logo
25 NİSAN 2024

GİRİT GİTTİ SIRA KIBRIS'TA MI?

10.06.2001 00:00:00
Hafta içinde KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yaptığı konuşmada, silahla ve ambargoyla istediklerini alamayan Rum ve Yunan ikilisinin AB yoluyla Kıbrıs'a sahip çıkması halinde " 2. Girit olayının" gerçekleşeceğini ifade etmişti. Bu cümleden hareketle, bugün Kıbrıs'ta yaşanan talihsiz süreçle ciddi benzerlikler arz eden ve "yoksa sonucu da mı aynı olacak?" diye üzüntüyle vehmettiğimiz Girit hadisesini, kamuoyunun konuya biraz yabancı olduğu ve hadisenin milletimiz tarafından iyice bilinmesi gerekliliği düşüncesinden hareketle kısada olsa tarihi seyir içerisinde anlatma gereği duyduk. Hem böylece milletimiz bu tarihi olaydan az da olsa haberdar edilirse, bugün Kıbrıs'ta yaşadığımız ve yarın yaşayacağımız ciddi vakaların yorumunu daha iyi yapacakları gibi yapılan yanlış politikaları da anında sezebileceklerdir. Çünkü olayların sebep- sonuç ve meydana geliş şekilleri arasındaki benzerlik, insana sonucu görebilme feraseti kazandırıyor...

GİRİT'TE İSYANLAR BAŞLIYOR

17. yüzyılın ortalarında Osmanlı hakimiyetine giren Girit, stratejik konumu itibariyle Doğu Akdeniz'de önemli bir askeri üs pozisyonundaydı. Adanın bu stratejik özelliği adayı cazibe merkezi olmaktan kurtaramamış ve emperyalist devletlerin ilgisini daima çekmiştir.

Osmanlı idaresinde huzurlu ve rahat bir yaşam süren Girit'te, 19. yüzyılda Osmanlı'nın buhran dönemlerine girmesiyle beraber, Etniki Eterya cemiyetinin kışkırtmaları sonucu kıpırdanmalar başlamıştı. Girit'te ilk isyan, Mora'da başgösteren Yunan isyanına paralel olarak 1821 yılında çıkmıştı. Ama bu isyan Mısır valisi Mehmet Ali Paşa tarafından bastırılmıştı. Ama ne var ki 1830 Londra Protokolüyle Yunanistan devletinin resmen kurulmasından sonra Girit'teki isyanların ardı arkası gelmemeye başladı ve Girit Rumları Yunanistan'a bağlanma isteklerini dillendirmeye başladılar. Böylece Girit, daha Yunanistan devletinin kurulduğu ilk yıllardan itibaren Türk- Yunan ilişkilerinde bir çıkmaz halini almıştı. (Tıpkı şimdi Kıbrıs meselesinde olduğu gibi)

TAVİZLER BAŞLIYOR

Bu sebeple Yunanistan her fırsat bulduğunda Girit'in kendisine katılmasını (Enosis) isterken, aynı şekilde Girit Rumları da Yunanistan'a ilhakı gündem etmekteydiler. İşin ilginç tarafı ise 1821 yılına ait kayıtlardan anlaşıldığına göre adada 129 bin Hıristiyan'a karşılık 160 bin Müslüman'ın bulunuyor olmasıdır.

Yunanlıların adaya yolladıkları papaz ve öğretmenlerin kışkırtmaları sonucunda Ağustos 1866'da adada büyük bir isyan çıktı ve Rumlar kendilerine geçici bir hükümet kurarak, Girit'in Yunanistan'a bağlandığını ilan ettiler. Sonuçta bu isyan hareketi Osmanlı'nın ciddi tavizler verdiği bir nizamname hazırlamasıyla yatışır gibi oldu. Ayrıca büyük devletlerin o günkü çıkar uyuşmazlıklarının da isyanın sonuçlandırılmasında büyük etkileri vardır.

