logo
25 NİSAN 2024

DÜNYANIN ATEŞİ YÜKSELİYOR

27.04.2004 00:00:00
Uzmanlar Türkiye'yi uyarıyorTürkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke. Deniz suyu seviyesinin biraz yükseldiğini, turizmin can damarı Antalya sahillerinin, hem de kalıcı olarak su altında kaldığını düşünün. Düşünün ki denizin içine yapılan Karadeniz Otoyolu kullanılamaz, 10 milyarlarca dolar yatırdığımız GAP planlanan bir çok fonksiyonunu icra edemez hale geldi. Çokça bel bağladığımız hidroelektrik santrallerinde elektrik üretimi aksar, Van Gölü'nde su taşımacılığı zorlaşır oldu. Suriye'ye, Irak'a, Dicle ve Fırat'tan bırakmayı taahhüt ettiğimiz suyu vermemizin mümkün olmadığı bir duruma geldiğimizi, sonuçları ile birlikte düşünün. Buna bir de İsrail ile Manavgat suyu konusunda yaptığımız anlaşma ile girdiğimiz yükümlülüğü yerine getirememenin doğuracağı sonuçları da ekleyin. Ayrıca, sırf güneş için en çok turist gelen ülkelerden, Almanya'dan, İngiltere'den ihtiyaç kalmadığı için artık daha turist gelmemesi ile müthiş bir kuraklığın kapımızı çalması üzerine yoğun bir göç hareketine maruz kalmayı da unutmayın.

"Düşünün" dediğimiz bütün bu gelişmeler bir senaryo değil, takriben 27 yıl sonra, 2030 yılında kapımızı çalacak gerçekler hanesinde yer alıyor. Bu gerçeğin belirtileri ise Ağrı, Nemrut, Erciyes, Süphan gibi dağlarda kar ve buzulların daha tepelere çekilmesi, Hint Okyanusu menşeli balıkların Akdeniz'de de görülmeye başlaması, narin bazı kuş türlerinin ortadan kaybolması, özellikle gece sıcaklıklarının hissedilir derecede yükselmesi şeklinde kapımızı çalmış bulunuyor. Halkımız meseleye "2030 yılına kim öle kim kala" mantığıyla yaklaşadurur, etkili ve yetkililer dünyanın en büyük afeti kuraklığı, afetten bile saymayacak, günü kurtaracak bir mesai takvimine kendilerini kilitlerken, uzmanlar, 31 tabii afetten 28'inin müsebbibi olan meteorolojik olaylardan "Küresel İklim Değişiklikleri"nin semptomlarından biri "Küresel ısınma" konusunda uyarıda bulunuyorlar. Bu uyarıyı yapanlardan bir bilimadamı, İ.T.Ü. Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ile "Küresel Isınma"yı ve özellikle Türkiye'yi etkileyecek sonuçlarını konuştuk.

- Sayın Mikdat Kadıoğlu, sizinle, iklim değişikliğinin semptomlarından biri olarak telakki ettiğiniz "küresel ısınma"yı konuşacağız. Dünya, küresel ısınma olgusu, problemi ile ilk defa ciddi bir şekilde ne zaman tanıştı?

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu- 1980'lerden sonra ortaya çıktı. 1980 öncesinde nükleer kış konuşuluyordu. Eğer bir nükleer savaş olursa nasıl bir buzul çağına girileceği konuşuluyordu. Buzulların erimesinin gözlemlenmesi üzerine de birdenbire insanlar küresel ısınmayı konuşmaya başladılar. Bazı bilim adamları bunun insan kaynaklı olduğunu, bazı bilim adamları ise normal tabii bir ısınma olduğunu iddia etti. 10 yıl, "bu ısınma insan kaynaklı mı, yoksa doğal bir ısınma mı?" tartışması ile geçti. Bu 10 yıldan sonra ortaya çıkan bulgular, şu anda yaşanan ısınmanın doğal bir ısınma olmadığını, insan kaynaklı olduğunu, belli başlı kaynağın da fosil yakıtlar olduğunu net bir şekilde ortaya koydu.

