logo
25 NİSAN 2024

1820'den 2002'ye Türk topraklarında Amerikan misyoner örgütler

30.10.2002 00:00:00
Yazı Dizisi: hazırlayan: ali rıza bayzan / www.bayzan.net/ arbayzan@hotmail.com

Amerika İslam Dünyası'ndan neler istiyor? (18) 1820'den 2002'ye Türk topraklarında Amerikan misyoner örgütler

Amerika, Protestan Misyoner Örgütler'i aracılığı ile Osmanlı Türkiyesi'nde Bulgar, Pontus ve Ermeni isyanlarının entelektüel temellerini atmış ve isyan için her türlü lojistik desteği vermiştir. Bu yüzden, Türk milletinin yedi düvele karşı verdiği destansı Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Atatürk, çıkardıkları fitne ve fesat ile bağımsızlık ruhuna kasteden Misyoner Örgütlerin faaliyetlerini Cumhuriyet Türkiyesi'nde yasaklamıştır.

Artık Türkiye'nin tek bir seçeneği kalmıştır: O da Kuva-i Milliye Ruhu ile yeniden tam Bağımsız Türkiye'yi gerçekleştirmektir İşte Prof. Dr. Haydar Baş'ın baş koyduğu ideal de budur.

Amerika'nın Türk topraklarına Protestan çıkarması 15 Ocak 1820'de başlamıştı. İstekleri açık seçikti: "Bu mukaddes ve vaad edilmiş topraklar silahsız bir haçlı seferi ile geri alınacaktır."

Görev Osmanlı toprağına ilk ayak basan Amerikan Board Teşkilatı (ABCFM) tarafından Pliny Fisk ve Levi Parsons'a veriliyordu. Demek ki, Hıristiyan Misyoner Örgütler açısından Türkiye mukaddes ve vaad edilmiş topraklardır. Açıkçası, Protestan misyonerlere göre Türkiye Türklerin değildir. Amerikalı protestan misyoner Everett P. Wheeler ifadesiyle: "Biz Türkiye'de Hıristiyanlar ve Hıristiyanlık için okul, hastane açıyoruz, ilaç götürüyoruz, modern tıbbı ve eğitimi kuruyoruz. Türkler bizi istemeyebilir, ama oranın sahibi Türkler değil ki..."

Atatürk, misyoner örgütlerin faaliyetlerini yasaklamıştı:

Amerika, Protestan Misyoner Örgütler'i aracılığı ile Osmanlı Türkiyesi'nde Bulgar, Pontus ve Ermeni isyanlarının entelektüel temellerini atmış ve isyan için her türlü lojistik desteği vermiştir. Bu yüzden, Türk milletinin yedi düvele karşı verdiği destansı Kurtuluş Savaşı'ndan sonra Atatürk, çıkardıkları fitne ve fesat ile bağımsızlık ruhuna kasteden Misyoner Örgütlerin faaliyetlerini Cumhuriyet Türkiyesi'nde yasaklamıştır. (Bkz., Ali Rıza Bayzan, Misyonerlik Karşısında Atatürk, 7.4.2002 tarihli Yeni Mesaj; aynı yazar, Atatürk: Misyoner Okullar, İhanet Projelerine Hizmet Ettiler! 29.11.2001 tarihli Yeni Mesaj. İnternet'ten ulaşmak için bkz., www.bayzan.org, yazı dizileri.)

Ermeni Patriği

Mutafyan'dan itiraf:

Ermeni Patriği Mutafyan da misyoner örgütlerin kurduğu okulların "yabancıların emellerine hizmet" ettiğini itiraf etmektedir: "Yüzyılımızın başlarındaki o kadar derin yara izleri bırakan üzücü olayları aklımıza getirdiğimiz zaman Anadolu'da açılmış olan Batılı yabancı misyoner okullarının faaliyetleri de küçümsenemeyecek bir faktördür. Bu konuda birkaç eser yayımlandıysa da daha derin ve daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç var gibi geliyor bana. Eğitim çok şeyi değiştirebilir. Bizi bir de yapabilir; birbirimize yabancı da kılabilir... Ama bir yandan sanırım misyonerlik faaliyetleri sonucu açılan okullar yabancıların emellerine hizmet etmiştir. Bu da ayrı bir tahribattır."(1)

Hükümet, misyoner bir

örgüte destek pardon tebrik mesajları gönderiyor:

Atatürk'ün faaliyetlerini yasakladığı misyoner örgütler, bugün başbakandan ve başbakan yardımcılarından tebrik mesajları alacak duruma gelmişlerdir. Hükümet'in misyoner bir örgüte yolladığı kutlama mesajları elbette nezaketin çok ötesinde "açık bir desteği" ifade etmektedir. Üstelik söz konusu misyoner örgütler, illegal/yasa-dışı olmasına rağmen. Ancak bağımsızlık ruhunun artık tarihte kaldığına inananlar için ABD ve Avrupa Birliği deyince akan sular durur. Dizimizin "Diyarbakır İncili Kilisesi" başlıklı bölümünde, Sn Yılmaz'ın "AB yolu Diyarbakır'dan geçer" sözünün kritiğini yapmıştık. Ve Diyarbakır'da Protestan kilise kurulmasına göz yuman Mesut Yılmaz'ın "hangi Diyarbakır" ile AB'ne gireceğimizi aydınlatması gerektiğine işaret etmiştik.

