Kerbela'nın tarihinde gördüğü en büyük vahşet hiç şüphesiz ki İmam Hüseyin (a.s.) ve yarenlerine yapılan katliamdır.
Kerbela, değişik zamanlara da birçok kereler Nebevi tebliğin karşıtları tarafından yıkımlara uğramış bazen türbeye karşı direk saldırı olurken, bazen de şehrin duvarları ile türbenin dış duvarları tahrip edilmiştir.
Bu saldırıların tarihte kaydettiği en kanlısı Necd bölgesindeki yaşayan Vehhabiler tarafından yapılmıştır. Vehhabiler1800 yılından itibaren güçlenmeye başlayarak, Mekke'yi sıkıştırmaya başlamışlar ve Taif'i ele geçirmişlerdi.
1802 yılında Vehhabiler tarafından on muharrem günü Kerbela işgal edilmiş ve işgal esnasında bazı kaynaklarda 2 000, bazı kaynaklarda ise 10 000 Şii Müslüman'ın katledildiği bildirilmiştir. Vehhabiler İmam Hüseyin (a.s.) kabrini yakıp yıkmışlardı.
Vehhabiler, yalnız Şiilere saldırmamışlar, hemen ardından boş durmayıp Sünni Arapların yaşadığı, Mekke'yi 1803 yılında işgal etmişlerdi. Ne bir türbe nede bir mezar taşı bırakmayan Vehhabiler başta Hz. Hatice annemizin evi olmak üzere sahabeden ileri gelenlere ait oldukları bilinen hatıra olarak korunan evleri bile yıkmışlardı.
Medine'yi 1805 yılında ele geçiren Vehhabiler başta Baki kabristanı olmak üzere şehirdeki türbeleri ve mezar taşlarını yıktılar. Peygamber Efendimizin (s.a.a.) türbesindeki süslemeler tahrif edilip, değerli eşyaları gasp ettiler.
Vehhabilerin bu işgalleri neticesinde Osmanlı Sultanı II. Mahmud, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'ya Vehhabilere karşı harekete geçmesini emretti. 1812 yılında Mekke ve Medine ancak geri alınabilmişti. Mısır valisi Mehmet Ali Paşanın oğlu İbrahim paşa Vehhabilerin merkezi Riyad'ın hemen yanı başındaki Der'iyye 1818 yılında ele geçirilebilmişti. Abdullah b. Suud ve yakın çevresi ilk başta Valilik merkezi Kahire'ye sonrasında İskenderiye'den deniz yolu ile İstanbul'a getirilmiş idam cezası ile cezalandırılmışlardır. Şimdiki Suud kralının büyük dedesi İstanbul da 1820 yılında idam edilmiştir.
Tarihte Kerbela'yı yakıp yıkanlar hiç çekinmeden Medine'yi ve Mekke'yi, tereddütsüz işgal edip çok kanlar döküp ırzlara geçmişlerdi. Vehhabilerin yaptığı bu işgal ve zulümleri tarihte ilk yapan ve onlardan on iki asır önce yaşayan Yezid'dir.
Hatırlanacağı üzere Yezid saltanatının birinci yılında İmam Hüseyin'i (a.s.) katletmiş, ikinci yılında Medine'yi yakıp yıkmış, Sahabenin namusunu kirletmiş, üçüncü yılında Mekke'yi yakıp yıkıp Kabe'yi mancınıkla taşa tutmuştu.
Vehhabilere ve zihniyetlerine kızan insanların nasıl yezidi ve zihniyetini bu tarihi olaylara bakarak sevebildiklerini hala anlayabilmiş değilim!
Kerbela, değişik zamanlara da birçok kereler Nebevi tebliğin karşıtları tarafından yıkımlara uğramış bazen türbeye karşı direk saldırı olurken, bazen de şehrin duvarları ile türbenin dış duvarları tahrip edilmiştir.
Bu saldırıların tarihte kaydettiği en kanlısı Necd bölgesindeki yaşayan Vehhabiler tarafından yapılmıştır. Vehhabiler1800 yılından itibaren güçlenmeye başlayarak, Mekke'yi sıkıştırmaya başlamışlar ve Taif'i ele geçirmişlerdi.
1802 yılında Vehhabiler tarafından on muharrem günü Kerbela işgal edilmiş ve işgal esnasında bazı kaynaklarda 2 000, bazı kaynaklarda ise 10 000 Şii Müslüman'ın katledildiği bildirilmiştir. Vehhabiler İmam Hüseyin (a.s.) kabrini yakıp yıkmışlardı.
Vehhabiler, yalnız Şiilere saldırmamışlar, hemen ardından boş durmayıp Sünni Arapların yaşadığı, Mekke'yi 1803 yılında işgal etmişlerdi. Ne bir türbe nede bir mezar taşı bırakmayan Vehhabiler başta Hz. Hatice annemizin evi olmak üzere sahabeden ileri gelenlere ait oldukları bilinen hatıra olarak korunan evleri bile yıkmışlardı.
Medine'yi 1805 yılında ele geçiren Vehhabiler başta Baki kabristanı olmak üzere şehirdeki türbeleri ve mezar taşlarını yıktılar. Peygamber Efendimizin (s.a.a.) türbesindeki süslemeler tahrif edilip, değerli eşyaları gasp ettiler.
Vehhabilerin bu işgalleri neticesinde Osmanlı Sultanı II. Mahmud, Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'ya Vehhabilere karşı harekete geçmesini emretti. 1812 yılında Mekke ve Medine ancak geri alınabilmişti. Mısır valisi Mehmet Ali Paşanın oğlu İbrahim paşa Vehhabilerin merkezi Riyad'ın hemen yanı başındaki Der'iyye 1818 yılında ele geçirilebilmişti. Abdullah b. Suud ve yakın çevresi ilk başta Valilik merkezi Kahire'ye sonrasında İskenderiye'den deniz yolu ile İstanbul'a getirilmiş idam cezası ile cezalandırılmışlardır. Şimdiki Suud kralının büyük dedesi İstanbul da 1820 yılında idam edilmiştir.
Tarihte Kerbela'yı yakıp yıkanlar hiç çekinmeden Medine'yi ve Mekke'yi, tereddütsüz işgal edip çok kanlar döküp ırzlara geçmişlerdi. Vehhabilerin yaptığı bu işgal ve zulümleri tarihte ilk yapan ve onlardan on iki asır önce yaşayan Yezid'dir.
Hatırlanacağı üzere Yezid saltanatının birinci yılında İmam Hüseyin'i (a.s.) katletmiş, ikinci yılında Medine'yi yakıp yıkmış, Sahabenin namusunu kirletmiş, üçüncü yılında Mekke'yi yakıp yıkıp Kabe'yi mancınıkla taşa tutmuştu.
Vehhabilere ve zihniyetlerine kızan insanların nasıl yezidi ve zihniyetini bu tarihi olaylara bakarak sevebildiklerini hala anlayabilmiş değilim!
Ali Nezir / diğer yazıları
- Sizce zulüm nedir? / 08.03.2024
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023
- Allah adına konuşmak / 26.02.2024
- Kimi sevmemiz lazım! / 25.12.2023
- Diyanet’e açık mektup / 17.11.2023
- ‘Ne mutlu Türk’üm’ diyen olun! / 10.11.2023
- Vatandaşlık hakları ve Alucralılık! / 04.11.2023
- Nice yüzyıllara / 30.10.2023
- Eğitimden ne anlıyoruz? / 21.09.2023
- Aldananlar ve aldatanlar / 07.09.2023
- Şanlı olarak kutlansın / 30.08.2023