Mehmet Cengiz KÖRO?LU
Edirne Selimiye Camii, görkemli iç mekanı, merkezî tek kubbeyi abartmadan öne çıkaran dengeli dış cephe mimarisiyle yalnız Mimar Sinan'ın değil, klasik dönem Osmanlı mimarisinin de doruk noktası olan bir şaheserdir. Cami, eskiden kavak meydanı denilen yerdeki I. Murat'ın yaptığı, Yıldırım Beyazıt'ın genişlettiği eski saray arsası üzerine yapılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu II.Selim'in (Sarı Selim) emriyle tarafından yaptırılan caminin yapımı 6 yıl sürmüş, yapımında 400 kalfa ve 14 bin işçi çalışmıştır.
Sinan'ın ustalık eseri
Cami, külliyesi ile birlikte 22.202 metrekare alanı kapsamaktadır. Cami, dikdörtgen biçiminde olup, 1620 m² tutan iç kısmı bir kubbe ile örtülmüştür. Evliya Çelebi, cami için 27.760 kâse akçe harcandığını yazmaktadır. Dış avlunun batı duvarı boyunca Selimiye Vakfiyesine ek olarak III.Murat tarafından kapalı bir çarşı yaptırılmıştır. Caminin içi takriben 6000 kişi almaktadır. Kubbesi Ayasofya kubbesinden yükseklik ve derinlik bakımından daha büyüktür. Külliyesinde 999 penceresi vardır denilirse de aslında 400'ü pek aşmadığı görülmektedir. Çinileri orjinal ve kabartmadır. Şadırvan tarafındaki iki minaresi 3'er yolludur. Minberi tamamen mermer olup yan orta daire kısmı yekparedir. Sinan'ın "Ustalık eserimdir" diye vasfettiği cami, Kıbrıs adasının fethinden elde edilen ganimetlerle, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) hatırına yapılmıştır. Edinilen bilgilere göre, "Kıbrıs Adasını düşmandan alırsam Allah rızası için bir cami yaptıracağım" diyen II.Selim (Sarı Selim) Kıbrıs'ı fethedince vaadini unutuyor. Fakat bir gece rüyasında gördüğü Peygamber Efendimiz: "Ey Selim! Sözüne sadık ol." İkazı ile kendine gelir; ve Efendimiz Hazretlerinin parmağı ile Edirne'yi işaret etmeleri üzere, Selimiye Camii Edirne'ye yaptırılır.
Osmanlı mimarisinin doruk noktasına ulaştığı cami
İbadet mekanının üzeri 31. 22 çapındaki tek bir kubbe ile örtülüdür. Bu kubbeyi onikigen kesitli sekiz filayağı taşır. Kubbede birlik ve bütünlük duygusu öylesine vurgulanır ki, bu güzellik, Osmanlı mimarlarının ulaşmak istedikleri bir seviyedir. Minber, 25 basamaklı olup külahı devrin anda kubbeyi oturtmuştur. 16. asrın mermer işçiliğindendir. Yerli ve yabancı her göreni hayran bırakan bu eşsiz eser için Mimar Sinan'ı dünyaya tanıtıp nasıl bir usta olduğunu öğrenmek için bu minber kafidir diyenler çoktur.
Maneviyatla bütünleşen şaheser
Camiinin mihrabı duvar içine oyulmuş tamamen mermerdir. Mihrabın yan duvarlarını kaplayan mavi, yeşil, kırmızı ve beyaz rengarenk motiflerden meydana getirilen pek nefis çiniler vardır. Çinilerin üst kısmında lacivert üzerine beyaz renkli ve iri yazılı olarak "Amen-er Resulü" alt tarafta bölümler halindeki yazı ise "Fatiha Suresi" yazılıdır. Camiin kubbesinin tek olması Allah'ın bir olduğunu, kubbesinin geniş olması Hıristiyan mimarlara galip gelindiğini, camiin pencerelerinin 5 kademeli oluşu İslâm'ın beş şartını, vaaz kürsülerinin 4 tane olması İslam'da 4 mezhebin hak olduğunu, Camiyle bütünleşen Selimiye Külliyesinde 32 kapı olması, İslam'ın 32 farzını, arka minarelerde 6 yolun olması imanın 6 şartını, minarelerinde 12 şerefe olması camii yaptıran padişahın Osmanlı padişahlarından 12. padişah olduğunu sembolize etmektedir. Müezzin mahfelinin sol ön köşesindeki mermer sütun üzerinde kabartma bir lale motifi vardır. Rivayetlere göre camiin arsası içinde bir lale bahçesi varmış ve bu bahçe sahibinden camii için satın alınmak istendiğinde sahibi vermemek istemiş , sonunda razı geldiğinde bahçesinin devamlı sembolik edilmesi için bir lale motifinin yapılmasını istemiş, Mimar Sinan da bu lale motifini ters olarak yapmış. Lale motifi burada bir lale bahçesinin olduğunun, ters yapılışı ise bahçe sahibinin yapmış olduğu tersliği simgelemektedir.
