İslam dünyasının içinde bulunduğu korkunç ve utanç duyucu vaziyet çok açık bir şekilde görülmektedir. Özellikle de Arap dünyasının İslamı anlama/yaşama hususunda İslam ahlakı ve de amentüsünden ne kadar uzak oldukları ortadadır. Suud ailesi İngilizlerin himayesi ve destekleri ile İslam dünyasını parçalamak için vahabiliğin temellerini atarak binlerce masun müslümanı katletmiştir.
İngiliz ajanı Hampher'in Muhammed bin Abdülvehhab Necdi avlayarak bir yandan kendisi ve bir yandan da mute nikahı yaptığı yahudi asıllı İngiliz ajanı Safiye ile Adbdulvahab'ı pişirdiler. Hampher hatıratında şunları söylüyor: "Deriye emiri Muhammed bin Suud'u da safımıza çekmeye muvaffak oldu. Müslümanların kalplerini ve itimatlarını, dini yoldan temin için, Necdli bizim Muhammed'den, siyasi yoldan temin için de, Muhammed bin Suud'dan istifade ettik. Böylece, devamlı, kuvvetlendik. Deriye şehrini merkez yaptık. Din olarak da Vehhabilik dinini tesis ettik. Bakanlık, yeni Vehhabi hükümeti gizlice destekliyor ve takviye ediyordu. Yeni hükümet, Arapçayı ve çöl muharebesini çok iyi öğrenmiş 11 İngiliz subayını köle ismi altında satın aldı. Planları, bu subaylarla beraber hazırlıyorduk. Her iki Muhammed de, gösterdiğimiz yolda yürüdüler."
Suud kabilesi 1802'de Kerbela törenlerine katılan Şiileri kılıçtan geçirir ve Hz. Hüseyin'in türbesini yağmalarlar. Ardından da Taif, Mekke ve Medine'yi ele geçirirler. Mekke Şerifi Galip kısa bir süre sonra Mekke'yi geri alınca Suud şeyhi Abdülaziz Necd'e geri döner. Burada da Kerbela'nın intikamını almak isteyen bir Şii tarafından öldürülür. Yerine geçen oğlu Abdülaziz 1805'te yeniden Hicaz'a girer, Medine'yi ele geçirir ve Vahhabiliği kabul etmeyenleri ölümle tehdit eder, şehirdeki türbe ve mezarları yakar. Vahhabiler, Hz. Muhammed'in türbesini de yağmalar. Bir yıl sonra da Mekke'yi ele geçirirler ve Mekke Emiri Şeyh Galip yönetimlerini tanır.
Osmanlı paşası, İbrahim Paşa, Vahhabilerin başkenti Deriye'yi kuşatır ve Nisan 1818'de ele geçirir. Abdullah bin Suud yakalanır. Önce Mısır'a oradan da gönderildiği 1820 yılının Şubat ayının ikinci haftasında İstanbul'da idam edilir. Hampher'in dediği gibi Suud ailesi her zaman onların gösterdiği yolda oldular bugün de aynı yolda devam etmektedirler.
Sene 2017 yani bugünümüzde Suudi Arabistan Müftüsü ve Ulema Heyeti Başkanı Abdülaziz Ali Şeyh'i, "İsrail'e karşı savaşmanın caiz olmadığı ve Hamas'ın terör örgütü olduğu" yönünde fetva verdi. Bu fetvadan dolayı İsrail İletişim Bakanı Eyüp Kara müftüyü tebrik ederek ülkesine davet etti. Times gazetesi haberinde, Suud'dan İsrail yerine Filistin'e ültimatom Suudi Arabistan veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas'a 'ABD'nin hazırladığı Orta Doğu barış planını kabul et ya da istifa et' haberi yer aldı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Hoşgörü Bakanı Şeyh Nahyan bin Mübarek El Nahyan, "Biz sık sık vaaz veren din adamlarına eğitim verme konusunda yardım önerisinde bulunduk" diye konuştu. Bakan ancak şimdiye dek bu yardım teklifine Avrupa'dan herhangi bir yanıt alamadıklarını belirtti.