Mesut Yılmaz'a bir soru: AB'nin yolu korsan kiliselerin önünden mi geçer?

Mesut Yılmaz bize cevap vermede gecikmedi; şimdi meydanlarda "Başörtüsü sorununun çözümünün da AB'den geçtiğini" iddia etmekte. Sn Yılmaz daha açık konuşsa eminim "AB'nin yolu Protestan misyoner Örgütlerin kurduğu korsan kiliselerden geçer" diyecektir. Yoksa kimin aklına gelirdi binlerce vakıftan sadece biri olan Protestan Vakfı'nı kutlamak. Bkz., Belge 1: Mesut Yılmaz'ın elebaşısı bir yabancı olan misyoner bir örgüte ait vakıf için gönderdiği kutlama mesajı.

Yeri gelmişken bir not düşelim: Diyarbakır İncili Kilisesi'nin inşası yasa dışı olduğu için konu mahkemelik olmuştur. Medyaya yansıdığı kadarıyla mahkemede kilisenin savunmasının isyancı Şeyh Said'in yeğeni olan bir avukatın yapması sadece bir rastlantı mı?

Dini ve Milli bütünlüğümüze yönelik tehditlere karşı tek seçenek: Bağımsız Türkiye

Prof. Dr. Haydar Baş, "Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" adlı eseri, Misyoner Örgütlerin yıkıcı ve bölücü ve ayrılıkçı faaliyetlerini deşifre etmesi bakımından bir milattır. Üstat, Önsöz'ünde, Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler'in çerçevesini şöyle çizmektedir:

"Endülüs, Avrupa'da asırlar boyu İslam'a mekân olmuş bir yerdir. 800 yıl ömür süren Endülüs İslam İmparatorluğu'nun halini gördükten sonra, bu hazin sonun bugün dahi bütün İslam âlemini ve Müslümanları düşündürmesi gerektiği muhakkaktır.

Endülüs'te hukuki, iktisadi, zirai, siyasi vs. 800 yıl süren bir İslam medeniyetinin ardından bir tek Müslüman kalmaması anlatmak istediğimiz hadisenin çarpıcı bir faturasıdır. Camiler kiliseye döndürülmüş, ve Müslümanlar tamamen katledilmiştir.

Avrupa'da Hıristiyanlık, misyonerlik çalışmaları ile masum görüntülerle dünyanın her ülkesine pazarlanırken; başlangıç olarak gayet samimi bir hava yaratılmaya çalışılır. Ancak hasıl olan netice, bu başlangıç gibi hoş ve samimi değildir. Gidilen yerlerde iktisadi çıkarlar ön planda tutularak ve siyasi, iktisadi, hukuki katliamlar yapılarak medeniyetler yok edilir. Mesela, Amerika'ya keşif adı altında yapılan çıkarma, Hıristiyanlığı hakim kılmak için; İnka, Aztek, Maya medeniyetlerinin yok edilmesiyle, yani, Kızılderililerin ortadan kaldırılmasıyla neticelenmiştir.

Afrika'da da durum bundan farklı olmamıştır. Gayet masum görüntülerle Afrika'ya uzanan misyonerler, bu bölgelerdeki yeraltı ve yerüstü kaynaklarını elde etmenin projesini hayata geçirmişlerdir. Ve yine Ortadoğu'da Arap-İslam aleminde faaliyet gösteren İngilizler tarafından yetiştirilip gönderilen binlerce misyonerin asıl gayesi; Osmanlı'nın bu bölgedeki hakimiyetini yok etmek, toprağını ve halkını parçalayarak kendi emellerine ve iktisadi, siyasi gayelerine alet etmektir. Ve netice de böyle olmuştur.

Dünyada misyonerlik hep bu yüzüyle insanlığa görünmüştür. Şimdi ise Oryantalizm, Diyalog gibi isimlerle ortaya çıkmasının başka bir tarzda izahı mümkün değildir. Bugün de asıl maksat; Anadolu'yu parçalamak ve bu güzel toprakları kendi tasarrufuna almaktır. Nihai hedef budur.