Osmanlı'nın tavizler verdiği nizamnamenin ardından iyice şımaran Rumlar, 1877- 1878 Osmanlı- Rus savaşı sırasında devletin içinde bulunduğu güç durumdan faydalanarak tekrar isyan etmişlerdir. Durumdan istifade etmek isteyen Rusya, savaşı bitiren Ayastafanos andlaşmasına Girit'teki isyan durumunu ekleyerek, acil çözüm için çeşitli ıslahatlar önermekten geri durmamıştır. Böylece devletlerarası bir boyut kazanan Girit meselesi ayrıca İngiliz Rus rekabetinin de çarpışma noktası olmuştur. Rus baskınlığını kaldıramayan İngiltere konuyu daha da uzatarak Berlin Konferansına taşımıştır. Sorun artık tamamen gerçek çözümden uzak ve çıkar hesaplarının yapıldığı mecralara doğru kaymaya başlamıştır. Tabi bundan en büyük zararı gören devlet ise Girit üzerindeki hakimiyeti günden güne zayıflayan Osmanlı idi. Büyük devletlerin baskısı altında söyleneni yapmaktan başka çaresi kalmayan Osmanlı 9 Eylül 1878'de olağanüstü komiser unvanıyla Gazi Ahmet Muhtar Paşa'yı adaya göndermişti. Gazi Ahmet Muhtar Paşa, yabancı devletlerin konsolosluklarının denetiminde isyancılarla 23 Ekim 1878'de Halepa Sözleşmesi'ni imzalayarak, Girit'e verilen tavizleri kat be kat artırmıştır. Bu şekilde Girit Osmanlı'dan kopmaya gittikçe yaklaşan ve Osmanlı için ağırlaşan bir konuma gelmişti.

Girit'e tanınan bu haklarla beraber ada neredeyse tamamen Osmanlı kontrolünden çıkmış ve İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya'nın yer yer işgallerine maruz kalmıştır.

TÜRK ASKERİ GİRİT'TEN ÇIKARILIYOR

1897 Osmanlı- Yunan savaşı ardından 4 Aralık 1897 yılında imzalanan İstanbul andlaşmasından 14 gün sonra emperyalist devletler Girit'in tarafsız ve özerk bir devlet haline getirildiğini açıkladılar ve adadan Türk askerinin çıkarılmasını istediler. Buna şiddetle karşı çıkan Osmanlı'yı dinlemeyen devletler bu işi zorla yaparak 5 Kasım 1898'de Osmanlı askerlerini ve memurlarını adadan çıkardılar. Ayrıca Yunanistan'dan prens Yorgi'yi getirerek Girit'e vali yaptılar. Bu durumda bölgedeki Türk halkının da Anadolu'ya göç etmekten başka çaresi kalmamıştı. Bu olaylar Girit'i Yunanistan'a yaklaştıran hadiseler olmasına karşın halen büyük devletler arasında çıkar uyuşmazlığı giderilemediği için adanın Yunanistan'a ilhakı bekletiliyordu.

VE GİRİT YUNANİSTAN'IN...

Yunanlı vali yönetiminde, İngiliz, Fransız, Rus ve İtalyan işgali altındaki Girit Meclisi 5 Ekim 1908'de adayı Yunanistan'a bağladığını ilan etmiştir. Bu şekliyle Girit, devletlerarası bir statüye sahip olmakla beraber, Yunanistan'a Osmanlı'dan daha yakın bir haldeydi. İşgalci devletlerin ordularını adadan çekmeleriyle beraber Rumlar resmi ve özel binalara Yunan bayrağı asmaya başladılar. Adada oldukça rahat bir hareket imkanı bulan Rumlara karşı Osmanlı şiddetli tepki göstermiş olsa da bunun hiçbir faydası olmadı. Ama Yunanistan içindeki bazı iç karışıklıklar ve büyük devletlerin kararsız tutumu adanın ilhakını birkaç yıl daha geciktirmişti. Artık sadece hukuk yönünden Osmanlı'ya bağlı bulunan Girit, Balkan harbinden sonra Londra ( 30 Mayıs 1913) ve Bükreş (10 Ağustos 1913) andlaşmalarıyla resmen Türklerin elinden çıkmış bulunuyordu.

