Rusya, özellikle 9 Şubat 2017 tarihinden sonra çok farklı bir politika izliyor. Hatırlarsanız 9 Şubat'ta Rus savaş uçakları El Bab'da bulunan askerlerimize saldırmış ve 3 askerimiz şehit olmuştu. Astana sürecinin rüzgarıyla herkes farklı yorumlarda bulunmuş, olay "koordinasyon eksikliği" denilerek üstü örtülmeye çalışılmıştı.
Yalnız Prof. Dr. Haydar Baş, herkesten farklı olarak "ABD ile Rusya'nın anlaştığını ve de Rusya'nın ABD lehine makas değiştidiğini" ifade etmişti. O günden sonra yaşanan bütün gelişmeler de Sayın Baş'ın bu tespitini doğrular mahiyette oldu. Rusya, ABD'nin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yerine getirmeye başladı.
Türk askeri Münbiç'te bulunan YPG'ye operasyon yapmasın diye Rusya, Suriye askerlerini de işin içine katarak Türk askeri ile YPG arasında Münbiç'in batısında tampon bölge oluşturdu.
Sayılarının 100 bine çıkarılacağı ve düzenli bir ordu haline getireleceği ifade edilen YPG'lilerin askeri eğitiminin Rus askerleri tarafından verileceği belirtildi. Yetmedi, Rusya şimdi de Hatay'a sınır olan ve YPG'nin elinde bulunan Afrin'e üs kurdu.
Afrin'de konuşlanan Rus birliğinin komutanı Tümgeneral Andrey Volkov, "Türkiye sınırına yakın bölgede yer alan şehirde Rus bayrağının göndere çekilmesi bizim Suriye yönetimine destek veren kuvvet olarak bölgede güvenliğin garantörü olduğumuzu gösteriyor. Yerel halk Kürtlerle de temas halinde Suriye sınırının güvenliğini sağlayacağız" dedi.
Rus generalin bu sorumlu olduğu ve de güvence verdiği bölgeden önceki gün Türkiye'ye bir suikast silahıyla ateş açıldı ve 1 askerimiz şehit oldu.
Saldırıyı yapan kişi, YPG'li terörist olabilir, ABD askeri ya da Rus askeri olabilir, bilemeyiz, zamanla ortaya çıkacaktır ama önemli olan nokta şu: bu saldırı Rus general Volkov bölgenin sorumluluğunu üstüne aldıktan sonra yapıldı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Rusya'nın Ankara Maslahatgüzarı'nı bakanlığa çağırarak, Türkiye'nin rahatsızlığını iletti ve bir daha saldırı olması durumunda misliyle karşılık verileceğini bildirdi.
Görünen o ki, Rusya'yı kendi safına çeken ABD, YPG ve Suriye konusunda Türkiye'yle karşı karşıya gelmemek için "iyi polis" rolüne soyunurken, Rusya'ya da "kötü polis" vazifesini verdi. YPG'nin Afrin'de ve Münbiç'te korunması, daha da ötesi YPG'nin Türkiye tarafından kabul edilmesi görevini Rusya'ya verdi. Türkiye'ye saldırı yapılan Afrin'in garantörü olduğunu ilan eden Tümgeneral Volkov, aynı zamanda Suriye'deki Nevruz kutlamalarında koluna YPG arması takarak Türkiye'ye mesaj verdi.
Tabi, bu YPG duruşu sadece bir Rus generalinin ya da Münbiç'teki Rus askerlerinin şahsi meseleleri değil, bu ABD'nin rayına girmiş olan Rusya'nın bir devlet politikası? Bakın, Rusya Dışişleri Bakanlığı, YPG'nin Cenevre toplantılarına katılması noktasında neler diyor?
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kürt grupların (YPG'yi kastediyor) İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen Suriye barış görüşmelerine katılması konusunda Türkiye ile diyaloğu sürdürdüklerini söyledi. "Kürt gruplar", "Kürtler" derken neyi kastettiklerini kollarına taktıkları YPG armalarından anlıyoruz.
"Kürtlerin Cenevre görüşmelerine nasıl dahil edilebileceği konusunda bir çözüm bulmak çok önemli" diyen Lavrov şöyle devam etti: "Fakat bunu yapmak çok kolay değil. Türkiye'nin tavrını biliyorsunuz. Türk partnerlerimizle, Astana'daki temaslarımız da dahil olmak üzere, bu konuya bir çözüm aramaya devam edeceğiz. Bu konuyu ertelemek mümkün değil, tıpkı Kürtlerin Cenevre sürecine katılamayacağını söylemenin mümkün olmadığı gibi."
