logo
20 NİSAN 2024

Tuna nehri akmam diyor

11.07.2002 00:00:00
FASL-I MUHABBET / Ümit KAYAÇELEBİ

Ruslar 24 Nisan 1877'de Osmanlı İmparatorluğu'na harb ilan etmiş, Romanya, Bulgaristan ve Karadağ da yanında yer almıştı. Osman Paşa o zaman Vidin'de bulunuyordu. Büyük bir şöhreti vardı. 1878 Sırp-Osmanlı savaşında yıldırım süratiyle Sırp hududuna yürümüş, parlak bir zafer kazanarak İzvor tepelerini işgal etmişti. Timok nehrinin suları çekildiği bir günde nehri geçerek Zayçar'a yüklenmiş 7 Temmuz günü Sırp ordularını yerden yere vurarak müthiş bir hezimete uğratmıştı. Bu muvaffakiyet üzerine rütbesi müşirliğe (Mareşal) yükseltilmişti.

Rus harbi başlayınca mürettep kolordusu ile Niğbolu'ya hareket etmiş iken yolda Serdar-ı Ekrem Abdülkerim Paşa'dan Niğbolu'nun fena bir duruma düştüğünü, burasını değil, Plevne'yi tutması emrini almıştı. Ve 18 Temmuz 1877'de Niğbolu düşmüştü.

Osman Paşa, mürettep kolordusunu cebri yürüşüyle 19 Temmuz'da Plevne'ye getirmiş ve 20 Temmuz'da da birinci savaşını vermişti. Bu Plevne'de kazandığı ilk zaferdi. 20 Temmuz'da Plevne'de istihkam namına hemen hemen hiç bir şey yoktu. Osman Paşa topraktan vücuda getirdiği istihkamlarla bütün tabya usullerini değiştirmişti. Plevne'nin yaşlı tepeleri üzerinde düşman ordularına ve cihana:

-Buraya kadar, buradan ileri geçemezsiniz! Diye gürlediği ve bütün gönülleri Plevne savunması ile doldurduğu zaman, yalnız ve yalnız asil, kahraman ve feregatli Türk ordusuna inanmıştı. Kuşatma süresince de bu inancını muhafaza etti, 30 Temmuz'da yirmi iki bin kişi ile kırk bin mevcudu ve yüzyetmiş de topu olan düşman ordusunu karşılamış, ikinci zaferini de kazanmıştı. Ruslar, terk ettikleri savaş meydanında on bin ölü ve yaralı bırakmışlardı. 31 Ağustos'ta Lofça'da bizzat kumanda ettiği beş bin kişilik bir kuvvetle yirmi bin mevcutlu düşman ordusunu önüne katmış, yine binlerce kayıp verdirmişti.

7 Eylül'de başlayıp, 12 Eylül 1877'de sona eren üçüncü Plevne savaşı harb tarihlerinde pek kıymetli bir belge teşkil edecek kadar parlak oldu. Mütemadiyen takviye olan düşmanı yine mağlubiyete uğratmıştı. Padişah kendisine Gazi unvanını verdi. Osman Paşa, azmini kırmıyordu ancak Plevneyi savunan kuvvetler de eriyor, malzeme de tükeniyordu. Çaresiz kalan Osman Paşa şehre doğru çekilmeğe karar verdi.

25 Ekim 1877'de Plevne, yüzyetmiş tabur, yüzelli iki süvari bölüğü ve beş yüz yetmiş bir topla kuşatıldı. Şehri savunacak kuvvetler ise o kadar azdı ki mukayaseye bile imkân yoktu. İaşe maddeleri kalmamış, malzeme azalmış muvasala yolları kesilmişti. Düşman kumandanı gönderdiği ültimatomda şöyle diyordu:

"Mareşal hazretleri, zat-ı devletinize aşağıdaki hususları bildirmekle şeref kazanırım:

Gornik, Dubnik ve Teliş'teki Türk kıt'aları esir edilmiştir. Rus orduları da Osikova ve Vratga mevzilerini ele geçirmişlerdir. Plevne imparatorluk muhafızları ve kumbaracılardan mürekkep bir kolordu ile takviye olunmuş olan Garp ordusu tarafından muhasara olunmuştur. Muharebe ve muvasala yolları kesilmiştir. Bundan böyle hiç bir iaşe kolunun gelmesi beklenemez.

