Kilis'e roketler üçer üçer yağıyor

Kilis'e roketler artık teker teker değil, üçer üçer yağmaya başladı.
Dün 07.50 sıralarında, Suriye'nin IŞİD denetimindeki Bab bölgesinden 3 Katyuşa roketatar mermisi atıldı. Yerleşim yerlerine düşen mermilerin patlaması sonucu 1'i polis 2 kişi yaralanırken, büyük panik yaşandı. Yaşanan patlamalar büyük hasara yol açarken çok sayıda otomobil ve evin camları kırıldı.
Obüslerle uzaktan bombalama dışında hiçbir çözüm üretemeyen Türk yetkililere tepki büyük. Yetkililerin yaptıkları garip açıklamalar ve ortaya koydukları uygulamalar yarayı hafifletmek şöyle dursun daha da derinleştiriyor.
Bir yetkili kalkıyor roketlerin düşmesi konusunda suçlu olarak yerçekimini gösteriyor.
Diğer yetkili kalkıyor, "Benim de can güvenliğim yok. Süpermen değilim, roketleri havada yakalayamam" gibi tuhaf bir açıklama yapıyor.
Bir diğeri kalkıyor, roketlerin yanlışlıkla Kilis'e düştüğünden bahsedebiliyor.
Bir başkası, abdestsiz dolaşmayın tavsiyesinde bulunuyor. İşte size çözümsüzlüğe bir din kılıfı örneği daha? 
Kilisli çözüm beklerken bir de ne görsün, elinde AFAD'ın "roketten çukura kaçın" broşürü? Güler misin, ağlar mısın?
Kilisli doğal olarak broşüre tepki gösteriyor, "Dalga mı geçiyorsunuz?" diye?
Öyle ya, roketin nereye düşeceği belli değil; eve saklansan ne olur, çukura girsen ne olur; evi de vuruyor, çukuru da?
Kilis'e yerleşen Suriyeler gruplar halinde kentten ayrılarak Gaziantep, Hatay, Adana ve İstanbul'daki yakınlarının yanına göçüyorlar. Kilislilerin yüzde 40'ı da kenti terk etmişti.
Kentte kalanlar ise tam bir kabir hayatı yaşıyor. Kentte yaşamın artık dayanılamayacak noktada olduğunu söyleyen Kilisliler, temel ihtiyaçlar dışında alışveriş dahi yapmadıklarını ifade ediyorlar.
Kilisli bir esnaf, "Bize sahip çıkmıyorlar. Allah'tan başka kimsemiz yok. Bize abdestsiz gezmeyin diyorlar. Füze gelince yere yatın, diyorlar. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Devlet kendi vatandaşını, şehrini koruyamıyor" sözleriyle tepkisini dile getiriyor. 
Atılan roketlerle annesi ölen bir Kilisli, "Kilis, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir parçası mı değil mi? Bunun cevabını cumhurbaşkanından istiyorum. Burası sınır kenti diye yaşamayalım mı, başka ülkeye mi gidelim?" diyor. Kızı ise, "Cumhurbaşkanımıza soruyorum, onun için çalıştı benim annem, bir başsağlığını hak etmedi mi?" diyor ümitsizce?
Ülkenin siyasileri ise koltuk kavgasına düşmüşler.
Askeri stratejiyi siyasilere bırakan güvenlik güçlerinin yetkililerinden çaresiz açıklamalar geliyor, "Bunlar küçük roketler. Havadan engellenmesi mümkün değil. Zaten Türkiye'nin herhangi bir hava savunma sistemi yok. Roketlerin muhtemel çıkış yerleri belli. Türkiye buralardan itibaren bir savunma plânı yapmalıdır" şeklinde?
Özünü, Atatürk duruşunu kaybetmiş olan Türkiye'nin yetkilileri bugün aciz bir devlet görüntüsünde, Kilis'i ve benzer sınır illerimizi Büyük İsrail'e altın tepside sunmayı kabullenmiş vaziyette?
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu konuda defalarca uyarmıştı, hem güneydoğumuz genelinde, hem de Kilis özelinde?
Demişti, "ayıkmazsanız aynen Filistinlilerin kaderini yaşayacaksınız" diye?
Bugün Kilisli, İsrail'e dost olduğunu ilan eden siyasilerimize verdiği destek sebebiyle Filistinlinin kaderini yaşıyor; Suriye konusunda yanlış üzerine yanlış yapan siyasilerimize verdiği destekle de Suriyelinin kaderini yaşıyor.
Mevcut iktidar ve muhalefet bu konuda her ne kadar herhangi bir çözüm üretemese de bu problem çözümsüz değildir.
Prof. Dr. Baş'a iktidar fırsatı verirsek, uygulanacak olan Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet Milli Devlet tezi ile hem yurtta sulh sağlanacak hem de bölgemizde ve dünyada sulh?
İçimizde yaşadığımız terör belasının, dışarıdan gelen tehditlerin bir anda yok olduğunu göreceksiniz. 
Bu uyarıları, başta prof. Dr. Baş olmak üzere BTP kadroları size yıllardır yapıyor, dinlemediniz bugün başınıza roket yağıyor, seçtikleriniz de sizinle dalga geçercesine icraatlar ortaya koyuyor. Dün dinlemediniz bunu yaşadınız, bugün de ayıkmazsanız bulunduğunuz coğrafyada yaşama şansınız da artık kalmayacak.
Bir not: Atılan roketleri durdurmak için Süpermen olmaya gerek yok ya da bunları engellemek imkansız değil. Bugün başta İsrail olmak üzere birçok ülke bu kısa menzilli roketlerin yüzde 85'ini engelleyecek sistemlere sahip.
İsrail'e şahsi çıkarlarınız için serenatlar yazacağınıza, milletiniz için bu teknolojiyi transfer edin. Tabi, bunun için BOP'ta misyon sahibi olmamanız lazım ve de çözümde samimi olmanız lazım.