Bilindiği gibi ABD'nin Missouri eyaletinin Ferguson kasabasında, 9 Ağustos'ta silahsız zenci bir genç, polis tarafından vurularak öldürüldü. Ardından binlerce insan sokağa döküldü. Olayın görüldüğü davada jüri heyeti, polisin sanık olarak yargılanmayacağı hükmüne vardı. Bu karar ABD'yi karıştırdı. Sokaklara dökülen birlerce kişi protestolara başladı. Karara göre, polis memuru Darren Wilson nefsi müdafaa hakkını kullandı ve bu sebeple yargılanmayacak. Wilson, 9 Ağustos'ta silahsız olduğu belirlenen siyah genç Michael Brown'ı birkaç kez ateş ederek öldürmüştü. Kararın açıklanmasının ardından Ferguson karıştı. CNN televizyonu polisin göstericilere göz yaşartıcı gazla müdahale ettiği görüntülerine yer verdi. İşin ilginç tarafı ilk siyahi Amerikan Başkanı Obama "jürinin kararına saygı duyulması gerektiğini" söyledi.ABD'de olaylar hala devam ediyor. Ve kolay kolay durulacağa benzemiyor.Aslında Ferguson'da yaşananlar ABD'deki ırk ayrımcılığı açısından bardağı kaçıran son damla olmuştur. Amerikan tarihi bu konuda yüz karası uygulamalarla dolu? Bu açıdan bakıldığında meşhur "Amerikan Rüyası" zenciler için bir kâbus olmuştur. İlk köleler Amerika'ya 1562'de getirildi. Ayakları zincirlenmiş ve birbirlerine bağlanmış olarak.. 1863'de ise kölelik Amerika'da resmen kaldırıldı. Lincoln 1858'de yazdığı bir mektupta ırk ayrımcılığı hakkında şunları diyordu:"Beyazlarla zenciler arasındaki fiziki farkların toplumsal, siyasal eşitlik içinde ve beraber yaşamalarına olanak vermeyeceğine inanıyorum." Georgia eyaletinden Tom Watson adındaki bir düşünüre göre ise "zenciler erdemsiz, şeref, minnet ve ilke gibi kavramları anlayacak yetenekleri olmayan kimselerdir. Güneydekilerin onları ara sıra kırbaçlamaları, linç etmeleri Tanrı'ya saygısızlık etmelerini önlemek için gereklidir." Zencilere hak verilmesi meselesi ilk kez 1867'de Kuzey Amerika'nın yayınladığı Reconstruction Act'da gündem edildi? Zenci haklarının gündeme gelmesiyle beraber ırkçı bir örgüt olan Ku Klux Klan kuruldu. Ve zencilere yönelik trajik linç olayları yaşanmaya başlandı. 1897'de Lousiana Federal anayasasında herkese belli kurallar çerçevesinde oy kullanma hakkı tanındı. Ancak zenciler yine bu haktan mahrum edildi. Federal Anayasaya 1875'de konan bir yasayla beraber zencilere "eşit ama ayrı kamu hizmeti" sunulması uygulaması getirildi. Amerikan hukuk sistemi açısından bu bir dönüm noktasıdır.Akla ve mantığa aykırı olan bu eşit ama ayrı hizmet uygulaması insan onuruyla bağdaşmayacak olayların yaşanmasına da neden olmuştur. Mesela Oklahoma'daki bir üniversitede zenci bir öğrencinin sandalyesi sınıfın dışına koridora atılmış ve kapı açık bırakılmak suretiyle bu öğrencinin okuma hakkından yararlanması güya temin edilmişti.Ancak 1954 yılında ayrı olununca eşit olunamayacağı gerçeği kabul edildi. Ve buna yönelik hukuksal düzenlemeler getirildi. 1963 yılında bile hala güneydeki kasabaların bazılarında zenci beyaz evliliği yasaktı. 100 kadar kasabada zencilerin oy kullanması yasaktı.Amerika'da durum bu iken Avrupa'da da benzer uygulamalar gündemdeydi.Bütün bu tabloya bakınca bugün yaşananlara şaşırmamak lazım. insanları derisinin rengine göre değerlendirmek batı medeniyetinin insanlık anlayışının ne noktada olduğunu gösteriyor. Hakikat şu ki, insan hakları konusunda Batı dünyası İslam'dan binlerce yıl daha geridedir.Zencilere oy kullanma hakkı tanınmasından 1300 yıl evvel Hz. Muhammed efendimiz Mekke'nin fethinde kadınlardan, kölelerden, zencilerden, beyazlardan yani ayırım yapmadan Müslümanların tamamından biat aldı.Peygamberimiz 13 asır evvel, 632 yılında Veda Hutbesi'nde zenci beyaz ayrımını ebediyen noktalamıştı."Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız. Adem ise topraktandır. Arap'ın Arap olmayana Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi kırmızı tenlinin siyah üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada yani Allah'tan korkmaktadır. Allah yanında en kıymetli olanınız Ondan en çok korkanınızdır."İnsanlık bugün bu hakikatleri yaşamaya her zamankinden daha muhtaç?
Abdülkadir Baş / diğer yazıları
- 'Büyük Türkiye' diye diye ne hale geldik! / 26.02.2016
- Kerbelanın düşündürdükleri / 23.10.2015
- Çanakkale, Atatürk ve 'vatan sevgisi imandandır' / 17.03.2015
- Maden yasası madenciliğimizi ne noktaya getirdi? / 09.03.2015
- Soma'da değişen bir şey yok / 06.03.2015
- Zihni hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmenin önemi / 24.02.2015
- İnsanı doğru yetiştirmek veya doğru insan yetiştirmek / 23.02.2015
- Güneş balçıkla sıvanmaz / 22.02.2015
- İslam düşmanlığına meşru zemin oluşturma çabası / 10.01.2015
- İmam Ca'fer ve Sünnilik / 08.01.2015
- Kerbelanın düşündürdükleri / 23.10.2015
- Çanakkale, Atatürk ve 'vatan sevgisi imandandır' / 17.03.2015
- Maden yasası madenciliğimizi ne noktaya getirdi? / 09.03.2015
- Soma'da değişen bir şey yok / 06.03.2015
- Zihni hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmenin önemi / 24.02.2015
- İnsanı doğru yetiştirmek veya doğru insan yetiştirmek / 23.02.2015
- Güneş balçıkla sıvanmaz / 22.02.2015
- İslam düşmanlığına meşru zemin oluşturma çabası / 10.01.2015
- İmam Ca'fer ve Sünnilik / 08.01.2015