İslam'ın her soruya bir cevabı, her derde bir dermanı vardır derler.
Doğrudur.
Mademki İslam, Allah'ın dinidir; mademki Kur'an, tüm asırlara ve tüm insanlara yol göstericidir; mademki Hz. Muhammed kâinatın en üstün, en şerefli varlığıdır, doğal olarak bu dinin her soruya bir cevabı, her derde bir dermanı olması gerekir.
Peki, öyleyse Müslümanlar asırlardan beri
neden fakir?
Ya da şöyle soralım: Her şeye çözümü olan İslam'ın ekonomi konusunda bir çözümü yok mudur?
Mesela İran?
İran'daki ekonomik kriz, hükümet krizine dönüşmüş durumda. İnsanlar geçinemez hale gelmiş. Esnaf kepenk indiriyor? İşsizliğin düşürülememesi, döviz kurlarındaki artış, ürünlerin fiyatlarının kontrol edilememesi İran halkının canına tak etti.
Oysaki İran, bir İslam cumhuriyeti.. Peki, nasıl olur da İslam'ın kendine özgü bir ekonomisi olmaz!..
Bugün dünyanın hangi İslam coğrafyasına giderseniz gidin durum aslında hep aynı. Müslümanların yaşadığı ülkelerin hiç birinin bağımsız bir ekonomisi yok! Ne kadar acı?
Türkiye'nin de kendine özgü bağımsız bir ekonomisi yok maalesef. Ülkemizde uygulanan ekonomik anlayış, serbest piyasa ekonomisinin en vahşi hali.. Serbest bırakılan piyasaya küresel para babaları yani Kapitalizmin en güçlü oyuncuları çöreklenir, yerli işletmeleri satın alır, devlete yüksek faizle dolar üzerinden borç verir ve ülkenin ekonomisini ele geçirir?
İhracat yapmak için bile ithalat yapmak zorunda kalırsın. Kendi ülkende et de üretemez hale gelirsin ot da?
Zaten en basit tarım ürününü bile yurt dışından alan bir ülkenin ekonomisine 'bağımsız' denmez her halde!..
Dibine kadar bağımlıyız Yahudi'nin, Hıristiyan'ın, Ateistin ekonomi anlayışına?
Çünkü Müslüman idareciler, İslam'ın bağımsız ekonomi modeline sırtlarını döndüler. İnsanlığın her sorununa çözüm sunan İslam'ın, ekonomiye bir çözümü olmadığını zannettiler. Kendi cahilliklerini kabullenmek yerine İslam'ı suçladılar. Bunu dilleriyle yapmadılar ama halleriyle ve davranışlarıyla yaptılar.
Yüce Allah Kur'an'da "kaynaklarının sonsuz" olduğunu söylerken, Müslüman ülkelerin yöneticileri bunun tersini söyleyen ekonomik sistemlerin bağımlısı oldular. Bunun neticesinde de "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" derken İslam, açlıktan ölen bebeklere, intihar eden insanlara şahit olduk.
Yüce Allah hem nimetlerinin sonsuz olduğunu söyleyecek hem de bir ülkede insanlar aç olarak yatağa girecek, bu mümkün mü?
Allah'ın nimetlerinin sonsuz olduğu bir yerde bırakın aç yatmayı, doğru bir idareyle herkesin Allah'ın nimetlerinden bolca yararlanması gerekir. Fakat başta da dediğimiz gibi ekonomi, küresel güçlerin sistemine bağımlı hale getirilirse dış müdahalelere açık olur.
Fakirlik, İslam'ın insanlara uygun gördüğü bir şey değildir. Onun için bir takım insanlar çıkıp da Müslümanların fakirliğe razı olmaları gerektiğini dini nasihatlerle anlatmaya kalkmasınlar. Bizim dinimiz "fakirlik bir kapıdan girerse, iman diğer kapıdan çıkar" der.
Yapılması gereken, ülke ekonomilerinin bağımsız hale getirilmesidir. Dünya ile ticaretini yapacaksın fakat kendi kurallarını kendin koyacaksın bağımsız olacaksın, Müslümanın kaderini Yahudi'nin, Hıristiyan'ın, Ateistin insafına bırakmayacaksın.
İşte Milli Ekonomi Modeli, İslam'ın tüm insanlığa bolluk, bereket ve zenginliği yaşatacağı sistemin adıdır. Sadece Müslümanların değil tüm insanlığın yararlanabileceği bir sistemdir. Böyle bir sistemle birlikte karnı doyan, sömürülmekten kurtulan insanlık akın akın Müslüman alacaktır.
Ne yazık ki özellikle Müslüman ülkelerde ekonomik buhranların arttığına ve çaresiz kalındığına şahit oluyoruz. Bu çaresizliklerin peşinden savaşlar, yerinden yurdundan edilmeler ve ölüm gelmektedir. İdarecilerin mesuliyeti büyüktür.
Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli dünyada tam manasıyla yaşanmaya başlandıktan sonra; zenginlik bir kapıdan girerken iman diğer kapıdan çıkmayacak, hanelerde hem zenginlik hem de iman doya doya yaşanacaktır. Kazanılan para meşru ve helal olacağından toplumda görülen bozulmalar ve sapıklıklar da son bulacaktır.
İslam'ın ekonomi konusunda da bir çözümü vardır. Onun da adı Milli Ekonomi Modeli'dir.
Doğrudur.
Mademki İslam, Allah'ın dinidir; mademki Kur'an, tüm asırlara ve tüm insanlara yol göstericidir; mademki Hz. Muhammed kâinatın en üstün, en şerefli varlığıdır, doğal olarak bu dinin her soruya bir cevabı, her derde bir dermanı olması gerekir.
