları ile adamın yanına geldi. Kızın mezarını açtılar, boğazlanmış olduğunu gördüler.
Adamı yakalayıp idam yerine götürdüler.
Adam asılacağı sırada, ifrit geldi ve şöyle dedi:
-Sana bu yapılanları ben yaptım. Onu başkasının başkasının boğazladığını haber verip seni kurtaracağım. Onlar benim bu sözüme inanırlar. Eğer Allah'ı bırakıp bana secde edersen bunu yaparım.
Adam:
di:
-Bu halde sana nasıl secde edeyim? Deyince, ifrit şöyle dedi:
-Başınla bana imalı secde et, razı olurum.
Adam, böylece ona secde etti.
Bunun üzerine ifrit şöyle dedi:
-Ben senden uzağım.
Allahu Teâlâ bunu şöyle anlattı:
"Şeytanın misali şöyledir ki, bir insana; inkâr et! der. O insan inkâr edince de şöyle der: 'Ben, senden uzağım Ben, Âlemlerin Rabbi Allah'tan korkarım.' Her ikisinin akıbeti cehennemde sonsuz kalmaktır. Bu zalimlerin cezasıdır." (Haşr suresi, ayet 16,17).