Bütün bunları özetledikten sonra deriz ki; dünyanın neresinde olursa olsun çeşitli maksat ve görüntülerle yapılan savaşlar, siyasi, iktisadi, hukuki boyutlarda da görünse netice itibariyle bu mücadeleler çarpışan imanların, inançların farklı şekilde tezahürleridir. O halde; çatışan kılıçlar, kalkanlar, bombalar, tüfekler ve bunları kullanan eller, haddizatında çarpışan imanların sözcülerinden başka bir şey değildir".

Amerikan misyoner örgütler, dün Osmanlı'da olduğu gibi bugün de Türkiye'nin Dini ve milli bütünlüğüne kastetmektedir. Yine yedi düvel Türkiye'yi çökertmek için ayağa kalkmış dost görünüp düşmanca davranmaktadır. Artık Türkiye'nin tek bir seçeneği kalmıştır: O da Kuva-yı Milliye Ruhu ile yeniden tam Bağımsız Türkiye'yi gerçekleştirmektir. İşte Prof. Dr. Haydar Baş'ın, baş koyduğu ideal de budur.

DİPNOT:

1) Leyla Tavşanoğlu'nun röportajı, 24 Mayıs 1998 tarihli Cumhuriyet gazetesi.

SON...SON...SON...SON...

Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı

Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması

 Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.
25.04.2024 10:42:00
İhlas Haber Ajansı
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Uzmanından 'Çöl tozu' açıklaması
Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH'lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. 'Neden olduk' diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım' dedi.

Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye'de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan'ın başkenti Atina'yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye'yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı.

'Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH'lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında'

Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, 'Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri'nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH'lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama 'Penceremizi çok açalım, havalandıralım' gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım' dedi.

'Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor'

Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, 'Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. 'Neden olduk, ne değişti' diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.

57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi

 Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığının öncülüğünde gerçekleştirilen "57. Alay Vefa Yürüyüşü" düzenlendi.
25.04.2024 08:42:00 / Güncelleme: 25.04.2024 08:50:42
İhlas Haber Ajansı
 57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi
 57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi
Çanakkale Kara Savaşları'nın 109'uncu yıl dönümü anma törenleri kapsamında binlerce izci, 57'nci Alay Vefa Yürüyüşü gerçekleştirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler." dedi.



Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından '57'nci Alay Vefa Yürüyüşü'ne katılanlar, ilk olarak Eceabat ilçesine bağlı Kocadere köyünde kamp kurdu. Yürüyüş öncesinde katılımcılara, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak tarafından tümü şehit düşen 57'nci Alay askerlerinin son yemeği, kırık buğday çorbası dağıtıldı.



Sabah namazı kılındı

Ardından, 109 yıl önce şehit düşen askerler gibi sabah namazı kılındı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve çok sayıda rütbeli askerin de yer aldığı katılımcılar, saat 06.00'yı gösterdiğinde harekete geçti.



Atalarına yürüdüler

Yarbay Mustafa Kemal'in 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, savaşların kahraman birliği 57'nci Alayı Conkbayırı'na gönderdiği ve "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen o günkü tarihi yürüyüş, bir kez daha hayat buldu. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüş, 1,5 saat sonra Conkbayırı'nda sona erdi. Yürüyüşe binlerce izci katıldı.

"Tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini gösterdiler"

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Amacımız bu ülke gençlerine Çanakkale destanını, Malazgirt zaferini, Dumlupınar, 30 Ağustos'taki, Sakarya'daki, 15 Temmuz'daki destanları unutturmamak, hatırlatmak. Bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu, bu vatan için binlerce şehidin verildiğini anlatmak ve bunları yaşamalarını sağlamak. Gençlerimiz o atmosferi görüyor, o zamanki o mücadelenin zorluklarını yaşananları hissediyor. Amaç bu toprakların gücünü, nasıl bir mücadele verildiğini anlatmak. Bakanlık olarak bunu sürekli gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ülkenin dört bir yanından gençlerimizi Çanakkale gezileriyle buraya taşıyoruz. Geziyorlar, programlar yapıyoruz. Rehberler, tarihçiler buradaki destansı mücadeleyi anlatıyorlar. Bu topraklar kanla yoğrulmuş, destansı mücadele var, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları o zaman mücadelede yer aldılar. Tüm dünya ve batı medeniyetine, emperyalizme karşı büyük mücadele ortaya konduğu, dünyanın en güçlü donanmaları, ordularını burada yendiler. Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler. Geçmişimizle tarihimizle gurur duyuyoruz" dedi.

