Ya Neslihan'ım. İşte böyle... Sen hayatta olsaydın ve evde bulunsaydın, bütün bunlar başıma gelmezdi.
Sonra, şehîd evlâtlarımızın ve gelinlerimizin eşyaları... Onları kamyonlardan indirmek, eve taşımak, odalara yerleştirmek, mutfağı yeniden düzenlemek... bilsen ne külfet oldu. Hani, sen tanırsın, komşulardan öğretmen emeklisi bir kadın vardı; Allah râzı olsun!.. Çocukların, Emine Ana, bazen de Emine Öğretmen dedikleri dul bir kadın. O ve gelini yardımcı olmasaydı, işim haraptı. Önce torunlarımıza sahip çıktı, sonra da eşyalarla günlerce meşgûl olup bir güzel yerleştirdi.
Fakat, ne olursa olsun; gelinsiz evlât, evlâtsız ana, anasız ev, inan ki hiç çekilmiyor. Tadı tuzu olmuyor...
İşte dedim ya, tek teselli kaynağım, yaşamama güç ve kuvvet katan ve beni hayata bağlayan, o iki torunumdur. Bir de onlarla beraber bahçemizi şenlendiren arkadaşları var. Onların ağabeyleri, ablaları saydığım diğer öğrencilerim, Gülçocuklarım..." Güldede daha sonra doğruldu ve mezarlıktan uzaklara, ufuklara~|~ doğru bakışlarını kaldırdı. Yıllar önce eşinin vefâtının akabinde yazdığı "Neslihan'ım Nedendir?" isimli şiirini mırıldanmaya başladı:
Sıla mıdır, gurbet midir, el midir?
Vaha mıdır, serap mıdır, çöl müdür?
Kalbim kanar, diken midir, gül müdür?
Bilemedim Neslihan'ım, nedendir?
"Sıla" diye hâtıralar canlanır
"Gurbet" diye ayrılıklar demlenir
"Çöl" görünür, arzu?istek gemlenir
Bilemedim Neslihan'ım, nedendir?
"Gülbaba" idim, "Güldede" olmuşum
Kâh sararıp kâhı ben de solmuşum
Boşu varken dolu kaba dolmuşum
Bilemedim Neslihan'ım, nedendir?
Ali Kayıkçı
Sonra, şehîd evlâtlarımızın ve gelinlerimizin eşyaları... Onları kamyonlardan indirmek, eve taşımak, odalara yerleştirmek, mutfağı yeniden düzenlemek... bilsen ne külfet oldu. Hani, sen tanırsın, komşulardan öğretmen emeklisi bir kadın vardı; Allah râzı olsun!.. Çocukların, Emine Ana, bazen de Emine Öğretmen dedikleri dul bir kadın. O ve gelini yardımcı olmasaydı, işim haraptı. Önce torunlarımıza sahip çıktı, sonra da eşyalarla günlerce meşgûl olup bir güzel yerleştirdi.
Fakat, ne olursa olsun; gelinsiz evlât, evlâtsız ana, anasız ev, inan ki hiç çekilmiyor. Tadı tuzu olmuyor...
İşte dedim ya, tek teselli kaynağım, yaşamama güç ve kuvvet katan ve beni hayata bağlayan, o iki torunumdur. Bir de onlarla beraber bahçemizi şenlendiren arkadaşları var. Onların ağabeyleri, ablaları saydığım diğer öğrencilerim, Gülçocuklarım..." Güldede daha sonra doğruldu ve mezarlıktan uzaklara, ufuklara~|~ doğru bakışlarını kaldırdı. Yıllar önce eşinin vefâtının akabinde yazdığı "Neslihan'ım Nedendir?" isimli şiirini mırıldanmaya başladı:
Sıla mıdır, gurbet midir, el midir?
Vaha mıdır, serap mıdır, çöl müdür?
Kalbim kanar, diken midir, gül müdür?
Bilemedim Neslihan'ım, nedendir?
"Sıla" diye hâtıralar canlanır
"Gurbet" diye ayrılıklar demlenir
"Çöl" görünür, arzu?istek gemlenir
Bilemedim Neslihan'ım, nedendir?
"Gülbaba" idim, "Güldede" olmuşum
Kâh sararıp kâhı ben de solmuşum
Boşu varken dolu kaba dolmuşum
Bilemedim Neslihan'ım, nedendir?
Ali Kayıkçı