Batı medeniyetinin eseri olan ekonomi modellerinde insan, makine ve hammadde gibi üretim aracına döndürülmüştür. Dahası para, insandan üstün tutulmaktadır. Bu gerçek, 2008 yılında yaşanan mali krizde bütün çıplaklığıyla gözler önüne serilmiştir. Şöyle ki, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), 2008 yılında 1 milyar insanın aç olduğunu ve hayatlarını kurtarmak için 30 milyar doların yeterli olabileceğini hesaplamıştı. Aynı yıl, ilkönce ABD'de ve sonra diğer gelişmiş ülkelerde mali kriz patlak verdi. Bu ülkelerden olan ABD, AB, Japonya, İngiltere ve İsviçre merkez bankaları, mali krize düşen özel bankaları kurtarmak için 180 milyar dolar aktardı.Ayrıca ABD Senatosu, 700 milyar dolar, iki hafta sonra da 850 milyar dolar daha özel bankaların kurtarılması için kaynak aktarılmasına karar verdi. ABD Senatosu, bu kadar kaynağı, özel bankalara aktarmaya karar vermeden önce, halka ne düşündüğünü sordu mu veya halkın görüşünü zerre kadar önemsedi mi? Halka, "hayat kurtarmak, ya da banka kurtarmak için mi kaynak aktaralım" diye sorulsaydı, acaba sonuç nasıl olurdu? Demokrasiyi kutsayanlar, "ekonomi yönetimi de demokratik kurallara uygun olmalıdır" diyenler, bu soruya samimiyetle cevap versinler. Böylece hem kendilerini, hem de bir özel bankayı kurtarmayı, milyonlarca insanın hayatını kurtarmaktan üstün tutanların insani ve ahlâki durumunu test etmiş ve sorgulamış olurlar.Batı kaynaklı ekonomi modellerinin anlayışı benimseyenlerin, idrakleri o kadar dumura uğramış ki, insanın ürettiğinin, insandan üstün olamayacağını düşünemiyorlar. Şu soruları bile soramıyorlar: Üretilen mal ve hizmet insan için değilse, ya kimin içindir? İnsan hayatını hiçe sayan ekonomi kime hizmet etmektedir? Görülen o ki, bu anlayış sahipleri, milyonlarca insanı yani yoksulları insan kabul etmiyorlar. Ekonominin, sosyal bilim olmaktan çıkarılıp matematikleştirilmesi de ayrı bir sorun oluşturmaktadır. Bu adım,19. yüzyılın sonlarına doğru Stanley Jewons tarafından atılmıştır. Onun bu adımını bir talihsizlik olarak nitelendiren bazı ekonomistler şöyle demişlerdir: "Jewons ekonomiyi insanlıktan ve dolayısıyla gerçek dünyadan koparmıştır."Söz konusu ekonomi modellerinin gerçek dünyadan kopuk ve insan merkezli olmadığına dair bir diğer delil de şudur: Bu modellerde insanın zaruri ihtiyaçlarını karşılama esas alınmıyor. Hâlbuki insani olan her modelin esası, hedefi ve amacı, insanın zaruri ihtiyaçlarını, şartlara göre karşılamak olmalıdır. İnsanın zaruri ihtiyaçları sınırlıdır ve sınıflandırılabilirdir. Aslında zaruri ihtiyaçlar, tüm kültür ve medeniyetlerde, tüm tarihi dönemlerde aynıdır. Değişen sadece zaruri ihtiyaçları karşılama şekli ve kalitesidir. Siyasi ve ekonomi yönetiminin öncelikli görevi, zaruri ihtiyaçları karşılamadır. Çünkü karşılanmayan her zaruri ihtiyaç, bireysel ve toplumsal bir hastalık üretir.Özetle ifade edersek, ekonominin merkezine insan konulması gerekirken, para konulmuştur. Bu yanlış terk edilmeden, istenildiği kadar ekonomik büyüme sağlansın, ekonomik sorunlar asla çözülmezler. Nitekim sonuç ortadadır. Bütün ülkeler az veya çok ekonomik büyüme gerçekleştiriyor, ama aynı oranda sorunlar azalmıyor, tam aksine artıyor.Aklı başında olan herkes, artık şu gerçeği görüyor: Dünyanın huzur ve saadeti için insan merkezli bir ekonomi modelinin hayata geçirilmesi şarttır. Böyle bir modeli ortaya koyabilmek için, insanı maddi ve manevi yönüyle tanıyan ve tanımlayan bir medeniyete mensup olmak gerekir. İşte o medeniyet bizim medeniyetimiz, o insan da bizim insanımız Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Onun içindir ki, Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleme aldığı 'Milli Ekonomi Modeli' insan merkezli tek ekonomi modelidir. Dünyadaki gelişmeler gösteriyor ki, eninde sonunda bu modele mutlaka dönülecektir. Yerli ve yabancı birçok bilim adamının ortak görüşü budur.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018