7 ilde 23 DEAŞ şüphelisi yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 7 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik 'Bozdoğan-29' operasyonlarında 23 şüphelinin yakalandığını açıkladı.
25.04.2024 08:15:00
İhlas Haber Ajansı
7 ilde 23 DEAŞ şüphelisi yakalandı
7 ilde 23 DEAŞ şüphelisi yakalandı
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın paylaştığı bilgilere göre 7 ilde DEAŞ terör örgütüne yönelik 'Bozdoğan-29' operasyonları düzenlendi.

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı ve Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlüklerince Çanakkale, Hatay, Konya, Sakarya, Tekirdağ, Yalova ve Yozgat olmak üzere 7 ilde düzenlenen operasyonlar sonucu DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten, Hatay'da 10, Yalova'da 5, Konya'da 1, Yozgat'ta 3, Çanakkale'de 1, Sakarya'da ise 2 şüpheli yakalandı.


Bakan Yerlikaya sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 'Teröristlerin hiçbirine göz açtırmayacağız. Güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz' ifadelerini kullanırken 1 Haziran 2023 - 22 Nisan 2024 tarihleri arasında 10 aylık süre içinde DEAŞ terör örgütüne yönelik toplam bin 422 operasyon düzenlendiğini açıkladı.

Operasyonlarda 2 bin 991 şüpheli yakalanırken bunlardan 718'i tutuklandı. 566'sı hakkında ise adli kontrol kararı verildi.

Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda

Türkiye İzcilik Federasyonu tarafından düzenlenen 57. Alay Şehitlerini Anma Milli Bilinç Kampı kapsamında saçlarına kına yakılan ve asker çorbası içen 2 bin 500 izci, 57. Alay'ın 109 yıl önce yürüdüğü yolda atalarını andı.
25.04.2024 08:06:00 / Güncelleme: 25.04.2024 08:12:21
Anadolu Ajansı
Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda
Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda

Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Eceabat ilçesi sınırlarındaki Kocadere Kamp Alanı'na 22 Nisan'da gelen izciler burada, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kızılay ve Kuveyt Türk destekleriyle kurdukları çadırlarda kaldı.

Gençlere kampta Çanakkale Savaşları ve 57. Alay'ın kahramanlıklarıyla ilgili tarihi bilgiler verildi.

Türkiye'nin 60 ilinden gelen 2 bin 500 izci ve izci lideri, 57. Alay'ın karargah olarak kullandığı alanda sabah ezanıyla birlikte uyanıp yürüyüş hazırlıklarına başladı.

Asker çorbası ve hamur kızartmalarını alıp kahvaltı yapan gençlerin saçlarına burada kına yakıldı.

Mehter eşliğinde Türk bayraklarıyla yola çıkan izciler ardından Conkbayırı'na ulaşıp yürüyüşü tamamlayacak.

Rota kapsamında 57. Alayın 109 yıl önce ilerlediği yollarda savaşın yaşandığı cephelerde ziyaret edilecek.

 "Dedeciğim ben geldim" diyerek yola çıkıyoruz"

Türkiye İzcilik Federasyonu Başkanı Hasan Dinçer Subaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kampın bu yıl 21. kez düzenlendiğin söyledi.

Yürüyüşe 2 bin 500 izcinin katıldığını anlatan Subaşı, "57. Alay'ın ihtiyat birliği olarak karargah kurduğu noktada ve aynı bu şekilde 109 yıl önce yürüyüşe başladığı noktadayız. Sabah namazı saati silah sesleri ve ezan sesleri içinde izcilerimiz çadırlarından kalkıyorlar. Asker çorbası içip hamur kızartması yiyerek dedelerinin yürüdüğü yolda aynı şekilde Conkbayırı'na yürüyorlar. Büyük bir gururla 57. Alay topraklarında 57. Alay'ın izinde 'dedeciğim ben geldim' diyerek yola çıkıyoruz." ifadesini kullandı.

Subaşı, 57. Alay Milli Bilinç Kampı'na 60 ilden katılım sağlandığını aktararak "Yola çıkmadan önce sadece asker çorbası ve hamur kızartması yeme faaliyeti yapmıyoruz. Tüm izcilerimizin saçları aynı Kınalı Hasan gibi yola çıkmadan önce kınalanıyor, ellerinde Türk bayraklarıyla mehter eşliğinde yürüyüşümüzü gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.

Yürüyüşe İstanbul'dan katılan Ahsen Bera Ünal da kampta yer aldığı için çok mutlu olduğunu söyledi.

Manisa'dan gelen Sinem Tüm ise önemli bir atmosferi teneffüs ettiklerini dile getirdi.

Yağmur Kayatepe de kahraman 57. Alay'da görevli askerlerin yürüdüğü yoldan yürüyebilme fırsatı bulduğu için gururlu olduğunu kaydetti. 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.