Arapların ABD, İsrail ve İngilize olan sevgileri ve teslimiyetleri anlatmakla, yazmakla bitmez. Araplara sormak lazım (Arap düşmanı değiliz bu soru bunların zihniyetin de olan ben Müslümanım diyen herkesedir) siz kimin kulusunuz ve sizin dininiz hangi dindir? Allah'a kulum ve Müslümanım diyorsanız o halde Allah'ın düşmanlarına neden dost ve hatta kul oluyorsunuz. Kim mi Allah'ın düşmanları, Müslüman olmayanların tümü Allah'ın düşmanıdır. Maide suresi 51. Ayet-i kerimede Allah (c.c.), "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez" buyurmaktadır. Al-i İmran 19. Ayet-i kerimede, "Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır. Her kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir" buyurmaktadır. Al-i İmran 28. Ayet-i kerimede, "Mü'minler, mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin ve onu her kim yaparsa Allah ile ilişiği kesilmiş olur" buyurmaktadır.
Bu konuda yüzlerce ayet var şimdi söyleyin Allah'a, O'nun Peygamberine iman eden insan Allah'a ve ayetlerine rağmen Müslüman'ı kafire satar mı? Değişir mi? Her kim Allah'a ters iş yapan amirlerin peşinden giderse Allah'a düşmanlık eder. Bizim dinimiz İslam, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.a), kılavuzumuz Resûlullah'ın varisi Allah'ın velisi İmam-ı Ali (k.v) ise bize müslüman denir aksi halde ABD'nin, İsrail'in kısaca haçlı ve yahudilerin piyonu, oyuncağı denir. Al-i İmran 85. Ayet-i kerimede, "Kim İslam'dan başka bir dine yönelirse onun dini kabul edilmeyecektir. O ahirette de hüsrana uğrayanlardan olacaktır." Maide 80. Ayet-i kerimede, "Onlardan birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür! Allah onlara gazab etmiştir. Onlar ebedî olarak azap içinde kalacaklardır" buyurmaktadır.
Allah, ümmet-i Muhammed'i bu sapıkların oyun ve tuzaklarından korusun. (İngilizlerin İslam üzerindeki oyunları hakkında geniş bilgiyi Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Din Tahripçilerine Kur'an-ı Kerim'in Cevabı kitabında bulabilirsiniz).
İngiliz ajanı Hampher'in Muhammed bin Abdülvehhab Necdi avlayarak bir yandan kendisi ve bir yandan da mute nikahı yaptığı yahudi asıllı İngiliz ajanı Safiye ile Adbdulvahab'ı pişirdiler. Hampher hatıratında şunları söylüyor: "Deriye emiri Muhammed bin Suud'u da safımıza çekmeye muvaffak oldu. Müslümanların kalplerini ve itimatlarını, dini yoldan temin için, Necdli bizim Muhammed'den, siyasi yoldan temin için de, Muhammed bin Suud'dan istifade ettik. Böylece, devamlı, kuvvetlendik. Deriye şehrini merkez yaptık. Din olarak da Vehhabilik dinini tesis ettik. Bakanlık, yeni Vehhabi hükümeti gizlice destekliyor ve takviye ediyordu. Yeni hükümet, Arapçayı ve çöl muharebesini çok iyi öğrenmiş 11 İngiliz subayını köle ismi altında satın aldı. Planları, bu subaylarla beraber hazırlıyorduk. Her iki Muhammed de, gösterdiğimiz yolda yürüdüler."
Suud kabilesi 1802'de Kerbela törenlerine katılan Şiileri kılıçtan geçirir ve Hz. Hüseyin'in türbesini yağmalarlar. Ardından da Taif, Mekke ve Medine'yi ele geçirirler. Mekke Şerifi Galip kısa bir süre sonra Mekke'yi geri alınca Suud şeyhi Abdülaziz Necd'e geri döner. Burada da Kerbela'nın intikamını almak isteyen bir Şii tarafından öldürülür. Yerine geçen oğlu Abdülaziz 1805'te yeniden Hicaz'a girer, Medine'yi ele geçirir ve Vahhabiliği kabul etmeyenleri ölümle tehdit eder, şehirdeki türbe ve mezarları yakar. Vahhabiler, Hz. Muhammed'in türbesini de yağmalar. Bir yıl sonra da Mekke'yi ele geçirirler ve Mekke Emiri Şeyh Galip yönetimlerini tanır.
