Prof. Dr. Haydar Baş'ın kalemindenDini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler
DİYALOG KİLİSE'NİN İNCİL'İ YAYMA AMAÇLI MİSYONUNUN İÇİNDE YER ALIR
1973'te Sekreterliğe seçilen Rosanno, Hıristiyan olmayanlarla diyalog ile neyi kastettiklerini şöyle açıklamakta: "Diyalogdan söz ettiğimizde açıktır ki bu faaliyeti, Kilise şartları ve çerçevesinde misyoner ve İncil'i öğreten bir cemaat olarak yapıyoruz. Kilise'nin bütün faaliyetleri gibi diyalog da, kilisenin üzerinde taşıdığı tanrı Mesih'in sözlerini nakletmeye yöneliktir. Bu sebeple diyalog Kilise'nin İncil'i yayma amaçlı misyonunun çerçevesi içinde yer alır."
VATİKAN'I DİYALOGA İTEN NEDENLER
Katolik kilisesi dünya ile diyaloga girme projesini ilk kez II. Vatikan Konsili'nde açıkça ifade etti. Ve bu toplantı Hıristiyan dünyasında bir dönüm noktasını teşkil etti. Burada kilisenin Hıristiyan olmayan dinlerle ilişkileri hakkında bir deklarasyon (Nostra Aetate) ortaya konmuştur. Bu deklarasyon hazırlanırken konsil babaları dünyanın değişik bölgelerinde uzun yıllar çalışmış misyonerlerin raporlarından büyük ölçüde istifade edilmiştir.
Vatikan'ın kararlarında dikkati çeken hususlar şunlardır:
1. Konsil, diyalog fikrini ifade ederken Katolik prensiplerinden taviz vermemiştir.
2. Diyalog, konsil kararlarında Papa tarafından kurtarıcı misyonun başarıyla yerine getirilmesi ve kilise ile dünyanın manevî irtibatının sağlanması için bir metot olarak açıklanmıştır.
3. Konsil, ilahî gerçeğin kilise dışında da bulunabileceğini vurgulamıştır. Ki bu oldukça dikkat çekicidir. Zira kilisenin dışında ilahî gerçek kabul etmeyen Katolik kilisesi, konsil kararlarından anlaşıldığı üzere diğer dinlerde de ilahî gerçeklerin muhtemelen bulunabileceğini kabul etmiştir. Ancak bunlar olsa olsa ilahî gerçeğin kırıntılarıdır. Ve bu ilahî gerçek kırıntıları İncil'in mesajı sayesinde olgunlaştırılabilir. Kiliseye göre, kilise dışında kurtuluş mümkün olsa da bu ancak Mesih'le mümkündür.
4. Konsilde, kilisenin misyoner karakteri Lumen Gentium yasasında bir kere daha teyit edilmiştir. Zira İncil'de beyan edildiği üzere Mesih havarilerini "öyleyse gidin ve bütün insanları baba, oğul ve kutsal ruh adına vaftiz edin. Size emrettiklerime uymayı onlara öğretin ve eğitin. İşte dünyanın sonuna kadar bütün günler sizinle beraber olacağım".100diyerek göndermiş ve kilise de bu misyonu yüklenmiştir. Hıristiyanlığı yaymak, yani misyoner faaliyetlerini icra etmek kilise için ilahî bir hizmet olarak telakki edilmektedir. Lumen Gentum "kilise hakkındaki dogmatik yasa" mevcut olmayan yerlerde cemaatler tam anlamıyla kuruluncaya ve bunlar İncil'i yayma görevini sürdürecek hale gelinceye kadar misyonerleri göndermeye devam edeceğini vurgulamıştır.
5. II. Vatikan Konsili birçok dokümanında İncil'in yayılmasının gerekliliği üzerinde durmuştur. Aynı zamanda İncil'in dünyaya uygun bir tarzda, Mesih'i örnek alarak sunulmasının zarureti de işaret edilmiştir.
6. Kilisenin misyoner faaliyetleri ile ilgili kararı olan Ad Gentes 13-1 numaralı kararında Hıristiyan olmayanların Hıristiyanlığa döndürülmesinin gerekliliğine işaret edilmekte, 39-1 nolu kararda da İncil'in Hıristiyan olmayanlar arasında yayılması istenmektedir. 41-7 nolu karar Hıristiyan olmayan çevrelerde, memleket ve toplumlarda yaşayan halkın; İncil'in mesajının açıklanması ve sakramentlerin muhafaza edilmesi suretiyle özendirilmesinden bahsedilir.
7. Konsil ifadelerinde, Hıristiyanlık dışındaki dinlerde bulunan Hıristiyanlığa ait unsurlar keşfedilmeli, açığa çıkarılmalı, korunmalı, kıymetlendirilmeli ve ıslah edilmelidir. Bu sebeple bu unsurları keşfedebilmek için onları yakından tanımak ve diyaloga girmek şarttır.
