logo
29 MART 2024

Ehl-i Sünnet direniyor

30.03.2004 00:00:00
Önceki bölümlerde temel niteliklerini açıkladığımız felsefe sisteminin etkisinde kalan Mutezile eşrafı zihinsel melekelerle Allah'ın bulunabileceğine hayır ve şerri kavrama yeteneğinin akılda bulunduğuna inanmışlardır. İmam-ı Gazali bu noktada Hakikati bilmenin akılla değil nassla vacip olduğunu yani Allah'ın kendisini tanımayı yine bizzat kendisinin gerekli kıldığını söylemiştir.(Doç. Dr. Necip Taylan-Gazali'nin Düşünce Sisteminin Temelleri-M.Ü.İ.F.V. Yay., s. 153)

Çünkü Prof. Dr. Haydar Baş' ın veciz ifadesiyle akılla ancak Allah'ın ne olmadığı bilinebilir. Ne olduğunu bilmek ise gönlün işidir. Ayrıca akıl; inanç düzleminde hüküm koymak için değil konulan ilahi hükümlerin hikmetini anlamak için vardır.

Goldziher, Heinrich, Horten gibi oryantalistlerin "İslam'ın Hür Düşüncelileri" dedikleri Mutezile fraksiyonu Abbasi halifesi Mehdi zamanında itibar gördü. Me'mun'la beraber ise devletin resmi mezhebi haline geldi.

Konu edilen fırkanın bizzat Sultanı kendi saflarına katarak devletin en üst kademelerine yerleşmesinde Bağdat Mutezile düşünürlerinin katkısı olmuştur. Halifenin vezirlik teklif ettiği Sümame bin Eşras, Küfe'de Yahudi bir ayakkabı boyacısının oğlu olarak dünyaya gelip Me'mun döneminin en itibarlı kişilerinden olan Bişr el-Merisi, bir taraftan Mecusi ve Senevilerle fikri mücadeleye giren diğer yandan ruhun baki olmadığını söyleyen ilk kişi olan Ebul Huzeyl "Mihne"nin yönetiminden sorumlu olan ve baş kadılık yapan Ahmed bin Ebi Duad dönemin başlıca bilginleridir. (Nahide Bozkurt-age, s. 87-97)

Me'mun'un kurduğu Mutezili İdare başlıca iki sonuç doğurmuştur. İlki; önceki halifeler zamanında Yunan felsefesi çevirileri istisnai bir durum iken Me'mun döneminde bu çeviriler özellikle tercih edilmiştir. Tercüme faaliyetlerinin oluşması için gereken zemin bu fırkayla sağlanırken, diğer yandan tercüme çalışmaları Mutezilenin kullandığı cedel yöntemi için malzeme temin etmiştir. Kısacası karşılıklı etkileşim söz konusudur.

Önceki halifeler döneminde pek görülmeyen felsefe kitaplarının Me'mun tarafından sistematik bir çeviriye tabi tutulması aslında onun Mutezili kimliğiyle alakalıdır. Kendisinin bu mezhebi benimsemesi ve saraydaki tartışmalarda Yunan düşüncesinin dikkatini çekmesi sonucunda kendi inanç ve tutumunu haklı çıkarmak için Beyt'ül-Hikme'de felsefi eserleri tercüme ettirmeye yönelmiştir.

Bu kurumda Hıristiyan, Yahudi, Süryani, Mecusi vs. değişik inanç, milliyet, kültür ve coğrafyadan gelen insanlar tam bir hürriyet ortamı içinde konuşuyor, tartışıyor, kendi görüşleriyle ilgili kitaplar yazıyorlardı. Görüşleri Arapların aleyhine ve İslam'a aykırı bile olsa hürriyetleri kısıtlanmıyordu. O dönemde yaşayan bir Hıristiyan'ın itirafları aynen şöyledir:

"Hiçbir konuyu incelememiz yasak değildi. Gizlenen, saklanan hiçbir şey yoktu. Barbarlara ait olsun, Greklere ait olsun, her doktrinle dünyevi olsun, uhrevi olsun, ilahi olsun, beşeri olsun her şeyle uğraşmamıza izin veriliyordu. Tam bir güvenlik içinde çalışmalar yürütülüyordu." (M. Demirci-age., s. 138)

Devamında İncil ve Tevrat metinlerini Arapça'ya çevirmeye kadar varan bu faaliyetler Mutezilenin oluşturduğu sosyal ortamda imkan buluyordu. Me'mun'un kurduğu ve Mutezili idarenin oluşturduğu ikinci sonuç ise tarih kitaplarına "Mihne" diye geçecek olan Kur'an'ın mahluk olduğu iddiasıyla ehl-i sünnet ulemasının zulme maruz kalmasıdır.

Sultan Me'mun'un hilafetinin 14. yılında mutezililiği resmi mezhep edinmesi, beraberinde Halk'ul Kur'an meselesini doğurmuştur. Bağlı olduğu fırkanın fikriyatının sonucu olan Kur'an'ın mahluk olduğu iddiası Abbasi devletinin her yerinde benimsenmesi gereken bir doktrin olarak ilan edilmiştir.

İlginçtir ki; Mutezilerden önce aynı düşünceyi İbn Kuteybe'ye göre ilk olarak, Yahudi kökenli Abdullah bin Sebe' nin taraftarlarından Mugire bin Said dile getirmiştir. Ünlü tarihçi İbn'ül-Esir'e göre ise bu fikri Tevrat'ın mahluk olduğunu söyleyen Lebid bin Asam'dan aldığı ilhamla kız kardeşinin oğlu Talut en önce savunmuştur. (Nahide Bozkurt-age, s. 104)

Ardından ilk defa hicri 2. asrın sonlarında Emevi halifesi 2. Mervan'ın hocası tarafından ortaya atılmış ve görüşlerinden dolayı Sultan Hişam'ın emriyle öldürülmüştür. Sonraki dönemlerde Harun Reşid zamanına kadar bir daha dile getirilememiştir. Abbasi halifesi Harun Reşid döneminde ise Bişr el- Merisi Kur'an'ın mahluk olduğu iddiasını açıkça söylemeye başlamıştır. Sultan tarafından ölümle tehdit edilen Bişr, Me'mun döneminde sarayda hüsnü kabul görmüştür. (age, s. 105)

Sarayında çeşitli görüş ve inançlar hakkında tartışma meclisleri düzenleyen halife Me'mun bu faaliyetlerde aklın ilimlere büyük önem verdiklerinden dolayı sürekli Mutezilileri taltif etmiştir. Zamanla bu fırkanın hocaları da Sultan nezdindeki konumlarını fark etmişlerdir. Özelikle en yakın adamların Mutezileden seçilmesi ve fikri beraberlik oluşturulması sayesinde onlar Me'mun'a Halk'ul-Kur'an doktrinini kabul ettirmişlerdir. Hicri 121 yılında halife bu görüşü ilan ederek tartışma meclislerinde dile getirmiş ama insanlara zorla kabul ettirmeye çalışmamıştır.

Ancak öldüğü yıl olan Hicri 218 senesinde Mutezilenin teşvikleri sonucunda kuvvet kullanmaya başlanmıştır. (M. Ebu Zehra, s. 160) Rakka'da bulunduğu sırada Bağdat' taki vekiline yazdığı mektupta alimlerin Halk'ul-Kur'an konusunda imtihana tabi tutulmasını istemiştir. Ulemanın çoğu zorla olumlu cevap vermiş, bir kısmı ise susmuştur. Menfi cevap veren sayısız insan hapsedilmiş, işkence görmüş hatta öldürülmüştür.

Ehl-i sünnetin altı büyük imamından birisi olan Ahmed bin Hanbel de bu fitneden nasibini almış ve "Kur'an mahluk değildir Allah'ın zatıyla kaimdir" yani ezelidir dediği için zulme maruz kalmış ve 28 ay hapis yatmıştır. (Şamil İslam Ans.-c. 2, s. 316)

Me'mun döneminde yürürlükte olan zulüm, baskı, hapis; halife Mutasım ve Vasık dönemlerinde de Mutezile eşliğinde devam edecektir.

