Kısaca bunlar insanlığın ikaz ve irşadına vesile olmuşlar ve günümüzde İslam'a "ne güzel yaşanmış" denmesinin de en büyük mümessili olmuşlardır. Allah onlardan razı olsun ve onlara rahmet eylesin; şefaatlerinden de bizi mahrum eylemesin.
Sünnet Kur'an'dır
İslam'ın en büyük müesseselerinden biri sünnet müessesidir. Maalesef zamanımızda, her türlü kaideleri terk ederek, İslam hakkında ileri geri konuşanlardan; "Sünnet'e gerek yoktur", "Sünnet olmasın, Kur'an bize yeter" diyenlerden geçilmiyor. Böyle diyerek, bu milletin kafasını karıştıran çok insan vardır.
Öncelikle şu hususların kesin olarak bilinmesi lazım. Sünnet, Kur'an'ın, İslam'ın dışında bir şey değildir. Sünnet, İslam'dır. "Bu ne demek? İslam'ın farzı var, sünneti var. Böyle şey mi olur?" diye soranlara diyebiliriz ki, sünnet tamamen İslam'dır. Sünnet farzın kendisidir.
Sünnet Kur'an'ın müşahhas halidir
Cenab-ı Vacibü'l Vücud Hazretleri Kur'an'ında bir dinden bahsediyor, bir dini anlatıyor. Bu anlatılan dinin hayata geçirilmesi lazım. Peygamberin şahsında hayata geçirilip, insanlara gösterilen örnek haline, sünnet denir. Yani sünnet; Kur'an'ın kendisidir. Kur'an, mücerrettir. Cenab-ı Vacibü'l Vücud Hazretleri, ayet-i kerimeleri mücerret olarak beyan ediyor. Müşahhas hale Sevgili Peygamberimiz getiriyor. Bu, şu demek: Siz okulda okuyorsunuz. Kimyayla ilgili herhangi bir konuyu izah ederken, birtakım formüllerden bahsedilir...