Sivas Belediye Başkanı Osman Seçilmiş, 1271 yılında yaptırılan Selçuklu eseri Gökmedrese'nin restoresi için ihale çalışmalarının yürütüldüğünü bildirdi. Başkan Seçilmiş, Sivas Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen "Cumhuriyet'in 80. Yılında Sivas" konulu sempozyumda yaptığı konuşmada, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile yapılan protokol sonucu tarihi Gökmedrese'nin belediyeye devredildiğini söyledi.
Gök Medrese Türkiye için örnek olacak
Gökmedrese'nin, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Sivas Belediyesi arasında yapılan anlaşma sonucunda kurtulan ilk eser olacağını belirten Seçilmiş, şöyle konuştu:
"Yapacağımız çalışmayla Türkiye için örnek model oluşturacağız. Gökmedrese'de bilimsel kazı işlemleri tamamlandı. 4 yıl süren çalışma artık ihale aşamasına geldi. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından hazırlanan projenin çizilmesi ve Kayseri Yüksek Anıtlar Kurulu tarafından onaylanmasının ardından sıra ihale şartnamesinin belirlenmesine geldi." Bu aşamadan sonra restore çalışmalarının başlayacağını belirten Seçilmiş, bu çalışmayla Gökmedrese'nin günümüze kazandırılacağını kaydetti.
Bir açık hava sanat galerisi: Sivas
Sivas, tarihinin çeşitli dönemlerinde muhtelif devletlere başkentlik yapmıştır. En önemli ticari ve kültürel hüviyete sahipliği ile, her dönemde yapılan sayısız eserlerle doludur Sivas. Bunlardan bazıları zamanımıza kadar gelmemiştir. Bazıları hâlâ hayran bırakacak bir güzellikle ayakta durmaktadır. Selçuklular döneminde kültürel hayatın canlılığı nedeniyle, medreseler, camiiler, türbeler ticari hayatın hareketliliğinden dolayı han, kervansaray ve imaretler Osmanlıların son dönemlerinde ise bayındırlık hizmetlerinin yoğunluğu ile dikkat çekicidir.
Bu eserler sanat açısından birer şaheserdir. Bir nevi Sivas, tarihi eserler yününden açık hava sanat galerisi görünümündedir. Tek tek incelendiğinde taşların hamur gibi yoğrulduğu, inançla beslenen ruh güzelliğinin zarif parmaklarla birer abide kurmak üzere nakşedildiği görülmektedir.
Gök Medrese
Batı yönünde giriş kapısının yer aldığı ana portal üzerindeki kitabesinden anlaşıldığına göre 1271 yılında Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından yaptırılmıştır. Taç kapısının yan sütunca başlıkları üzerinde karşılıklı olarak yazılı imzaya göre Gök medresenin mimarı Konyalı Kaluyan'dır.
Gök Medrese açık avlulu dört eyvan şemasının uygulandığı iki katlı bir medresedir. Plastik sanatın şaheserlerinden olan taç kapıda mermer malzeme nedeniyle ışık gölge sistemi genel görünümünü etkilemektedir. Ayrıca sırlı tuğla ve mavi çini işçilikli tuğla örgülü minarelerde taç kapıya daha da önem kazandırmaktadır. Cephenin solunda üç dilimli kemeri, iki satırlık kitabesi ve üç yönü dolaşan geometrik bordürüyle çeşmesi cepheyi daha hareketlendirmiştir. Bu hareketliliği sağ ve sol tarafta bezemeli pencereler ve bekitme kuleler tamamlamaktadır.
Taç kapıda süslü hayvan figürleri
Medrese taç kapının üst iki köşesinde iç içe girmiş hayvan başları doldurmaktadır. Koç, aslan, yılan, ejder... başlarının tanındığı bu kompozisyonda burç işaretlerinin kast edildiği iddia edilmektedir. Türklerin on iki hayvanlı takvimlerinde de bu hayvanların bir kısmı mevcuttur. Türk takviminde bulunan hayvanlar arasında şunlar vardır: Fare, sığır, pars, tavşan, ejder, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek.
Minare kaidelerinden aşağı doğru inen mermer yüzeyde büyük boyutlarda geometrik, yazı ve bitkisel motifler simetrik durumda ve plastik görünümünde yapılmıştır.
Medreseye girişte sağda mescidi bulunmaktadır. Ahşap minberi sonradan yapılmıştır. Mihrabın büyük bir kısmı günümüze kadar gelebilmiştir. Çini ile kaplı olup üzerinde Ayet-el Kürsi yazılıdır. Üçgenler ile kubbeye geçişin sağlandığı mescidin kubbesi ve etekleri de çini tezyinatlıdır.
Anadolu'da bilinen en büyük Selçuklu havuzu
Girişin solundaki kare planlı kubbeli oda ise Dar-ül Hadis bölümüdür. İç duvarları sıvanmıştır. Üzeri açık dikdörtgen planlı iç avlunun ortasında bir havuzu olması gerekir. Bugün yapının içinde bu havuzun mermer taşları hala durmaktadır. Anadolu'da bilinen en büyük Selçuklu havuzudur. 22 köşeli poligonil bir plana sahiptir.