Esasen diyalogun fikir babası Massignon da daha önce ifade ettiğimiz gibi İslamiyet'in içinde var olduğuna inandığı Hıristiyanî unsurları bulmak için yıllarını vermiştir. II. Vatikan Konsili onun bu gayretlerinin boşa çıkmayacağının bir göstergesidir. Zira bütün dünya Katoliklerinin başpiskoposlar seviyesinde temsil edildiği son derece geniş kapsamlı bir toplantı olan II. Vatikan Konsili aldığı resmî kararla diğer dinlerin içindeki Hıristiyanlık unsurlarının araştırılması gerektiğini yani Massignon'la aynı görüşü, aynı ideali ve aynı heyecanı paylaştığını açıkça beyan etmektedir.
Buradan çıkan netice; Misyonerlik, Oryantalizm ve Diyalog birbirini tamamlayan, birbirine bağlı olarak gelişen kavramlardır. Hepsi öz itibariyle aynıdır. Maksat itibariyle aynıdır. Gaye; Hıristiyanlığı yaymak, İncil öğretisine inananların sayısını arttırmaktır. Farklılık sadece bu hedefe varmak için kullanılan metotlardadır. Dünün saldırgan ve sert misyoner üslubu, bugün diyalog adı altında yumuşak ve barışçıl bir kisveye bürünmüştür. Hepsi bu II. Vatikan Konsili'ne göre, "Kilise Hıristiyan olmayanlarla diyalogda samimi, saygılı, nazik olmalı, hepsinden önemlisi de onlara sevgiyle yaklaşmalıdır... Böyle bir davranış Mesih'in İncil'i insanlara takdim ederken izlediği yoldur. Onun yaklaşımı diyalogda örnek alınmalıdır. Açık bir diyalog Hıristiyan olmayanların Kutsal Ruh'un ilhamları kavramasına ve onları şevkle takip etmesine vesile olacaktır.
Kutsal Ruh evrenin her yerinde, her an faal olduğundan Tanrı bütün insanların kurtulmasını istemektedir. Mesih bütün insanlar için ölmüştür. Bu sebeple Hıristiyanlık dışındaki dinlere mensup insanların yanında inançsızlar ve henüz kendisine İncil'in mesajı ulaşmamakla birlikte samimi kalple Tanrı'yı arayanlar kurtuluşa erebileceklerdir. Bütün bunlar günümüzde kilise ile Hıristiyan olmayanlar arasında samimi bir diyalogu gerektirmektedir".
DİYALOG KİLİSE'NİN İNCİL'İ YAYMA AMAÇLI MİSYONUNUN İÇİNDE YER ALIR
1973'te Sekreterliğe seçilen Rosanno, Hıristiyan olmayanlarla diyalog ile neyi kastettiklerini şöyle açıklamakta: "Diyalogdan söz ettiğimizde açıktır ki bu faaliyeti, Kilise şartları ve çerçevesinde misyoner ve İncil'i öğreten bir cemaat olarak yapıyoruz. Kilise'nin bütün faaliyetleri gibi diyalog da, kilisenin üzerinde taşıdığı tanrı Mesih'in sözlerini nakletmeye yöneliktir. Bu sebeple diyalog Kilise'nin İncil'i yayma amaçlı misyonunun çerçevesi içinde yer alır."
VATİKAN'I DİYALOGA İTEN NEDENLER
Katolik kilisesi dünya ile diyaloga girme projesini ilk kez II. Vatikan Konsili'nde açıkça ifade etti. Ve bu toplantı Hıristiyan dünyasında bir dönüm noktasını teşkil etti. Burada kilisenin Hıristiyan olmayan dinlerle ilişkileri hakkında bir deklarasyon (Nostra Aetate) ortaya konmuştur. Bu deklarasyon hazırlanırken konsil babaları dünyanın değişik bölgelerinde uzun yıllar çalışmış misyonerlerin raporlarından büyük ölçüde istifade edilmiştir.
Vatikan'ın kararlarında dikkati çeken hususlar şunlardır:
1. Konsil, diyalog fikrini ifade ederken Katolik prensiplerinden taviz vermemiştir.
2. Diyalog, konsil kararlarında Papa tarafından kurtarıcı misyonun başarıyla yerine getirilmesi ve kilise ile dünyanın manevî irtibatının sağlanması için bir metot olarak açıklanmıştır.
3. Konsil, ilahî gerçeğin kilise dışında da bulunabileceğini vurgulamıştır. Ki bu oldukça dikkat çekicidir. Zira kilisenin dışında ilahî gerçek kabul etmeyen Katolik kilisesi, konsil kararlarından anlaşıldığı üzere diğer dinlerde de ilahî gerçeklerin muhtemelen bulunabileceğini kabul etmiştir. Ancak bunlar olsa olsa ilahî gerçeğin kırıntılarıdır. Ve bu ilahî gerçek kırıntıları İncil'in mesajı sayesinde olgunlaştırılabilir. Kiliseye göre, kilise dışında kurtuluş mümkün olsa da bu ancak Mesih'le mümkündür.
