Ahir zamanın en büyük fitne ve belası, mü'minlerin istikametten sapması ve saptırılmasıdır. Bu dönemde, "Müslümanların gönül dünyalarına gecenin zifiri karanlığı gibi fitneler yağacaktır. Kişi mü'min olarak sabahlayacak, akşamına kafir olarak çıkacaktır; dinini-imanı da beş paralık dünya menfaati karşılığında satacaktır" (Tirmizî, Fiten 30, (2196) ; Ramuz, c. 2, 3768).
"Emr olunduğun gibi dosdoğru ol; beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar! Haddi-hududu, hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz o, yaptıklarınızı görür. Zalimlere de sakın meyletmeyin; yoksa ateş, size de dokunur" (Hûd Süresi, 112-113). Hz. Peygamberin "Beni kocattı!" diye buyurduğu Hûd Süresi'ndeki emr ü ferman, işte bu "istikamet emri"dir
İlk insan Hz. Adem'den (as) kıyamet gününe kadar insanlığı dünya ve ahiret mutluluğuna taşıyan, Yüce Allah'ın rızasına ve cemaline kavuşturan yol, "dosdoğru yol" olarak anılır. Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'inde bu yolu, "sırat-ı mustakîm" olarak beyan buyurur. Bu yolun adı, İslam'dır. Bu yol, yegane "hak yol"dur, yegane "hak din"dir. Bu yol, "Tevhid yolu"dur. Bu yol, yegane "ilahî yol"dur? Bu yol, iman yoludur; yani Hakka teslimiyet ve onu "kalp ile tasdik" yoludur. İman da zaten budur? Dil ile ikrar ve azalarla amel, bu tasdik ile aynı "istikamet"te olmak gerektir.
İslam'da "istikamet" esastır.Ahir zamanın en büyük fitne ve belası da, mü'minlerin işte bu istikametten sapması ve saptırılmasıdır.Hz. Peygamber ve O'nun yanında bulunanlar, "istikamet" ile emr olunmuştur: "Emr olunduğun gibi dosdoğru ol; beraberindeki tövbe edenler de dosdoğru olsunlar! Haddi-hududu, hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz o, yaptıklarınızı görür. Zalimlere de sakın meyletmeyin; yoksa ateş, size de dokunur" (Hûd Süresi, 112-113). Hz. Peygamberin "Beni kocattı!" diye buyurduğu Hûd Süresi'ndeki emr ü ferman, işte bu "istikamet emri"dir. İslam müfessirlerine göre, zaten istikamet üzere bulunan, sürekli ilahî kontrol ve koruma altında olan Hz. Peygamber'e "istikamet üzere olması"nın emredilmesi ve bu emrin onu kocatması, istikamet üzere kalmanın hem yüceliğine, hem de zorluğuna işaret etmektedir. Hem de Hz. Peygamber'in şahsında, O'nunla beraber istikamet üzere olmaya davet edilen, O'nun ümmetinin ahvalidir (Bkz. Razi, Mefatih, ilgili ayet; Muhammed İbn Cerir et-Taberi, Cami'ul Beyan, ilgili ayet; Kurtubî, El-Cami', ilgili ayetler). İstikamet, Müslüman'ın, "emr olunduğu gibi dosdoğru olması"dır. Gizli ve açık, her zaman ve her yerde, kalb, fiil ve hal olarak, niyet ve amel bakımından Allah ve Rasulü'nün ölçülerini gözetmesi, haddi aşmaması, ilahî hududu muhafaza etmesidir.
Ahir zamanda camiler dolup taşacak; lakin?Hz. Peygamber'in haber ve ikazlarına göz atıldığında, ahir zaman, yani dünyanın ve insanlığın kıyametin eşiğine yaklaştığı dönemlerde, istikamet bakımından tam bir "fitne" dönemi olacaktır? Bu süreçte Allah Rasulü, ümmeti hakkında en çok korktuğu şeyin "sapmış ve saptıran önderler" olduğuna dikkat çekiyor, onların saptırıcı faaliyetleriyle "Ümmet-i Muhammed'in müşriklere, Hıristiyanlara ve Yahudilere iltihak edeceklerini" haber veriyor. "Bunlar Kur'ân'ı okuyacaklar, ancak köprücük kemiklerinden aşağı geçmeyecek. Bunlar, dinden tıpkı okun avı delip geçmesi gibi çıkarlar. Onlar, ok kirişine dönmediği gibi bir daha dine geri gelmezler. Bunlar mahlukatın en şerlileridir? Onlar insanları Kitabullah'a çağırırlar, fakat kitaptan zerre kadar nasipleri yoktur" (Bkz. Buhari, Fezailu'l-Kur'an 36, Menakıb 25, Edeb 95, İstitabe 6, 7; Müslim, Zekat 143-148, (1064); Ebu Davud, Sünen, Fiten, 1, 31; İbn Mace, Sünen, Fiten, 9; İmam Malik, Muvatta, Kur'ân 10, (1, 204, 205); Nesai, Zekat 79, (5, 87), Tahrim 26, (7, 119).
"Kişi mü'min olarak sabahlayacak, akşamına kafir olarak çıkacak"Bu dönemde, "Müslümanların gönül dünyalarına gecenin zifiri karanlığı gibi fitneler yağacaktır. Kişi mü'min olarak sabahlayacak, akşamına kafir olarak çıkacaktır; dinini-imanı da beş paralık dünya menfaati karşılığında satacaktır" (Tirmizî, Fiten 30, (2196) ; Ramuz, c. 2, 3768)."Öyle ki, mescitler binerli binerli cemaatler halinde dolup taşacak ve fakat içlerinden bir tek mü'min çıkmayacaktır" (Deylemi, İbn Ömer'den; Ramuz, c. 2, 3741, 3742).n Mehmet Emin Koç