- Bu ısınma yüzde yüz denilecek şekilde mi insan kaynaklı, yoksa, yardımcı faktörler de var mı?

Kadıoğlu- Doğal olarak çok az bir ısınma olabiliyor. Ama insan kaynağı işin içine girdiğinde bugünkü probleme ulaşıyorsunuz. Son 100 yılda 0.6 derecelik bir ısınma var ki dünyanın ortalama hava sıcaklığı 15 derecedir.

Dünya 18 bin yıl önce bir buzul çağı yaşamış, 18 bin yılda buzul çağından çıkmak için 5 derece ısınmıştı. Şimdi ise biz neredeyse 100 yılda 1 dereceden bahsediyoruz. 18 bin yılda 5 derece, 100 yılda 1 derece; bu, aslında büyük bir ısınma demektir. Bir de bu ısınma artarak devam edecek.

Küresel ısınmanın net işaretleri

- Bir bilimadamı gözü ile bakıldığında, küresel ısınma, tam mânâsıyla dünyanın kapısını çalmış durumda mı? Sonuçlarıyla birlikte, etkileyici, hissettirici biçimde "artık ben geldim" dedi mi? Yoksa daha zamanımız var mı?

Kadıoğlu- Aslında dedi. Kayıtlara bakıyoruz. Son 1400 yılın en sıcak yazlarını yaşıyoruz. "Bunun nedeni ne?" diye baktığımız zaman doğal bir nedeni yok. Ortalıkta bir tek sera gazlarının artması var. Ağaçların yaş halkalarında, son yıllarda çok büyük genişlemeler var. Türkiye'deki Süphan, Nemrut gibi dağların tepelerindeki buzullarda çok büyük azalmalar var. Hint Okyanusu'ndan tropikal balıkların kalkıp Antalya'ya geldiğini görüyorsunuz. Bu balıklar eskiden bu suda yaşayamazdı. Şimdi yaşıyorsa, demek ki bu su, o balıkların yaşayacağı şartlara ulaşmış. Hint Okyanusu'ndaki tropikal sular kadar ısınmış. Eskiden burada büyüyen bir cins ağaç, bakıyorsunuz ki daha kuzeyde büyümeye başlamış. Güneyde o ağaç için müsait şartlar şimdi kuzeyde de müsait hale gelmiş. Ağaçların göç ettiğini görüyorsunuz. Bitkilerde, ağaçlarda, kuzeye doğru bir kayma var. Balıklarda var, kuşlarda var. Bütün bunlar bize bir ısınmanın çok net işaretlerini veriyor.

Antarktika gibi yerlerde dağ gibi buzullar eriyor. 30-50 sene önce çekilmiş buzulların resimleri ile şimdikinin resimlerini karşılaştırıyorsunuz ortada korkunç farklar var. Alpler'de eskiden buzlar içinde ölmüş, kalmış, asırlardır buzullar içinde saklanmış avcı cesetlerinin erime ile ortaya çıktığını görüyorsunuz. Denizin kıyılarında yaşayan penguenler içeri doğru göç ediyor. Penguenlerin yaşadığı yerler bile onlar için sıcak hale gelmiş. Bütün bunlar ısınmayı gösteren işaretler.

Yarın: Mısır diye bir ülke kalmayacak

Kamil BAYRAKTAR

e-mail: editor@yenimesaj.com.tr
Ekonomiyi soğutmaya devam
IMF'siz IMF programı uygulanacak
Beyaz Saray'dan Erdoğan ziyareti sorusuna yanıt
'Takvime alınmış bir program yok'
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Ekonomiyi soğutmaya devam
IMF'siz IMF programı uygulanacak
Beyaz Saray'dan Erdoğan ziyareti sorusuna yanıt
'Takvime alınmış bir program yok'
'Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum'
'Siyasi yasak' davası ertelendi
'Herkes lütfen bu tavrımızı çok iyi bilsin'
CHP'de 'Saray' kavgası kızışıyor!
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa

Bu yıl faiz yüksekten uçacak

 
 
 
Geçen ay politika faizinin yüzde 5 yükselterek sürpriz bir çıkış yapan Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), Nisan ayı toplantısında politika faizini yüzde 50'de sabit tuttu. Politika faizi geçen yıl Nisan ayında yüzde 8.5 idi! Ekonomistler bu yıl faiz indirimi beklemiyor. Uygulanacak politika ise IMF'nin reçetesine benziyor. 
 
25.04.2024 23:42:00
AHMET TURAN YİĞİT
Bu yıl faiz yüksekten uçacak
Bu yıl faiz yüksekten uçacak

Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK), 25 Nisan'daki toplantıısnda politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 50'de sabit bıraktı. Merkez Bankası geçen ay politika faizini 500 baz puan artışla yüzde 45'ten yüzde 50'ye yükselterek, dikkatleri üzerine çekmişti. Piyasadaki farklı anketlerde katılımcılar arasında faizin sabit tutulacağı beklentisi hakimdi. Anadolu Ajansı (AA) Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistler, TCMB'nin politika faizini yüzde 50'de sabit bırakmasını bekliyordu. Bazı ekonomistler ise Merkez Bankası'nın bu ayda yüzde 1 gibi sembolik olarak faiz artışına gidebileceğini savunuyordu. Ancak 31 Mart'taki Mahalli İdareler Seçimleri'nin ardından döviz kurlarının yatay seyre girmesi Merkez Bankası'nın böyle bir hamle yapmaya gerek duymamasına yol açtı.


Enflasyonun iniş takımları arıza yaptı!

PPK'nın kararla ilgili basın açıklamasında aylık enflasyonun ana eğiliminin Mart ayında 'devam eden zayıflamaya rağmen öngörülenden yüksek' gerçekleştiği belirtildi. Duyuruda yer alan şu ifadeler dikakt çekti: "Mart ayında atılan adımların etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaşmıştır. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir.
Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır." Duyuruda dezenflasyonun 2024 yılının ikinci yarısında tesis edileceğine işaret edildi. Türkiye'de tüketici fiyatları enflasyonu TÜİK'e göre Mart ayında yıllık olarak yüzde 68.50 olarak gerçekleşmişti. Enflasyon Araştırma Grubu'na göre (ENAG) ise yıllık enflasyon Mart ayında yüzde 124.63 idi. Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan geçen hafta ABD'nin başkenti Washington'da katıldığı bir panelde Türkiye'nin yüzde 36 olan yıl sonu enflasyon hedefine ulaşma yolunda olduğunu söylemiş ve piyasaların bu hedefe 3 ay gecikmeyle ulaşılacağına inandığını eklemişti.

Faiz indirimi ne zaman?

Ancak "Yenimesaj.co.tr"ye konuşan Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, yüzde 36'lık hedefin tutmasının zor olduğunu, enflasyonun yüzde 45'e çekilmesinin başarı olacağını kaydetti. Merkez Bankası'nın bu yıl faiz indirimine gitmesinin zor göründüğüne işaret eden Aslanoğlu, enflasyonun yüzde 45'e inmesi durumunda yıl sonunda faiz indirimlerinin başlayabileceğini dile getirdi. Bu arada ekononomistler hükümetin ekonomiyi soğutmak yani piyasadaki canlılığı kırmak için çaba sarfettiğini kaydetti. Ekonomiyi soğutmak bir IMF uygulaması! Eğer ekonomi soğutulursa haliyle büyüme de düşecek. OECD'ye göre Türkiye'nin bu yıl yüzde 2.9 büyümesi bekleniyor. Ancak bu büyüme oranında enflasyonun yüzde 36'ye inmesinin imkansız olduğunu savunuyor.

Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun siyasi yasak ve 3 yıldan 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı dava ertelendi.Bir sonraki duruşma 31 Mayıs'ta görülecek.
25.04.2024 19:47:00
Anadolu Ajansı
Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi
Ekrem İmamoğlu'na 'siyasi yasak' istenen dava ertelendi
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde, şartları oluşmayan bir firmaya ihale verdiği iddiasına ilişkin "ihaleye fesat karıştırma" suçundan 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına devam edildi.

Büyükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan 7 sanığın avukatları ile davaya müdahil olan İçişleri Bakanlığının avukatı katıldı. Duruşmayı CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile bazı partililer takip etti.

Hakim, sanık Ekrem İmamoğlu'nun celse arasında ifade verdiğini ve Sayıştay denetçileri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun da dava dosyasına geldiğini belirtti.

İmamoğlu: Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum

İmamoğlu'nun celse arasında, "Orada görev yapan arkadaşlarımın görev dönemi boyunca hassas ve titiz davranışlarının şahidiyim. Bahsi geçen olaylara hakim olmam mümkün değildir ancak o dönem görev yapan arkadaşlarıma güvendiğimi beyan etmek isterim. Atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Suça konu ihaleyi hatırlamıyorum. Herhangi bir talimatım olmamıştır. Beraatımı talep ederim." şeklinde ifade verdiği öğrenildi.

Duruşmada beyanda bulunan İçişleri Bakanlığı avukatı Ahmet Özten raporun kendilerine ulaşmadığını söyledi.

Sanıklardan bazılarının avukatı Mehmet Gencerler, dosyaya sundukları beyanlarını tekrar ettiklerini belirterek, davada mütalaa hazırlanması için dosyanın duruşma savcısına gönderilmesini istedi.

İmamoğlu'nun avukatı Nusret Yılmaz, bilirkişi heyetinin raporunda hukuka aykırılık olmadığına yönelik tespitlere katıldıklarını anlatarak, "Müvekkilin savunması ve bilirkişi raporu alınmıştır. Müvekkilin başkanlığı döneminde bazı ihalelerde usulsüzlük iddiası vardır. Bilirkişi raporuna dahi ihtiyaç duyulmaksızın adı geçen fiillerle bağı olmadığı sabittir. Müvekkilin beraatını talep ederiz." dedi.

İmamoğlu'nun diğer avukatı Kemal Polatda İçişleri Bakanlığının, İmamoğlu'nun görevi kötüye kullanma kapsamında görevinin gereğini yerine getirmediği iddiasıyla yaptığı suç duyurusunu Danıştay'ın kaldırdığını ifade ederek, Danıştay'ın kaldırdığı soruşturma neticesinde yeniden yargılama yapılmasının mümkün olmadığını savundu.

Duruşma savcısı ise bilirkişi raporunda sözleşmenin değişmezliği ilkesinin görmezden gelindiğini ve raporda 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'yla ilgili hiçbir değerlendirme yapmadan, belediye ve firmayla yapılan ek sözleşmeyi hukuki göstermeye yönelik tespitlerde bulunulduğunun değerlendirildiğini kaydetti.

Bilirkişi raporunda eksiklikler olduğunu bildiren savcı, "Bilirkişi raporunun Bilirkişilik Yönetmeliğine aykırı olarak mahkemenin yerine geçerek, yargılama yaparcasına sanıklar hakkında yorum yaptığı, bu haliyle raporun tarafsızlığından söz edilemeyeceğine" dair değerlendirmede bulunarak, yeni bir rapor alınmasını talep etti.

Duruşmada sanıkların avukatları, savcılığın itirazına katılmadığını belirterek, yeni rapor alınması talebinin reddini istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme, İçişleri Bakanlığı avukatına bilirkişi raporunun gönderilmesi ve buna karşın beyanda bulunması için süre verilmesini kararlaştırdı.

Mahkeme, savcılığın bilirkişi raporuna itirazının, İçişleri Bakanlığı avukatının da gelecek celse rapora karşı beyanının alınmasının ardından değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 31 Mayıs'a erteledi.