4. Konsilde, kilisenin misyoner karakteri Lumen Gentium yasasında bir kere daha teyit edilmiştir. Zira İncil'de beyan edildiği üzere Mesih havarilerini "öyleyse gidin ve bütün insanları baba, oğul ve kutsal ruh adına vaftiz edin. Size emrettiklerime uymayı onlara öğretin ve eğitin. İşte dünyanın sonuna kadar bütün günler sizinle beraber olacağım".100diyerek göndermiş ve kilise de bu misyonu yüklenmiştir. Hıristiyanlığı yaymak, yani misyoner faaliyetlerini icra etmek kilise için ilahî bir hizmet olarak telakki edilmektedir. Lumen Gentum "kilise hakkındaki dogmatik yasa" mevcut olmayan yerlerde cemaatler tam anlamıyla kuruluncaya ve bunlar İncil'i yayma görevini sürdürecek hale gelinceye kadar misyonerleri göndermeye devam edeceğini vurgulamıştır.
5. II. Vatikan Konsili birçok dokümanında İncil'in yayılmasının gerekliliği üzerinde durmuştur. Aynı zamanda İncil'in dünyaya uygun bir tarzda, Mesih'i örnek alarak sunulmasının zarureti de işaret edilmiştir.
6. Kilisenin misyoner faaliyetleri ile ilgili kararı olan Ad Gentes 13-1 numaralı kararında Hıristiyan olmayanların Hıristiyanlığa döndürülmesinin gerekliliğine işaret edilmekte, 39-1 nolu kararda da İncil'in Hıristiyan olmayanlar arasında yayılması istenmektedir. 41-7 nolu karar Hıristiyan olmayan çevrelerde, memleket ve toplumlarda yaşayan halkın; İncil'in mesajının açıklanması ve sakramentlerin muhafaza edilmesi suretiyle özendirilmesinden bahsedilir.
7. Konsil ifadelerinde, Hıristiyanlık dışındaki dinlerde bulunan Hıristiyanlığa ait unsurlar keşfedilmeli, açığa çıkarılmalı, korunmalı, kıymetlendirilmeli ve ıslah edilmelidir. Bu sebeple bu unsurları keşfedebilmek için onları yakından tanımak ve diyaloga girmek şarttır.
Esasen diyalogun fikir babası Massignon da daha önce ifade ettiğimiz gibi İslamiyet'in içinde var olduğuna inandığı Hıristiyanî unsurları bulmak için yıllarını vermiştir. II. Vatikan Konsili onun bu gayretlerinin boşa çıkmayacağının bir göstergesidir. Zira bütün dünya Katoliklerinin başpiskoposlar seviyesinde temsil edildiği son derece geniş kapsamlı bir toplantı olan II. Vatikan Konsili aldığı resmî kararla diğer dinlerin içindeki Hıristiyanlık unsurlarının araştırılması gerektiğini yani Massignon'la aynı görüşü, aynı ideali ve aynı heyecanı paylaştığını açıkça beyan etmektedir.
Buradan çıkan netice; Misyonerlik, Oryantalizm ve Diyalog birbirini tamamlayan, birbirine bağlı olarak gelişen kavramlardır. Hepsi öz itibariyle aynıdır. Maksat itibariyle aynıdır. Gaye; Hıristiyanlığı yaymak, İncil öğretisine inananların sayısını arttırmaktır. Farklılık sadece bu hedefe varmak için kullanılan metotlardadır. Dünün saldırgan ve sert misyoner üslubu, bugün diyalog adı altında yumuşak ve barışçıl bir kisveye bürünmüştür. Hepsi bu II. Vatikan Konsili'ne göre, "Kilise Hıristiyan olmayanlarla diyalogda samimi, saygılı, nazik olmalı, hepsinden önemlisi de onlara sevgiyle yaklaşmalıdır... Böyle bir davranış Mesih'in İncil'i insanlara takdim ederken izlediği yoldur. Onun yaklaşımı diyalogda örnek alınmalıdır. Açık bir diyalog Hıristiyan olmayanların Kutsal Ruh'un ilhamları kavramasına ve onları şevkle takip etmesine vesile olacaktır.
Kutsal Ruh evrenin her yerinde, her an faal olduğundan Tanrı bütün insanların kurtulmasını istemektedir. Mesih bütün insanlar için ölmüştür. Bu sebeple Hıristiyanlık dışındaki dinlere mensup insanların yanında inançsızlar ve henüz kendisine İncil'in mesajı ulaşmamakla birlikte samimi kalple Tanrı'yı arayanlar kurtuluşa erebileceklerdir. Bütün bunlar günümüzde kilise ile Hıristiyan olmayanlar arasında samimi bir diyalogu gerektirmektedir".