*Milli Ekonomi Modeli'nde Türkiye'nin 3 katrilyon dolarlık yeraltı ve yerüstü kaynağı bulunduğunu belgeleri ile ortaya koyduk. Oysa bu madenler, yerli ortakları da olan yabancı şirketlere altın madeni ruhsatı verilerek nerede ise hibe edilmiştir.
*Bir ucu Suudi Arabistan'a diğer ucu Mardin'e uzanan 2500 metre aşağıda yer alan bir petrol denizine sahibiz. Ama hazine üzerinde oturan dilenci gibi hareket eden bir devlet politikamız var. Biz, yeraltındaki madenlerin tespit davası ile miktarını ve ederini belirledikten sonra, bunları teminat göstererek emisyonu genişletmeyi öneriyoruz. Elde edilen para, tüm maden ruhsatlarını geri almaya yetecektir.
*Bakan Ağbal'ın beyanı ile, 2003-2018 döneminde 101 kuruluş, 10 liman, 90 elektrik santrali, 37 maden sahası özelleştirildi. Devletin gelir kaynakları olan kâr getiren kurumlar özelleştirilirken; kapitalizmin gereği elinde sadece vergiler ve cezalar kalmıştır. Kısaca fatura yine ve sadece millete çıkacaktır. Özelleştirmeler kapitalizmin gereğidir ve maksat ülke kaynaklarının yabancılara ederinden az meblağlar karşılığında sunulmasıdır.
*Gelinen noktada Türkiye aynı oyuna getirilmiş, kâr elde eden kurumlar devlet iradesi eli ile özelleştirilmiş ve tek gelir kalemi olarak vergiler kalmıştır. Oysa devletlerin, devlet tüzel kişiliğinden kaynaklanan farklı gelirleri söz konusudur. Bunların devreye konulması ile sabit akarlar elde edilebilir. Milli Ekonomi Modeli'nde geniş şekilde izah ettiğimiz gibi, devletlerin gelir kaynakları senyoraj, yeraltı kaynaklarının işletilmesi ve vergilerdir.
*Türkiye belli bir büyüme oranına sahip olmasına rağmen piyasada bulunması gereken yerli parayı piyasalara sürememektedir. Denilebilir ki, ülkemiz 40 yıldır para basma hakkından feragat etmiştir. Bunun yerine dışarıdan faizle alınan borç para ile Merkez Bankamız yükümlülüğünü yerine getirmeye çalışmaktadır. Şu ana kadar devlet olarak emisyonumuzu devreye koymuş olsaydık, bugün yekûnu yüzlerce milyar dolar olan borç yükü ile karşı karşıya kalmazdık. Kendi paramızı basmak yerine yabancı ülkenin parasını emisyonumuzun yerine piyasaya sürmek, gelirlerimizi bu ülkelere İHRAÇ ETMEKTİR.
* Milli Ekonomi Modeli'nde devletin en önemli kaynağı; gayrı safi milli hâsılanın belli bir oranında para basmak, yani senyorajı devreye koymaktır. Yine yeraltı kaynaklarının işletilmesinden doğacak gelir de devletin sabit akarlarından olacaktır. Alınacak vergiler de elbette ki devletlerin gelir kalemidir.
* Tarımda ve sanayide üretim aşamasında ithal ürün payı çok fazla. Kısaca üretimi bırakan Türkiye, tam bir açık pazara dönüştürüldü. Kapitalizmin kuralları ile biten Türk ekonomisini diriltmenin yolu yine kapitalizmde aranamaz. Bugün gerek Türk ekonomisinin, gerekse dünyadaki kapitalist baskının halli sadece bendenize ait Milli Ekonomi Modeli'ndedir.
*Buna Türk siyasetinin ve Türk milletinin inanarak; milletin ve devletin menfaatleri için bendenizi iktidara getirmesi şarttır. Aksi takdirde milletin ve devletin batması kaçınılmazdır.
Veriler: Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz" başlıklı yazısından alınmıştır.
*Bir ucu Suudi Arabistan'a diğer ucu Mardin'e uzanan 2500 metre aşağıda yer alan bir petrol denizine sahibiz. Ama hazine üzerinde oturan dilenci gibi hareket eden bir devlet politikamız var. Biz, yeraltındaki madenlerin tespit davası ile miktarını ve ederini belirledikten sonra, bunları teminat göstererek emisyonu genişletmeyi öneriyoruz. Elde edilen para, tüm maden ruhsatlarını geri almaya yetecektir.
*Bakan Ağbal'ın beyanı ile, 2003-2018 döneminde 101 kuruluş, 10 liman, 90 elektrik santrali, 37 maden sahası özelleştirildi. Devletin gelir kaynakları olan kâr getiren kurumlar özelleştirilirken; kapitalizmin gereği elinde sadece vergiler ve cezalar kalmıştır. Kısaca fatura yine ve sadece millete çıkacaktır. Özelleştirmeler kapitalizmin gereğidir ve maksat ülke kaynaklarının yabancılara ederinden az meblağlar karşılığında sunulmasıdır.
*Gelinen noktada Türkiye aynı oyuna getirilmiş, kâr elde eden kurumlar devlet iradesi eli ile özelleştirilmiş ve tek gelir kalemi olarak vergiler kalmıştır. Oysa devletlerin, devlet tüzel kişiliğinden kaynaklanan farklı gelirleri söz konusudur. Bunların devreye konulması ile sabit akarlar elde edilebilir. Milli Ekonomi Modeli'nde geniş şekilde izah ettiğimiz gibi, devletlerin gelir kaynakları senyoraj, yeraltı kaynaklarının işletilmesi ve vergilerdir.
*Türkiye belli bir büyüme oranına sahip olmasına rağmen piyasada bulunması gereken yerli parayı piyasalara sürememektedir. Denilebilir ki, ülkemiz 40 yıldır para basma hakkından feragat etmiştir. Bunun yerine dışarıdan faizle alınan borç para ile Merkez Bankamız yükümlülüğünü yerine getirmeye çalışmaktadır. Şu ana kadar devlet olarak emisyonumuzu devreye koymuş olsaydık, bugün yekûnu yüzlerce milyar dolar olan borç yükü ile karşı karşıya kalmazdık. Kendi paramızı basmak yerine yabancı ülkenin parasını emisyonumuzun yerine piyasaya sürmek, gelirlerimizi bu ülkelere İHRAÇ ETMEKTİR.
* Milli Ekonomi Modeli'nde devletin en önemli kaynağı; gayrı safi milli hâsılanın belli bir oranında para basmak, yani senyorajı devreye koymaktır. Yine yeraltı kaynaklarının işletilmesinden doğacak gelir de devletin sabit akarlarından olacaktır. Alınacak vergiler de elbette ki devletlerin gelir kalemidir.
* Tarımda ve sanayide üretim aşamasında ithal ürün payı çok fazla. Kısaca üretimi bırakan Türkiye, tam bir açık pazara dönüştürüldü. Kapitalizmin kuralları ile biten Türk ekonomisini diriltmenin yolu yine kapitalizmde aranamaz. Bugün gerek Türk ekonomisinin, gerekse dünyadaki kapitalist baskının halli sadece bendenize ait Milli Ekonomi Modeli'ndedir.
*Buna Türk siyasetinin ve Türk milletinin inanarak; milletin ve devletin menfaatleri için bendenizi iktidara getirmesi şarttır. Aksi takdirde milletin ve devletin batması kaçınılmazdır.
Veriler: Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz" başlıklı yazısından alınmıştır.
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023