Yağmuru anlatmak ya da anlamak o kadar kolay mı? Gelişinin habercisi vardır, herkes bunu bilir. Kurumuş topraklara rahmet diye bekler köy insanı. Sokaklar arasından akarak kirleri bir nebze olsa da temizlemesini ister şehirdekiler. Peki, bu kadar mı, yağmur bu mu?
Yağmurun gelişi bazen ansızındır. Şimşekler ve gökgürültüleri olmadan çalar kapını. Neye uğradığını bilemezsin. Bazen de korkutarak gelir. Şimşeklerin ardından saymaya başlarsın bir iki üç ve işte gök gürlemesi. Kızgın gibidir, onu sakinleştirmek istersin. Kulağını kapatıp onu duymak istemeyenlerin aksine, bakarak gökyüzüne dertleşirsin. İnsan sevdiğiyle konuşur, dertleşir, öyle değil mi? Kara kara bulutlar ardı ardınca yaklaşırlar birbirlerine. Hızlıca gidenleri vardır, aheste aheste dolananları vardır. Ve sonra şarıltılı bir ses gelir, işte gökyüzü ağlamaya başlamıştır.
Ben yağmuru, ıslanmamak için şemsiye tutup da veya çatı altlarına, ev içlerine kaçıp da ondan kendini uzaklaştıranları gördükçe sevdim. Çorak toprakları sulamak için bekleyenlerin aksine kurumuş şu gönlümü ıslatsın, bereketlendirsin diye sevdim. Herkes nebatatın yeşermesi, tohumun çatlaması ve bitmesi için çağırdı onu, yağdı topraklarına. Ben ise şu garip gönlümde binbir zahmetle ekmeye çalıştığım sevda tomurcuklarının bitmesi için çağırdım onu ve yağdı gönlüme...
Yağmurla rüzgar kardeştirler. Üstelik rüzgar daha vefalı bir dosttur, çünkü rüzgarda yağmur gelmez ama her yağmurda rüzgar eser. Yoksa bulutları kim yürütecektir? Uzaklarda düşmekte olan bir damlacığı kim toprağa düşürecektir?
Gökgürlemeleri devam etmekte. Damlalar hızlı hızlı boşalmakta. Size yağmur geldiğinde yapmanız gerekenleri söylemeden geçemem. Öncelikle, şayet yağmur, geleceğini şimşekler ve gökgürültüleriyle haber veriyorsa o an hemen salavat-ı şerif okumaya başlayın. "Allahümme salli ala Muhammedin ve alâ âli Muhammed". Yerin, göğün ve ikisi arasındakilerin, hürmetine yaratıldığı Alemlerin Efendisine muhakkak selam gönderin. Gönderin ki sekinet insin. Rahmet damlaları sağanak sağanak boşalmaya başlayınca tevhide sarılın hemen: "La ilahe illallah". Bilin ki siz bir söylersiniz, yeryüzüne boşalan her damla sayısınca yazılır amel defterlerinize. İşte rahmet budur! Tüm bunların evvelinde yağmurun gönlünüzdeki kirleri temizlemesini istiyorsanız tevbe istiğfar etmelisiniz muhakkak. "Estağfirulllah" demelisiniz. Yağmur "Allah Allah" diyerek akar. Bunu da nerden çıkardın diyebilirsiniz. Hak Teala bir ayet-i kerimesinde "yer, gök ve ikisi arasındakiler Allah'ı tesbih ederler" buyuruyor. Zerreden küreye her varlık alemlerin sahibini anmadadır. Elbette yağmur da "Allah" diyecektir. Gönülden dinlerseniz bu sesi duyarsınız. Sadece dinlemekle kalmayın, yağmura katılın ve siz de "Allah" deyip tüm mevcudiyetinizle O'na yönelin, Allah deyin, yalvarın...
Yağmurun o güzel sesi azalmaya, damlalar seyrekleşmeye başlayınca, bir de gökyüzünde bulutların başka bir tarafa göçü tamamlanınca, misafirimizin gitme vaktinin geldiğini anlıyorum. Her güzel şeyin bir bitişi vardır. Hasret sancısını daha şimdiden gönlüme gömerek, çaresiz boyunumu bükerim. Hem, yağmuru uzaklarda benim gibi bekleyenler de var. "Allah'a ısmarladık güzel yağmur" deyip yolcu ederim. Bir dahaki ziyarete kadar bana bıratıklarıyla, hediyeleriyle onu yaşamaya çalışırım. Hediyesinin ne olduğunu merak ettiniz öyle değil mi? Yağmurun ardından ne görüyorsunuz? Güzel bir ışıltı, tertemiz olan dağ, taş, sokak ve o güzel koku... Yağmur yemiş toprak kokusu. Aslımız ve sonumuz olan toprak kokusu. O, güzel kokuyu iyice çekerim ciğerlerime. Güle güle güzel yağmur, güle güle. Seni bekleyeceğim. Günleri çok uzatma olur mu? Haber vermene gerek yok, ansızın gel!
Bu kadar anlatmışken ne olur unutmayın ve size söylediklerimi yapın. Tevbe ederek girin yağmurun kollarına, salavat getirin o seslenince, tevhide gelin damlalar inince, ve onunla konuşun, onunla beraber Hûda'nın ismini anın sesini duyunca!
Unutmayın dostlar, bu söylediklerimi yaparsanız ancak yağmur sonrası ışıltıya ve toprak kokusuna erişirsiniz, gerçek manâda. Hatta gökyüzünün ağlaması demek olan yağmuru da beklemeyin, gözlerinizin ağlaması demek olan gözyaşlarınızla beraber her gün bu güzel duaları okuyun, olur mu? Çünkü asıl yağmur gönüle yağandır...