Fıkıh ve hadis alimlerinin bütün bu sıkıntılara sabretmesi sonucunda halkın onlara duyduğu sevgi ve sadakat artmış, Mutezile ve beraberinde olan yeni yetişme felsefecilerden ise nefret etmişlerdir. Özellikle bu fırkanın bazı hocalarının işkenceleri savunur tarzda risaleler kaleme almaları durumu daha da gerginleştirmiştir. (M. Ebu Zehra, s. 146)

Mehmet MARUF e-mail: mmaruf@mynet.com.tr
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'
Murat Ağırel'den iki yeni belge
Gizli servet deştikçe fışkırdı!
'Mazlumlara yaptığımız yardım için mimlendik'
Erdoğan da Gazze istismarı yaptı
Türkiye'nin en genç başkan adayı BTP'den
BTP Kadirli Adayı 18 yaşında
İsrail, Gazze'de önüne geleni öldürdü
171 BM çalışanı hayatını kaybetti
Mehmetçikin yolunu açma çalışması
Kar kalınlığı 7 metreyi buldu
Mansur Yavaş, Haymana'da vatandaşlarla buluştu
"Bir oy çok önemli"
Vatandaş geçim için karta yüklendi
Yüzde 122 artış!
Moskova'daki terör saldırısı
Can kaybı 144'e yükseldi
Patlamanın ardından yangın çıktı
Villanın bodrumunda ceset bulundu
AKP'li başkan 2 bin lira için halkı sıraya dizdi
Paralar seçimden sonra yatacak!
İsrail bu kez Suriye'ye saldırdı
38 kişi hayatını kaybetti
Seçil Erzan davasında önemli gelişme
Belgedeki imza sahte çıktı
Otomobilini park edip dilenmeye gitti
Yaşı daha da şaşırttı
Seçim zoruyla çevreci oldu
'Gündemimizde yok'

Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı

Seçil Erzan tarafından Selçuk İnan'a verilen ve üzerinde Denizbank yetkilisinin imzası olduğu iddia edilen belge sahte çıktı!
29.03.2024 11:14:00
12 Punto
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Seçil Erzan davasında mahkemeye sunulan belgedeki imza sahte çıktı
Türkiye'de gündem yaratan olaylardan biri olan Denizbank'ın eski Levent Şube Müdürü Seçil Erzan'ın davasına yeni bir rapor girdi.

8 Mart'ta yapılan ve 13 saat süren son duruşmada bazı kararlar alındı. 24 Mayıs'a ertelenen duruşma için, müştekilerden Selçuk İnan'ın ifadesinin alınması için Gaziantep Ağır Ceza Mahkemesi'ne yazı yazılmasına hükmeden heyet, Fatih Terim'in tanık olarak dinlenmesi talebinin daha sonra değerlendirilmesine hükmedildi.

Alınan kararlar arasında "Müşteki Selçuk İnan vekilinin talep ettiği belgelerde sanıklardan Asiye Öztürk'e ait imzalarının Sanık Asiye 'ye ait olup olmadığı hususunda ATK 'dan ek rapor alınmasına," dair kararda yer aldı.

ADLİ TIP KURUMU "İMZA SAHTE" DEDİ

12 Punto'dan Müslim Sarıyar'ın haberine göre, mahkemeye sunulan Seçil Erzan ve yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası yer aldığı iddia edilen ıslak imzalı antetli Denizbank yazısı Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.

Adli Tıp Kurumu belgede iddia edilen banka şube müdür yardımcısı Asiye Öztürk'ün imzası olduğu belirtilen imzayı inceledi. Yapılan incelemede sözde belgede atılan imzanın, Asiye Öztürk'ün imzası olmadığını belirtti.

