Bugün dünya üzerindeki 2. ve 3. Dünya ülkelerinin hemen hepsi, 'bağımsız bir ülke' olduklarını iddia etmekte ve yine hemen hepsinin yöneticileri de, muhalefet partileri de güçlerini milletlerinden aldıklarını, milletin oyuyla göreve geldiklerini, milletin iktidarı olduklarını, millete hizmet için göreve talip olduklarını iddia etmektedirler.
Oysa dünyaya, özellikle bizim coğrafyamıza baktığımızda küresel güçlerin estirdiği kasırgalar, fırtınalarla ülkeler tarumar ediyor, milyonlar ölüyor, devletler yıkılıyor, insanlar ülkelerinden, mallarından, kimliklerinden oluyor.
Bu ülkelerin yöneticileri lagar çukurlarından çıkarılıyor, kafesleniyor, asilerin elinde can veriyor, darbeyle gidiyorlar. İktidarda kalanların hemen hepsi de kendilerini inkar ediyor. Dünkü söylemlerini, iddialarını yalanlıyorlar. Küresel efendilerinin istedikleri kimliklere bürünüyorlar.
Sadece iktidarlar mı? Hayır. Yüzünü batıya yani Haçlıya, yani emperyalistlere dönen tüm siyasetçiler de aynı. Dün hayır, dediklerine bugün evet. Veya evet dediklerine hayır, diyorlar.
İşte bu Haçlı emperyalist rüzgarların ülkemiz ve bölgemizde fırtınaya dönüştüğü 21. Yüzyılda ayakta kalan, kimliğini kaybetmeyen tek lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Çünkü Haydar Baş önce insan, önce vatan, önce iman, önce namus, önce ahlak, önce sadakat gibi Allah ve Resulünün, müminlere kimlik yaptığı kavramları şahsında yaşayıp, millet için hizmete talip olmuştur.
Bu kimlikle siyaset arenasına giren Baş şöyle diyordu; "Siyaset yapan insanların yapması gereken şey eğer milletine hizmet kararı, ilmi, bilgisi, projesi, programı varsa; hodri meydan demesidir. Bunlar yoksa bana göre ortaya çıkması ciddi yanlıştır. Bizde bunların hepsi var.
Ben siyasete bir mevki, bir rütbe elde etmek için, 'bakanlığım, şanım ya da şöhretim olsun' inancıyla girmedim. Eğer böyle bir düşüncemiz olsaydı, 1995'te ABD'nin Ankara Büyükelçisi bendenize geldi, ben o zaman onları karşılar, istediklerini verir, istediklerimi alırdım.
Bendeniz, onları kabul bile etmedim. Ancak iki arkadaşımız Ankara'da, Büyükelçi ile 3 saatlik bir görüşme yaptılar, görüşme sonrasında Büyükelçi, 'Kapımız Haydar Baş Bey'e ardına kadar açıktır, bekliyoruz' dediler. Siyasette hakikaten bir koltuk sahibi olma diye derdim olsaydı, bu büyük fırsatı kaçırmazdım.
Bakanlar, milletvekilleri ta ABD'ye giderek, böyle bir imkânı arıyorlar ama bulamıyorlar. Benim hayatta fırsat denilen bu tarz imkânlar çok geçti, Allah'a şükürler olsun ki, dünyaya bakarak ahiretimi terk etmedim.
Evvela bu konular önüme geldiğinde şunu hesap ederim: Bu adam bana istediğimi verecek ama benden ne isteyecek? Onun cevabını verdikten sonra 'olur mu, olmaz mı' kararını veririm.' Baktım, bunlar benden devleti, milleti, vatanı, dini, namusu, askeri, hepsini isterler...
Rahmetli hocalarım Baki Bektaş, Celal Mısır ve Ali Gedik ile istişare ettikten sonra dedim ki, 'dünyaya bir defa geldim, ben bu teklife 'evet' diyemeyeceğim. Onlar da 'biz de evet diyemeyiz' diye cevap verdiler. Ben ABD Büyükelçisi ile görüşme dahi yapmadım?
Siyaset Allah için insanlara hizmet makamıdır. Yoksa bu hizmeti yapmadıktan sonra sırtında bir yüktür."
Evet, Sayın Baş bu mantık ile siyaset arenasında 16 yıldır zerre sapmadı. İlk günkü çizgisini asla değiştirmedi. Çünkü ilk gün söyledikleri hakikatti. Haliyle hakikat her zaman ve mekanda aslını korur.
Sayın Baş ilmi ve ekonomi alanında da hep ayakta kalmıştır. Sayın Baş, Atatürk, dedi. Binlerce tarihi delil ortaya koydu. Sayın Baş, Ehl-i Beyt, dedi. Yine ayet ve hadisler ışığında 222 Sünni alimin kaynaklarını ortaya koydu.
Kısaca Sayın Baş her alanda ayağını Hakk'ın istediği şekilde attı. Haliyle Hakk'ın yanında olan haklıdır ve haklı olanı Hak korur.
Oysa dünyaya, özellikle bizim coğrafyamıza baktığımızda küresel güçlerin estirdiği kasırgalar, fırtınalarla ülkeler tarumar ediyor, milyonlar ölüyor, devletler yıkılıyor, insanlar ülkelerinden, mallarından, kimliklerinden oluyor.