İnsaniyet namına ve mes'uliyeti zat-ı alinize râci olacak fazla kan dökülmesine mani olmak üzere ben, sizi bütün mukavemetleri kesmeye ve tayin edeceğiniz bir yerde teslim şartlarını görüşmeye davet edirim.

Mareşal hazretleri, yüksek saygılarımı kabul ediniz."

Grandük Nikola'nın yazdıkları gerçeye uyuyordu. Fakat Gazi Osman Paşa düşmana red cevabı verdi:

"Bugüne kadar vatanımızın uğrunda seve seve kan döktük. Teslim olmaktansa, buna devam edeceğiz. Dökülen kanların mes'uliyetine gelince, bu dünyada da, öteki dünyada da bu savaşa sebep olanların üzerinedir."

Gazi Osman Paşa iki ay daha dövüştü. 8 Aralık'ta bütün hakikatler artık teslim olmaktan başka çare olmadığını gösteriyordu. Ancak Osman Paşa 16 Aralık 1877'de kuşatma hatlarını yarıp çıkmak isterken Birinci Fırka'nın başındayken, döğüş esnasında ağırca yaralandı. Birinci Fırkada başlayan panik diğer tümenlere de sirayet etti. Osman Paşa Plevne ordusunun her şeyi idi. Tümen ve kumandanlarının müracaatı üzerine düşmandan teslim şartlarını sormak zorunda kaldı. Savaşa son verilmesi için son emrini ağlaya ağlaya verdi.

Plevne civarında ufak bir kulübede daima şan ve şeref içinde taşıdığı kılıcını, vazifesini hakkıyla yapmış insanların duyduğu huzur içinde general Graneçki'ye teslim edecekti.

-Ne yapalım, kaderde bu da yazılıymış, kimse bizim namus-u askerimizi yerine getirmediğimizi iddia edemez. Allah şahittir ki biz, vazifemizi yaptık, dedi. Kulübede, diğer paşalarla, müşirin doktoru Albay Hasip de vardı. Kurmay başkanı Tahir Paşa, bu manzara karşısında gözyaşlarını tutamamıştı.

Gazi Osman Paşa yaralı bir arslan gibi gözlerini düşman generaline çevirdi. Doktor Hasip Bey'in kolunu tutarak hafifçe doğruldu:

-Buyur generalim, dedi.

Hayret... Düşman generali elini yüzüme kapamıştı.

-Ben bu kılıcı alamam, diye geri çekiliyordu. Onun da gözleri yaşla dolmuştu.

Generalin hakkı vardı. Hayatında ilk defa böyle bir kahramanla karşılaşıyorlardı. Denk olmayan şartlarda Gazi Osman Paşa vazifesini yapmıştı. Cihan askerlik tarihine şan ve şeref dolu bir destan hediye etmişti. Böyle bir kumandanın kılıcı nasıl alınabilirdi?

Osman Paşa, bir araba ile Plevne'ye götürüldü. Yolda Başkumandan Grandük Nikola ile Romanya Prensi Karol tarafından karşılandı. Grandük, Paşa'ya elini uzattı:

- Siz büyük bir askersiniz, mareşalim, dedi, Prens Karol da saygı ile eğildi. Paşa'nın elini sıkmak istedi. Fakat Osman Paşa vermedi.

-Ben, koskoca bir imparatorluğun müşiriyim, bir asinin elini sıkmam.

Çünkü Romanya henüz müstakil değildi. Ve bu savaşta da Rusların yanında yer almıştı. Plevne'ye girerken düşman askerleri yollara sıralanmışlar, bu yaralı aslanı çılgınca alkışlıyorlardı. Ertesi gün Çar'a takdim edildi. O da bu kahramanın kılcını almak cesaretinde bulunamamıştı. Çünkü Ruslar bütün tarihleri boyunca böyle bir asker yetiştirememişlerdi.

-Mareşalim, dedi, sizi candan tebrik ederim. Müdafaanız askeri tarihin en güzel hadiselerinden biri olmuştur. Sizin gibi bir kumandanın kılıcı alınmaz. Onu kendi memleketinizdeymiş gibi şerefle taşıyabilirsiniz.

