FASL-I MUHABBET / Ümit KAYAÇELEBİ
Çocukluk ve hatta gençlik yıllarımızda şimdiki gibi CD, kaset, klip yoktu. Tek var olan şey taş plaklardı ki onu da çalacak "gramafon" veya "pikap" da ender bulunan cihazlardı ve çok az kişide vardı. Tek var olan şey yine her evde değil bazı bazı evlerde bulunan "Anot Katotla" çalışan radyolardı. Veyahut da yetersiz olan cereyanla çalışan cereyanlı radyolardı.
Bu radyolarda itiraf etmek gerekirse en çok dinlediğimiz "Türk Hafif Müziği" idi. Türk Sanat Müziği ile Türk Halk Müziğini de dinlememize rağmen, daha çok rağbet ettiğimiz Hafif Türk Müziği olurdu.
O yıllarda düşünün ki Berkant "Samanyolu" ile büyük bir sükse yaparken, rahmetli Barış Manço "Dağlar Dağlar" ile ortalığı kasıp kavuruyor. "Sevemem artık" ile Ömür Göksel, "Zaman Zaman" ile Fikret Kızılok, "Kimler Geldi Kimler Geçti" ile Ajda Pekkan ve "Memleketim" adlı parçayla Ayten Alpman sahnede.
Hümeyra, Esin Afşar, Cem Karaca, Edip Akbayram ve Moğollar, Ersen ve Dadaşlar, Üç Hürel, Neco, Erol Büyükburç, Beyaz Kelebekler, Zeynep Hanlarova, Özdemir Erdoğan, Esin Engin, Ayla Algan gibi daha nice Hafif Türk Müziği sanatçısı var ve hepsini de zevkle dinleyebiliyoruz.
Tabii bu sanatçıların bir kısmı kendileri beste yapıp kendileri söylerken, bir kısmı da okudukları eserlerini Aşık Veysel, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan gibi halk şairlerinin şiirlerini güfte olarak alıp besteleyip okuyorlar ve bundan da büyük keyif alıyorlar.
Ve yine o eski yıllarda yazdığı güftelerle adeta bir fabrika gibi seri imalat yapan rahmetli Fecri Ebcioğlu, yine rahmete giden Esin Engin gibi büyük söz ustaları var ne yazsalar kapış kapış gidiyor.
İşte dostlarım biz o devirde güfte, beste, sazıyla ve sözüyle Hafif Türk Müziğinin ustalarını zevkle, keyifle dinledik ve onların okudukları o güzelim eserleri bugün aynı heyecanla olmasa dahi yine zevkle dinliyoruz.
O zamanlar Türk Hafif Müziği denilen müzik artık o isimle anılmıyor. Şimdi adı olmuş Pop müzik!.. Yeni yetme söz yazarları, yerden bitme bestekârlar, mantar gibi türeyen sözde sanatçılar ortalıkta cirit atıyor. (Çok değerli güfte yazan, beste yapan gurur duyğumuz sanatçılar da yok değil. Ancak onlar çok az).
İşte bu curcunada "Teoman" adlı pop sanatçısı "Soluk Soluğa" adlı sözde bir pop müzik parçasında Dilek adlı bir genç kızla kamera karşısına geçip bu parça için klip yapacakmış!..
Maalesef ahlak anlayışımız bize müsaade etmediği için bu sözde şarkının sözlerini size aktaramıyorum.
Bu parça denetimden geçer CD, kaset ve klip olursa bu pop müzik adına bir utanç tablosuu olur ve bu işin arkası da çorap sökğü gibi gelir.
Bizim hariçten gazel atmamızda bir işe yaramaz.
Tek umudumuz RTÜK.
Çocukluk ve hatta gençlik yıllarımızda şimdiki gibi CD, kaset, klip yoktu. Tek var olan şey taş plaklardı ki onu da çalacak "gramafon" veya "pikap" da ender bulunan cihazlardı ve çok az kişide vardı. Tek var olan şey yine her evde değil bazı bazı evlerde bulunan "Anot Katotla" çalışan radyolardı. Veyahut da yetersiz olan cereyanla çalışan cereyanlı radyolardı.
Bu radyolarda itiraf etmek gerekirse en çok dinlediğimiz "Türk Hafif Müziği" idi. Türk Sanat Müziği ile Türk Halk Müziğini de dinlememize rağmen, daha çok rağbet ettiğimiz Hafif Türk Müziği olurdu.
O yıllarda düşünün ki Berkant "Samanyolu" ile büyük bir sükse yaparken, rahmetli Barış Manço "Dağlar Dağlar" ile ortalığı kasıp kavuruyor. "Sevemem artık" ile Ömür Göksel, "Zaman Zaman" ile Fikret Kızılok, "Kimler Geldi Kimler Geçti" ile Ajda Pekkan ve "Memleketim" adlı parçayla Ayten Alpman sahnede.
Hümeyra, Esin Afşar, Cem Karaca, Edip Akbayram ve Moğollar, Ersen ve Dadaşlar, Üç Hürel, Neco, Erol Büyükburç, Beyaz Kelebekler, Zeynep Hanlarova, Özdemir Erdoğan, Esin Engin, Ayla Algan gibi daha nice Hafif Türk Müziği sanatçısı var ve hepsini de zevkle dinleyebiliyoruz.
Tabii bu sanatçıların bir kısmı kendileri beste yapıp kendileri söylerken, bir kısmı da okudukları eserlerini Aşık Veysel, Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan gibi halk şairlerinin şiirlerini güfte olarak alıp besteleyip okuyorlar ve bundan da büyük keyif alıyorlar.
Ve yine o eski yıllarda yazdığı güftelerle adeta bir fabrika gibi seri imalat yapan rahmetli Fecri Ebcioğlu, yine rahmete giden Esin Engin gibi büyük söz ustaları var ne yazsalar kapış kapış gidiyor.
İşte dostlarım biz o devirde güfte, beste, sazıyla ve sözüyle Hafif Türk Müziğinin ustalarını zevkle, keyifle dinledik ve onların okudukları o güzelim eserleri bugün aynı heyecanla olmasa dahi yine zevkle dinliyoruz.
O zamanlar Türk Hafif Müziği denilen müzik artık o isimle anılmıyor. Şimdi adı olmuş Pop müzik!.. Yeni yetme söz yazarları, yerden bitme bestekârlar, mantar gibi türeyen sözde sanatçılar ortalıkta cirit atıyor. (Çok değerli güfte yazan, beste yapan gurur duyğumuz sanatçılar da yok değil. Ancak onlar çok az).
İşte bu curcunada "Teoman" adlı pop sanatçısı "Soluk Soluğa" adlı sözde bir pop müzik parçasında Dilek adlı bir genç kızla kamera karşısına geçip bu parça için klip yapacakmış!..
Maalesef ahlak anlayışımız bize müsaade etmediği için bu sözde şarkının sözlerini size aktaramıyorum.
Bu parça denetimden geçer CD, kaset ve klip olursa bu pop müzik adına bir utanç tablosuu olur ve bu işin arkası da çorap sökğü gibi gelir.
Bizim hariçten gazel atmamızda bir işe yaramaz.
Tek umudumuz RTÜK.