Bu ülkelerin yöneticileri lagar çukurlarından çıkarılıyor, kafesleniyor, asilerin elinde can veriyor, darbeyle gidiyorlar. İktidarda kalanların hemen hepsi de kendilerini inkar ediyor. Dünkü söylemlerini, iddialarını yalanlıyorlar. Küresel efendilerinin istedikleri kimliklere bürünüyorlar.
Sadece iktidarlar mı? Hayır. Yüzünü batıya yani Haçlıya, yani emperyalistlere dönen tüm siyasetçiler de aynı. Dün hayır, dediklerine bugün evet. Veya evet dediklerine hayır, diyorlar.
İşte bu Haçlı emperyalist rüzgarların ülkemiz ve bölgemizde fırtınaya dönüştüğü 21. Yüzyılda ayakta kalan, kimliğini kaybetmeyen tek lider Prof. Dr. Haydar Baş'tır.
Çünkü Haydar Baş önce insan, önce vatan, önce iman, önce namus, önce ahlak, önce sadakat gibi Allah ve Resulünün, müminlere kimlik yaptığı kavramları şahsında yaşayıp, millet için hizmete talip olmuştur.
Bu kimlikle siyaset arenasına giren Baş şöyle diyordu; "Siyaset yapan insanların yapması gereken şey eğer milletine hizmet kararı, ilmi, bilgisi, projesi, programı varsa; hodri meydan demesidir. Bunlar yoksa bana göre ortaya çıkması ciddi yanlıştır. Bizde bunların hepsi var.
Ben siyasete bir mevki, bir rütbe elde etmek için, 'bakanlığım, şanım ya da şöhretim olsun' inancıyla girmedim. Eğer böyle bir düşüncemiz olsaydı, 1995'te ABD'nin Ankara Büyükelçisi bendenize geldi, ben o zaman onları karşılar, istediklerini verir, istediklerimi alırdım.
Bendeniz, onları kabul bile etmedim. Ancak iki arkadaşımız Ankara'da, Büyükelçi ile 3 saatlik bir görüşme yaptılar, görüşme sonrasında Büyükelçi, 'Kapımız Haydar Baş Bey'e ardına kadar açıktır, bekliyoruz' dediler. Siyasette hakikaten bir koltuk sahibi olma diye derdim olsaydı, bu büyük fırsatı kaçırmazdım.
Bakanlar, milletvekilleri ta ABD'ye giderek, böyle bir imkânı arıyorlar ama bulamıyorlar. Benim hayatta fırsat denilen bu tarz imkânlar çok geçti, Allah'a şükürler olsun ki, dünyaya bakarak ahiretimi terk etmedim.
Evvela bu konular önüme geldiğinde şunu hesap ederim: Bu adam bana istediğimi verecek ama benden ne isteyecek? Onun cevabını verdikten sonra 'olur mu, olmaz mı' kararını veririm.' Baktım, bunlar benden devleti, milleti, vatanı, dini, namusu, askeri, hepsini isterler...
Rahmetli hocalarım Baki Bektaş, Celal Mısır ve Ali Gedik ile istişare ettikten sonra dedim ki, 'dünyaya bir defa geldim, ben bu teklife 'evet' diyemeyeceğim. Onlar da 'biz de evet diyemeyiz' diye cevap verdiler. Ben ABD Büyükelçisi ile görüşme dahi yapmadım?
Siyaset Allah için insanlara hizmet makamıdır. Yoksa bu hizmeti yapmadıktan sonra sırtında bir yüktür."
Evet, Sayın Baş bu mantık ile siyaset arenasında 16 yıldır zerre sapmadı. İlk günkü çizgisini asla değiştirmedi. Çünkü ilk gün söyledikleri hakikatti. Haliyle hakikat her zaman ve mekanda aslını korur.
Sayın Baş ilmi ve ekonomi alanında da hep ayakta kalmıştır. Sayın Baş, Atatürk, dedi. Binlerce tarihi delil ortaya koydu. Sayın Baş, Ehl-i Beyt, dedi. Yine ayet ve hadisler ışığında 222 Sünni alimin kaynaklarını ortaya koydu.
Kısaca Sayın Baş her alanda ayağını Hakk'ın istediği şekilde attı. Haliyle Hakk'ın yanında olan haklıdır ve haklı olanı Hak korur.
Akın Aydın / diğer yazıları
- ‘Para milletin itibarıdır’ diyordu onu da kaybettirdi / 29.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024
- Siyasetçiler Yasak Elma ve Kızılcık Şerbeti dizilerini mi izliyor! / 28.03.2024
- Dünya lideri demek kolay, olmak zor / 27.03.2024
- Siyasette de hep masa kazanıyor / 25.03.2024
- Erdoğan neden sözlerinin esiri olmuyor? / 24.03.2024
- Erdoğan ‘seçimden sonrası tufan diyenleri’ not alıyormuş / 23.03.2024
- Müslümanların kan ile iftarı ve son fetva / 22.03.2024
- Erdoğan’a biat ve bozkurtların aklaşması / 21.03.2024
- Hüseyin Baş: 'Bunlarda hiçbir değer ve kutsal yok' / 20.03.2024
- Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor / 19.03.2024