Osmanlı paşası, İbrahim Paşa, Vahhabilerin başkenti Deriye'yi kuşatır ve Nisan 1818'de ele geçirir. Abdullah bin Suud yakalanır. Önce Mısır'a oradan da gönderildiği 1820 yılının Şubat ayının ikinci haftasında İstanbul'da idam edilir. Hampher'in dediği gibi Suud ailesi her zaman onların gösterdiği yolda oldular bugün de aynı yolda devam etmektedirler.
Sene 2017 yani bugünümüzde Suudi Arabistan Müftüsü ve Ulema Heyeti Başkanı Abdülaziz Ali Şeyh'i, "İsrail'e karşı savaşmanın caiz olmadığı ve Hamas'ın terör örgütü olduğu" yönünde fetva verdi. Bu fetvadan dolayı İsrail İletişim Bakanı Eyüp Kara müftüyü tebrik ederek ülkesine davet etti. Times gazetesi haberinde, Suud'dan İsrail yerine Filistin'e ültimatom Suudi Arabistan veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas'a 'ABD'nin hazırladığı Orta Doğu barış planını kabul et ya da istifa et' haberi yer aldı. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Hoşgörü Bakanı Şeyh Nahyan bin Mübarek El Nahyan, "Biz sık sık vaaz veren din adamlarına eğitim verme konusunda yardım önerisinde bulunduk" diye konuştu. Bakan ancak şimdiye dek bu yardım teklifine Avrupa'dan herhangi bir yanıt alamadıklarını belirtti.
Arapların ABD, İsrail ve İngilize olan sevgileri ve teslimiyetleri anlatmakla, yazmakla bitmez. Araplara sormak lazım (Arap düşmanı değiliz bu soru bunların zihniyetin de olan ben Müslümanım diyen herkesedir) siz kimin kulusunuz ve sizin dininiz hangi dindir? Allah'a kulum ve Müslümanım diyorsanız o halde Allah'ın düşmanlarına neden dost ve hatta kul oluyorsunuz. Kim mi Allah'ın düşmanları, Müslüman olmayanların tümü Allah'ın düşmanıdır. Maide suresi 51. Ayet-i kerimede Allah (c.c.), "Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez" buyurmaktadır. Al-i İmran 19. Ayet-i kerimede, "Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır. Her kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir" buyurmaktadır. Al-i İmran 28. Ayet-i kerimede, "Mü'minler, mü'minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin ve onu her kim yaparsa Allah ile ilişiği kesilmiş olur" buyurmaktadır.
Bu konuda yüzlerce ayet var şimdi söyleyin Allah'a, O'nun Peygamberine iman eden insan Allah'a ve ayetlerine rağmen Müslüman'ı kafire satar mı? Değişir mi? Her kim Allah'a ters iş yapan amirlerin peşinden giderse Allah'a düşmanlık eder. Bizim dinimiz İslam, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.a), kılavuzumuz Resûlullah'ın varisi Allah'ın velisi İmam-ı Ali (k.v) ise bize müslüman denir aksi halde ABD'nin, İsrail'in kısaca haçlı ve yahudilerin piyonu, oyuncağı denir. Al-i İmran 85. Ayet-i kerimede, "Kim İslam'dan başka bir dine yönelirse onun dini kabul edilmeyecektir. O ahirette de hüsrana uğrayanlardan olacaktır." Maide 80. Ayet-i kerimede, "Onlardan birçoğunun kâfirleri dost edindiklerini görürsün. Nefislerinin kendilerine sunduğu şey ne kadar kötüdür! Allah onlara gazab etmiştir. Onlar ebedî olarak azap içinde kalacaklardır" buyurmaktadır.
Allah, ümmet-i Muhammed'i bu sapıkların oyun ve tuzaklarından korusun. (İngilizlerin İslam üzerindeki oyunları hakkında geniş bilgiyi Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Din Tahripçilerine Kur'an-ı Kerim'in Cevabı kitabında bulabilirsiniz).
Gökhan Demir / diğer yazıları
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020