SAHNELER TEKERRÜR EDİYOR

Neredeyse bütün sahneler aynen tekrar etti ve sıra son tangoya gelmiş bulunuyor. Umarız son sahne hiç yaşanmaz. Ama orta öğretim kurumlarında Grekçe ders alarak büyümüş fil-Helenist (Helen aşığı) devletlerden müteşekkil Avrupa Birliği'nin yakın plandaki en büyük amacı Girit'teki o son sahneyi bugün Kıbrıs'ta tekrarlatmak. Bu yolda ciddi bir gayretkeşliğin sergilendiğini görmekteyiz.

İşin en hüzünlü tarafı ise tarihi bir vazife addederek bunları anlatan bizlerin, bizim içimizde ama kesinlikle bizden olmayan bazıları tarafından paranoyak ve komplocu muamelesine maruz kalmamızdır. Ve maalesef bu insanların sayıları her geçen gün arttığı gibi yetkileri de bizden çok daha fazladır...

Sevindiğimiz tek hadise ise, 7 Nisan'da Trabzon'da, 20 Mayıs'ta İstanbul'da ve bugün 10 Haziran'da Ankara Tandoğan Meydanı'nda yüzbinlerden yükselen milli çığlığın bu insanların yüreğine korku salmasıdır...
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
Kınalı kuzular dedelerinin yolunda yürüdü
"Dedeciğim ben geldim"
Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektup okundu
Anzak Koyu'nda Şafak Ayini
Polisin alkollü sürücü ile imtihanı
44. seferde üflemeyi başardı
' Saray'la müzakere edilmez, mücadele edilir'
Zamanlaması manidar uyarı
Kameranın âlâsı üretildi
Ambargolar ASELSAN'ı kamçıladı
Vergi böyle toplanmaz
Eski Bakan Çelebi'den sert eleştiriler
'Tüm Almanya seçimdeki büyük başarınızı biliyor'
Steinmeier, Yavaş'a böyle dedi
Trabzonspor'un eski başkanı vefat etti
Evinde ölü bulundu
Bakan'ın sözlerine tepki gösterdi
'Tam bir Düyûn-ı Umûmiye sistemi'
İlk 3 ayda harcamaları yüzde 120 arttı
CHP: Tasarruf Saray'dan başlasın
Pentagon'dan Irak'a: Bölgedeki ABD güçlerini koru
Hem işgalci, hem koruma istiyor!

57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi

 Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığının öncülüğünde gerçekleştirilen "57. Alay Vefa Yürüyüşü" düzenlendi.
25.04.2024 08:42:00 / Güncelleme: 25.04.2024 08:50:42
İhlas Haber Ajansı
 57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi
 57. Alay Vefa Yürüyüşü Conkbayırı'nda sona erdi
Çanakkale Kara Savaşları'nın 109'uncu yıl dönümü anma törenleri kapsamında binlerce izci, 57'nci Alay Vefa Yürüyüşü gerçekleştirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler." dedi.



Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından '57'nci Alay Vefa Yürüyüşü'ne katılanlar, ilk olarak Eceabat ilçesine bağlı Kocadere köyünde kamp kurdu. Yürüyüş öncesinde katılımcılara, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak tarafından tümü şehit düşen 57'nci Alay askerlerinin son yemeği, kırık buğday çorbası dağıtıldı.



Sabah namazı kılındı

Ardından, 109 yıl önce şehit düşen askerler gibi sabah namazı kılındı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve çok sayıda rütbeli askerin de yer aldığı katılımcılar, saat 06.00'yı gösterdiğinde harekete geçti.



Atalarına yürüdüler

Yarbay Mustafa Kemal'in 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, savaşların kahraman birliği 57'nci Alayı Conkbayırı'na gönderdiği ve "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen o günkü tarihi yürüyüş, bir kez daha hayat buldu. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüş, 1,5 saat sonra Conkbayırı'nda sona erdi. Yürüyüşe binlerce izci katıldı.

"Tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini gösterdiler"

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Amacımız bu ülke gençlerine Çanakkale destanını, Malazgirt zaferini, Dumlupınar, 30 Ağustos'taki, Sakarya'daki, 15 Temmuz'daki destanları unutturmamak, hatırlatmak. Bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu, bu vatan için binlerce şehidin verildiğini anlatmak ve bunları yaşamalarını sağlamak. Gençlerimiz o atmosferi görüyor, o zamanki o mücadelenin zorluklarını yaşananları hissediyor. Amaç bu toprakların gücünü, nasıl bir mücadele verildiğini anlatmak. Bakanlık olarak bunu sürekli gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ülkenin dört bir yanından gençlerimizi Çanakkale gezileriyle buraya taşıyoruz. Geziyorlar, programlar yapıyoruz. Rehberler, tarihçiler buradaki destansı mücadeleyi anlatıyorlar. Bu topraklar kanla yoğrulmuş, destansı mücadele var, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları o zaman mücadelede yer aldılar. Tüm dünya ve batı medeniyetine, emperyalizme karşı büyük mücadele ortaya konduğu, dünyanın en güçlü donanmaları, ordularını burada yendiler. Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler. Geçmişimizle tarihimizle gurur duyuyoruz" dedi.

Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda

Türkiye İzcilik Federasyonu tarafından düzenlenen 57. Alay Şehitlerini Anma Milli Bilinç Kampı kapsamında saçlarına kına yakılan ve asker çorbası içen 2 bin 500 izci, 57. Alay'ın 109 yıl önce yürüdüğü yolda atalarını andı.
25.04.2024 08:06:00 / Güncelleme: 25.04.2024 08:12:21
Anadolu Ajansı
Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda
Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda

Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Eceabat ilçesi sınırlarındaki Kocadere Kamp Alanı'na 22 Nisan'da gelen izciler burada, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kızılay ve Kuveyt Türk destekleriyle kurdukları çadırlarda kaldı.

Gençlere kampta Çanakkale Savaşları ve 57. Alay'ın kahramanlıklarıyla ilgili tarihi bilgiler verildi.

Türkiye'nin 60 ilinden gelen 2 bin 500 izci ve izci lideri, 57. Alay'ın karargah olarak kullandığı alanda sabah ezanıyla birlikte uyanıp yürüyüş hazırlıklarına başladı.

Asker çorbası ve hamur kızartmalarını alıp kahvaltı yapan gençlerin saçlarına burada kına yakıldı.

Mehter eşliğinde Türk bayraklarıyla yola çıkan izciler ardından Conkbayırı'na ulaşıp yürüyüşü tamamlayacak.

Rota kapsamında 57. Alayın 109 yıl önce ilerlediği yollarda savaşın yaşandığı cephelerde ziyaret edilecek.

 "Dedeciğim ben geldim" diyerek yola çıkıyoruz"

Türkiye İzcilik Federasyonu Başkanı Hasan Dinçer Subaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kampın bu yıl 21. kez düzenlendiğin söyledi.

Yürüyüşe 2 bin 500 izcinin katıldığını anlatan Subaşı, "57. Alay'ın ihtiyat birliği olarak karargah kurduğu noktada ve aynı bu şekilde 109 yıl önce yürüyüşe başladığı noktadayız. Sabah namazı saati silah sesleri ve ezan sesleri içinde izcilerimiz çadırlarından kalkıyorlar. Asker çorbası içip hamur kızartması yiyerek dedelerinin yürüdüğü yolda aynı şekilde Conkbayırı'na yürüyorlar. Büyük bir gururla 57. Alay topraklarında 57. Alay'ın izinde 'dedeciğim ben geldim' diyerek yola çıkıyoruz." ifadesini kullandı.

Subaşı, 57. Alay Milli Bilinç Kampı'na 60 ilden katılım sağlandığını aktararak "Yola çıkmadan önce sadece asker çorbası ve hamur kızartması yeme faaliyeti yapmıyoruz. Tüm izcilerimizin saçları aynı Kınalı Hasan gibi yola çıkmadan önce kınalanıyor, ellerinde Türk bayraklarıyla mehter eşliğinde yürüyüşümüzü gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.

