Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 7 başlık altında gelecek 5 yıla ilişkin amaç ve hedeflerine 2018-2022 Stratejik Plan'da yer verdi. Belirlenen amaçlar ve hedefler Türk tarımını ayağa kaldıracak plan ve projeler. Kağıt üzerinde ve söylemde her şey güzel ama uygulamaya sıra geldi mi, elde var sıfır.
Örneğin geçtiğimiz yıl Sayın Başbakan'ın "mazotun yarısı bizden" desteğine ne oldu acaba? Bırakın mazot desteğini, üreticinin en önemli girdilerinden olan mazotun litre fiyatı 5 liranın üzerine çıktı. Bunun üretilen ürüne yansıması olmayacak mı acaba? Çiftçi, artan bu maliyeti cebinden mi karşılayacak?
İthalat için kapıları sonuna kadar aç, gümrükleri indir, tarımı ve çiftçiyi eli-kolu bağlı korumasız ve yalnız bırak, verilen üç beş kuruşluk destekleri ise çok geç öde; ondan sonra tarımda şu kadar büyüdük, falan, filan... Üretim yapanlar adeta cezalandırılıyor.
Atalarımız "buğday ile koyun gerisi oyun" demişler. Bir ülke ki buğdayını ve etini dışarıdan alır, inanın o ülke iflah olmaz. Yıllardır bu ayıbı bu millete yaşatanlara ve bunlara oy vererek iktidara getirenlere yazıklar olsun. İnsan bir kez olsun ayıkmaz ve akıllanmaz mı? Yanlış giden bir şey düzeltilmez mi?
Milletimiz akletmeyi, objektif olmayı, değerlendirmeyi, kıyas yapmayı adeta unuttu? Pazara gidip en ucuz ve en kaliteli ürünü bulmak için saatlerce gezer, kılı kırk yarar ama kendisini yıllarca yönetecek insana oy verirken bu kadar hassas davranmaz. Kim ki onu yerin dibine batırdı, at edip bindi, eşek edip sürdü; gider oyunu ona verir. Vermesinin yanında bedava avukatlık da yapar.
Maalesef milletimiz seçmesini ve cezalandırmasını bilmiyor sevgili okurlar. Tarımdan bir yetkili gelip, hem iktidar hem de muhalefet pozlarında "bir ülke düşünün ki, etini buğdayını ithal etsin" şeklinde nutuk atıyor, çiftçi en üst perdeden alkışlıyor...
Çiftçi bu şekilde giderse, her şeyden önce kendisi olmazsa; önce kendini, ardından malını, mülkünü, hayvanını ve toprağını kaybeder...
Millet taraf olduğu kadar, objektif olup aklını kullanmasını bilmeli. Akledip aklını kullanmasını bilmediği içindir ki, yıllardan beri başına pislik yağıyor. Allah kelamı ortada: "O, akıl erdiremeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar." (Yunus, 100)
Köylüyü milletin efendisi kılan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın sözünü dinlersek; ancak iki yakamız bir araya gelir: "Türk milleti başına geçireceği insanların kanındaki cevher-i asliye dikkat etmelidir."
Örneğin geçtiğimiz yıl Sayın Başbakan'ın "mazotun yarısı bizden" desteğine ne oldu acaba? Bırakın mazot desteğini, üreticinin en önemli girdilerinden olan mazotun litre fiyatı 5 liranın üzerine çıktı. Bunun üretilen ürüne yansıması olmayacak mı acaba? Çiftçi, artan bu maliyeti cebinden mi karşılayacak?
İthalat için kapıları sonuna kadar aç, gümrükleri indir, tarımı ve çiftçiyi eli-kolu bağlı korumasız ve yalnız bırak, verilen üç beş kuruşluk destekleri ise çok geç öde; ondan sonra tarımda şu kadar büyüdük, falan, filan... Üretim yapanlar adeta cezalandırılıyor.
Atalarımız "buğday ile koyun gerisi oyun" demişler. Bir ülke ki buğdayını ve etini dışarıdan alır, inanın o ülke iflah olmaz. Yıllardır bu ayıbı bu millete yaşatanlara ve bunlara oy vererek iktidara getirenlere yazıklar olsun. İnsan bir kez olsun ayıkmaz ve akıllanmaz mı? Yanlış giden bir şey düzeltilmez mi?
Milletimiz akletmeyi, objektif olmayı, değerlendirmeyi, kıyas yapmayı adeta unuttu? Pazara gidip en ucuz ve en kaliteli ürünü bulmak için saatlerce gezer, kılı kırk yarar ama kendisini yıllarca yönetecek insana oy verirken bu kadar hassas davranmaz. Kim ki onu yerin dibine batırdı, at edip bindi, eşek edip sürdü; gider oyunu ona verir. Vermesinin yanında bedava avukatlık da yapar.
Maalesef milletimiz seçmesini ve cezalandırmasını bilmiyor sevgili okurlar. Tarımdan bir yetkili gelip, hem iktidar hem de muhalefet pozlarında "bir ülke düşünün ki, etini buğdayını ithal etsin" şeklinde nutuk atıyor, çiftçi en üst perdeden alkışlıyor...
Çiftçi bu şekilde giderse, her şeyden önce kendisi olmazsa; önce kendini, ardından malını, mülkünü, hayvanını ve toprağını kaybeder...
Millet taraf olduğu kadar, objektif olup aklını kullanmasını bilmeli. Akledip aklını kullanmasını bilmediği içindir ki, yıllardan beri başına pislik yağıyor. Allah kelamı ortada: "O, akıl erdiremeyenlerin üzerine iğrenç bir pislik kılar." (Yunus, 100)
Köylüyü milletin efendisi kılan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın sözünü dinlersek; ancak iki yakamız bir araya gelir: "Türk milleti başına geçireceği insanların kanındaki cevher-i asliye dikkat etmelidir."
Adem Birinci / diğer yazıları
- Ali'nin Hendek’teki darbesi / 28.11.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023
- Kisa hadisi ve Ehl-i Aba / 25.11.2023
- Huzur hakkı ve çoklu maaş / 17.11.2023
- Zilzal Suresi / 26.10.2023
- Bu ülke insanı intihar edemez / 24.10.2023
- Taif ya da zulüm ve merhamet / 06.10.2023
- Boykot / 04.10.2023
- Hz. Fatıma anamızın nuru / 27.09.2023
- Âlemler nura gark oldu Muhammed doğduğu gece / 26.09.2023
- Ebu Leheb (Ateşin Babası) / 04.09.2023