Osmanlı İmparatorluğu'na başkentlik yapan ve 4 bin yıllık geçmişe sahip Bursa'da yıkılmaya yüz tutan, aralarında sur, medrese, cami, hamam ve sivil mimarlık örneği evlerin bulunduğu bin 800'e yakın tarihi yapı yeniden canlanacak

Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve Mimarlar Odası'yla ön protokol imzalayan merkez Osmangazi Belediyesi, bu kapsamda tarihi yapıların rölevelerinin çıkarılması için çalışma başlattı. Osmangazi Belediye Başkanı Recep Altepe, Bursa'ya kimliğini veren tarihi yapıların yaklaşık yüzde 80'inin Osmangazi'de bulunduğunu belirterek, bunun çok önemli bir tarihi ve kültürel birikim olduğunu söyledi.

Bugüne kadar görmezden gelindi

Altepe, tarihi ve kültürel mirasa bugüne kadar yeterli düzeyde ilgi gösterilmediğini ve gerekli çalışmaların yapılmadığını ifade ederek, sivil-resmi ayrımı gözetmeden her türlü tarihi yapıyı yeniden kazanmayı amaçladıklarını kaydetti. Bu çerçevede, yıkılmak üzere olan ve etrafa tehlike saçan, estetik ve güvenlik sorunu yaratan yapılarla ilgili acil çalışma başlattıklarını, ancak işin sadece belediye imkanlarıyla yapılamayacağını gördüklerini ifade eden Altepe, şunları söyledi: "Bütün sivil toplum örgütleriyle irtibata geçtik ve öncelikle Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, UÜ Mimarlık Fakültesi ve Mimarlar Odası'yla ön protokol yaptık. Çalışmalarda, bunun da yeterli olmayacağını gördük. Bunun üzerine, Türkiye'deki tüm mimarlık fakültelerine, 37 fakülteye tekliflerimizi ilettik. Bursa'daki tarihi ve kültürel mirasın ayağa kaldırılmasıyla ilgili çalışmalara destek vermelerini, öğretim görevlisi ve öğrencilerin yapacağı röleve-restorasyon çalışmalarını Bursa'da yapmalarını ve tarihe, kültüre katkıda bulunmalarını istedik. Olumlu yanıt aldık. Şu anda Dicle Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nden 25 kişilik bir ekip çalışmalarını sürdürüyor. Daha sonra Yıldız Teknik ve Uludağ üniversiteleri de katılacak."

Kentin ziynetleri

Tarihi yapıları, şahıslar adına kayıtlı da olsa kentin "ziyneti" olarak kabul ettiklerini anlatan Altepe, "Biz bu binalara, vatandaşın binası gözüyle bakmıyoruz. Bunlar bizim tarihimiz, bizim zenginliklerimiz. Madem tescillenmiş bu, demek ki kurumlara da yönetimlere de iş düşüyor. En büyük iş tabii ki yerel yönetimlere düşüyor. Yerel yönetim buna sahip çıkarsa daha sonra vatandaş sahip çıkacak, vatandaşa da heyecan gelecek. Devlet de kredi desteğini tam verirse, zaten kendiliğinden olmuş olacak" görüşünü dile getirdi. Recep Altepe, bu kapsamda, kamulaştırması yapılacak Gökdere Medresesi'nin, belediyenin kendi imkanlarıyla restore edileceğini sözlerine ekledi.