Edirne, 1361 yılında I. Murat tarafından fethedilerek, Osmanlı Devleti'nin başkenti yapılmış ve 1453 yılına kadar bu sıfatı taşımış. Bugün Türkiye'nin karayoluyla Avrupa'ya açılan kapısı konumunda bulunan Edirne, camileri, köprüleri ve tarihi eserleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" dediği, 1575'te yapılan klasik Osmanlı mimarisinin en görkemli eserlerinden Selimiye Cami, görenleri hayrete düşürüyor. Eski Cami ve Üç Şerefeli Cami de klasik dönem öncesi Osmanlı mimarisi hakkında ipuçları veriyor. Şehrin biraz dışında kalan 1488 yılında yapılan İkinci Beyazıt Külliyesi ise mimari özelliklerinin yanı sıra zihinsel engellilerin Ortaçağda tedavi edilmeye çalışıldığı bir mekan olarak dikkati çekiyor. Günümüzde sağlık müzesi olarak kullanılan külliye, şifahanesiyle de yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açık bulunuyor. Öte yandan, 1426 yılında yapılan Muradiye Camii, Ayşekadın Camii, Darülhadis Camii, Defterdar Camii, Hıdır Ağa Camii, Gazimihal Camii ve Şahmelek Camii de şehirde görülebilecek tarihi eserler arasında yerini alıyor.
Edirne'nin gerdanlıkları: Köprüler
Edirne'yi bir gerdanlık gibi süsleyen köprülerin en eskisi 1420 yılında yapılan Tunca Nehri üzerindeki Gazimihal Köprüsü. Bu köprünün yakınında Yıldırım ve Seferşah isimli iki küçük köprü daha bulunuyor. Şehir merkezinden Karaağaç'a giden yolda bulunan Tunca Köprüsü, Edirne'nin en görkemli ve uzun köprüsü olan Meriç Köprüsü, yöreye ismini veren Uzunköprü, görülmeye değer yerler arasında bulunuyor. Edirne'nin bir diğer tarihi zenginliği ise çarşıları. Bu çarşıların en eskisi 1418'de Eski Cami'ye vakıf olarak inşa ettirilen bedesten, en görkemlisi ise Mimar Sinan'ın eseri Ali Paşa Çarşısı. Kentteki bir diğer tarihi çarşı ise Selimiye Camii'ne vakıf olarak yaptırılan Selimiye Arastası. Günümüzde otel olarak kullanılan tarihi Rüstem Paşa Kervansarayı ise Edirne'de görülmesi gereken yapılar arasında yer alıyor. Kaleiçi semtindeki eski Edirne evleri de mimari tarihi açısından önem taşıyor. Edirne'deki Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Edirne Türk İslam Eserleri Müzesi, İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi, Lozan Anıtı ve Müzesi ile Şükrü Paşa Anıtı ve Balkan Savaşı Müzesi şehrin tarihi mozaiğini gözler önüne seriyor.
Er meydanı Kırkpınar
Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, 1357'den günümüze uzanan geçmişiyle dünyanın en eski güreş festivali konumunda bulunuyor. 648 yıllık geleneğin taşıyıcısı olan "Kırkpınar Yağlı Güreşleri" bir hafta boyunca, yurdun ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen misafirlere de ev sahipliği yapıyor. Başpehlivanlık ve diğer dallardaki güreş müsabakalarının yanı sıra organizasyon süresince mehteran bölüğü ile halkoyunları ekiplerinin gösterileri de güreşleri festival havasında yaşatıyor. Osmanlı Devleti'nin ikinci başkenti Edirne, ağız tadına önem verenler için de bulunmaz lezzetler taşıyor. Zeytinyağlıların önemli bir yer tuttuğu Edirne mutfağının, Balkan yemeklerinden büyük ölçüde etkilendiği görülüyor.
Edirne'nin gerdanlıkları: Köprüler
Edirne'yi bir gerdanlık gibi süsleyen köprülerin en eskisi 1420 yılında yapılan Tunca Nehri üzerindeki Gazimihal Köprüsü. Bu köprünün yakınında Yıldırım ve Seferşah isimli iki küçük köprü daha bulunuyor. Şehir merkezinden Karaağaç'a giden yolda bulunan Tunca Köprüsü, Edirne'nin en görkemli ve uzun köprüsü olan Meriç Köprüsü, yöreye ismini veren Uzunköprü, görülmeye değer yerler arasında bulunuyor. Edirne'nin bir diğer tarihi zenginliği ise çarşıları. Bu çarşıların en eskisi 1418'de Eski Cami'ye vakıf olarak inşa ettirilen bedesten, en görkemlisi ise Mimar Sinan'ın eseri Ali Paşa Çarşısı. Kentteki bir diğer tarihi çarşı ise Selimiye Camii'ne vakıf olarak yaptırılan Selimiye Arastası. Günümüzde otel olarak kullanılan tarihi Rüstem Paşa Kervansarayı ise Edirne'de görülmesi gereken yapılar arasında yer alıyor. Kaleiçi semtindeki eski Edirne evleri de mimari tarihi açısından önem taşıyor. Edirne'deki Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Edirne Türk İslam Eserleri Müzesi, İkinci Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi, Lozan Anıtı ve Müzesi ile Şükrü Paşa Anıtı ve Balkan Savaşı Müzesi şehrin tarihi mozaiğini gözler önüne seriyor.
Er meydanı Kırkpınar
Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri, 1357'den günümüze uzanan geçmişiyle dünyanın en eski güreş festivali konumunda bulunuyor. 648 yıllık geleneğin taşıyıcısı olan "Kırkpınar Yağlı Güreşleri" bir hafta boyunca, yurdun ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen misafirlere de ev sahipliği yapıyor. Başpehlivanlık ve diğer dallardaki güreş müsabakalarının yanı sıra organizasyon süresince mehteran bölüğü ile halkoyunları ekiplerinin gösterileri de güreşleri festival havasında yaşatıyor. Osmanlı Devleti'nin ikinci başkenti Edirne, ağız tadına önem verenler için de bulunmaz lezzetler taşıyor. Zeytinyağlıların önemli bir yer tuttuğu Edirne mutfağının, Balkan yemeklerinden büyük ölçüde etkilendiği görülüyor.