Fatıma LEYLA
Yağmurun gelişi bazen ansızındır. Şimşekler ve gökgürültüleri olmadan çalar kapını. Neye uğradığını bilemezsin. Bazen de korkutarak gelir. Şimşeklerin ardından saymaya başlarsın bir iki üç ve işte gök gürlemesi. Kızgın gibidir, onu sakinleştirmek istersin. Kulağını kapatıp onu duymak istemeyenlerin aksine, bakarak gökyüzüne dertleşirsin. İnsan sevdiğiyle konuşur, dertleşir, öyle değil mi? Kara kara bulutlar ardı ardınca yaklaşırlar birbirlerine. Hızlıca gidenleri vardır, aheste aheste dolananları vardır. Ve sonra şarıltılı bir ses gelir, işte gökyüzü ağlamaya başlamıştır.
Ben yağmuru, ıslanmamak için şemsiye tutup da veya çatı altlarına, ev içlerine kaçıp da ondan kendini uzaklaştıranları gördükçe sevdim. Çorak toprakları sulamak için bekleyenlerin aksine kurumuş şu gönlümü ıslatsın, bereketlendirsin diye sevdim. Herkes nebatatın yeşermesi, tohumun çatlaması ve bitmesi için çağırdı onu, yağdı topraklarına. Ben ise şu garip gönlümde binbir zahmetle ekmeye çalıştığım sevda tomurcuklarının bitmesi için çağırdım onu ve yağdı gönlüme...
Yağmurla rüzgar kardeştirler. Üstelik rüzgar daha vefalı bir dosttur, çünkü rüzgarda yağmur gelmez ama her yağmurda rüzgar eser. Yoksa bulutları kim yürütecektir? Uzaklarda düşmekte olan bir damlacığı kim toprağa düşürecektir?
Gökgürlemeleri devam etmekte. Damlalar hızlı hızlı boşalmakta. Size yağmur geldiğinde yapmanız gerekenleri söylemeden geçemem. Öncelikle, şayet yağmur, geleceğini şimşekler ve gökgürültüleriyle haber veriyorsa o an hemen salavat-ı şerif okumaya başlayın. "Allahümme salli ala Muhammedin ve alâ âli Muhammed". Yerin, göğün ve ikisi arasındakilerin, hürmetine yaratıldığı Alemlerin Efendisine muhakkak selam gönderin. Gönderin ki sekinet insin. Rahmet damlaları sağanak sağanak boşalmaya başlayınca tevhide sarılın hemen: "La ilahe illallah". Bilin ki siz bir söylersiniz, yeryüzüne boşalan her damla sayısınca yazılır amel defterlerinize. İşte rahmet budur! Tüm bunların evvelinde yağmurun gönlünüzdeki kirleri temizlemesini istiyorsanız tevbe istiğfar etmelisiniz muhakkak. "Estağfirulllah" demelisiniz. Yağmur "Allah Allah" diyerek akar. Bunu da nerden çıkardın diyebilirsiniz. Hak Teala bir ayet-i kerimesinde "yer, gök ve ikisi arasındakiler Allah'ı tesbih ederler" buyuruyor. Zerreden küreye her varlık alemlerin sahibini anmadadır. Elbette yağmur da "Allah" diyecektir. Gönülden dinlerseniz bu sesi duyarsınız. Sadece dinlemekle kalmayın, yağmura katılın ve siz de "Allah" deyip tüm mevcudiyetinizle O'na yönelin, Allah deyin, yalvarın...
Yağmurun o güzel sesi azalmaya, damlalar seyrekleşmeye başlayınca, bir de gökyüzünde bulutların başka bir tarafa göçü tamamlanınca, misafirimizin gitme vaktinin geldiğini anlıyorum. Her güzel şeyin bir bitişi vardır. Hasret sancısını daha şimdiden gönlüme gömerek, çaresiz boyunumu bükerim. Hem, yağmuru uzaklarda benim gibi bekleyenler de var. "Allah'a ısmarladık güzel yağmur" deyip yolcu ederim. Bir dahaki ziyarete kadar bana bıratıklarıyla, hediyeleriyle onu yaşamaya çalışırım. Hediyesinin ne olduğunu merak ettiniz öyle değil mi? Yağmurun ardından ne görüyorsunuz? Güzel bir ışıltı, tertemiz olan dağ, taş, sokak ve o güzel koku... Yağmur yemiş toprak kokusu. Aslımız ve sonumuz olan toprak kokusu. O, güzel kokuyu iyice çekerim ciğerlerime. Güle güle güzel yağmur, güle güle. Seni bekleyeceğim. Günleri çok uzatma olur mu? Haber vermene gerek yok, ansızın gel!
Bu kadar anlatmışken ne olur unutmayın ve size söylediklerimi yapın. Tevbe ederek girin yağmurun kollarına, salavat getirin o seslenince, tevhide gelin damlalar inince, ve onunla konuşun, onunla beraber Hûda'nın ismini anın sesini duyunca!
Unutmayın dostlar, bu söylediklerimi yaparsanız ancak yağmur sonrası ışıltıya ve toprak kokusuna erişirsiniz, gerçek manâda. Hatta gökyüzünün ağlaması demek olan yağmuru da beklemeyin, gözlerinizin ağlaması demek olan gözyaşlarınızla beraber her gün bu güzel duaları okuyun, olur mu? Çünkü asıl yağmur gönüle yağandır...
Fatıma LEYLA