Peki, öyleyse Müslümanlar asırlardan beri
neden fakir?
Ya da şöyle soralım: Her şeye çözümü olan İslam'ın ekonomi konusunda bir çözümü yok mudur?
Mesela İran?
İran'daki ekonomik kriz, hükümet krizine dönüşmüş durumda. İnsanlar geçinemez hale gelmiş. Esnaf kepenk indiriyor? İşsizliğin düşürülememesi, döviz kurlarındaki artış, ürünlerin fiyatlarının kontrol edilememesi İran halkının canına tak etti.
Oysaki İran, bir İslam cumhuriyeti.. Peki, nasıl olur da İslam'ın kendine özgü bir ekonomisi olmaz!..
Bugün dünyanın hangi İslam coğrafyasına giderseniz gidin durum aslında hep aynı. Müslümanların yaşadığı ülkelerin hiç birinin bağımsız bir ekonomisi yok! Ne kadar acı?
Türkiye'nin de kendine özgü bağımsız bir ekonomisi yok maalesef. Ülkemizde uygulanan ekonomik anlayış, serbest piyasa ekonomisinin en vahşi hali.. Serbest bırakılan piyasaya küresel para babaları yani Kapitalizmin en güçlü oyuncuları çöreklenir, yerli işletmeleri satın alır, devlete yüksek faizle dolar üzerinden borç verir ve ülkenin ekonomisini ele geçirir?
İhracat yapmak için bile ithalat yapmak zorunda kalırsın. Kendi ülkende et de üretemez hale gelirsin ot da?
Zaten en basit tarım ürününü bile yurt dışından alan bir ülkenin ekonomisine 'bağımsız' denmez her halde!..
Dibine kadar bağımlıyız Yahudi'nin, Hıristiyan'ın, Ateistin ekonomi anlayışına?
Çünkü Müslüman idareciler, İslam'ın bağımsız ekonomi modeline sırtlarını döndüler. İnsanlığın her sorununa çözüm sunan İslam'ın, ekonomiye bir çözümü olmadığını zannettiler. Kendi cahilliklerini kabullenmek yerine İslam'ı suçladılar. Bunu dilleriyle yapmadılar ama halleriyle ve davranışlarıyla yaptılar.
Yüce Allah Kur'an'da "kaynaklarının sonsuz" olduğunu söylerken, Müslüman ülkelerin yöneticileri bunun tersini söyleyen ekonomik sistemlerin bağımlısı oldular. Bunun neticesinde de "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" derken İslam, açlıktan ölen bebeklere, intihar eden insanlara şahit olduk.
Yüce Allah hem nimetlerinin sonsuz olduğunu söyleyecek hem de bir ülkede insanlar aç olarak yatağa girecek, bu mümkün mü?
Allah'ın nimetlerinin sonsuz olduğu bir yerde bırakın aç yatmayı, doğru bir idareyle herkesin Allah'ın nimetlerinden bolca yararlanması gerekir. Fakat başta da dediğimiz gibi ekonomi, küresel güçlerin sistemine bağımlı hale getirilirse dış müdahalelere açık olur.
Fakirlik, İslam'ın insanlara uygun gördüğü bir şey değildir. Onun için bir takım insanlar çıkıp da Müslümanların fakirliğe razı olmaları gerektiğini dini nasihatlerle anlatmaya kalkmasınlar. Bizim dinimiz "fakirlik bir kapıdan girerse, iman diğer kapıdan çıkar" der.
Yapılması gereken, ülke ekonomilerinin bağımsız hale getirilmesidir. Dünya ile ticaretini yapacaksın fakat kendi kurallarını kendin koyacaksın bağımsız olacaksın, Müslümanın kaderini Yahudi'nin, Hıristiyan'ın, Ateistin insafına bırakmayacaksın.
İşte Milli Ekonomi Modeli, İslam'ın tüm insanlığa bolluk, bereket ve zenginliği yaşatacağı sistemin adıdır. Sadece Müslümanların değil tüm insanlığın yararlanabileceği bir sistemdir. Böyle bir sistemle birlikte karnı doyan, sömürülmekten kurtulan insanlık akın akın Müslüman alacaktır.
Ne yazık ki özellikle Müslüman ülkelerde ekonomik buhranların arttığına ve çaresiz kalındığına şahit oluyoruz. Bu çaresizliklerin peşinden savaşlar, yerinden yurdundan edilmeler ve ölüm gelmektedir. İdarecilerin mesuliyeti büyüktür.
Sayın Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli dünyada tam manasıyla yaşanmaya başlandıktan sonra; zenginlik bir kapıdan girerken iman diğer kapıdan çıkmayacak, hanelerde hem zenginlik hem de iman doya doya yaşanacaktır. Kazanılan para meşru ve helal olacağından toplumda görülen bozulmalar ve sapıklıklar da son bulacaktır.
İslam'ın ekonomi konusunda da bir çözümü vardır. Onun da adı Milli Ekonomi Modeli'dir.
Eyüp Kabil / diğer yazıları
- Kötü kopya / 06.07.2023
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022
- Asrın ahlaksızlığı / 18.02.2023
- İmar affını ‘kader’ çıkarmadı / 11.02.2023
- EYT’liler ilk maaşı ne zaman alır? / 04.02.2023
- Altılı Masa artık yok! / 28.01.2023
- Avantajları kaybeden seçimi kaybeder / 21.01.2023
- Basit bir ekonomi dersi! / 15.07.2022
- Hz. Ali'yi sevmek / 12.07.2022
- Teşekkürler… / 10.07.2022
- “Sarı bürokratlar”a sesleniş! / 26.05.2022