Et ve gıda ürünleri olimpiyatları Türkiye'de

Olimpiyat, denince aklınıza o günler geliyor di mi! Türkçe olimpiyatları. Hey gidi günler hey! İltifat yarışına girmiştiler. Adeta en çok ben öveceğim, en çok ben seviyorum, ona düşmanlık eden beni karşısında bulur, havaları esiyordu. Onu ve faaliyetlerini unutmamak, unutturmamak için para bile bastırmışlardı.
Neyse! Benim bahsedeceğim ülkemizde yıllarca düzenlenen Türkçe olimpiyatları değil. Et olimpiyatları. Ülkemiz artık uluslararası et ve gıda olimpiyatları düzenler hale geldi. Adeta dünyanın gurmesi olduk. 
Sayın Erdoğan hangi ülkeye gitse dönüşte illaki ülkemize bir gıda maddesi geliyor. İran'daki olaylar için, 'Orada Erdoğan olsaydı olaylar bu kadar büyümezdi' diyen vekillerimiz bu gıda taşımacılığını da ,'Erdoğan'ın ayağı o kadar bereketli ki hangi ülkeye gitse oraya bereket götürüyor' şeklinde izah edebilirler!
Evet, ülkemiz et ve gıda ürünleri olimpiyatlarının yapıldığı bir ülke haline geldi. Sayın Erdoğan en son Fransa'ya gitti. Bilmem kaç bin ton et alım anlaşmaları yapıldı. Bu anlaşma ile ülkemizdeki et olimpiyatlarına katılan ülke sayısı 11 oldu; 
Avustralya, Amerika, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Uruguay, Meksika, Arjantin, Yeni Zelanda, Singapur, Sırbistan ve Fransa'dan et aldık, alıyoruz. Bakalım hangi ülkenin eti birinci olacak?
Diğer gıda ürünlerinde de yarışmalar son hız devam ediyor. Bakın! Çok uluslu kuru fasulye-pilav yiyen tek milletmişiz meğer.
Anlatayım.
Tabi kuru fasulyeden önce Kanada'dan ithal ettiğimiz mercimek ile yapılan çorbamızı içmeyi ihmal etmeyelim.
Sonra önümüze Sırbistan veya Fransa'dan aldığımız et, Mısır'dan aldığımız pirinç, Çin'den aldığımız kuru fasulye gelecek. Yanına İran'dan aldığımız soğanı da koydunuz mu, işte uluslararası kuru fasulye yemeğiniz önünüzde. Afiyet olsun.
Tabi yemekten sonra çay gelenek haline gelmiştir. Srilanka'dan ithal çayımızı da içtik mi, tamam. Ha! Sigara içen varsa ki, milletimizin % 27 yani dörtte biri sigara içiyor. Yerli sigara olmadığı için o da yabancı olacak. 
Eee çorbamızı içtik, yemeğimizi yedik, çay ve sigara faslını da geçtiğimize göre olimpiyatlara başka kimler katılıyor, ona bakalım;
Rusya, Almanya, Fransa, Bulgaristan, Gürcistan ve Ukrayna BUĞDAY ile olimpiyatlara katılıyor.
İngiltere ve Hırvatistan ARPA ile katılırken ABD, Yunanistan, Türkmenistan ve Hindistan PAMUK, Arjantin SOYA ile olimpiyatlarda yerini alıyor.
Ama bitmedi, ABD, Arjantin ve Brezilya'dan MISIR; ABD, Vietnam, İtalya, Mısır ve Tayland'dan ÇELTİK ve PİRİNÇ; Etiyopya, Bangladeş, Mısır ve Çin'den KURU FASULYE; Kanada'dan NOHUT ve YEŞİL MERCİMEK; ABD, Ukrayna ve Kanada'dan BEZELYE yarışmalarda yer alırken KKTC de KIRMIZIBİBER ile arenada yerini aldı. 
Diyebilirsiniz ki, kafayı mı yedin sen kardeşim! Kafayı kim yedi, bilmem ama ecnebinin ektiğini biçtiğini, kestiğini, diktiğini yiyen milletimizin bu hali insana kafa yetirttiriyor. 

Hakan Atilla
Malum Zerrab süreci ve ABD yargısının Hakan Atilla kararı. Saray ve hükümet tepkili. Bu bir kumpas'tır, diyorlar. Doğru.
Özellikle eski Adalet Bakanı Bozdağ, ABD'ye, yargısına demedik laf bırakmıyor ve her zamanki yanılgıya düşerek, ABD yargısına FETÖ sızmış, öngörüsünü tekrarlıyor.
FETÖ, ABD yargısına vs. sızamaz. FETÖ, ABD'nin çocuğudur, CIA'nın bir koludur, emir eridir. Bunu anlayın artık.
Diğer taraftan Erdoğan ve hükümet dava süreci ve sonrasında her daim bu dava siyasidir, sonucu siyasidir, Türkiye'yi mahkûm etmek istiyorlar, dediler ve diyorlar. Olabilir.
Ama ABD, kral benim, diyor. Dediğim dedik, çaldığım düdük, diyor. Artı eli de kuvvetli. Silahtan vs. bahsetmiyorum. İran'a uygulanan ambargoyu deldi diye birçok Avrupalı devlete daha doğrusu bankaya ABD yargısı ceza kesti.
Hükümete diyeceğim! ABD'nin amacını filan sorgulamayı bırakın. Bu sorgulama sadece iç piyasada rant yapar. Ceza keserlerse nasıl bir cevap veririz, onun stratejisini hesaplayın. Yoksa bu ceza size de, bize de ağır gelir.