Yürüyüşe İstanbul'dan katılan Ahsen Bera Ünal da kampta yer aldığı için çok mutlu olduğunu söyledi.

Manisa'dan gelen Sinem Tüm ise önemli bir atmosferi teneffüs ettiklerini dile getirdi.

Yağmur Kayatepe de kahraman 57. Alay'da görevli askerlerin yürüdüğü yoldan yürüyebilme fırsatı bulduğu için gururlu olduğunu kaydetti. 

Murat Seymen'e silahlı saldırı düzenleyen şahıs yakalandı

Trabzon'da Ali Osman Ulusoy Şirketler Grup Başkanı Murat Seymen'e silahlı saldırı düzenleyen şahıs Akçaabat ilçesinde yakalandı.
25.04.2024 07:19:00
İhlas Haber Ajansı
Murat Seymen'e silahlı saldırı düzenleyen şahıs yakalandı
Murat Seymen'e silahlı saldırı düzenleyen şahıs yakalandı
Olay, dün öğle saatlerinde İskenderpaşa Mahallesi Tiyatro Sokak'ta meydana geldi.

Alınan bilgiye göre, Ali Osman Ulusoy Şirketler Grup Başkanı Murat Seymen (46), Atatürk Alanı'ndaki iş yerine doğru yürüdüğü sırada yanına yaklaşan Y.C.K.'nın (23) silahlı saldırısına uğradı.

Seymen, dizine isabet eden mermiler nedeniyle kanlar içinde yerde kalırken, saldırgan koşarak olay yerinden kaçtı.

Seymen'in telefonla ihbarı üzerine sağlık ve polis ekipleri olay yerine geldi. Yaralı, yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi'ne kaldırıldı.

Murat Seymen'in hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenilirken, polis olay yerinden kaçarak uzaklaşan şüpheli Y.C.K.'yi (23) olayda kullandığı silahıyla birlikte bu akşam Akçaabat ilçesinde yakalayarak gözaltına aldı.

Anzakların 'Şafak Ayini'nde Atatürk'ün mektubu okundu

Çanakkale Kara Savaşları'nın 109. yıl dönümü anma törenleri çerçevesinde Tarihi Gelibolu Yarımadası'ndaki Anzak Koyu'nda geleneksel 'Şafak Ayini' yapıldı.
25.04.2024 07:10:00 / Güncelleme: 25.04.2024 07:15:19
İhlas Haber Ajansı
Anzakların 'Şafak Ayini'nde Atatürk'ün mektubu okundu
Anzakların 'Şafak Ayini'nde Atatürk'ün mektubu okundu
Her yıl 24- 25 Nisan tarihleri aralığında atalarını anmak için gelen Avustralyalı ve Yeni Zelandalı binlerce kişinin uyku tulumlarıyla katıldığı 'Şafak Ayini'nde tören düzenlendi.



Sabaha karşı 05.30'da başlayan Şafak Ayini, Yeni Zelanda Savunma Kuvvetleri ile Avustralya Savunma Kuvvetlerinin konuşmasıyla devam etti.

Daha sonra Shell Green Mezarlığı'nı anlatan bir video ile Şeref videosu izletildi.



Ardından Karanga (toplanma çağrısı) yapıldı.

Yeni Zelanda, Avustralya adına konuşmalar gerçekleştirildi. Türk Silahlı Kuvvetleri adına Yarbay Fatih Kurtgöz , Atatürk'ün Anzak annelerine yazdığı mektubu hem Türkçe hem de İngilizce okudu.



Tören, Türkiye ve diğer devletlerin çelenk sunumuyla devam etti. Borozan çalınması ve saygı duruşunda bulunulurken, Türkiye, Avustralya ve Yeni Zelanda Ulusal Marşları okundu. 

Atatürk'ün Anzak annelere mektubu

"Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yanyana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır."

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.