Edirne Selimiye Camii, görkemli iç mekanı, merkezî tek kubbeyi abartmadan öne çıkaran dengeli dış cephe mimarisiyle yalnız Mimar Sinan'ın değil, klasik dönem Osmanlı mimarisinin de doruk noktası olan bir şaheserdir. Cami, eskiden kavak meydanı denilen yerdeki I. Murat'ın yaptığı, Yıldırım Beyazıt'ın genişlettiği eski saray arsası üzerine yapılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman'ın oğlu II.Selim'in (Sarı Selim) emriyle tarafından yaptırılan caminin yapımı 6 yıl sürmüş, yapımında 400 kalfa ve 14 bin işçi çalışmıştır.
Sinan'ın ustalık eseri
Cami, külliyesi ile birlikte 22.202 metrekare alanı kapsamaktadır. Cami, dikdörtgen biçiminde olup, 1620 m² tutan iç kısmı bir kubbe ile örtülmüştür. Evliya Çelebi, cami için 27.760 kâse akçe harcandığını yazmaktadır. Dış avlunun batı duvarı boyunca Selimiye Vakfiyesine ek olarak III.Murat tarafından kapalı bir çarşı yaptırılmıştır. Caminin içi takriben 6000 kişi almaktadır. Kubbesi Ayasofya kubbesinden yükseklik ve derinlik bakımından daha büyüktür. Külliyesinde 999 penceresi vardır denilirse de aslında 400'ü pek aşmadığı görülmektedir. Çinileri orjinal ve kabartmadır. Şadırvan tarafındaki iki minaresi 3'er yolludur. Minberi tamamen mermer olup yan orta daire kısmı yekparedir. Sinan'ın "Ustalık eserimdir" diye vasfettiği cami, Kıbrıs adasının fethinden elde edilen ganimetlerle, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (sav) hatırına yapılmıştır. Edinilen bilgilere göre, "Kıbrıs Adasını düşmandan alırsam Allah rızası için bir cami yaptıracağım" diyen II.Selim (Sarı Selim) Kıbrıs'ı fethedince vaadini unutuyor. Fakat bir gece rüyasında gördüğü Peygamber Efendimiz: "Ey Selim! Sözüne sadık ol." İkazı ile kendine gelir; ve Efendimiz Hazretlerinin parmağı ile Edirne'yi işaret etmeleri üzere, Selimiye Camii Edirne'ye yaptırılır.
Osmanlı mimarisinin doruk noktasına ulaştığı cami
İbadet mekanının üzeri 31. 22 çapındaki tek bir kubbe ile örtülüdür. Bu kubbeyi onikigen kesitli sekiz filayağı taşır. Kubbede birlik ve bütünlük duygusu öylesine vurgulanır ki, bu güzellik, Osmanlı mimarlarının ulaşmak istedikleri bir seviyedir. Minber, 25 basamaklı olup külahı devrin anda kubbeyi oturtmuştur. 16. asrın mermer işçiliğindendir. Yerli ve yabancı her göreni hayran bırakan bu eşsiz eser için Mimar Sinan'ı dünyaya tanıtıp nasıl bir usta olduğunu öğrenmek için bu minber kafidir diyenler çoktur.
Maneviyatla bütünleşen şaheser
Camiinin mihrabı duvar içine oyulmuş tamamen mermerdir. Mihrabın yan duvarlarını kaplayan mavi, yeşil, kırmızı ve beyaz rengarenk motiflerden meydana getirilen pek nefis çiniler vardır. Çinilerin üst kısmında lacivert üzerine beyaz renkli ve iri yazılı olarak "Amen-er Resulü" alt tarafta bölümler halindeki yazı ise "Fatiha Suresi" yazılıdır. Camiin kubbesinin tek olması Allah'ın bir olduğunu, kubbesinin geniş olması Hıristiyan mimarlara galip gelindiğini, camiin pencerelerinin 5 kademeli oluşu İslâm'ın beş şartını, vaaz kürsülerinin 4 tane olması İslam'da 4 mezhebin hak olduğunu, Camiyle bütünleşen Selimiye Külliyesinde 32 kapı olması, İslam'ın 32 farzını, arka minarelerde 6 yolun olması imanın 6 şartını, minarelerinde 12 şerefe olması camii yaptıran padişahın Osmanlı padişahlarından 12. padişah olduğunu sembolize etmektedir. Müezzin mahfelinin sol ön köşesindeki mermer sütun üzerinde kabartma bir lale motifi vardır. Rivayetlere göre camiin arsası içinde bir lale bahçesi varmış ve bu bahçe sahibinden camii için satın alınmak istendiğinde sahibi vermemek istemiş , sonunda razı geldiğinde bahçesinin devamlı sembolik edilmesi için bir lale motifinin yapılmasını istemiş, Mimar Sinan da bu lale motifini ters olarak yapmış. Lale motifi burada bir lale bahçesinin olduğunun, ters yapılışı ise bahçe sahibinin yapmış olduğu tersliği simgelemektedir.