Duruşmanın ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Kemal Polat adliye önünde açıklama yaptı.

İddianameden neyle suçlanıyorlar?

Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, ihbar eden olarak İçişleri Bakanlığı, sanık olarak ise Ekrem İmamoğlu ile Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam yer alıyor.

İddianamede, 29 Aralık 2015'te "Kültür Merkezlerinde Personel Çalıştırılması ve Kültür Sanat Organizasyonları Hizmet Alım İşi" ihalesi sırasında, İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu, diğer sanıkların ise belediyede müdür ve personel olarak görev yaptıkları anlatılıyor.

Beylikdüzü Belediye Başkanlığınca yapılan söz konusu ihalede, sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri değerlendirilen iddianamede, "Sanıklar, ihale alıcısı bir firma lehine ancak kamu zararına neden olacak şekilde, ihaleye katılma yeterliliğine veya koşullarına sahip olmayan kişilerin ihaleye katılmasını sağlamak ve teklif edilen malları, şartnamesinde belirtilen niteliklere sahip olmadığı halde, sahip olduğundan bahisle değerlendirmeye almak eylemlerinde bulunarak kamu kurumu statüsünü haiz Beylikdüzü Belediye Başkanlığının 250 bin 86 lira fazladan para ödemesine ve neticede 250 bin 86 lira tutarında kamu zararına neden olarak üzerlerine atılı 'ihaleye fesat karıştırma' suçunu işledikleri anlaşılmıştır." deniliyor.

İddianamede, sanıklar Ekrem İmamoğlu, Cem Ülken, Fidan Gül, Hasan Çetin, Hilal Çuhadar, Mehmet Hepgül ve Türkan Demirel Dişisağlam hakkında "ihaleye fesat karıştırma" suçundan üçer yıldan yedişer yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresinin dolması nedeniyle yapılan başkanlık seçimlerinin 25. turunda da hiçbir aday salt çoğunluğu sağlayamadı.
25.04.2024 14:23:00
İhlas Haber Ajansı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı seçiminde 25. turda da sonuç çıkmadı
Yargıtay Başkanlığı görevine 24 Mart 2020'de seçilen Mehmet Akarca'nın 4 yıllık görev süresi 24 Mart itibarıyla sona erdi.

Yüksek Mahkeme'nin 4 yıl boyunca görev yapacak yeni başkanını belirlemek için yapılan seçimin ilk 24 turunda hiçbir adayın 348 Yargıtay üyesinin salt çoğunluğu olan en az 175 oyu alamaması nedeniyle bugün 25. tur oylaması yapıldı.

24. turda en fazla oyu alan 3. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Kerkez ve 3. Ceza Dairesi Başkanı Muhsin Şentürk'ün katılabildiği oylamada, Kerkez 136, Şentürk ise 131 oy aldı. Seçime katılım 322 olarak kayıtlara geçerken, 13 boş oy kullanıldı, 42 oy da geçersiz sayıldı.

Salt çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle seçime 26. tur oylamayla devam edilecek. Seçimlerde üye tam sayısının salt çoğunluğunun hazır bulunması gerekiyor.

Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı

Yargıtay’ın bozma kararı sonrası tekrar görülen terör örgütü DEAŞ’ın Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği ve 101 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 10’u tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
25.04.2024 09:41:00
İhlas Haber Ajansı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu.

Avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesini ve terör saldırısından önce ihmali bulunan kamu görevlileri hakkındaki belgelerin mahkemece değerlendirilmesini talep etti.

Beyanların ardından esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanık Erman Ekici'nin "anayasal düzeni ihlal" suçundan 1, "101 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 101 kez olmak üzere toplam 102 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Ekici'nin 379 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan da 6 bin 822 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, diğer sanıklar Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç için de "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu.

Söz alan sanık Ekici, savunmasını hazırlamak için süre talep etti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 26 Haziran'a erteledi.

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.