Lavrov ayrıca, Kürtleri Cenevre görüşmelerine dahil etmenin, BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın en önemli görevlerinden biri olduğunu söyledi. Yani ABD, YPG konusunda BM'yi ikna etme görevini de Rusya'ya vermiş.
Rusya'nın ABD adına bu kötü polis rolüne sayunmasına, ABD, İngiltere, Avusturya, Norveç, Hollanda gibi Batılı ülkelerin Türkiye'ye karşı ortaya koyduklarını son tavırları da ilave ettiğimizde, Türkiye'nin gerek BM'de gerekse genel anlamda daha da yalnızlaştığını açıkça söyleyebiliriz.
Bunun bir sonraki aşaması, Türk askerinin Suriye'deki varlığının sorgulanması ve Türkiye'nin güney doğu bölgesinde yaptığı operasyonun BM'de masaya yatırılması olacaktır.
Unutmayalım ki, Türkiye'nin güney doğusu da BOP kapsamındadır.
Türkiye, yıllardır Batıyı bir kurtuluş kapısı olarak görerek milli politkalardan uzaklaştı ve tüm komşularını kaybetti. Bizi komşularımızın parçalanması için kullanan Batı şimdi bize gerçek yüzünü gösteriyor. Komşularımıza uyguladığını, şimdi bize uygulamaya hazırlanıyor. Demek ki Türkiye Batı için misyonunu doldurdu şimdi sıra Türkiye'de?
Eğer Türk milleti olarak Prof. Dr. Haydar Baş'ı 1991 yılında dinlemiş olsaydık, "Asıl hedef Türkiye'dir" öngörüsünü dikkate alıp, milli bir çözümün kapısını açsaydık emin olun ki, bugün çok farklı bir konumda olacaktık, etrafımız ve içimiz bu kadar tehdit ve tehlike ile kuşatılmamış olacaktı. Ne diyelim, ayıkmak dileğiyle?
Yalnız Prof. Dr. Haydar Baş, herkesten farklı olarak "ABD ile Rusya'nın anlaştığını ve de Rusya'nın ABD lehine makas değiştidiğini" ifade etmişti. O günden sonra yaşanan bütün gelişmeler de Sayın Baş'ın bu tespitini doğrular mahiyette oldu. Rusya, ABD'nin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yerine getirmeye başladı.
Türk askeri Münbiç'te bulunan YPG'ye operasyon yapmasın diye Rusya, Suriye askerlerini de işin içine katarak Türk askeri ile YPG arasında Münbiç'in batısında tampon bölge oluşturdu.
Sayılarının 100 bine çıkarılacağı ve düzenli bir ordu haline getireleceği ifade edilen YPG'lilerin askeri eğitiminin Rus askerleri tarafından verileceği belirtildi. Yetmedi, Rusya şimdi de Hatay'a sınır olan ve YPG'nin elinde bulunan Afrin'e üs kurdu.
Afrin'de konuşlanan Rus birliğinin komutanı Tümgeneral Andrey Volkov, "Türkiye sınırına yakın bölgede yer alan şehirde Rus bayrağının göndere çekilmesi bizim Suriye yönetimine destek veren kuvvet olarak bölgede güvenliğin garantörü olduğumuzu gösteriyor. Yerel halk Kürtlerle de temas halinde Suriye sınırının güvenliğini sağlayacağız" dedi.
Rus generalin bu sorumlu olduğu ve de güvence verdiği bölgeden önceki gün Türkiye'ye bir suikast silahıyla ateş açıldı ve 1 askerimiz şehit oldu.
Saldırıyı yapan kişi, YPG'li terörist olabilir, ABD askeri ya da Rus askeri olabilir, bilemeyiz, zamanla ortaya çıkacaktır ama önemli olan nokta şu: bu saldırı Rus general Volkov bölgenin sorumluluğunu üstüne aldıktan sonra yapıldı. Türkiye Dışişleri Bakanlığı Rusya'nın Ankara Maslahatgüzarı'nı bakanlığa çağırarak, Türkiye'nin rahatsızlığını iletti ve bir daha saldırı olması durumunda misliyle karşılık verileceğini bildirdi.