BU RAPOR DAVA DOSYASINA GİRDİ

Hazırlanan raporda şöyle denildi:

"Fotokopi belgeler, bilgisayar ortamında hazırlanmış belgeler, faks çıktısı ve karbon suret belgelerde bazı tanı unsurları kayba uğrayabileceği gibi bu tür belgelerin sair usullerle elde edilebilme olasılığının da bulunduğu, ayrıca belgeye imza, yazı ya da artefakt gibi harici unsurlar eklenebileceğinden fotokopi belgeler üzerinde inceleme yapılması sakıncalı olup genel olarak belge asılları üzerinde inceleme yapılmasının gerekli olduğu, söz konusu belgelerin orijinal belgelerden elde edilmiş olduğunun kabulü halinde tersim biçimi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu belgelerdeki imzalar ile Asiye Öztürk'ün mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği hususlarını bildirir KANAAT RAPORUDUR."

Adli Tıp Kurumu tarafından mahkemeye gönderilen bu rapor dava dosyasına konuldu.

Küçükçekmece'de faciadan dönüldü

Küçükçekmece'de halı fabrikasında yangın çıktı
29.03.2024 10:32:00
İhlas Haber Ajansı
Küçükçekmece'de faciadan dönüldü
Küçükçekmece'de faciadan dönüldü
Küçükçekmece'de halı fabrikasında yangın çıktı. Fabrikadan alevler yükselirken, yangına müdahale etmeye çalışan bir işçinin yaralandığı öğrenildi. Büyük çapta hasar gören fabrika dron ile görüntülendi.

Küçükçekmece, Mehmet Akif Mahallesi Bahariye Caddesi'nde üzerinde bulunan 2 katlı halı fabrikasının 2. katında bulunan depo bölümünde saat 06.00 sıralarında bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangın kısa sürede büyürken, olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi.

Fabrikadan işçiler hemen tahliye edildi. Fabrika alev alev yanarken bölgeye gelen itfaiye ekipleri yangını söndürmek için çalışma başlattı. Yaklaşık 2.5 saatlik çalışmanın ardından yangın söndürüldü. Fabrikada işçilerden birinin yangına müdahale ederken yaralandığı öğrenildi. Yaralı işçi hastaneye kaldırılırken, itfaiye ekipleri içeride kimsenin olup olmadığına yönelik arama çalışması yaptı. Öte yandan büyük çapta hasar gören fabrika havadan görüntülendi.

Yangınla ilgili konuşan gece bekçisi, 'Fabrikanın yukarı bölümü yandı. Fabrikada mahsur kalan yok. Fabrikanın itfaiye ekibinden bir arkadaş müdahale ederken dumandan etkilenmiş, şuan hastanede. Gece çalışanlar aşağı taraftaydı, yangın yukarıda çıktı. Malzeme ambarı denilen bir yer var orada çıktı' dedi.

180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama

Mersin polisinin, bilinen alışveriş sitelerinin kopya linkini üreten, sahte hukuk bürolarından arama ve sazan sarmalı yöntemi ile dolandırıcılık yaparak 180 milyon lira haksız kazanç elde eden çeteyi çökertti, yakalanan şüphelilerden 20'si tutuklandı. 
29.03.2024 09:21:00 / Güncelleme: 29.03.2024 09:25:23
İhlas Haber Ajansı
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
180 milyonluk sazan sarmalı operasyonu: 20 tutuklama
Edinilen bilgiye göre, İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Dolandırıcılık Büro Amirliği ekipleri, çeşitli yöntemlerle dolandırıcılık yapan şüphelilere yönelik çalışma gerçekleştirildi.

Polisin planlı çalışmasında Facebook Market Palace ve bilinen sitelerin sahte linkini üretmek sureti ile bungalov ev, elektrikli ev aletleri ilanları veren, sahte hukuk bürosundan uzlaştırmacı olarak arayarak para talep eden ve internet sitelerinden araç almak isteyen kişileri sazan sarmalı yöntemi ile organize bir şekilde dolandıran şüphelileri belirledi. Şüphelilerin bu yöntemle 180 milyon TL haksız kazanç elde ettiklerini tespit eden polis 4 gün öne Mersin merkezli 4 ilde eş zamanlı operasyon yaptı. Operasyonda aralarında suç örgütü liderinin de bulunduğu 36 şüpheli yakalandı. Şahısların ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda ise 70 adet cep telefonu, 4 adet ruhsatsız silah, 1 adet para atma makinesi, farklı şahıslara ait 62 adet banka kartı ile 120 bin TL para ele geçirildi.