Bu sözler Çar'ın değil, bütün cihan umumi efkârındı, Müşir Gazi Osman Paşa bir süre sonra Herkof'a götürüldü. Barıştan sonra İstanbul'a geldi. Ölünceye kadar şerefle yaşadı.

Şimdi bu kılıç nerededir? Öpüp başıma koymak istiyorum.
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi
Karar Resmi Gazete'de yayımlandı
Mirasçılara İstiklal Madalyası
Istakoza değil balinaya bakın
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi
Karar Resmi Gazete'de yayımlandı
Mirasçılara İstiklal Madalyası
Istakoza değil balinaya bakın
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede

İstanbul Valisi Gül: Kiracıları kiracı olarak, ev sahiplerini ev sahibi olarak kalıcı bir şekilde evlerine çıkartacağız

Gaziosmanpaşa'da meydana gelen toprak kaymasıyla ilgili açıklamada bulunan İstanbul Valisi Davut Gül, "Şuan itibariyle 30 ev boşaltıldı. Bugün ve yarın kiracıları kiracı olarak, ev sahiplerini ev sahibi olarak kalıcı bir şekilde evlerine çıkartacağız. Her hangi bir can kaybımız ya da yaralımız yok' dedi.
20.04.2024 10:07:00
İhlas Haber Ajansı
İstanbul Valisi Gül: Kiracıları kiracı olarak, ev sahiplerini ev sahibi olarak kalıcı bir şekilde evlerine çıkartacağız
İstanbul Valisi Gül: Kiracıları kiracı olarak, ev sahiplerini ev sahibi olarak kalıcı bir şekilde evlerine çıkartacağız
Gaziosmanpaşa'da dün meydana gelen toprak kaymasında 30 bina tahliye edildi.

Tahliye edilen evlerde yaşayan 114 vatandaş, otellere ve akrabalarının yanlarına yerleştirildi. İstanbul Valisi Davut Gül, hasar alan binaların durumu hakkında bilgi almak için olay yerinde incelemelerde bulundu.



Bölgedeki incelemelerin ardından Vali Gül, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Toprak kaymasının meydana geldiği alan ise dron ile görüntülendi.

İncelemelerin ardından açıklama yapan İstanbul Valisi Davut Gül, 'Burası riskli alan olarak ilan edilmiş. Kentsel dönüşüm devam ediyor. Tek katlı evler var. Bu tek katlı evlerden 3 tanesi dün toprak kayması neticesinde zarar gördü. Diğer evler de gerek yağmurdan gerekse muhtemel toprak kaymalarından etkilenmesi için tedbir amacıyla boşaltıldı. Şuan itibariyle 30 ev boşaltıldı. Bu bölgedeki evlerin normalde de boşaltılması gerekiyor. Bunlar toplamda 114 kişiye denk geliyor. Vatandaşlar otellere ve akrabalarının yanlarına yerleştirildi. Evlerde yaşayanların kiracı ya da ev sahibi olup olmadığını belirlemeye çalışıyoruz. Bugün ve yarın kiracıları kiracı olarak, ev sahiplerini ev sahibi olarak kalıcı bir şekilde evlerine çıkartacağız. Her hangi bir can kaybımız yada yaralımız yok. Burada vatandaşlarımızın muhtemel bir can ve mal kaybıyla karşılaşmaması için, Çevre Şehircilik Bakanlığı'mızın koordinesinde valilik, kaymakamlık, belediye, Kızılay, AFAD gibi kurumlarla birlikte bir organizasyon yaptık. Toprak kayması inşaat çalışması yapılan yerdeki meyilli arazide. Şuana kadar bu bölgenin genelinde bir toprak kayması tespit etmedik. Burada daha önce tespit edilen riskli yapı olarak kayıtlarda olan, normalde taşınması ve yıkılması gereken, şimdiye kadarda hak sahipleri ile belediye arasında anlaşma olmadığı için taşınması geciken yapılar var. Normalde toprak kayması olmasa bile buradaki yapıların riskli olduğu için taşınıp yıkılması lazım' şeklinde konuştu.