Avlunun kuzey ve güneyinde altı sütun üzerine inşa edilmiş bir revak kısmı bulunmaktadır. Bu revakların gerisinde küçük kapılardan hücrelere girilir. Doğu yönündeki ana eyvanı yıkılmış yerine mevcut taş ve kitabelerle bir duvar örülmüştür. Kuzey ve güneydeki yan eyvanların içi çini tezyinatla süslüdür.
Gök Medrese Türkiye için örnek olacak
Gökmedrese'nin, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Sivas Belediyesi arasında yapılan anlaşma sonucunda kurtulan ilk eser olacağını belirten Seçilmiş, şöyle konuştu:
"Yapacağımız çalışmayla Türkiye için örnek model oluşturacağız. Gökmedrese'de bilimsel kazı işlemleri tamamlandı. 4 yıl süren çalışma artık ihale aşamasına geldi. İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından hazırlanan projenin çizilmesi ve Kayseri Yüksek Anıtlar Kurulu tarafından onaylanmasının ardından sıra ihale şartnamesinin belirlenmesine geldi." Bu aşamadan sonra restore çalışmalarının başlayacağını belirten Seçilmiş, bu çalışmayla Gökmedrese'nin günümüze kazandırılacağını kaydetti.
Bir açık hava sanat galerisi: Sivas
Sivas, tarihinin çeşitli dönemlerinde muhtelif devletlere başkentlik yapmıştır. En önemli ticari ve kültürel hüviyete sahipliği ile, her dönemde yapılan sayısız eserlerle doludur Sivas. Bunlardan bazıları zamanımıza kadar gelmemiştir. Bazıları hâlâ hayran bırakacak bir güzellikle ayakta durmaktadır. Selçuklular döneminde kültürel hayatın canlılığı nedeniyle, medreseler, camiiler, türbeler ticari hayatın hareketliliğinden dolayı han, kervansaray ve imaretler Osmanlıların son dönemlerinde ise bayındırlık hizmetlerinin yoğunluğu ile dikkat çekicidir.
Bu eserler sanat açısından birer şaheserdir. Bir nevi Sivas, tarihi eserler yününden açık hava sanat galerisi görünümündedir. Tek tek incelendiğinde taşların hamur gibi yoğrulduğu, inançla beslenen ruh güzelliğinin zarif parmaklarla birer abide kurmak üzere nakşedildiği görülmektedir.
Gök Medrese
Batı yönünde giriş kapısının yer aldığı ana portal üzerindeki kitabesinden anlaşıldığına göre 1271 yılında Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından yaptırılmıştır. Taç kapısının yan sütunca başlıkları üzerinde karşılıklı olarak yazılı imzaya göre Gök medresenin mimarı Konyalı Kaluyan'dır.
Gök Medrese açık avlulu dört eyvan şemasının uygulandığı iki katlı bir medresedir. Plastik sanatın şaheserlerinden olan taç kapıda mermer malzeme nedeniyle ışık gölge sistemi genel görünümünü etkilemektedir. Ayrıca sırlı tuğla ve mavi çini işçilikli tuğla örgülü minarelerde taç kapıya daha da önem kazandırmaktadır. Cephenin solunda üç dilimli kemeri, iki satırlık kitabesi ve üç yönü dolaşan geometrik bordürüyle çeşmesi cepheyi daha hareketlendirmiştir. Bu hareketliliği sağ ve sol tarafta bezemeli pencereler ve bekitme kuleler tamamlamaktadır.
Taç kapıda süslü hayvan figürleri
Medrese taç kapının üst iki köşesinde iç içe girmiş hayvan başları doldurmaktadır. Koç, aslan, yılan, ejder... başlarının tanındığı bu kompozisyonda burç işaretlerinin kast edildiği iddia edilmektedir. Türklerin on iki hayvanlı takvimlerinde de bu hayvanların bir kısmı mevcuttur. Türk takviminde bulunan hayvanlar arasında şunlar vardır: Fare, sığır, pars, tavşan, ejder, yılan, at, koyun, maymun, tavuk, köpek.
Minare kaidelerinden aşağı doğru inen mermer yüzeyde büyük boyutlarda geometrik, yazı ve bitkisel motifler simetrik durumda ve plastik görünümünde yapılmıştır.
Medreseye girişte sağda mescidi bulunmaktadır. Ahşap minberi sonradan yapılmıştır. Mihrabın büyük bir kısmı günümüze kadar gelebilmiştir. Çini ile kaplı olup üzerinde Ayet-el Kürsi yazılıdır. Üçgenler ile kubbeye geçişin sağlandığı mescidin kubbesi ve etekleri de çini tezyinatlıdır.
Anadolu'da bilinen en büyük Selçuklu havuzu
Girişin solundaki kare planlı kubbeli oda ise Dar-ül Hadis bölümüdür. İç duvarları sıvanmıştır. Üzeri açık dikdörtgen planlı iç avlunun ortasında bir havuzu olması gerekir. Bugün yapının içinde bu havuzun mermer taşları hala durmaktadır. Anadolu'da bilinen en büyük Selçuklu havuzudur. 22 köşeli poligonil bir plana sahiptir.
Avlunun kuzey ve güneyinde altı sütun üzerine inşa edilmiş bir revak kısmı bulunmaktadır. Bu revakların gerisinde küçük kapılardan hücrelere girilir. Doğu yönündeki ana eyvanı yıkılmış yerine mevcut taş ve kitabelerle bir duvar örülmüştür. Kuzey ve güneydeki yan eyvanların içi çini tezyinatla süslüdür.