Görünen o ki, Rusya'yı kendi safına çeken ABD, YPG ve Suriye konusunda Türkiye'yle karşı karşıya gelmemek için "iyi polis" rolüne soyunurken, Rusya'ya da "kötü polis" vazifesini verdi. YPG'nin Afrin'de ve Münbiç'te korunması, daha da ötesi YPG'nin Türkiye tarafından kabul edilmesi görevini Rusya'ya verdi. Türkiye'ye saldırı yapılan Afrin'in garantörü olduğunu ilan eden Tümgeneral Volkov, aynı zamanda Suriye'deki Nevruz kutlamalarında koluna YPG arması takarak Türkiye'ye mesaj verdi.
Tabi, bu YPG duruşu sadece bir Rus generalinin ya da Münbiç'teki Rus askerlerinin şahsi meseleleri değil, bu ABD'nin rayına girmiş olan Rusya'nın bir devlet politikası? Bakın, Rusya Dışişleri Bakanlığı, YPG'nin Cenevre toplantılarına katılması noktasında neler diyor?
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kürt grupların (YPG'yi kastediyor) İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen Suriye barış görüşmelerine katılması konusunda Türkiye ile diyaloğu sürdürdüklerini söyledi. "Kürt gruplar", "Kürtler" derken neyi kastettiklerini kollarına taktıkları YPG armalarından anlıyoruz.
"Kürtlerin Cenevre görüşmelerine nasıl dahil edilebileceği konusunda bir çözüm bulmak çok önemli" diyen Lavrov şöyle devam etti: "Fakat bunu yapmak çok kolay değil. Türkiye'nin tavrını biliyorsunuz. Türk partnerlerimizle, Astana'daki temaslarımız da dahil olmak üzere, bu konuya bir çözüm aramaya devam edeceğiz. Bu konuyu ertelemek mümkün değil, tıpkı Kürtlerin Cenevre sürecine katılamayacağını söylemenin mümkün olmadığı gibi."
Lavrov ayrıca, Kürtleri Cenevre görüşmelerine dahil etmenin, BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura'nın en önemli görevlerinden biri olduğunu söyledi. Yani ABD, YPG konusunda BM'yi ikna etme görevini de Rusya'ya vermiş.
Rusya'nın ABD adına bu kötü polis rolüne sayunmasına, ABD, İngiltere, Avusturya, Norveç, Hollanda gibi Batılı ülkelerin Türkiye'ye karşı ortaya koyduklarını son tavırları da ilave ettiğimizde, Türkiye'nin gerek BM'de gerekse genel anlamda daha da yalnızlaştığını açıkça söyleyebiliriz.
Bunun bir sonraki aşaması, Türk askerinin Suriye'deki varlığının sorgulanması ve Türkiye'nin güney doğu bölgesinde yaptığı operasyonun BM'de masaya yatırılması olacaktır.
Unutmayalım ki, Türkiye'nin güney doğusu da BOP kapsamındadır.
Türkiye, yıllardır Batıyı bir kurtuluş kapısı olarak görerek milli politkalardan uzaklaştı ve tüm komşularını kaybetti. Bizi komşularımızın parçalanması için kullanan Batı şimdi bize gerçek yüzünü gösteriyor. Komşularımıza uyguladığını, şimdi bize uygulamaya hazırlanıyor. Demek ki Türkiye Batı için misyonunu doldurdu şimdi sıra Türkiye'de?
Eğer Türk milleti olarak Prof. Dr. Haydar Baş'ı 1991 yılında dinlemiş olsaydık, "Asıl hedef Türkiye'dir" öngörüsünü dikkate alıp, milli bir çözümün kapısını açsaydık emin olun ki, bugün çok farklı bir konumda olacaktık, etrafımız ve içimiz bu kadar tehdit ve tehlike ile kuşatılmamış olacaktı. Ne diyelim, ayıkmak dileğiyle?
Murat Çabas / diğer yazıları
- Churchill: Sadece Mustafa Kemal’i hesaba katmamışız / 19.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024
- Kriter ekonomiyse iktidarın şansı yok! / 16.03.2024
- Gazze’de soykırım ve bağımsızlığın önemi / 15.03.2024
- Milli kimliğimizi korumak için yeni anayasaya hayır / 13.03.2024
- ‘Memnun değilsen, mecbur değilsin’ / 12.03.2024
- Rahmet ve bereket ayına ulaştık / 09.03.2024
- Emekliler yılında emekli can çekişiyor / 08.03.2024
- Anketlere aldanmayın! / 06.03.2024
- Türk milleti ‘değişim’ istiyor / 05.03.2024
- 13 bin dolar kişi başı milli gelir nerede? / 02.03.2024