Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden Hz. Mevlana
Tefekkür, Murakabe ve Muhasebe
Tefekkür, marifetin anahtarı, ilmin sebebidir. Murakabe, hak yolda nefsi kontrol altında tutup onu gözetlemenin adıdır. Muhasebe ise, nefsi hesaba çekmenin, onu sırat-ı müstakîme uydurmanın ifadesidir. Hepsi de ahlâk-ı hamideden olup insan eğitiminin ana unsurlarındandır.
İnsanı tefekküre çağıran bazı âyet-i kerime ve hadis-i şeriflere kulak verelim:
"O gönül sahipleri ayakta iken, otururken, yanları üstünde yatarken, Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: 'Rabbimiz sen bunları boşuna yaratmadın' derler."
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde akıl sahipleri için şüphesiz deliller vardır."
"Göğün ve yerin, buyruğu ile ayakta durması O'nun varlığının alametlerindendir."
"Kendi içinizde, Allah'ın varlığına nice deliller vardır, görmez misiniz?"
"Sizi topraktan yaratması, O'nun varlığının belgelerindendir. Sonra hemen birer birer insan olup yeryüzüne yayılırsınız."
"O, akıtılan bir meni damlası değil miydi? Sonra kan pıhtısı olmuş, sonra Allah onu yaratıp şekil vermiştir."
"Sizi bayağı bir sudan yaratıp, onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi?"
"İnsan kendisini bir nütfeden yarattığımızı görmez mi ki, hâlâ apaçık hasım kesilir."
"Biz insanı katışık bir nütfeden yaratmışızdır."
"Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları, oyun olsun diye yaratmadık. Biz onları ancak ve ancak gerektiği gibi yarattık."
"Ey inkârcılar, sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki, onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir."
"Allah'ın yarattıkları üzerinde düşünün, zâtı hakkında düşünmeyin. Zira siz onun kadrini takdir edemez, O'nu anlamaya güç yetiremezsiniz."
"Said el Hudrî'nin rivayetine göre Resûl-i Ekrem (sav): 'Gözlerinize ibadetten nasiblerini verin.' buyurdu. Onların 'Nedir?' diye sormaları üzerine, Resûl-i Ekrem: 'Kur'an-ı Kerim'e bakmaları suretiyle ayetleri üzerinde düşünmek ve onlardan ders almaktır' buyurdu."
İslâm, akl-ı selime önem vermiş, aklın, nakli rehber kabul etmek suretiyle tefekkür etmesini emretmiştir. Ve yine nefsin tehlikesini haber vermiş, her an gözetim altında tutulmasını istemiştir. Murakabenin bir anlamı da "Allahu Teala'nın seni gördüğünü, murakabe ettiğini hissetmendir." Diğer bir ifade ile ihsan sırrıdır.
Nefsini gözetleyen insan, onun hatâlarını tesbit ederek onu hesaba çeker. Böylece kulluk yolunda emniyetli ve selametli bir gidiş temin edilmiş olur.
Tefekkür, Murakabe ve Muhasebe
Tefekkür, marifetin anahtarı, ilmin sebebidir. Murakabe, hak yolda nefsi kontrol altında tutup onu gözetlemenin adıdır. Muhasebe ise, nefsi hesaba çekmenin, onu sırat-ı müstakîme uydurmanın ifadesidir. Hepsi de ahlâk-ı hamideden olup insan eğitiminin ana unsurlarındandır.
İnsanı tefekküre çağıran bazı âyet-i kerime ve hadis-i şeriflere kulak verelim:
"O gönül sahipleri ayakta iken, otururken, yanları üstünde yatarken, Allah'ı anarlar. Göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: 'Rabbimiz sen bunları boşuna yaratmadın' derler."
"Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde akıl sahipleri için şüphesiz deliller vardır."
"Göğün ve yerin, buyruğu ile ayakta durması O'nun varlığının alametlerindendir."
"Kendi içinizde, Allah'ın varlığına nice deliller vardır, görmez misiniz?"
"Sizi topraktan yaratması, O'nun varlığının belgelerindendir. Sonra hemen birer birer insan olup yeryüzüne yayılırsınız."
"O, akıtılan bir meni damlası değil miydi? Sonra kan pıhtısı olmuş, sonra Allah onu yaratıp şekil vermiştir."
"Sizi bayağı bir sudan yaratıp, onu belli bir süreye kadar sağlam bir yere yerleştirmedik mi?"
"İnsan kendisini bir nütfeden yarattığımızı görmez mi ki, hâlâ apaçık hasım kesilir."
"Biz insanı katışık bir nütfeden yaratmışızdır."
"Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları, oyun olsun diye yaratmadık. Biz onları ancak ve ancak gerektiği gibi yarattık."
"Ey inkârcılar, sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki, onu Allah bina edip yükseltmiş ve ona şekil vermiştir."
"Allah'ın yarattıkları üzerinde düşünün, zâtı hakkında düşünmeyin. Zira siz onun kadrini takdir edemez, O'nu anlamaya güç yetiremezsiniz."
"Said el Hudrî'nin rivayetine göre Resûl-i Ekrem (sav): 'Gözlerinize ibadetten nasiblerini verin.' buyurdu. Onların 'Nedir?' diye sormaları üzerine, Resûl-i Ekrem: 'Kur'an-ı Kerim'e bakmaları suretiyle ayetleri üzerinde düşünmek ve onlardan ders almaktır' buyurdu."
İslâm, akl-ı selime önem vermiş, aklın, nakli rehber kabul etmek suretiyle tefekkür etmesini emretmiştir. Ve yine nefsin tehlikesini haber vermiş, her an gözetim altında tutulmasını istemiştir. Murakabenin bir anlamı da "Allahu Teala'nın seni gördüğünü, murakabe ettiğini hissetmendir." Diğer bir ifade ile ihsan sırrıdır.
Nefsini gözetleyen insan, onun hatâlarını tesbit ederek onu hesaba çeker. Böylece kulluk yolunda emniyetli ve selametli bir gidiş temin edilmiş olur.