Gözaltına alınan 36 şüphelinin emniyette ifadeleri tamamlandı, adliyeye sevk edildi. Mahkemeye çıkartılan şüphelilerden 20'si tutuklandı, 10'u ev hapsi alırken, 6'sı ise adli kontrol şartı ile serbest kaldı.



Şüphelilerin paraları döviz ve altına çevirirken görüntüsü ortaya çıkmıştı

Polisin teknik takip çalışmasında şüphelilerin güven sağladıkları vatandaşlardan paraları aldıktan sonra döviz büroları ve sarraflara götürdükleri belirlenmişti. Nakit parayı altın ve dövize çevirdiği belirlenen şüphelilerin o anlara ait güvenlik kameralarına yansıyan görüntüleri de ortaya çıkmıştı.

Tutuklanan zanlıların ortaya çıkan görüntüsünde mağdurlardan dolandırıp nakit olarak getirdikleri yüklü miktardaki TL'yi altın ve dövize çevirdiği anlar yer almıştı.

Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan uluslararası seviyede aranan Maxat Rakhishov'un İstanbul'da düzenlenen 'Mahzen-23' Operasyonuyla yakalandığını açıkladı.
29.03.2024 08:28:00
Haber Merkezi
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Kırmızı bültenle aranan 2 suç örgütü lideri da İstanbul'da yakalandı
Bakan Yerlikaya X hesabından yaptığı paylaşımda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce gerçekleştirilen 'MAHZEN-23' Operasyonu sonucu İnterpol kırmızı bülteniyle 'Yasa Dışı Örgüt Faaliyetleri ve Kaçakçılık' suçundan aranan Talgat Baisaov ve 'Dolandırıcılık' suçundan aranan Maxat Rakhishov'un yakalandığını duyurdu.

Kıskaç operasyonlarında 70 şüpheli yakalandı

Bakan Yerlikaya ayrıca, 20 ilde FETÖ'ye yönelik olarak son bir hafta içinde düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında 70 şüphelinin yakalandığını duyurdu.


"FETÖ'cülere göz açtırmayacağız. Aziz milletimizin huzuru, birlik ve beraberliği için güvenlik güçlerimizin üstün gayretleriyle operasyonlarımız kararlılıkla devam edecek" diyen Yerlikaya, şu bilgileri paylaştı.

"Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı, TEM Daire Başkanlığı, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlükleri, TEM ve KOM Şube Müdürlüklerince yapılan çalışmalar sonucu; Aksaray, Bolu, Gaziantep, Sakarya, Muğla, Mersin, Manisa, İstanbul, Kayseri, Kars, Erzurum, İzmir, Elazığ, Adana, Uşak, Denizli, Sivas, Mardin, Edirne ve Bursa'da FETÖ'ye yönelik eş zamanlı olarak düzenlenen "KISKAÇ-11" operasyonlarında şüphelilerin:
  • Örgütün sözde "Emniyet Mahrem Yapılanması" içerisinde faaliyette bulundukları,
  • Örgütün kripto haberleşme programı "ByLock" kullanıcısı oldukları,
  • Ankesörlü telefonlarla iletişim kurdukları,
  • Örgütün "Gaybubet Evi" olarak adlandırdıkları hücre evlerinde barındıkları,
  • İfade ve teşhislerde adlarının geçtiği, FETÖ soruşturmaları kapsamında haklarında kesinleşmiş hapis cezası ile aranma kaydı bulunduğu tespit edildi.

Operasyonlar sonucu: Çok sayıda dijital materyale el konuldu."

Yerlikaya, operasyonlara katılan polisleri de tebrik etti.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.