Erdoğan'dan görevden alma ve atama kararları

Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan atama kararları Resmi Gazete'de yayımlandı.
20.04.2024 08:06:00
İhlas Haber Ajansı
Erdoğan'dan görevden alma ve atama kararları
Erdoğan'dan görevden alma ve atama kararları
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan atama kararlarına göre Hazine ve Maliye Bakanlığı'nda açık bulunan Vergi Başmüfettişliklerine Furkan Fırat, Erhan Yaşaran, Hatice Senger Erdoğan, Levent Emre, Bayram Gülçiçek, Barış Gürsoy, Volkan Nurdağ ve Halime Eda Tandoğan atandı.

Bakanlıkta açık bulunan Vergi Müfettişliklerine ise Sevil Toprak, Osman Neşet Tandoğan, Erol Cihan Dersinlioğlu ve yapılan yeterlilik sınavda başarı gösteren Vergi Müfettiş Yardımcıları Murat Dönmez, Güler Çelik, Harun Yartaş ve İbrahim Ayyıldız atandı. Atamalar 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 ve 3'üncü maddeleri ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 37'nci maddesi gereğince gerçekleştirildi.

Tarım ve Orman Bakanlığında açık bulunan Başmüfettişliklere ise 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2 ve 3'üncü maddeleri gereğince Müfettişler Caner Atasever, Mahmut Kaynar ve Songül Afşar atandı. Tarım ve Orman Bakanlığında ayrıca 5'inci Bölge Müdürü Şahin Çılgın görevden alındı.

Kültür ve Turizm Bakanlığında ise açık olan Başmüfettişliklere 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2 ve 3'üncü maddeleri gereğince Müfettişler Ercan Sarı, Atilla Özkan, Mustafa Yavuz Ülküm, Birol Baha Bağ, Burak Büyükkuzukıran, Fatih Tuna Tunasoylu, Enes Keten ve Emre İlhan atandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır ise görevden alındı.

Karar ile birlikte 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2 ve 3'üncü maddeleri gereğince Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında açık bulunan İş Müfettişliğine Yasin Zengin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında açık bulunan Başmüfettişliğe Müfettiş Eşref İmamoğlu atandı.

Karara göre 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2'nci maddesi gereğince Milli Eğitim Bakanlığı Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürü Züleyha Aydoğan ve Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü Trabzon Bölge Müdürü Enver Uzun ise görevden alındı.

Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı

Tokat'ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi.
19.04.2024 16:34:00
İhlas Haber Ajansı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat'ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu.

Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu'na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat'ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD'ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi.

"Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda"

Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat'ta gerek Yozgat'ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege'deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar'dan Alp'lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu.

"500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı"

Tuzcuoğlu, depremin ardından 500'e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi:

"Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."

Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması

Beypazarı Maden Suyu firması, ürün değerlerinin Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygun olduğunu belirterek, durumun Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de mevzuatın farklılığından kaynaklandığını açıkladı.
19.04.2024 14:17:00 / Güncelleme: 19.04.2024 14:39:00
İhlas Haber Ajansı
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Bürosu, Beypazarı Maden Suyu firmasının bazı ürünlerinden alınan numune sonrası "ürünlerde bor miktarının yüksek olduğu" gerekçesiyle teslim edilen ürünler hakkında satış durdurma kararının alınmasını istemişti.

Geçtiğimiz günlerde firma tarafından yapılan açıklamada ise sosyal medyada ürün hakkında atılan iddialar yalanlanmıştı.

Firma, tartışmalara konu olan iddialar hakkında talep edilen İsviçre kaynaklı analiz sonucunun taraflarına ulaştığını açıkladı.



Firma tarafından analiz kaynaklarına ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Maden suyumuzun değerleri Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygundur. Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de yaşanan bu durum Avrupa Birliği ve İsviçre mevzuatının farklılığından kaynaklanmaktadır. Doğal maden suyumuz, Sağlık Bakanlığı ve Ankara İl Sağlık Müdürlüğü denetiminde olup üretim sıklığı ile orantılı olarak düzenli bir şekilde denetlenip, analiz edilmektedir. Yer altında doğal olarak oluşan maden suyumuz tam 68 yıldır aynı kaynaktan, el değmeden şişelenmekte ve bütün ülkelere aynı içerikte ürün gönderilmektedir" ifadelerine yer verildi.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.